Yaþamak ne güzel þey be kardeþim. -Nâzým Hikmet |
|
||||||||||
|
Türkiye’de, Türkçe’ den sonra en yaygýn olarak konuþulan dil, þüphesiz Kürtçe’ dir; pratik yaþamda böyle iken, yaþanan bu gerçeðin adýný resmen koymak, kimilerinin korkulu rüyasý olmaya devam ediyor. Bu gerçeði görmek istemeyenlerin bahaneleri, sözüm ona, bölünme korkusunu oluþturuyor; ancak, bu bölünme fobisinin asýl kaynaðýný yanlýþ gösteriyorlar. Bu sorunun temelinde, halklar arasýndaki güveni sarsan inkâr ve imhacý anlayýþ yatýyor. Var olan bir dili inkâr edenler, Kürtler deðildir; inkârcý taraf, Türkler adýna, derin devletteki “Beyaz Türkler” olmuþtur hep. Kürtçe’ yi yok sayýp, Kürt kültürünü imhayý dayatmýþlardý. Diðer tüm azýnlýk halklarýn kültürlerini asimile etmeði amaçlayan bu tarihi komplonun deþifre oluþu ve planlarýnýn bozulmasý onlarý müthiþ korkutmaktadýr. Bu korkularýnýn sebebi de, ne ektiklerini bildiklerinden; (iþte, böyle hasat zamaný gelince) neyin biçileceðinin de farkýnda olmalarýdýr. Halklarý birbirlerine düþman ederek, dayatmacý, baskýcý ve tekçi bir kültür emperyalizmi yaþatmayý denemiþlerdi; maya tutmayýnca ve kendilerinin çözülmesini mukadder kýlacak, halksal var oluþ ve bilinçlenme süreci gelip çatýnca, hemen panikleniverdiler. Çünkü, açýlým ve demokratik özgürlükler, onlarýn malzemelerini ellerinden almýþ olacaktýr. Açýlým ve demokratikleþme süreci, tüm kamuflaj örtülerini üstlerinden kaldýrýp, gerçek yüzlerini ortaya çýkaracaktýr. Açýlým ve demokratikleþmeye olan öfkeleri iþte bundandýr. Sürece engel olacak her türlü provaktif hile ve oyunlarýný sergileyebilmek için her yola baþvurmaktan geri durmuyorlar. Fýrsat bulurlarsa ve açýk gedikler yakalasalar, hiç tereddütsüz ortamý bozmayý amaçlayan çeþitli tezgâhlar düzenlemeye çabalayacaklarýný öngörmeliyiz; bunlarý ihtimal dýþý görmemeliyiz. Onlar, fýrsat kollamak için hep pusudadýrlar. Ülkenin tek hâkimi olmak ve hep egemen kalabilmek için tekçi mantýklarýný, devletin her kurumuna öylesine yerleþtirmiþlerdi ki, devlet ile toplum arasýnda uçurumlar yaratmýþlardý. Aslýnda onlar için halk/larýn hiç bir deðeri yoktur; sözüm ona, her þey devlet için derler ve devletin sahipleri olarak da sadece kendilerini gördüklerinden, her þeyin, kendi çýkarlarý için olmasýný istiyorlar. Yani, aslýnda devlet de, onlarýn örtülü pisliklerini örten bir maskeden baþka bir anlam ifade etmiyordu onlar için. Ergenekon davalarýnda su yüzüne çýkan bu yönlü gayrý meþru vahþetengiz plan ve tezgâhlar, bizim gözlerimizin açýlmasýný saðlayýcý yeterince bilgi, belge ve donaným sundu bize. Ancak, her þey bitmiþ deðil; tüm gerçekler daha tam olarak ortaya çýkmýþ deðildir. Adalet, çok yavaþ iþlediðinden, henüz kesin bir sonuca ulaþýlmýþ deðildir. Ergenekon’ un, asker ayaðýna baðlý olarak solcu ayaðý, dinci ayaðý ve sözde Kürtçü ayaðý açýða çýkartýlmalýdýr ki, halklar arasýnda yaratýlmýþ þu sunî güvensizlik, toplumsal barýþa, kardeþliðe ve iç huzura doðru hýzla evrilebilsin. Artýk, toplumsal barýþ ve halklarýn kardeþliðini tesis edecek her türlü demokratik düzenlemeleri gerçekleþtirmenin ve pratiðe indirgemenin zamaný gelmiþtir. Demokratik açýlým sürecini yavaþlatýp seçim yatýrýmlarýna feda etmek, çok tehlikeli olacaktýr. Ülkemizde yaþayan halklarýn tümü, birbirlerinin diline, kültürüne, inancýna saygýlý ve hoþgörülüdür. Bunun tersini iddia edenler, sadece art niyetli derin çeteler ve güruhlar ile onlarýn sesi olmayý kendilerine görev sayan kimi basýn- yayýn içinde çöreklenmiþ, kimi kiralýk yazar- çizer takýmýdýr. Halklarýn kendilerinde hiçbir sorun yoktur; varmýþ gibi gösterilen kimi sunî senaryolarý da etkisiz kaldýðýndan, halklar arasý bir çatýþmaya da sebep olamýyorlar. Biz de halklarýmýzýn saðduyusuna güvenmeliyiz ve onlarý bilinçlendirecek her türlü bilgi ve belgeyi kamuoyuna sunmalýyýz. Demokratik süreci, sürekli ve iþler halde canlý tutmalýyýz. Toplumsal barýþ ve demokratik açýlýmlarýn saðlýklý yürüyebilmesi için; ara verilmeksizin demokratik adýmlar atýlmalý; sürekli açýlýmlar gerçekleþtirerek, kesintisiz ve elle tutulur canlý ve dinamik bir barýþ süreci yürütülmelidir. Uzun soluklu duraksamalar, süreci provake etmek isteyenlere bahane ve fýrsatlar sunmakta ve onlarýn sergiledikleri oyun ve tezgâhlarý sayesinde, sürecin barýþçýl ilerlemesi aksayabilmektedir. Uygulayýcýlarýn, cesur olmasý ve halklarýmýzýn saðduyusuna tam güvenmeleri gerekmektedir. Hükümet, ürkek davranmadan ve sürece muhalif olanlarýn paranoyak blöfleri karþýsýnda irkilmeden, bu süreci sürdürmek için emin adýmlarla ilerlemek durumundadýr. Atýlmasý gereken demokratik adýmlar atýlmaya cesaret edilmediðinden; kimileri, bu süreci çabuk öngördüðünden, hükümetin, atmak üzere olacaðýný varsaydýðý kimi adýmlarý, kendi dayatmasý haline sokarak, kimi zamansýz (erkene alýnmýþ) önermeleri, belki de süreci tökezletmek amacýyla da yapýyor olabilirler. Önümüzdeki seçim sürecine yatýrým amaçlý da olabilir. Ancak, hükümetin de bu durumlarý öngörmesi gerekmez miydi; açýlýma ara vererek sürecin hýzýný kesmekle, karþýya soluk alma imkâný sunmuþ olmuþ olunmuyor mu acaba? Örneðin, TRT 6/Þeþ’i açtýnýz, onunla ilgili kanununu da geciktirmeden çýkarsanýza; kimi üniversitelerde Kürtçe bölümü açtýysanýz; bu dili, eðitim dili haline getirecek kadrolar yetiþtirmek amacýnda olduðunuzu, Kürt halkýna müjdelesenize; tek merkezden yönetimin zorlaþtýðýný, bunun için yerel yönetimlerin güçlendirilmesini amaçladýðýnýzý, kimi kültürel hak ve taleplerin süreç içinde peyderpey karþýlanacaðýný ve Kürt halkýna inandýðýnýzý; dolayýsýyla bu kardeþ halký rahatlatmayý arzuladýðýnýzý dile getirsenize!.. Bu ve benzer adýmlar, bu sürecin önünde sonuçta atýlmasý mukadder adýmlar deðil midir?! Bu insiyatifi, kendiniz kullanmazsanýz, baþkasý bunu öngörüp sizden önce davranýp, kendi önerileriymiþ gibi size dayatýr elbette. Siz de zokayý yutmuþ gibi paniklersiniz ve bu duruma kýzýp, tepkisel davranýrsanýz, kimin ekmeðine yað sürmüþ olacaksýnýz, hiç düþündünüz mü? Karþýdan (belki zamansýz) dayatýlan kimi önerilerin gelmesinin bir sebebi de, sizin, (sanki bu açýlým sürecinden vazgeçmiþ izlemini verecek kadar) demokratik açýlýmý yavaþlatmanýz (veya seçime yatýrým ya da seçim kaygýsý için ara verdiðiniz anlaþýlmýþ) olamaz mý?! Þu anda, iktidarýn yapacaðý en saðlýklý yaklaþým, ortamý germek isteyenlerin ekmeðine yað sürmek yerine, onlarýn; “Biz zaten iki dil üzerinde yoðunlaþmaktaydýk; bunun için, öncelikle Kürtçe’ nin kaynaksal ve kadrosal altyapýsýný oluþturucu olanak saðlama çabasý içindeyiz. Hiçbir adým aniden atýlamaz; bunun için toplumsal ortamý hazýrlamak ve altyapýsal kaynaklarý saðlamak çabasý içindeyiz. Sürecin, doðal seyrinde ve barýþçýl þekilde ilerleyebilmesi için, Kürt aydýnlarý, Kürt kanaat önderleri ve sivil toplum kuruluþlarýndan bu yönde bize yardým etmelerini ve sürece destek sunmalarýný istiyoruz.” demeleri gerekir. Ancak, bu söylemin inanýrlýðý olabilmesi için, halkýn demokratik açýlým þevki kýrýlmamalý; biraz yavaþ da olsa, bu sürecin ilerlemesinde istikrarlý bir süreklilik arz etmelidir. Onun için; iki dil, demokratik özerklik, eyalet sistemi, federasyon ve daha birçok konu üzerinde toplumun, saðlýklý bir üslupla, korkmadan ve çekinmeden konuþabilmesi için, demokratik bir ortamda, demokratik bir mantýk ile her þeyin özgürce tartýþýlabilmesi saðlanmalýdýr. Bilim adamlarýmýz da, dünyamýzda, Kürt sorununa benzer yaþayan/yaþamayan; yürüyen/yürümeyen kimi reel çözüm örneklerini gündeme taþýyýp, sorgulayýp, irdeleyerek etraflýca tartýþmalarý gerekir ki, toplumumuz da bu konuyu, özümseyerek benimseyeceði ve toplumsal yapýmýza uygun en doðru çözüm örneðini tercih edebilme olanaðýný bulabilsinler. Halklarýn birbirlerinden korkacaðý bir nedenleri yoktur; tüm korkular sunî olarak ve halklara raðmen üretilmekte ve gündemimize taþýnmaktadýr. Doðru zeminde, doðru ortamlarý saðlamak; herkesi rahatlatacak doðru çözümlere birlikte yürüyebilmek için herkes/ hepimiz, tüm yüreðimizle çabalamalýyýz. Elbette, birlikten kuvvet doðar; ancak her birlik, gönüllü birliktelik anlayýþýyla ve özgürce alýnmýþ kararlarla oluþursa çok daha anlamlý ve çok daha uzun soluklu bir birlik olur. Herkesin, kendi iradesini özgürce ifade edebilen, kendi kültürünü özgürce yaþayabilen; barýþ içinde ve kardeþçesine bir arada yaþabilecek bir gelecek umuduyla.. Selam ve sevgiyle kalýn. M.Nazým Güler info@mnazim.com http://www.mnazim.com/konu-iki-dil-fobisi-ve-bolunme-korkusu-865.html
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © M.Nazým Güler, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |