…Söz konusu cenahý anlamanýn yolu ise Kürt meselesi söz konusu olunca zorunlu kardeþlik terennüm etmeyi adet edinmiþlerde her iki taraftan/sosyalist-Kapitalist/ olmadýklarýna dair deliller suna dursun, bu savaþta vurulan evlatlarýný Þahadetle onurlandýrmayý ihmal etmezken, Kürtlerin ölülerine terör demeyi dini zorunluluk bilmesidir. Türk Ýslamcýlarýnda ki adalet kavramýnýn ölçüsü vicdanlarýnýn sesi oluyor böylece…

Dünya halklarý dinli/dinsiz istisnasýz tahakkümü altýnda yaþadýklarý Tiran ve Dikta rejimleri alaþaðý etmek için canla baþla mücadele verirken, kendilerini Kutlu elçinin mensubu sayan, Ýslam dünyasýna geçmiþte sözde önderlik yapmýþ Türki milletlerin hala tiranlýk sistemini meþrulaþtýrma çabalarý, Ýslam þöyle dursun insanlýk deðerleri ve onuru ile asla baðdaþamaz…

Pekâlâ, “Mavi Marmara gemisinde bulunan mürettebat Kendi vatanýnda her þeyi elinden gasp edilmiþ Kürt halkýna yardým götürüyor olsaydý, o zaman da ayný þekilde tepki göstermez miydiniz?” þeklinde gündeme gelen sorulara hükümetten önce, Türk Ýslamcýlarý þiddet ve celalle, “Bu iki halk asla kýyaslanamaz!” Türünden karþýlýk verdiðini tarih kaydetti, bu kaydý gelecek nesillerimiz unutacak deðil! ’Kürtlerle Filistinliler arasýnda asla öyle bir benzerlik yok! Biz tek bir milletiz gibi gülünç cevaplar alýnmasý, Ýsrail’in Filistinlilere uyguladýðý zulme raðmen dilini ve alfabesini yasaklamadýðý oysa her fýrsatta Kürt-Türk kardeþliðinden melodiler sunan Türk Ýslamcýlarý, Türkiye’nin takýndýðý tavrýn Ýsrail’i aratmayacaðýný Kürtlerden önce söylemeli deðimliydi?
Mavi Marmara gemisinin asýl yükü Arap Ýslam dünyasýna sunulmak istenen sözde Osmanlý Hilafetinin manevi liderliðinin 21. yüzyýlda ilk bedelini mavi sularda verir iken…

Kürtlere aða-bey rolünde olmayý bir meziyet kabul eden Türk Ýslamcýlarý zulmü yapanlarýn ölülerini þehit ilan edip cennete göndermeyi Ýslami zorunluluk bilirken, Müslüman ama cennet þöyle dursun terörist ilan edilen kardeþlerinin ölüsü!

Böylece Türk Ýslamcýlarý için NATO askerleri de dahi þehit ilan ederken! //Zira Türk askerleri Kore’den Afganistan’a, Afganistan’dan Lübnan’a NATO bayraðý altýnda verdiði zayiatýný Þehit ilan ediyor. Þu halde NATO askerleri de þehittir. Buna göre ABD askerleri þehit, Irak Afganistan sair halklar terörist Bu bakýþ açýsý Batý dünyasýnda egemen olan inançtýr Türkiye’de Batý ülkesi olmakla övündüðüne göre eh…(!?)//

Bu düþ Türk Ýslamcýlarýnda yeni deðil. Kaþgar’lý Mahmut’un Divan-ý lugatu Türk’ünde yazdýðý gibi “Tanrýnýn Türkleri Ýslam’a hizmet için özel ýrk olarak yarattýðýný?(1) ve sözde karþý olduklarý Siyonizm’in beslendiði kaynak ta esasýnda bu düþünceden farklý deðil(!?)
Emevizm ile bütünleþmiþ bu aksiyon “Ýslami öz”e karþý olduðunu ne zamana kadar görmezden geleceði bilinmiyor.

Peki, bunu evrensel tabloya yansýttýðýmýzda resmin bütününü nasýl görmeliyiz?

Öz’ün son 30 yýllýk süreci ile 14 asýrlýk Emevist zihniyetin özdeki gizliliðin aþikâr olmasý sorunumu dur? Diye sormadan geçemiyoruz.
Son on yýllarda daha bir bilinçlenen ve ayaklarý yere basan Müslüman Kürtler; “Türk Ýslamcýlarýný muhatap almýyor. Muhatap almayýþýndaki haklýlýk, Türk Ýslamcýlarý somut ve nesnel olgularla Kürtlere yaklaþmaktan uzak kaldýlar” Bundan ötürü Kürtlerin Türk Ýslamcýlarýna bakýþlarý daha olgun bir sürece girmiþ. Burada Sayýn Ýlhami Gülerin tabiri ile “Osmanlý-Türk Müslümanlýðý ilmihal Müslümanlýðýdýr”(2) demesi meseleyi açýklamaya sanýrým yeterli geliyor.

Son dönem Türk Ýslamcý aydýnlarýndan olan Cemil Meriç dahi bakýn Ýslamý nasýl anlýyor, neler diyor? Uyanmýþ ve adanmýþ Türk aydýný olarak.

Cemil Meriç’ten:
“ -Tanzimat’tan bu yana, Türk aydýnýn alýnyazýsý iki kelimede düðümleniyordu. ‘Aldanmak’ ve ‘aldatmak’… Genç nesiller Tanzimat’tan beri karþýlaþtýklarý ihaneti görünce bir sýðýnak aradýlar. Ýslamiyet’i bilmiyorlardý ve tarihlerinden utandýrýlmýþlardý. Oysa dünyanýn en büyük medeniyetini kurmuþ bir ülkenin çocuklarýydýk. Genç nesiller masallarla avutulamazlardý artýk. Bu sahte batýcýlýktan tiksinmiþlerdi. Ýkiye ayrýldýlar; ülkenin mukaddeslerine sarýlanlarla, sosyalizme gönül verenler… Batýnýn kelimeleriyle; saðcýlar ve solcular.. Nesiller bu aldanýþý kanlarýyla ödediler.” /Alýntý buraya kadar/

Meriç’in yukarýdaki paragrafýnda takýlmadan geçemeyeceðim en ilginç terimi; “…Oysa dünyanýn en büyük medeniyetini kurmuþ bir ülkenin çocuklarýydýk…”

Yani Meriç’e göre Osmanlý; Hint, Çin Arap, Ýran sair milletlerin medeniyetlerden daha üstün bir medeniyet! Gerçekten Osmanlýnýn býraktýðý bir medeniyeti var mýydý? Oysa Selçuklular deseydi daha anlaþýlýr olabilirdi. Dahasý özellikle yukarý Mezopotamya topraklarýnda medeniyeti kesintiye uðratan, yenilik ve sanatsal yaratýcýlýðýn en büyük engeli Osmanlý hanedaný deðimliydi? Cemil Meriç’e göre imparatorluk eþittir medeniyet!? Þu halde Atilla Han’ýn imparatorluðu da medeniyet kurmuþtu!

Hatýrlayalým, 1970’li yýllarýn baþýndan itibaren tevhidi olma yolunda mücadele verdiklerini iddia edenlerin ve onlarca oluþturulan politik dalgalanmanýn etkisi ve Fecri atikleri, onlarý düzene entegre edebiliyorsa, olasýlýlarda kimin safýnda kime karþý kullanýlacaklarýný görmemek için müneccim olmak kalmýyordu. Ve 2002 li yýllarýn baþýndan þu ana kadar büyük endiþeler giderilmiþte deðil!
Yüzeysel çýkýþlarla avunmayacaðýmýzý böyle olunca da büyük resimde ki fýrçanýn derin izlerini Türkiye’nin vuracaðýný hep hatýrýmýzda tutarak…

Kürtlere egemen devletler, kendi aralarýnda bölüþülen Kürt bölgelerini serbest ticaret (gümrüksüz ve vergisiz), sýnýrlarý kaldýrýlmýþ, bütün parçalarýndan oluþan özerk Kürdistan sair açýlým projeleri ile yeni bir strateji geliþtirerek sorunu çözmenin yollarýný aramýyorlarsa samimiyetsizlikleri hakkýnda kanaatlerimizi taþýyýp duracaðýz.

Solun kendisini tavsiye ettiði zaman dilimini geride býraktýk. Hala sol söylemlerle Kürtleri avutularak, Kürtlere en büyük haksýzlýðý yapanlara da bir sözümüz var. Kapitalizm dahi çürümüþ ve çözüm sunamda sýnýfta kalmýþ! Kürtlerde sorunlarýný dile getirmek için sözlü edebiyatýn bir parçasý olan müzik gibi enstrümantallerdense duygusallýðý býrakýp vahiy, imamet, akýl ve siyaset ekseninde yaný baþýnda eþsiz Ýslam inkýlâbýndan; eldeki Kuram’sal çerçevenin dýþýna çýkarak, Ýnkýlâbýn eylemsel Þulelerinden ilham alarak, evrenselleþen kalýcý Ýslami deðerlerini yakalamasý ve yeniden eylemsel çerçeveden yola çýkarak dil, ýrk, coðrafya, kültür sair farklýlýktaki toplumlarýn ÖZ’e dönüþümünü, Kürtler kendi adýna; siyasi, kültürel, sosyolojik, askeri, bilimsel olarak tarihsel eleþtirel bir perspektiften yakalamasý gerekiyor!

Nitekim yukarýdaki kýsmý açýlým paragrafýndaki deðerler çeþitliliklerin sayýsallýðýndan öte, Kürt halkýnýn ihtiyaç duyduðu deðerler manzumesidir.

Orta Asyalý Türkler; Kadim medeniyetin mirasçýlarý olan Kürtlerin vatanýna geldiklerinde, bu kültürü iyi deðerlendirerek ve Selçuklu medeniyetini yaratmayý bilmiþlerdi. Nedense, daha sonra bu medeniyet söndü.

Kürt aydýnlarýnda da Türk Ýslamcýlarýnda olduðu gibi Þeriati ve Kutup eksenli gizli bir sürtüþmenin dýþa vurumu görülmekte.
Kutup; Emevi Ýslamcýlarýna birileri tarafýndan bilinçli olarak pompalansa da bu ekol daha ziyade kýrsal kesimlerde veya eðitim düzeyi düþük olan kesimleri toplu yönlendirme ve aðabeycilik düþüncesi ekseninde düþünme ekolüdür.
Þeriati de ise farklýlýk gösteriyor. Eðitim seviyesi ve dünyaya aþinalýðý daha parlak ve kiþisel us yeteneði seçkin, cemaatler üstü bir aydýnlanmanýn verdiði sorumluluk ve adanmýþlýk kokusu taþýyor.

Ýslamcý aydýn kavramýndan ne anladýðýmýz çok önemli. Burada Türk ve Kürt aydýnlarý arasýndaki farklýlýk belirginleþir. Türk Ýslamcý aydýnlardan biri; “Maalesef reddi miras yaparak imparatorluðu berhava ettiðimiz ve daðýttýðýmýz gibi þimdi de cumhuriyetin mirasýný daðýtmak üzereyiz.” diye bir cümleyi rahatlýkla kurabiliyor ve bu zevat Türk Ýslamcýlarý içinde muteber bir aydýn olarak lanse ediliyorsa, Kürt Ýslamcý aydýný ile örtüþecek hiçbir ortak paydasý kalmadýðýdýr.

Kürtler kendilerini ümmetin yetimleri olarak gösteren kriterleri, hangi Ýslami deðerlerden aldýklarýný daha ne zamana kadar vahiy akýl süzgeci ile süzmeden tekrarlayýp duracak?

Bu halkýn tekrar kendi küllerinden doðrularak yeniden kendisini yaratmasý ancak kendi öz deðerleriyle olacak. Yoksa satýlmýþ beyinlerle satýlýk kalemler hiç bir zaman bu halký ne temsil ede bildiler ne de kendilerine dönmelerine vesile olacak materyal sunacaktýr. Sadece düzenlerin biraz daha devam etmesi için ve kendilerine sunulan imkânlarýn kayýp olmamasý için kapýkulu etmeye/ettirmeye çalýþýrlar.

Çabalar; bu halkýn kendisine yönelmiþ ihanet çemberlerini parçalayýp daðýtmak, çeþitli hilelerle örülen aðý bozup kendini yeniden var edip, kendi öz deðerleriyle ayaða kalkmasý, hak ettiði yerini almasý olmalýdýr.


Bizlere düþen bir hayat nizamý olan dinimizin tüm emirlerini gücümüz yettiði kadar hayata geçirmek ve hakký hak bilip haktan yana tavýr koya bilmeyi kendimize þiar edinmek. Empati yapa bilmeliyiz acaba yýllardýr Kürt halkýna reva görülen inkar asimile yerinden yurdundan edilme faili belli cinayetler, asit kuyularý, hapishanelerde zulüm altýnda inim inim inletilerek ölmek, izzet-i nefsinin ayaklar altýna alýnmasý bütün bu olaylarý yaþayan bir halký ümmet kavramýný zedeliyor diye “Türk Ýslamcý Kürt Ýslamcý olur mu?” eleþtiren bilinç altýndaki Emevi Ýslami ile yoðrulmuþ Türk Ýslamcý Dostlarýmýz! Bu halkýn kendileri hakkýnda ne düþündüklerini bilselerdi düþünürlerdi? Kürtlerin bugüne kadar ödedikleri bedele zahmet edip bir mersiye dahi söylemeyen Türk Ýslamcýlarýna son sözüm: “ Ýmanlý Kürdün Emevi Ýslamcý dostlara ihtiyacý yoktur.”

Wesselam

Dip Notlar:

1- Kaþgalý’nýn Divaný Lügat-it Türk adlý eserinde hadis-i kutsi diye Türk hadis ravilerinden rivayet ettiði, Ulu ve Aziz olan Allah diyor ki;
“Benim Türk ismini verdiðim ve doðuda yerleþtirdiðim bir takým askerim vardýr ki, her hangi bir kavme karþý gazaba gelecek olursam o Türk askerimi iþte o kavmin üstüne saldýrtýrým.”

2- Dr. Ýlhami GÜLER’in
“Türk Müslümanlýðý” adlý Çlþ. bkz.

Muhammed CAN