..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karþýsýnda zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. -Atatürk
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Eleþtiri > 21. YÜZYIL > Öner KARADAÐ




26 Nisan 2011
Tarih Bize Anlatýyor 11  
Öner KARADAÐ
Körfez gazetesinde çýkan köþe yazýlarýmdan


:AFCD:
TARÝH BÝZE NE ANLATIYOR?
Merhaba deðerli okurlar. Seçim yaklaþtýkça ülkemizin gündemi hýzla deðiþiyor. O nedenle her hafta hangi konuya deðinmek gerektiði ile ilgili karar vermekte zorlanýyorum. Kandil nedeniyle Peygamberimizin hayat hikayesini ve Müslümanlýðýn yayýlýþýný anlatmayý planlýyordum. Ancak Torba yasa ve Oda tv baskýný ile Soner YALÇIN ve arkadaþlarýnýn tutuklanmalarý nedeniyle peygamberimizle ilgili konuyu önümüzdeki hafta hoþgörü baþlýklý ve daha detaylý anlatmaya karar verdim. Çünkü ülke üzerine oynanan kirli oyunlar ile ilgili þeyler yazmaktan kendimizi bir türlü alýkoyamýyoruz. Soner YALÇIN önemli bir araþtýrmacý. Önemli bir ulusal gazetede her Pazar tarih köþesi hazýrlýyor. Bazý çevreleri kýzdýracak kadar zeki bilgi birikimi saðlam bir gazeteci. Bir çok olayý önceden öngören bir dehasý var. Çünkü tarih bilgisi þüphesiz çok saðlam. Basýn özgürlüðü adýna, objektif tarihçilik adýna onlara adamak istedim bu haftaki köþeyi. Affýnýza sýðýnarak Soner beyin eski bir yazýsýn paylaþmak istedim. Okuyanlar için iyi bir hatýrlatma okumayanlar içinde Soner YALÇIN’I tanýma fýrsatý olacak bu yazýsýnda yazarýn niçin tutuklandýðý ve susturulmaya çalýþýldýðý da apaçýk ortada.
Ýran’a þeriat nasýl gelmiþti ?

AKP"nin Anayasa tasarýsý hazýrlýklarý, Türkiye"nin bir saklý gündeminin doðmasýna neden oldu: "Darbe mi? Þeriat mý?" Ýþte Türkiye"nin gizli gündemi bu soru. Herkes bunu tartýþýyor. Ne rastlantý; yýllar önce, Ýslam devriminden önce benzer soru Ýran"ýn da gündemindeydi. Ýranlý solcular, demokratlar, liberaller ve milliyetçiler bu soruyu tartýþýyordu, darbeye karþý çýkýyorlardý. Gelin Ýran"ýn Ýslam devrimi öncesi ve sonrasý günlerine gidelim. Bir de, "mahalle baskýsý" var mýymýþ görelim.

MERHABA. Benim adým Bahman Nirumand. Ýranlý bir gazeteci-yazarým.

Þah"ýn devrilmesinde aktif rol oynayanlardaným.

Ve ayný zamanda mollalarýn, demokrasi ve özgürlük getireceðine inanan milyonlarca solcu, demokrat, liberal ve milliyetçi insandan biriyim.

Evet, Humeyni yeryüzünde cenneti vaat etti bize. Demokrasi gelecek, kimse fikirleri ve siyasal görüþleri yüzünden tutuklanmayacak, iþkence yapýlmayacak, kadýnlara eþit haklar verilecek, giyim serbest olacaktý.

Þah"ý devirdikten sonra mollalarýn camiye geri döneceklerinden emindik. Devleti yönetecek durumda olduklarýna inanmýyorduk.

Yanýldýk. Kitaplardan ezberlediðimiz cümleleri, içi boþ kavramlarý birbirimize söyleyip duruyorduk.

ÜZERÝNDE DURMADIK

Her þey 14 Ocak 1979 tarihinde deðiþti. Þah, Ýran"ý terk etti. Ardýndan Ýran tarihinin en büyük yürüyüþü Tahran"da yapýldý. Sansür, yasak yoktu, istediðimiz gibi baðýrýyorduk.

Fakat mitingde ilk dikkatimi çeken, kim liberal Musaddýk ya da solcu þehitlerin resimlerini taþýyor ise mollalarca dövülüyordu.

Pek üzerinde durmadýk bu olayýn, "Hele bir kurtlarýný döksünler, sonra sakinleþirler" diye düþündük.

Ertesi gün gazetede, bir hýrsýzýn genç mollalar tarafýndan yakalanýp, adýna "Ýslam Mahkemesi" denilen bir mahalli heyet tarafýndan 35 kamçý cezasýna çaptýrýldýðý haberini okuduk.

Haberi ciddiye almadýk; "Üç beþ sapsýzýn iþi" dedik.

Bu arada bira-þarap fabrikalarýnýn yakýlmasý, sinemalarýn tahrip edilip filmlerin sokaklara atýlmasý gibi olaylarýn üzerinde hiç durmadýk. "Ufak tefek þeylerin" toplumun demokrasi ve ulusal baðýmsýzlýk yolundaki çabalarý etkilemesini istemiyorduk.

Biz bunlarý söylerken, mollalar tarafýndan, kadýn ve erkeklerin yan yana yüzemeyecekleri; okullarda ayný sýnýflarda olamayacaklarý; birlikte spor yapamayacaklarý gibi gerici kararlar ardý ardýna alýnmaya baþlandý.

"Müslüman kadýnlarýn yanýnda ******larýn yeri yoktur" denilerek kadýnlara örtünme zorunluluðu getirildi. Özellikle üniversitelerde bu yüzden çatýþmalar çýktý.

Bu çatýþmalardan rahatsýz olduk; kadýn sorununun güncelleþip ön plana geçmesini istemiyorduk! "Asýl mücadele, emperyalizme ve kapitalizme karþý verilmelidir" diyorduk. Kadýn sorunu bir yan çeliþkiydi, ana çeliþki sömürüydü. Kadýnýn giyim sorunu, emperyalizme karþý verilen mücadeleyi baltalamamalýydý!

Peçesiz, baþörtüsüz sokaða çýkan kadýnlar artýk açýkça, gözümüzün önünde dövülüyordu. Bazý kadýnlarýn yüzüne kezzap atýlýyordu.

Biz ise hálá büyük laflar ediyorduk; bu tür olaylarý devrimin kaçýnýlmaz sancýlarý olarak görüp umursamýyorduk! "Ýttifak" "Eylem Birliði" gibi terimlerin peþinden koþup duruyorduk.

GEÇÝÞ SANCILARI SANDIK

Humeyni, "Bütün sorunlarýmýzýn sebebi, cemiyetimizdeki ahlaksýzlýklardýr. Bunlarýn kökünü kazýmalýyýz" diyor; genç mollalar terör estiriyordu. Kitabevleri yaðmalanýyor; gazete bayileri ateþe veriliyordu.

Þiraz"da "Ýslam Mahkemesi" eþcinsel ve ****** olduðu gerekçesiyle dört kiþiyi idam ediyordu. Benzer olay Tahran"da da gerçekleþiyor, üç ****** ve üç eþcinsel kurþuna diziliyordu.

Sesleri ve görüntüleriyle erkekleri tahrik ettikleri için kadýn spikerler televizyondan kovuluyor; uyuþturucu olarak görülen müzik yasaklanýyordu. Alkol içen, kýrbaç cezasýna çaptýrýlýyordu.

Þimdi düþünüyorum da, insan zamanla her türlü aþaðýlanmaya alýþýyor galiba. Hiçbirini görmüyorduk; basmakalýp analizlerimizin doðru olduðuna o kadar inanýyorduk ki!..

Oysa toplum hýzla dincileþtiriliyordu. Alýnan her kararda "Tamam bu sonuncusu" diyorduk. Ama arkasý hep geliyordu.

Kýzlarýn evlenme yaþý 18"den 13"e düþürüldü. Parfüm, ruj, saç boyasý, mücevher gibi kadýn malzemelerinin yurda giriþi yasaklandý. Kadýn çamaþýrý satan maðazalarýn vitrinlerine sutyen, kombinezon vs. koymasýna bile izin yoktu.

Kamu dairelerinde kadýn memurlara tesettüre girme emri çýkarýldý.

Aslýnda birçok aydýn kadýnýn üye olduðu kadýn dernekleri vardý. Onlar kendi küçük çevrelerinde "hamilelik tatilinin uzatýlmasý", "eþit iþe eþit ücret" gibi talepleri tartýþýyorlardý.

Biz aydýnlar hep ayný düþüncedeydik: Demokrasi ve özgürlüðe geçiþ sancýlarýydý bu tür vakalar! Abartmaya gerek yoktu.

Hepimiz "ana çeliþki" üzerinde duruyorduk; öncelikle dýþa baðýmlýlýk ve ekonomik krizden kurtulmalýydýk.

REFERANDUM OYUNU

Üç ay önce Humeyni, Paris"te komünistler de dahil olmak üzere her görüþün rahatça örgütleneceði bir demokrasiden, özgürlükten bahsederken, þimdi tüm solcu, milliyetçi ve liberalleri Ýslam düþmaný ilan etmiþti.

Bu sözler üzerine ilk protestomuzu yaptýk. Mitingimize bir milyonu aþkýn insan geldi.

Mollalarýn en iyi siyasi stratejileriydi; iþlerine gelmediði zaman hemen gündemi deðiþtiriyorlardý.

Referandum meselesini gündeme getirdiler. Halka soracaklardý: "Ýslam Cumhuriyeti"ni istiyor musunuz, istemiyor musunuz?"

Kuþkusuz bu bir oyundu; halkýn yüzde 65"inin okuryazar olmadýðý bir ülkede kim ne anlardý cumhuriyetten?

Yapýlan propaganda belliydi; dediler ki: "Ýslam"a evet mi, hayýr mý diyorsunuz?"

Biz bu oyunu biliyorduk ama þöyle düþünüyorduk: "Önemli olan cumhuriyettir; serbest seçimlerdir; demokratik haklardýr; özgürlüklerdir. Ýslam Cumhuriyeti bunu saðlayacaksa neden karþý çýkalým?"

Ancak bazý küçük kesimler bu oyuna gelmemek için referandumu boykot ettiler.

Sonuçta, "evet" diyen 20 milyon, "hayýr" diyen ise sadece 140 bindi.

Mollalar bu referandum sonucunu çok iyi kullandýlar. Güya tüm ülke yaptýklarýný onaylýyordu. Artýk televizyondan sonra basýn da ellerine geçmiþti. Sanki tüm muhaliflerin sayýsý 140 bin kiþi gibi gösterdiler. Halbuki 20 milyon içinde bizim oyumuz da vardý. Ama artýk bizim sesimizin çýkmasýna izin verilmiyordu.

HALKI ANLAYAMADIK

Mollalar güçlendikçe saldýrganlaþtýlar.

Örneðin, tirajý bir milyon olan liberal "Ayendegan" Gazetesi"ni kapattýrdýlar. Sýra sonra "Keyhan" Gazetesi"ne geldi; muhalif yazarlarýn iþten çýkarýlmasýný saðladýlar.

Tüm bu olanlarý protesto etmek için mitingler düzenlemeye baþladýk. Ama iþ iþten geçmiþti artýk; insanlar yýlmýþtý, korkuyordu.

Özgürlük, demokrasi ve baðýmsýzlýk için ayaklanan halkýn, bu kadar kýsa sürede deðiþeceðini düþünememiþtik.

Sanmýþtýk ki, mollalarýn gerici yasalarýna/kurallarýna halk karþý çýkacak. Halbuki tersi oldu; mollalar yasak, sansür getirdikçe arkalarýndan gidenlerin sayýsý arttý.

Örtünmek moda oldu!

Tüm bunlara "gelip geçici bir fýrtýna" diye bakmak ne büyük yanýlgýydý.

Komünistlerden, solculardan, demokratlardan, milliyetçilerden sonra liberal Ýslamcýlar da zamanla mollalarýn hedefi oldu.

Þah döneminden daha çok insan cezaevlerine konuldu; idam edildi.

Milyonlarca insan canýný kurtarmak için yurtdýþýna kaçtý.

Kaçanlardan biri de bendim.

Umarým bizim hatalarýmýzdan birileri ders çýkarýr.

(Not: Bu metin, Bahman Nirumand"ýn "Ýran" kitabýndan derlenmiþtir.)

Türkiye"nin Ýran benzerliði çok þaþýrtýcýKaynakwh webhatti.com:

ÖNCE bir tespit yapalým:

Diyorlar ki, "Türkiye, Ýran"a benzemez!"

Yanýlýyorlar.

Bu nedenle gelin önce kýsa bir tarih yolculuðu yapalým:

19. yüzyýlda Ýngiltere"nin Osmanlý Devleti gibi Ýran üzerinde de nüfuzu vardý.

Ýki ülke de tarým ülkesiydi.

20. yüzyýl baþýnda, -Ýran 1906; Osmanlý 1908- askerlerin bastýrmasýyla iki ülkede de meþrutiyet ilan edildi.

Her iki ülke 1920"lerde yeni liderleriyle yönetildi:

Ýran"da subay Rýza Han (Pehlevi), "ormancýlar ayaklanmasýný" bastýrýp yönetimi devirerek kendini "Þah" ilan etti.

Türkiye"nin lideri ise iç ve dýþ düþmanlarý yenen Mustafa Kemal Atatürk"tü.

Her iki lider de ülkelerinin tarihlerinde görülmedik boyutlarda, modernleþme ve reform politikalarýný uygulamaya koydu. Ülkelerini eðitim sisteminden hukuk sistemine kadar laikleþtirmeye çalýþtýlar. Kýlýf kýyafet devrimi yaptýlar.

Bu reformlara her iki ülkede de karþý çýkan pek olmadý; sayýlarý az olmakla birlikte muhalif olanlar da çok aðýr cezalara çaptýrýldý.

Ýran 1940"ta, Türkiye 1946 yýlýnda parlamenter demokrasiye geçti.

Ýran"da 1951"de, Türkiye"de 1960"ta "milliyetçi/ulusalcý solcu" askerler darbe yaptý.

Ýran"da baþta petrol olmak üzere millileþtirmeler yaþanýrken, Türkiye de dýþa açýldý, yabancý sermayeyi kabul etti.

CIA, Ýran"daki darbeci Musaddýk"ý yýktý. Yerine tekrar Þah Rýza Pehlevi"yi getirdi. Þah bütün partileri kapattý, liderlerini hapsetti.

Türkiye, 1961"de demokrasiye döndü, seçimler yapýldý.

1960"lý yýllar, her iki ülkede de sol, milliyetçi ve Ýslamcý hareketin ivme kazandýðý dönem oldu.

Ayný dönemde her iki ülkenin siyasi ve iktisadi olarak dýþa baðýmlýlýðý arttý. ABD "abi" rolündeydi. Düþman ise komünizmdi.

Her iki ülke de solcularýný ezmek, yok etmek için her yola baþvurdu. Devlet güçleri, sola karþý diðer güçlerle ittifak yaptý.

Sol muhalefetin ezildiði dönemde Ýslamcý hareketler güçlendi.

YEÞÝL KUÞAK PROJESÝ

Burada meseleye daha geniþ açýdan bakýp, 1970"li yýllarýn son dönemini bir hatýrlayalým.

Sovyetler Birliði, Afganistan"a girmiþti.

ABD"nin kontrolündeki Þah, Ýran"ý terk etmiþti. Türkiye"de büyük bir sol dalga vardý.

Soðuk Savaþ döneminde siz ABD"nin yerinde olsanýz ne yaparsýnýz?

Ýran"da Sovyetler Birliði yanlýsý solculara karþý mollalarý desteklediler.

Türkiye"de 12 Eylül 1980 askeri darbesini yaptýrýp, Ýslamcýlarý kuvvetlendirerek solu ezdirdiler.

ABD, Þah"tan umudunu kesince mollalarý destekledi. Ýran"da mollalarý yok etmek isteyen askerlerin elini kolunu baðladý.

Þah Rýza Pehlevi, ölmeden birkaç hafta önce, "Amerika ve Ýngiltere yerine muhalefeti yok etmek isteyen askerleri dinleseydim, ülkeyi terk etmek zorunda kalmazdým" diye açýklama yaptý.

ABD, Sovyetler Birliði"ni Ýslam ülkeleriyle kuþatýp içindeki Ýslamcý halklarý ayaklandýrarak yýkacaðýný hesaplýyordu.

Bu nedenle Ýranlý subaylara hep engel oldu.

Örneðin: Þah gittikten sonra, ülkenin baþýnda kalan sosyal demokrat Baþbakan Bahtiyar "Ýslam Cumhuriyeti"ne izin vermeyeceðim" diyordu.

Genelkurmay Baþkaný Karabagi, Bahtiyar"ý destekliyordu.

Bahtiyar, ABD ve Ýngiltere"ye danýþtý. Tabii ki destek alamadý.

Mollalar þanslýydý; dünya siyasal konjonktürü onlarýn lehineydi.

Sonunda Humeyni, Tahran"a geldi. Yerleþtiði "Refah Okulu"nda, liberal-Ýslamcý Mehdi Bazargan"ý Baþbakan ilan ettiðini açýkladý. ABD ve Avrupa bu "ýlýmlý Ýslamcý" atamadan mutlu oldu.Kaynakwh webhatti.com:

Ancak mollalar güçlendikçe iktidara yerleþti.

Son hedefleri, halkýn oylarýyla Cumhurbaþkaný olan liberal Müslüman Beni Sadr idi.

Askerler bu kez Beni Sadr"ýn imdadýna yetiþtiler; darbe yapabileceklerini söylediler. Sadr darbe istemedi ve yurtdýþýna kaçmak zorunda kaldý.

Mollalar iktidara yerleþti. "Ilýmlý Ýslam" istemiyorlardý!

DESTEK ESNAFTAN

Ýran tarihine bakýldýðýnda, mollalarýn devlete karþý ayaklandýðý görülmemiþti. Sadece 1963"te Þah, mali kaynaklarýný yok ettiði için ilk protesto eylemini gerçekleþtirmiþlerdi. Bu nedenle Humeyni, Türkiye"ye sürgüne gönderilmiþti.

Durum aslýnda bizim Nakþibendiler"e benziyor, onlar da hep devletin yanýnda olmuþlardý. Neyse...

Türkiye"deki Ýslami hareketler ile Ýran"daki mollalarý destekleyen güçler arasýnda benzerlikler var mýydý?

Yapýsal farklýlýklar olsa da taban aynýydý:

Mollalarýn ülke içinde en büyük destekçisi, iç ticaretin üçte ikisini, ihracatýn üçte birini elinde tutan ve geleneksel deðerlerin savunucusu Bazar esnafýydý.

Mollalar ayrýca liberal-burjuva çevrelerinden de destek gördü. Bunun sebebi, özerklik için harekete geçen Azeri, Kürt, Beluciler gibi etnik unsurlarýn baþlarýnýn hemen ezilmesi talebiydi.

Ve tabii, din adamlarýnýn siyasal örgütlenme gücünün en büyük dayanaðý ise, cami komiteleriyle girdikleri yoksul mahallelerdi. Camiler cihat birliklerinin hücre evleriydi. Kýsa bir süre öncesinin solcu varoþ mahallelerinin yoksullarý akýn akýn mollalarýn arkasýndan yürüyordu artýk.

Þimdi tekrar baþa dönüp soralým: Türkiye, Ýran"a benziyor mu?

Hürriyet / Pazar
Soner YALÇIN
iki damla yaþ aksýn.
“Bu memleket dünyanýn beklemediði asla ümit etmediði, bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine sahne oldu. Bu sahne en aþaðý yedi bin senelik Türk beþiðidir. Beþik tabiatýn rüzgârlarýyla sallandý. Beþiðin içindeki çocuk tabiatýn yaðmurlarýyla yýkandý. O çocuk tabiatýn þimþeklerinden, yýldýrýmlarýndan, kasýrgalarýndan korkar gibi oldu, sonra onlara alýþtý.

Evet ülkesine sevdalý bir yazar daha susturulmaya çalýþýlýyor. Görüyorsunuz cemaat ve AKP hiçbir muhalif sese tahammül edemiyor. Yukarda tarihin ne anlattýðýný bir kez daha göstermeye çalýþtýk. Saygýlarýmla…





Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn eleþtiri ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Tarih Bize Ne Anlatýyor 3
Tarih Bize Anlatýyor 19
Tarih Bize Ne Anlatýyor 6
Tarih Bize Anlatýyor 16
Tarih Bize Anlatýyor 18
Tarih Bize Anlatýyor 15
Tarih Bize Anlatýyor 12
Tarih Bize Anlatýyor 13
Tarih Bize Anlatýyor 14

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Maça Kýzý [Þiir]
Seven Bir Erkek Bir Ülke Gibidir [Þiir]
Deniz Mahirdir Kýyýya Ulaþmakta [Þiir]
Zeytin Karasý [Þiir]
Bu Bahçe Çiðnenmiþtir Artýk [Þiir]
Kendi Beynindeki Teröre Yeniksin [Þiir]
Ay Karanlýk Geceyi Iþýtmýyorsa Sende Unutmuþsundur [Þiir]
Ýsterdim [Þiir]
Bu Hasat Bizimdi Bu Sene [Þiir]
Bu Saatte Telefonu Kim Açarsa Kýymetli Olur [Þiir]


Öner KARADAÐ kimdir?

ben tanýnmamýþ bir neslin oðluyum ve tanýnmadýðýmýzdan memnunum. anlatacaðýz kendimizi ama önce hazýr olmasý lazým anadolunun


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Öner KARADAÐ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.