..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Herkesin derdi baþka. -Orhan Veli
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Eleþtiri > Politik Olaylar ve Görüþler > Muhammed CAN




24 Aralýk 2010
Türkiyede Abbasi Dönemimi?  
Muhammed CAN
Hayat; tarihi satýr satýr okumak için çok kýsa, ama hayatýn doðru yön bulmasý için tarihten ders almak, onu doðru öðrenmek ve uygulamak bir o kadar da tarihin okunmasýný zorunlu kýlar.


:AIAB:
Hayat; tarihi satýr satýr okumak için çok kýsa, ama hayatýn doðru yön bulmasý için tarihten ders almak, onu doðru öðrenmek ve uygulamak bir o kadar da tarihin okunmasýný zorunlu kýlar.

''Eski'nin yenisi'' olan ve büyük benzerliklerle geçmiþin izlerini taþýyan " Türkiye'de Abbasi dönemi" senaryolarýný elbette tarihin geçmiþine vakýf olanlara kapalý deðildir!

Türkiye; ne Malezya, ne Cezayir olurdu, bir Ýran ise zaten olamazdý, olamaz da! Bu iddiayý '' tarihin sapýtýlmýþ sayfalarý'' nda aramak gerekir, baþkalarýnýn gündemimize indirgediði gündemden deðil. Ne hazindir ki Türkiyede bilerek-bilmeyerek konular derinlemesine incelemeye tutulup zeri kadar zahmet edilmemektedir! Dilerseniz beraber düþünelim, acaba ayný sonuçlara varabilecek miyiz?

Önce; Türkiye Cumhurbaþkaný Abdullah Gül'ün 03 Ekim 2007'de Avrupa Konseyi Palamenterler Meclisi'ndeki cümlesini aynen aktaralým. "Toplumlarýn kültürel ve dini fay hatlarý üzerinde derin kutuplaþma var. Radikaller farklýlýklarý sorumsuzca istismar ediyor. Ilýmlýlarýn aþýrý uclar kadar cesur ve cüretkar olmalarýnýn zamaný gelmiþtir."

Gül'ün sözlerinde dikkati çeken; "fay hattý", "derin kutuplaþma", "aþýrý uclar" ve "zaman" gibi üzerinde ciddi düþünmeyi gerektiren ve birilerine dolaylý-dolaysýz talimat verdiði anlama hakkýný kendimizde saklý tutarak, cümeledeki kelimeleri okuyucularýn kendi dünyasýnda irdelemesi gereken ayrý bir konu olduðundan ötürü, biz sadece deðinerek devam edelim!

Ýslam ümmeti'nin ''semavi kaynaklý siyasi dokusu''nun net þekilde bozulmasý, þüphesiz ki Emevi hanedanýnýn imam Ali'nin Ümmet'e resmi öncülük dönemindeki isyanlarý ile þekillenmiþ ve daha sonra kendi lehlerine zafere ulaþmasýyla kemikleþmiþ siyasi pradigmaya dönüþmüþtür. Nihayet bu yönetim þekli, yüzyýllar hatta binyýllar boyunca süre gelmiþ. Gerçi sözü edilen hanedanýn siyasi zaferinden önce de Ýslam bu tehlikeden tamamen ''uzak'' ve ''eman''da degildi! Abbasi hanedanýnýn zafer sýrrý, Ýslam ümmetine Emevilerce yapýlan zulmün ayyuka çýkmasý, toplumun ''kýrýlma'' ve ''patlama'' noktasýna gelmesi ve tepkisidir bir anlamda. Peki bunun Türkiye'ye yansýmasý ve özellikle Abdullah Gül'ün ''Ilýmlý Ýslam mensuplarý''ndan beklentileri ile nasýl bir ilintisi olabilir?

Türkiyede ki rota'sýz fiki akýmlar vebununla birlikte yeniden Ýslami (ýlýmlý Ýslam ki; Osmanlý'larda da geçerli bir anlayýþtý!) yükseliþ olarak algýlanan nida, yaklaþýk bir asýrlýk ''laik''lik zulmüne tepkidir bir anlamda. Elbette toplumun kendisine reva görüldüðü envai çeþit zulümden kaçýþýn geldiði farklý bir aþamadýr bir anlamda bu süreç. Ve bu süreç ''siyasi erk'' tarafýndan da görmüyor deðil! Öyle ise ne yapýlmalý?...

Biz Tarih'in bize ulaþtýrdýklarýný anlamaya çalýþalým:

1-Emevi'lerin siyasal islamý kendi ukde'lerine almayý baþardýktan sonraki dönemde, Ýslam ümmetinin kutsallarýna herhangi bir halel gelmemesi beklenemezdi. Nitekim öyle de olmuþtu. Muaviye'nin seçkin peygamber sahabelerini çeþitli hilelerle katletmesi bunun ana açýk örneði idi.

2-Yapýlan zulümlerden ''gýna'' gelen halkýn içtimai yapýsýndaki deforme ve çözülmeler ile toplumun ''Ruh-i haletiye''sini iyi tahlil eden Abbasiler farklý bir argümanla (peygamber ailesi adýna) zulmün ayyuka çýktýðý, siyasi kargaþanýn zirvede olduðu, buna karþý hanedanýn (Emevi) otorite'deki zayýflýk ve zaafiyetin (ki bu zayýflýðýn nedenini i.Hasan'ýn ''yevm-u sabat'' ve i. Huseyn'in ''Kerbela Kýyamý''nda aramak gerekir) den dolayý Ýslam adýna söz sahibi olabilmeyi baþarabilmiþti.

3-Abbasiler selef'lerinin hatalarýndan ders almýþ olmalýydýlar ki, hükümetlerinde yumuþak (ýlýmlý) Ýslamý bir noktaya kadar teþvik etmiþlerdi. Ancak ''Rabbani hükümler'' in, dinin içtimai yöndeki ''omurga'' sý olan devlet mekanizmalarýnda uygulanmamasý, yada Peygamberi metotdan uzak bir þekilde uygulanmasý, halký pek fazla ilgilendirmez olmuþtu. Sonuçta halk Emevi zulmünden kurtulmak için kurtarýcý bir gücün himayesine sýðýnmýþtý! Oysa Abbasi'lerde de kapalý kapýlar ardýnda yüzlerce entrikalar dönüyordu. Öyleki iktidar þehveti uðruna kardeþ kaný dahi dökülüyordu. (nitekim Osmanlý'da saray geleneði olan devletin bekasý için kardeþ kanýna cevazý Abbasi sultaný Harun Reþit'in oðlu me'mun, veziri Fazl bin Sehl'in fikri dahiliði ile kardeþi Muhammed Emin'in kanýný Baðdat'ta dökerek baþlatmýþtý.)

4-Abbasi yönetimi Ýslam adýna Emevilerden daha farklý bir yaklaþým sergiledi, Emevi hanedanýna oranla halka "inanç" ve "ifade özgürlüðü" verdiler. Dönemin en belirgin özelliklerinden biri halka uygulanan yumuþak (ýlýmlý ) Ýslamdý. Nitekim Emevi'ler bu konuda Abbasi'ler kadar cömert deðildi! Muaviye'nin iktidarý ele geçirdikten sonra söylediði; "Ben sizinle namaz kýlmanýz, oruç tumanýz veya Hac'ca gitmeniz için savaþmadým, zira siz bunlarý zaten yapýyorsunuz. Ben sizinle bana itaat etmeniz ve benim size hükümet etmem için savaþtým!" Sözü çok anlamlýydý. Sözün özünde, ''Emevi Ýslami hükümetinin siyasi karakteri'' nin yansýmasý vardý. Þu da bilinendir ki; Emevi'ler halkýn malýný israfta, kanýný dökmede ve namusa saygýsýzlýk yapmada kural tanýmýyorlardý. Yani "gerçek mü'min" lerin can, mal ve namus emniyeti yoktu! Ancaak, Abbasi'ler daha farklý stratejiler geliþtirerek topluma yansýmasýný önleyebilmiþlerdi! Buradan yola çýkarak Türkiye Cumhuriyetinin ''ikinci yeni Cumhuriyet'' kavramýnýda irdeleyebiliriz.

5- Abbasi'ler iktidar gücünü bir noktada dönemindeki ''muvahhidler''i siyasi güçten yoksun býrakabilmesini ýlýmlý (yumuþak) Ýslamýna boçlu idi. Ýþte burada "Toplumlarýn kültürel ve dini fay hatlarý üzerinde derin kutuplaþma var. Radikaller farklýlýklarý sorumsuzca istismar ediyor. Ilýmlýlarýn aþýrý uclar kadar cesur ve cüretkar olmalarýnýn zamaný gelmiþtir'' sözün içeriðini anlamak için düþünülmeye deðer. Nitekim, Abbasi'ler gerek Horasan'da ve gerek Ýslam beldelerinin çeþitli yerlerinde binler, yüzbinler Muvahhid'ler 'e yaptýðý akýl almaz insanlýk dýþý eylemlerde bulunmamýþlar mýydý?

Nebevi metotla yaþanýp uygulanmayan bir Ýslam ancak ''müstekbir''lerin zulüm saraylarýný ayakta tutmak için kullanýlan bir araçtan öteye geçmemiþti ve geçemezdi de. Tarihte olduðu gibi bugünde geçerli olan bu metot ''Musa'nýn Firavun'' a, ''Ýslam Peygamberi'nin Ebu Sufyan''a karþý mücadelesinin temelinde de bu olgu yatmaktaydý. ''Amerikan isalmý yanlýlarý''nýn binbir kýlýfla uygulamak istediði, ABD ve Ýsrail tarafýndan en ateþli savunulan Ýslam'dýr bu Ýslam! Türkiye tarihi son yüzyýlýnda Emevi hanedaný siyasetinden farklý olmayan eylemlere ve icraatlara tanýklýk yapmýþtýr, ne yazýk ki ayný düþünce sahipleri zulümün varlýðýný sürdürmenin adýný "ýlýmlý Ýslam " koyarak, ilham'larýnýn kaynaðýný toplumun deðer yargýlarýndan alarak farklý bir kýlýfa büründürüp sürdürmek istiyorlar.

Evet Türkiye'de Abbasi'lik dönemi mi baþlýyor? 21. yüzyýlýn sahip olduðu ''Bilim'' ve ''Kültür'', "siyasi erk"e hizmet ettiði süre desteklenmeli. ''Yüzeysel inanç'' ve fikir özgürlüðü de desteklenmeli, gerektiðinde ''mevcut siyasi erk'' tarafýndan savunulmalý! Elbette bu tür çalýþma ve serbestliklerin halkýn refahýný nisbeten islah edeceði de bilinendir. Nitekim Batý dünyasý da bu noktada bir hayli ilerlemiþ, hatýrý sayýlýr buluþlara öncülük etmiþ ve birçok ilk'e imza atmýþtýr. Bu tür geliþmelerin ''insan-ý Kamil olgusu''na pek fazla katkýda bulunamayacaðý aþikardýr. Batýnýn "þoven" kültürünün ürünü olan toplumsal "hedonizm" Batýda aile kavramýný tarihin ''noslatji raflarý''na itilmiþ bir merhaleye getirmiþtir. Bugün itibarý ile Türkiyede de mevcudiyeti hararetle savunulmakta olan da bu kültürün ta kendisidir. Ne adýna? "Demokrasi", "insan haklarý", "Batý deðerleri" ve "çaðdaþ dünya kriterleri" adýna. Abbasi'lerde de toplumun elde ettiði "kýsmi özgürlük" ve "kültürel bilgi"lerin hanedanýn bekasýna koltuk deðneði olmuþtu! Daha önce zaten "Küresel sermaye" ye adeta zorunlu davetiye gönderilerek Türkiye halkýnýn aile yapýsý ve ''kadim kültür''ünde hatýrý sayýlýr gedikler açýlmýþtý. Özal dönemi ile baþlayan toplumun ''düþünce safhasýnda ki Kapitalistleþme'' süreci ve bu düþüncenin yerleþmesi ile toplumu kendisi yapan deðerlerinden kopararak bireyseciliðe indirgemek baþarýlmamýþ mýydý?


Dünyada ''insan'i erdem'' ve ''olgunluk'' gibi kavramlar "ilim adamlarý" ve "gerçekci düþünce kurumlarý" tarafýndan yeniden mercek altýna alýnýp incelenmeye baþlandýðý günümüz de, dahasý; yaþadýðýmýz yüzyýlý ''insani deðerler yüzyýlý'' olarak nitelendirilmeye baþlanýp bu uðurda en amansýz mücadeleler gündemde yerini almaya baþlarken, Türkiye ''siyasi toplum metodolojisi''nde Batýnýn ''eskiyüzyýl felsefesi'' yaklaþýmý ile kendi toplumunun dini deðerleri ile de Abbasi dönemi siyaset talibiyetini çaðrýþtýrmakta! Osmanlý enkazýnýn kalýntýsý olan Türkiye bununla ne yapmaya çalýþýyor acaba? Geriye dönük beklentilerden kendi halkýnýn çýkar ve menfaatlerine inen darbelerden öte baþkasýna zararý var mý? Yada deðiþen dünya yapýsýnda "hangi kutup"ta yerini almayý denemektedir? Toplumun ''dikey deðer'' hassasiyetleri dikkate alýnarak, baþkalarýnca hazýrlanan senaryolara katýlýp oynanmak istenen oyunda çýkarý ne olacaktýr? Emevi Muaviye'sinin yanýnda Amr bin As gibi bir Arap kurnazý vardý, Abbasi hanedanýnýn iki siyasi dehasý olan Harun ve oðlu Me'mun'un Fazl bin Sehl gibi siyasi deha olan veziri vardý, Türkiye'nin ise Beyaz saray gibi bir kütüphanesi ve Pentagon gibi kalesi mi var diyelim!

Son cümle: Gül'ün sözünün özünde yatan anlam, temiz fýrtat sahiplerini harekete geçirecek en anlamlý kamçýdýr bir bakýma. Elbette bu söze karþýlýk söyleyecek sözü olan, kalýcý deðerlere gönül vermiþ, sorumluluðunun bilincinde olan kiþiler olacaktýr. Gül'ün sözlerinin siyasi anlamýný þöyle okuyup anlamanýn bir sakýncasý olmasa gerek; ''Yükselen Evrensel Ýslami hareketler''i engellemenin reçetesi! Yani; Bireyin günlük ibadet ve inancýnýn gerektirdiði kýsmi inanca evet, öyle olsun. Toplumsal ve içtima-i hayattaki kurallarýn uygulanmasýna ise asla! Yada; Kurallarýn belirleyiciliðinde þirket (iki ilahlý)'li bir toplum Neden olmasýn ki? Emevi'lerde, Abbasi'lerde, Osmanlý'larda uygulanmýþ ve baþarýya ulaþýlmamýþ mýydý? Elbette her kiþi ve kesimin bir düþüncesi, bir planý vardýr ve uygulamak istediði yöntemi de vardýr. Ki; olmalý da, þüphesiz Rahman'ýnda kendine ait bir planý, bir tuzaðý vardýr! Ýnanan kiþioðullarýna düþen ise, yeniden þekillenen çift kutuplu dünyada her zaman ''eskinin yenisi'' olarak tekerrür etmiþ mücadeleler de Ýnsan-ý Kamil'in özlem duyduðu ''Erdemler Sitesi'inin medeniyet sarayý'' na bir tekte olsa taþýyacaðý taþ veya tuðla her ne taþýyabiliyorsa, onu taþýmasýdýr.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn politik olaylar ve görüþler kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Türk Ýslamcý Dostlarýmýz - 5
Gündem Özel - 4 Baþkanlýk Sistemi ve Avrupa Krizi
Rebeze Röportajý - 2
Türk Ýslamcý Dostlarýmýz - 3
Emperyalist Ýslamcý Olunabiliyormuþ Demek!
Arap Dünyasýnda Ortaçaðýn Sonu Mu?
Rebeze Röportajý - 1
Türk Ýslamcý Dostlarýmýz - 4
Siyasallaþmak mý, Çürümek mi?
Politik Yezid’lik: Suriye Kerbelasý ve Ýbn-i Zubeyr’ler!

Yazarýn eleþtiri ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Muhammed Can S. Demirtaþ'a Soruyor
Türk Ýslamcý Dostlarýmýz! —2
Algý Sapmasýnda Türk Ýslamcýlarý
Size Ne Oldu?
Türk Aydýnlarýnda Takvimler 1789 Mu?
Özdemir Ýnce Kirene'li mi?
Baþka Gezegenin Aydýnlarý mý?
Zulm'ün ve Köleliðin Rengi Nedir?
Türk Ýslamcýlarýn Þovenizmi ve Ýdeoloji Çrümüþlüðü - 6
Kerb - U Belamýz

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Dost Ýçin [Þiir]
Serzeniþ [Þiir]
Bizde Ne Anne'ler Var [Þiir]
Ne Ýnsanlar Gördüm [Þiir]
Ey Gazzeli Cocuk! [Þiir]
Ayrýlýk Senfonisi [Þiir]
Hatýram! [Þiir]
Namus'un Adýna! [Þiir]
Hum Kýyýsýnda Bir Gece [Deneme]
Velayet-i Fakih ve Siyasla Ýslam [Ýnceleme]


Muhammed CAN kimdir?

. . .


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Muhammed CAN, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.