"Moda denilen þey o kadar çirkindir ki onu her altý ayda bir deðiþtirirler." -Oscar Wilde |
|
||||||||||
|
Ýslamcý muhafazakâr iktidar, özellikle Alevilik konusunda gerçekten samimi olmadýðý gibi üstelik bu dinsel, kültürel yapýyý Sünni Ýslam’a eklemleme düþüncesi içerisindedir. Aleviliði, Ýslam’ýn sapkýn bir yorumu olarak deðerlendirdiði gibi özellikle ibadethane konusunda da tek geçerli adresi cami olarak gösterir. Cemevlerinin Ýslam’da yeri olmadýðýný, ibadethane olarak düþünülemeyeceðini ve dolayýsýyla ortada kabul edilemeyecek bir durum olduðunu iddia eder. Alevilerin sadece Sünni Ýslam’ý anlatan din derslerinden muafiyet istemesini dinsizlikle eþdeðer bir duruþ biçimi olarak deðerlendirir. Bu düþünüþ biçiminin, bu mantalitenin gerisinde ise homojen bir toplum hayali vardýr. Etnik, dinsel ya da kültürel bileþenleri olduðu gibi kabul etmek yerine, kendi siyasi, dinsel ya da yaþam tarzlarý doðrultusunda biçimlendirme arzusu ön plana çýkmaktadýr. Dolayýsýyla siyasi iktidardan samimiyet beklemek ve Türkiye toplumunu farklýklarýyla bir arada yaþayan, farklýlýklarý dezavantaj deðil zenginlik olarak deðerlendiren bir zihniyet biçimine sahip olabileceðini düþünmek safdillik olur. Siyasi iktidarýn eþitlik temelinde demokratik bir toplum tahayyülü olmadýðýný düþünmek için baþka nedenler de ileri sürülebilir. Siyasal, kültürel, dinsel ayrýlýklarý kullanarak bunlar üzerinden beslenen ve toplumsal kutuplaþmayý sürdürebildiði ölçüde iktidarda kalabileceðini iyi bilen zihniyet zaten samimi olarak çözüm için adým atmamaktadýr. Türkiye toplumunun sorunlarýný çözüyormuþ gibi yaparak siyasi gündemi meþgul etmekte ve dolayýsýyla zaman kazanmaktadýr. Seçim öncesi yapay gündem yaratarak, demokratik açýlým teranesi altýnda toplumsal beklentiyi artýrarak ve tabii ki beklentileri de sonuçsuz býrakarak siyaset sanatýný çok iyi kullanmaktadýr. Siyasi iktidar “açýlým” adý altýnda kitleleri oyaladýðý gibi ayný zamanda bir de insanlarýn yaþam tarzlarýna müdahalede bulunarak ya da bulunulmasýna vesile olarak toplumsal kutuplaþmayý ayrýca artýrmaktadýr. Ýnsanlarý giyim tarzlarýna bakarak ayýrmakta, içki kullanan toplum kesimlerine kâh fiili müdahalelere zemin hazýrlayarak kâh ekonomik yaptýrým uygulayarak yýldýrmaya çalýþmaktadýr. Muhafazakâr yaþam biçimini mutlak doðru olarak topluma dayatmakta, haricindeki yaþam biçimlerini tasvip etmediði gibi türlü vesilelerle eleþtirmeyi ve hatta “cezalandýrmayý” borç bilmektedir. Bu eleþtirilere karþý iktidarýn savunusu ise, geçmiþte de muhafazakâr çevrelere yaþam ve giyim tarzý nedeniyle ayný baskýlarýn çeþitli þekillerde uygulandýðý þeklindedir. Buradan þöyle bir sonuç çýkarmak mümkündür: Siyasi iktidar geçmiþte kendilerine uygulandýðýný iddia ettiði baskýlarýn rövanþýný alma peþindedir. Daha açýk ifadeyle rövanþist bir tutum takýnarak geçmiþin hesabýný sormaktadýr. Takým tutar gibi rövanþý alma hýrsý ve isteði ise, toplumu bir bütün olarak kucaklama iddiasýný boþa çýkarmaktadýr. Ayrýca belirtmek gerekir ki, Ýslamcý muhafazakârlarýn geçmiþte yaþam tarzlarýna yapýlan müdahale toplumda onlar gibi düþünmeyen kesimlerden deðil, asker-sivil bürokratik vesayetçi entelijensiya tarafýndan gerçekleþtirilmiþtir. Mevcut siyasi iktidarýn ayrýca hegemonik bir güç haline gelme gibi bir amacý da vardýr. Kendi dünya görüþlerinin ve sýnýfsal çýkarlarýnýn evrensel çýkarlar olarak temsil edilmesi mutlak hedefleridir. Çevreden merkeze gelerek belirli bir sýnýfýn iktidarýný, muhafazakâr burjuva sýnýfýnýn iktidarýný tesis ve idame ettirme gibi bir sýnýfsal duruþ da sergilemektedirler. Sýnýfsal duruþun ve çýkarlarýn sadece sermaye yoluyla mümkün olmadýðýný, bunun bir ayaðýnýn da Dünya görüþünün benimsetilmesi ve yaygýnlaþtýrýlmasýyla mümkün olduðunu iyi bildiklerinden toplum üzerinde baský kurmaya ve rýzayý zorla imal etmeye çalýþmaktadýrlar. Ergenekon davasýnda, legal siyaset dýþý, antidemokratik yöntem benimseyen odaklarý ve darbecileri yargý önüne çýkarmak yerine, hedef saptýrarak muhalif basýný sindirmeye ve susturmaya çalýþmalarý da rýzanýn zorla imal edilmesi tanýmýna tipik bir örnektir. Ýslamcý muhafazakârlarýn tahayyül ettiði toplum biçimi, iddia ettikleri gibi çeþitli etnisitelerin, inanç biçimlerinin ve kültürel farklýlýklarýn dostça, kardeþçe bir arada yaþadýðý demokratik bir Türkiye deðildir. Bilakis, adý geçen kesimler, Ýslamcý muhafazakâr yaþam biçimini içselleþtirdikleri ve bu yaþam biçimine uygun olarak yaþadýklarý ölçüde makbul vatandaþ olabilirler. Onlarýn tahayyülündeki toplum, cemiyetten ziyade cemaate benzeyen, homojen, türdeþ insanlardan oluþan, muhalefet etmeyen, insanlarýn bireyden ziyade kul olduðu ve çoðunlukla da Osmanlý’ya benzeyen bir organizmadýr. Bu itibarla mevcut siyasi iktidarýn mantalitesi çok iyi analiz edilmeli, demokrasi adýna attýklarý her adým iyi takip edilmeli ve nasýl bir toplum istedikleri toplumun her kesimine açýk bir biçimde anlatýlmalýdýr. Ayrýca belirtilmesi, vurgulanmasý gereken çok önemli bir husus daha vardýr. Mevcut siyasi iktidar, geçmiþten gelen antidemokratik siyasi yapýyý olduðu gibi koruyarak ve hatta tahkim ederek bugünkü mecliste sayýsal çoðunluðu elde tutmaktadýr. Sürekli olarak dile getirilen ve antidemokratik olduðu her fýrsatta vurgulanan yüzde onluk seçim barajýný makul bir seviyeye çekmeye bir türlü yanaþmamaktadýrlar. Zira böyle bir deðiþiklik yapýldýðý zaman bugünkü sayýsal çoðunluðu kesinlikle yakalayamayacaklarýný çok iyi bilmektedir. Demokratik bir anayasa yapýlmasý sürecinin önünün sürekli týkanmasý, kapatýlan DGM’lerin yerine özel yetkili mahkemelerin kurulmasý, düþünce özgürlüðünün teminat atlýna alýnmamasý,12 Eylül rejimiyle hesaplaþma vaadinin arkasýnda durulmamasý ve daha sayamayacaðýmýz kadar çok bir sürü antidemokratik engeller yerli yerinde durmaktadýr. Saydýðýmýz hususlar göstermektedir ki, siyasi iktidarýn demokratik bir Türkiye isteði yoktur. Sadece kendileri iktidar olduklarý ve iktidarda kaldýklarý sürece siyasetin, siyaset yapmanýn bir anlamý vardýr. Siyaset ikbal aracý olmaktan öte bir anlam taþýmayan bir kurumdur. 4 Nisan 2011
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Akakiy Akakiyeviç, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |