..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Özyaþamöyküsü baþka insanlarla ilgili gerçekleri anlatmak için eþsiz bir araç. -Philip Guedella
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Çocuk > Duran Çetin




11 Ekim 2002
Tartalým Abi!  
Duran Çetin
Güneþin olanca coþkusunu ortaya koyarak, kendisini cömertçe sergilediði bir gündü. Güneþin alev alev ýsýsýný önüne katýp kovalayan rüzgar, insanlarýn yüzüne hafifçe bir tokat gibi çarpýyordu.


:BBHD:


     Güneþin olanca coþkusunu ortaya koyarak, kendisini cömertçe sergilediði bir gündü. Güneþin alev alev ýsýsýný önüne katýp kovalayan rüzgar, insanlarýn yüzüne hafifçe bir tokat gibi çarpýyordu.
     Ýnsanlar, serinlemek için kuytu yerlere kaçýyor; güneþin sýcak dostluðuna ara vermek istiyordu. Aðaç altlarý, gölge yerler hep insanlarla dolmuþtu.
     Güneþ ýþýnlarýnýn dünyaya dik olarak geldiði bu saatte, yol boyunca ilerledim. Seyyar satýcýlar, kaldýrýmlara sýra sýra dizilmiþti. Baþlarýna gazete parçasý geçirenden, arabasýnýn altýna oturanlara kadar...
     Az ilerde çocuklar vardý; oynamýyordu. Yerde; karton parçasýnýn üzerine oturmuþlar, geçen insanlarýn yüzlerine bakýyorlardý. Bir beklentileri olduðu güneþten kavrulmuþ esmer tenli yüzlerinden belliydi.
     Yanlarýnda durdum; yüzlerine baktým. Konuþmak istedim; vazgeçip yürüdüm. Belki de kendimi, onlarda bulmakta korktum. Geçerken bana bakýyorlardý; gözlerimi kaçýrdým. Parke taþlý yolda, maðazalardan çýkan insanlarýn arasýna karýþtým. Aklýmda çocuklar, gözüm yolda yürüdüm.
     Acaba dönüp konuþsaydým mý? Aslýnda dönmeyi de düþündüm; dönmedim.
     Yarým saatten fazla zaman olmuþtu. Ýþlerimi tamamlayýp ayný yoldan geri döndüm. Biraz önce gördüðüm çocuklardan ikisi parkýn çimlerinin üzerine oturmuþlar, ellerindeki ekmekleri yiyorlardý.
     Ýnsanlarý tartmak için getirdikleri tartý aletleri yolun içinde kalmýþtý.
     Yanlarýna sokuldum. Ayaklarýmýn üzerine çömeldim. Sevgi dolu bakýþlarým ve sevecen; içtenlik dolu sesimle :
-     Afiyet olsun, dedim.
Ürkek gözleriyle bana baktýlar. Çekingen bir tavýrla:
-     Sað ol abi, dediler.
Yýlmýþlardý. Bunu tavýrlarýndan anlamak güç deðildi. Hayatýn zorluklarý, bu küçük yaþlarýna raðmen sýrtlarýna binmiþti.
-     Ne yapýyorsunuz burada, diye sordum.
Tedirgin olmuþlardý.Azar iþitme kaygýsýný taþýdýklarý belliydi. Büyük olaný:
- Ekmek yiyok abi. Buyurun! Siz de yiyin, diyerek kopardýðý ekmek parçasýný minik elleriyle bana uzattý.
Teþekkür ettim. Tok olduðumu söyledim. Ellerindeki kuru ekmeði iþtahla yediler.
Konuþturmaya çalýþtým. Sorduðum sorulara çekingen, güvenmez bir tavýrla cevap veriyorlardý.
-     Ne iþ yapýyorsunuz? Dedim.
Terazilerini gösterdiler:
-     Tartýyoruz.
-     Kaça?
-     Ne verirlerse.
-     On bin lira verseler de mi?
-     Evet.
Konuþtukça güvensizlik hali ortadan kalktý. Daha rahat içten konuþmaya baþladýlar. Büyük olan daha bilgiç bir tavýrla konuþuyordu.
-     Kaç lira kazanýyorsun?
-     Ýki milyon.
-     Ne yapacaksýn?
-     Biriktiriyorum. Kumbaram var her gün atýyorum.
-     Sonra ?
-     Sonrasý mý var? Abi!
-     Bisiklet alacaðým. Ben biriktireceðim babam alýverecek.
Gözlerim çimlerin üzerinde ters yüz olmuþ, parçalanmýþ ayakkabýlara takýldý:
-     Ayakkabý da alýrsýn herhalde?
-     Tabi ki abi! Parayý kazansam alacak çok þey var. Ceket, gömlek, çorap...
-     Ýnþallah alýrsýn, dedim.
Gözlerime anlamlý ve derin baktý:
-     Ýnþallah, dedi.
Küçük olaný söze karýþtý:
-     Oðlum! Aðzýnda ekmek varken konuþma! Günah olur.
-     Günah olur mu? Diye sordum.
-     Bilmem bana kendisi söyledi.
Ömer’e döndüm:
-     Sana kim söyledi?
Biraz düþündü. Cevap vermesi gecikti. Birden :
-     Ha! Babam, dedi.
Küçük olanýn adý Serhatti.Akarsu gibi berrak, tazecik yüzü zayýflýktan dolayý iyice küçülmüþtü. Neredeyse bir deri bir kemik. Ellerine baktým. Kir gibi görünüyordu; ama deðildi. Güneþten iyice kavrulmuþ; siyahlaþmýþtý. Gözleri üzerine güneþ düþmüþ bir dürbünün camlarý gibi parlýyordu. Bunlar umuttu, umut. Kývýrcýk sarý saçlarý güneþin altýnda matlaþmýþ; yapýþ yapýþ olmuþtu.
Benimle konuþmak istediðini belli eden davranýþýndan sonra, incecik sesiyle:
-     Abi! Biz hergün buradayýz, dedi.
-     Her gün mü?
-     Evet. Ha! Okula gittiðimizde, sabahçýysak öðleden sonra geliyoruz.
-     Ya karda kýþta, diyorum.
Pürüzsüz; çizgisiz yüzünü hüzün bulutlarý kapladý.Dudaklarý gerildi; yüzü ekþidi. Büyümüþ de küçülmüþ edasýyla;
-     Bizim için kar kýþ yok. Her zaman geliyoruz.
-     Ya soðuk?
-     Soðuk fakat ne yaparsýn ? Ekmek parasý.
-     Baban ne iþ yapýyor? Çalýþýyor mu?
-     Çalýþýyor.
-     Kazandýðý para yetmiyor mu?
-     Ýnþaatta çalýþýyor. Evde sekiz kiþiyiz. Nasýl yetsin!
-     Eviniz? Diye baþlýyorum. Lafý aðzýma týkýyor;
-     Yok. Kirada oturuyoruz, diyor
-     Biriktirdiðin parayý ne yapacaksýn?
-     Ben de bisiklet alacaðým. Hem de on sekiz vitesli olacak. Babam öyle diyor.
-     Bisiklete binmesini biliyor musun?
-     Biliyorum. Amcamýn bisikleti var. Akþam üstü hep biniyorum.
-     Ne kadar kazanýyorsun?
- Bazý günler çok kazanýyorum. Bir gün hanýmýyla birisi geçiyordu. “Tartalým abi” diye baðýrdým. Döndü bana baktý. Sonra terazinin üstüne çýktý. Hanýmý ve çocuðu da tartýldý. Cebinden para çýkardý. Bana tam iki milyon verdi. “Hepsi senin” dedi.
-     Çok sevinmiþsindir?
-     Hem de ne biçim!
-     Böyle çok oluyor mu?
-     Bazen oluyor.
Serhat ile konuþmamýz uzayýnca, Ömer sýkýldý ve söze karýþtý. Buna benzer bir olayýnda kendi baþýndan geçtiðini anlattý.
Sabýrla dinledim. Sevgiyle baktým gözüne. Gözlerinin içi güldü. Beni kendisine yakýn bulduðu belliydi. Durmadan bir þeyler anlatýyor, gülüyordu. Arada bir yanýndaki arkadaþýna þaka yapýyordu.
Sevgi güzel þeydi. Nice kötülükleri engelliyordu. Birçok þeyi kolayca hallediyordu.
Yaratýlaný, yaratandan ötürü sevmek insaný yüceltiyor, duygularý ilahileþtiriyordu.
Bir ara elimi Ömer’in omzuna attým. Sordum:
-     Sen hiç kitap okudun mu?
Düþündü, yüzüme baktý:
-     Okudum abi! Dedi.
Ýsimlerini sordum, okuduðu kitaplarýn. Kendince bir þeyler söyledi. Okumamanýn kötü olduðunun farkýndaydý. Eksiðini kapatmak istercesine konuþtu:
- Abi! Param olsa alacaðým. Ben kitap okumayý çok severim. Fakat imkansýzlýk iþte!
-     Kitap okumak için kütüphaneye gitmen yeterli deðil mi?
-     ....
Bu konuda konuþmak istemedi. Sýkýlmýþ; belki birazcýk da utanmýþtý Kitap okumamanýn ezikliðini yaþamýþtý.
Serhat söze karýþtý:
-     Ben okudum, dedi gururla.
Ne okuduðunu sormadan, okumanýn önemini anlatmak istedim:
- Çocuklar! Ýyi bir insan olmak için bilgili olmak gerekir. Bilgi de çok okumakla edinilir. Ýslam’ýn ilk emrinin “Oku” olduðunu, Peygamberimizin beþikten mezara kadar ilim öðrenmeyi tavsiye ettiðini biliyorsunuzdur.
     Evet anlamýnda baþlarýný salladýlar. Konuþmamý sürdürdüm.
-     Çok okuyun. Etkili ve yetkili olmanýn yolu budur.
-     Ne olacaksýn Serhat? Diyorum.
-     Öðretmen, diyor hiç duraksamadan.
-     Neden?
- Öðretmenliði seviyorum. Öðretmenler iyi insanlar. Bizim öðretmenimiz þeker gibi þeker. Bizi seviyor; güzel þeyler öðretiyor.
-     Ne gibi þeyler?
- Ýyi insan olmak için, kötülüklerden uzak durmalýymýþýz... Bu sene namaz kýlmasýný da öðretti.
-     Ya! Öyle mi?
-     Evet. Zaten ben Cuma namazýna gidiyorum. Büyüyünce namazlarýmý kýlacaðým.
Yapýþ yapýþ olmuþ saçlarýnýn arasýnda parmaklarýmý gezdiriyorum; kedi yavrusu gibi uysallaþýyor.
-     Aferin! Diyorum.
Ömer, araya giriyor:
-     Ben de öðretmen olacaðým, diyor.
-     Öðretmeninizi çok mu seviyorsun ?
-     Çok, diyor, ufuklara bakarak.
- Ýnþallah öðretmen olursunuz diyerek ayrýlmaya hazýrlanýyordum ki, gözlerini yüzümde odakladý:
-     Abi! Sana bir þey anlatayým, dedi.
Hafifçe baþýmý salladým. Anlat, dedim:
- Geçen gün baþýma bir þey geldi. Buradan iki cadde ötede duruyordum. Önümde tartý aleti, cebimden çýkardýðým çekirdekleri çitliyordum. Ýki kiþi geldi. Motorlarýný kenara çektiler. Benden daha büyüktüler. Ben tartýlacaklar zannettim. “Tartalým abi”, dedim. Onlardan birisi:
-     Çekil git buradan! Bir daha da gelme, dedi.
-     Olmaz, dedim.
-     Seni döveriz, diyerek tehdit ettiler.
- Ben, hiç istifimi bozmadým. Beni tuttuðu gibi motorun arkasýna attý. Bilmediðim bir yere götürdüler. Çok korkmuþtum. Birkaç tokat atýp, tanýdýklarýnýn tartacaðýný söylediler. Orada durmayacaðýma söz verince geri getirdiler. Geldiðimde terazi olduðu yerde duruyordu. Tartýmý aldýðým gibi oradan uzaklaþtým. Bir daha oraya gitmedim. Tartýmýn kaybolmayýþýna çok sevinmiþtim. Yoksa bir daha nasýl alýrdým ?
-     Eeee! Sonra? Dedim.
-     Sonrasý yok.
Olduðum yerden kalktým. Durgunlaþtýðýmý hissettim. Issýz bir düþünceyle, gitmek için birkaç adým attým.
-     Abi! Sesiyle geri dönüp baktým.
Ömer gülümsüyordu.
-     Abi! Siz ne iþ yapýyorsunuz? Dedi.
-     Niye sordun?
Ömer ve Serhat birbirlerinin yüzüne bakýp gülüþtüler.
-     Biz bir tahminde bulunduk da!
-     Öðretmenim, dedim.
-     Biz de öyle söyledik kendi aramýzda.
-     Nasýl anladýnýz?
-     Konuþmandan.

Tekrar geri döndüm ikisinin karþýsýna dikildim.
-     Ben, ayný zamanda hikaye de yazýyorum. Kitaplarým çýktý. Kitapçýlarda var. Israrla kitaplarýmýn adýný sordular; söyledim. Okuyacaklarýný söylediler.
Serhat:
-     Abi! Bizim hikayemizi de yaz. Ne olursun? Lütfen...
-     Tamam, tamam. Sizin hikayenizi de yazacaðým, diyerek baþlarýný tekrar okþadým.
Küçükken, ayakkabý boyadýðým günleri hayalimde canlandýrarak, þehrin akýp giden gürültülü kalabalýðýnýn arasýnda kendime yol bulup uzaklaþtým...











.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn çocuk kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Çerçi
Ocak

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Vuslat
Küp Ýçinde Küp
umutlarýn bittiði yer
Ay Tutulmasý
Öte Dünya
Ýhtiyaç Anýnda Kýrýnýz
Bir Garip Yolcu
Sel
Sorgulama
Yað desen yað deðil

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Ölüm [Þiir]
Özgür Çocukluðumuz [Þiir]


Duran Çetin kimdir?

1964 Konya doðumlu, öðretmenlik yapýyor. Hikaye ve roman çalýþmalarý devam ediyor. Yayýmlanan kitaplarý: 1. Bir Kucak Sevgi, Öykü, Beka Yayýnlarý (2. baský) 2. Güller Solmasýn, Öykü, Beka Yayýnlarý (2. baský) 3. Bir Adým Ötesi, Roman, Beka Yayýnlarý 4. Kýrmýzý Kardelenler, Öykü, Beka Yayýnlarý (2. baský) 5. Yolun Sonu, Roman, Beka Yayýnlarý 6. Portakal Kýzým, Roman, Beka Yayýnlarý, (2. baský) 7. Sana Bir Müjdem Var, Öykü, Beka Yayýnlarý 8. Gözlerdeki Mutluluk, Öykü, Beka Yayýnlarý 9. Toprak Gönüllüler Roman, Beka Yayýnlarý

Etkilendiði Yazarlar:
Ömer Lekesiz, Mustafa Kutlu, Necdet Ekici


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Duran Çetin, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.