hep
dar vakitlerde gelirdi
ne gelirse baþýmýza,
pusulara düþerdik
pusulasýz çýktýðýmýz yollarda...
acemisiydik;
yol,
iz bilmezdik,
çok çabuk vurulurduk;
aþka düþerdik
yürek üste...
ne gelirse baþýmýza
hep
dar vakitlerde...
...
aðacýn dalýna vurulduk,
dalýn filizine,
filizin yapraðýna,
yapraðýn yeþiline...
biz
nasýl bir umuttuk?
...
kelebekler vururmu adamý?
vurmaz deðil mi?
sen öyle san
birinde
tam göbeðinde
on yedi yaþýmýn
bir kelebek
orta yerinden
yüreðimin
iki kaþýnýn...
aþk akýp doldu içime;
umut doldu,
hayat doldu,
sen doldun...
ama kavga!
evet kavga
ve ihanet saylýrdý kavgaya sevda...
on yedi yaþýmýzý
kelebek kanatlarý arasýnda unuttuk...
...
iki soluk arasýnda büyüdük
o
kýsacýk anda
önümüzde umut
önümüzde zafer
aydýnlýk önümüzde
aha
þuracýkta;
bir nabýz gibi attýðý yerde þafaðýn...
vakit dardý,
güneþe yürüyorduk,
zaman; sabaha kadardý;
acelemiz vardý...
arkamýzda sevda
ve
gözyaþlarýný
doðacak güneþimizde kuruttuk...
...
ne geldiyse baþýmýza
hep
dar vakitlerde...
...
iþte,
son bahar
vakit
yine dar...
týrnaklarýn
týrnaklarým olsun
söküp atsýn sol yanýmdaki nasýrý
...
hep
dar vakitlerde geldi
ne geldiyse baþýmýza
biliyorum,
seninde vaktin dar
ve
yarýna
çok az var...
gözlerimi yumuyorum
yüreðimin peþinden yürüyorum;
sana yürüyorum...
pusulamý atýyorum,
unutuyorum bildiðim tüm yollarý
yol,
iz bilmez,
acemi bir çocuk oluyorum yeniden
bana pusu kur,
beni vur,
ne olur...
...
a&m