..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Bilmezlik ile ne hoþtum; hayalimde ne güzellik, ne de aþk vardý." -Fuzuli, Leyla ile Mecnun
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Eleþtiri > Politik Olaylar ve Görüþler > Cahit KILIÇ




19 Ocak 2011
Tunus Devrimi Domino Etkisi Yapar mý?  
Cahit KILIÇ
Demek ki hiç de öyle deðilmiþ. Ýçin için birtakým sýkýntýlar varmýþ ki, gösteriler bir aydan fazladýr sürüyormuþ. Olgun ve mazbut görünen Tunus halkýndan bu denli büyük ve þiddetli bir hareket beklemeyen uluslar arasý siyâset analistleri ve dünya medyasý da pek uyanamamýþlar ki, olaylarý nerdeyse son günde gündemlerine aldýlar. Onlar, haberleri gündemlerine aldýklarý günün akþamý da Tunus halký neticeyi aldý; despotu uçurdular...


:BJCG:
Daha çok albaylarýn ihtilâllerine tanýk olunan Arap dünyasýnda, bu defa bir ilk gerçekleþti; halkýn ayaklanmasý neticesinde bir despot yýkýlýp gitti.
Tunus, Arap Birliði içinde çok fazla etkin olmayan, dünya siyâsetinde de etliye sütlüye pek karýþmayan ama derin bir tarihî geçmiþi olan küçük bir Arap ülkesidir. Fransa’dan baðýmsýzlýðýný kazandýktan sonra, özellikle de bizimkilerin “Tunus’un Atatürk’ü” diye niteledikleri Habib Burgiba tarafýndan “laik” bir zemine oturtulmuþtur.
Batýlý devletlerle iyi geçinen, Filistin dâvâsýnda diðer Arap ülkeleri gibi aktif rol almaya çalýþmayan, barýþçý bir dýþ siyâset izleyen, yüksek okur yazar nüfus oranýyla daha bir medeni görüntü vermeye çalýþan Habib Burgiba’nýn Tunus’u, gözlerden ýrak; sessizce kendi yaðýyla kavrulmaya çalýþýyordu.
1957’den 1987’ye kadar Tunus’un baþýnda kalan Habib Burgiba, 1987 yýlýnda “ateh getirdiði, devleti yönetme kabiliyetini yitirdiði” gerekçesiyle Zeynel Abidin Bin Ali tarafýndan “kansýz bir saray darbesiyle” sessiz sedasýz devrildi...
O tarihlerde bendeniz de, o taraflarda bir teþehhüt miktarý bulundum. Bin Ali, Libya’yý ziyaret etmiþti. Libya ile Tunus’un entegrasyonu falan konuþuluyordu. Libya’da þehir sokaklarýndan þehirler arasý yollara kadar boy boy Kaddafi ve Bin Ali posterleri asýlmýþtý. Ýki devletin birleþmesi gündemdeydi. Bu düþünce fazla yol alamadan o günlerde çakýlý kaldý, sonra unutuldu gitti...
Bir süre sonra Birleþmiþ Milletler kararýyla Libya’ya uluslar arasý ambargo uygulanmaya baþlayýnca, Libya hava sahasý uluslar arasý uçuþlara kapatýldý. Dünyanýn dört bir yanýndan Libya’ya gitmek isteyenler, Tunus’a uçmaya, oradan da kara yoluyla Libya’ya geçmeye baþladýlar. Bu durum, Tunus ekonomisine küçümsenemeyecek miktarda katký saðladý.
Tunus, Mýsýr ve Fas’tan sonra Batýlý devletlerden ve özellikle de son yýllarda Rusya’dan en çok turist çeken ülkelerin baþýnda geliyordu. Ve aslýnda Tunus’un bir halk ayaklanmasýna sahne olacaðý da hiç kimsenin aklýna gelmiyordu. Zira, dýþ dünyaya “ekonomik sýkýntýsý olan bir ülke” görüntüsü vermiyordu. Hatta, bendeniz de bir yazýmda “Habib Burgiba’yý bir ihtilal ile deviren Bin Ali, selefi gibi ateh getirinceye kadar orada oturur, bir baþka Bin Ali de çýkar onu devirir” mealinde bir þeyler karalamýþtým...
Demek ki hiç de öyle deðilmiþ. Ýçin için birtakým sýkýntýlar varmýþ ki, gösteriler bir aydan fazladýr sürüyormuþ. Olgun ve mazbut görünen Tunus halkýndan bu denli büyük ve þiddetli bir hareket beklemeyen uluslar arasý siyâset analistleri ve dünya medyasý da pek uyanamamýþlar ki, olaylarý nerdeyse son günde gündemlerine aldýlar. Onlar, haberleri gündemlerine aldýklarý günün akþamý da Tunus halký neticeyi aldý; despotu uçurdular...
***
Þimdilerde herkesin üstünde düþündüðü, kafa yorduðu soru ise “Bu devrim bir domino etkisi yaratýr mý, diðer Arap ülkelerine de sirayet eder mi? Bin Ali’den sonra baþka despotlar da uçuþa geçer mi?” sorusudur...
Batýdan doðuya doðru baktýðýnýzda, baþta komþularý olan Cezayir, Fas ve Libya etki alaný içinde görülebilir.
Cezayir, kýsmî de olsa bir demokrasiye sâhiptir. Devlet baþkanýný beþ yýlda bir halk seçiyor. 48 vilayete bölünmüþ, merkezî hükûmete baðlý yerel yönetimler de ülke yönetiminde etkin görünüyorlar. Ýslamî yönetim istekleri Cezayir ordusu tarafýndan çok sert biçimde bastýrýldý. Direniþçiler zaman zaman eylemlerini sürdürüyorlar ama hükûmet güçleri ülke çapýnda yönetime hâkim durumdalar. Buna raðmen kargaþa durumu devam ediyor, ülkenin gelecekte bazý çatýþmalarýn içinde olacaðý her halukârda kaçýnýlmaz gibi görünmektedir. Belki Cezayir halký üzerinde Tunus devriminin büyük bir etkisi olmayacaktýr ama asayiþ de pek berkemal olmayacaktýr...
***
Ýsmi ile müsemma, en batýdaki devlet Fas (El Maðrib) ise, baðýmsýzlýðýný kazandýðý günden beri krallýkla yönetilmektedir. Her ne kadar siyâsî partiler ve bu patilerden seçilen milletvekillerini çatýsý altýnda barýndýran bir parlamento var ise de, seçilmiþlerin kurduðu hükûmetlerce yönetiliyor olsa da, Fas’taki tek mutlak güç kraldýr.
Çok turist çekmesine ve Batý ile iç içe görüntüler vermesine raðmen; Fas’ta da Ýslâmî oluþumlar seslerini yükseltmekte, monarþik yönetime korkulu rüyalar yaþatmaktadýrlar. Tunus Devrimi’nden en çok rahatsýz olanlardan biri Fas kralý Muhammed olsa gerektir diye düþünüyorum. Ömüzdeki günler veya aylarda, Fas’ta birtakým çalkantýlarýn yaþanmasý muhtemel gibi geliyor bana...
***
Doðu komþusu Libya’ya gelince...
40 yýldan fazladýr ülkenin baþýnda bulunan Kaddafi, 1978 yýlýnda yürürlüðü soktuðu anayasa ile ülke çapýnda en küçüðünden en büyük yerleþim birimlerine kadar tamamýnýn yönetimini, bir çeþit halk komitelerine vermiþtir. Bu halk komiteleri, (Þimdi tam ismini hatýrlayamadým, internette de bulamadým. Aklýmda doðru kaldýysa bu komitelere “Þahabiye” diyorlardý.) yerel yöneticilerin aldýklarý her kararý bir tür yerel meclis gibi oyluyorlar, kabul veya red yetkisine sâhipler. Her türlü yatýrým, tesis, yol, su, elektrik gibi aklýnýza gelecek her konuda bunlarýn kararlarý geçerlidir. Bu oluþum, adeta Kaddafi’ye güç vermekte, onun yerini saðlam tutmaktadýr.
Çok iyi örgütlenmiþ bir Libya gizli servisinin olduðu ve Kaddafi’ye sýký sýkýsýna baðlýlýðý herkesçe malûmdur.
Ambargo altýnda geçen uzun ve zorlu yýllarý atlatan Kaddafi, bu devrimden zerrece etkilenmeyeceðini bildiði için çok rahattýr. Herhangi bir çalkantýnýn olacaðýný zannetmiyorum.
***
Mýsýr’ýn durumu malûm. Her seferinde o seçilse de, seçimle gelen bir cumhurbaþkaný var. Diðerlerine göre dýþ dünyaya en açýk bir Arap ülkesi.
Bütün baskýlara raðmen Müslüman Kardeþler’in güçlü muhalefeti her zaman Hüsnü Mübarek’in ensesindedir. Ayrýca, El Kaide örgütünün hedef seçtiði ülkelerden birisidir Mýsýr.
Gene yabancý turistlere ve Hýristiyanlara yönelik terörist saldýrýlar, Mýsýr’ýn en büyük meselelerinden biridir son zamanlarda.
Yakýnda yapýlacak seçimler, belki de Hüsnü Mübarek’in sonu olacaktýr. Tersi olur da gene Mübarek kazanýrsa, Mýsýr içinde de yeni çalkantýlarýn olmasý muhtemeldir. Ancak bir genel halk ayaklanmasý, Mýsýr için çok muhtemel görünmüyor. Her zaman olduðu gibi, iktidar-muhalefet çekiþmeleri devam edecektir. Mýsýr, dünya siyâsetindeki en güçlü Arap ülkesi konumunu hep sürdürecektir.
***
Arap-Ýsrail savaþlarý, Batý Þeria’nýn iþgali, daha sonralarý FKÖ’nün ve bir kýsým Filistinlilerin Ürdün’den çýkarýlmasý, Enver Sedat’ýn Ýsrail ile barýþmasý gibi en sýkýntýlý zamanlarý ayakta kalarak atlatmayý baþaran Kral Hüseyin, oðlu Abdullah’a nisbeten daha rahat ve huzurlu bir Ürdün býraktý. Göstermelik bir parlamentosu var, güçlü bir muhalefet yok. Ürdün’de de bir sýkýntý yaþanacaðýný zannetmiyorum...
***
Asýl, herkesin kafasýnda “Acaba bu hareketlenme Suudi Arabistan Krallýðý üzerinde bir etki yaratýr mý, Suudi Krallýðýnýn da sonu gelir mi?” sorusu vardýr...
Deðerlendirmelerden önce bir parantez açmak istiyorum.
23 yýldýr iktidarý elinde tutan, Habib Burgiba’dan devraldýðý laik yönetim biçimini eksiksiz sürdüren, zaman zaman daha da katý tedbirlerle Ýslâmî dalgalarýn önüne set çeken, Ýslâmî hareketlerin liderlerini sürgüne gönderen bir Zeynel Abidin Bin Ali, nasýl oldu da gerçek Ýslâmî kurallarýn da fevkinde, katý Vahabîlik kurallarýyla þeriat yönetimi uygulayan, baþka ülkelerdeki muhalif Ýslâmî hareketlerden her türlü maddî ve manevî desteði esirgemeyen bir Suudi Krallýðýna sýðýndý?
Katý laikçi bir despot ile katý þeriatçý Vahabî despotlarýnýn nasýl bir çýkar iliþkileri vardý ki, gidip onlara sýðýnmakta bir beis görmedi? Ya da ne karþýlýðýnda ne tür güvenceler aldý?
Dönelim “Tunus halk hareketi, Suudi Arabistan’a da sirayet eder mi, baþtaki Abdulaziz hanedanýný silkeler mi?” sorusuna...
Hayýr, silkelemez...
Bir defa, Suudi Arabistan halký, Arap halklarýnýn içindeki en “apolitik” halktýr. Ne kendilerinden olan Araplarýn ne de dünyanýn siyâsetiyle ilgilidirler...
Ýkincisi, biz oradayken bizim arkadaþlarýn sürekli söyledikleri “Suudilerin her on kiþisinden dokuzu polistir” diye bir tespitleri vardý. Bildiðimiz toplum polisi, tarfik polisi, gizli polis, askerî polis... Bilmediðimiz din polisi (mutavva), petrol polisi, çöl polisi aklýmda kalanlar. Yolda izde biriyle takýþýrsanýz hemen cebinden bir kâðýt parçasý çýkarýr ve “ene þurta” (ben polisim) diyerek gözünüze sokar...
Üçüncüsü, halkýn ekonomik sýkýntý diye bir derdi yoktur...
Devlet, hepsini toprak evlerden çýkarmýþ ve villa tipi evlere yerleþtirmiþ. Toprak evlerden çýkmayanlar da villalarýný yabancýlara kiraya veriyorlar. Hemen hepsine yakýný bir devlet kuruluþunda çalýþýyor, yüksek miktarda maaþ alýyor. Devlet, petrol gelirinden hepsine yýllýk pay veriyor.
Özgürlük diye bir dertleri de yok. Ülke sýnýrlarý içinde yasak olan her þeyi, ülke dýþýnda istedikleri gibi yapma þanslarýna sâhipler. Çok az ülke onlara vize uyguluyor. Özellikle Ramazan ayýnda on binlercesi Batýlý ülkelere kaçýyorlar. Eskiden gözde mekânlarý seks cenneti diye anýlan Tayland idi.
Hepsinin altýnda son model Amerikan, Japon ve Avrupa arabalarý. Benzin sudan daha ucuz. Bazýlarýna son model arabalar da yetmiyor, en ünlü araba firmalarýna son modelin de üstünde, özel tasarýmlý arabalar sipariþ ediyorlar...
Sohbet ettiðiniz herhangi birine “hükûmet” diyecek olsanýz, aðzýnýzý bile açmaya fýrsat vermeden “höküme goyis” diyor...
Ülke nüfusu kadar da yabancý yaþýyor Suudi Arabistan’da. Kaymak iþleri Amerikalýlar ve Avrupalýlar yapýyor, milyonlarca dolar götürüyorlar. Üç on kuruþa hamallýk yapanlar da Koreliler, Taylandlýlar, Hindistanlýlar,Pakistanlýlar, Sri Lankalýlar, Yemenliler, Suriyeliler, Mýsýrlýlar ve Türkler...
Ülke çapýnda bu kadar yabancýyý zapt-u rapt altýnda tutabilmek için de en katý kurallarý uyguluyorlar. Amerikalý ve Avrupalýlara bir halt edemezlerken, diðerlerine en hafif suçlarda bile en aðýr cezalarý veriyorlar. Bir paket sigara çalanýn elini kesiyorlar. Aðýr suçlularýn yüzde doksaný kelle meydanýna kýlýcýn altýna gönderiliyor...
Hemen hepsinin evinde kadýn hizmetçiler çalýþýyor. Þoförleri, baðcýlarý, bostancýlarý, temizlikçileri, inþaat ameleleri vb hepsi yabancýlardan, köle niyetine...
Bunlar kime ne diye baþkaldýrsýnlar?
Dördüncüsü, Abdülaziz hanedaný dediðiniz küçük bir þehrin nüfusu kadardýr zaten. Ülke yönetiminin bütün kilit noktalarýnda hanedan mensuplarý var. Kral, baþbakan, bakanlar, þehir emirleri (valiler), genelkurmay baþkaný, ordu komutanlarý gibi bütün yüksek makamlarý bilerek kendi ellerinde tutuyorlar...
Ülkeyi dört yandan örümcek aðý gibi sarmýþ, ahtapot gibi kollarýnýn altýna almýþlar...
Suudi ordusundan daha güçlü bir “Muhafýz Ordusu” var ki, sadece Abdulaziz hanedanýný korumakla görevlidir.
Siyâsi parti yok, muhalif basýn yok, sendika yok, sivil toplum kuruluþlarý yok...
Bu þartlarda birileri kalkýp da baþkaldýrmak istese ne yazar?
Birilerinin aðýzlarý boþuna sulanmasýn...


Cahit Kýlýç
Ýstanbul, 18 Ocak 2011



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn politik olaylar ve görüþler kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Boðanlar ve Boðulanlar…
Despotizmin Hâlleri…
Mevzular Derin!..
Örgütlenmiþ Cehalet!
Makûs Talih…
Aydýn Kaypaklýðý!..
Ýhtiras ve Kara Propaganda!
Çökülen Matbuat!
Güney Kafkasya’daki Kazanda Türkiye Kaynatýlmak Ýsteniyor!..
Her Devrin Putperestleri Var!

Yazarýn eleþtiri ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Monolog...
Devrimler ve Ýlkeler!
Dil Meselesi…
Savaþ Cinayettir!
Aydýnlarýmýz ve Biz!
Ar Damarý Meselesi…
Baþý Dik Adamýn Ölümü!
Dersimiz Demokrasi Olsun!
Bireysel ve Toplumsal Cehalet!
Yakýn Tarihin Despotlarý

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Haccac-ý Fýrat [Þiir]
Aklýma Þaþýyorum! [Þiir]
Sürgünler Þehri [Þiir]
Son Arzu… [Þiir]
Kimdir Gelen! [Þiir]
Uzaklar [Þiir]
Derkenar [Þiir]
Adamým! [Þiir]
Kars Eli [Þiir]
Derdimend! [Þiir]


Cahit KILIÇ kimdir?

‎"Kalem erbâbý olmak sadece ona buna çatmak deðil, zaman zaman da hayatýn küncüne kelimelerden çenet taþý koyabilmektir!. . " (Cahit Kýlýç)

Etkilendiði Yazarlar:
Divan þairleri, divan þiiri. Ve elbette ki XX. yüz yýl þairlerimiz.


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Cahit KILIÇ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.