Uzun zaman önce bir film seyretmiþtim. Filmin konusu anýlarý yok olan bir adamýn anýlarýný, geçmiþini aramasýyla ilgiliydi. Filmin sonunda adam geçmiþini para karþýlýðý sattýðýnýn farkýna varýr. Bir cihaz sayesinde evlendiði günü, mezun olduðu günü gibi özel anlarý zihninden kopyalayýp bir baþkasýn beynine nakil ederken yaþayan adamýn anýlarýnýda siliyordu. Bu film beni çok etkilemiþ olmalý ki yýllardýr aklýmda böyle bir þeyin olma ihtimali üzerine hayallerim ve düþlerim vardýr. Bir düþünsenize yýlda bir gün okula gidip öðrenilmesi gereken konularýn beyninize kopyalatýp hayatýnýza geri dönün yada birkaç dakikada bir doktor, öðretmen, mühendis, bilim adamý v.s oluyorsunuz. Bu ne kadarda güzel olurdu. Zaman ilerledikçe bu ortak konu ile ilgili bir çok film seyrettim. Evet belki bilim daha o kadar ilerleyemedi, belki mümkün deðil fakat insanlarýn düþlerini hayalleri dinlemek bana her zaman zevk vermiþtir. Beni heyacanlandýrmýþ, mutlu etmiþtir bir baþkasýnýn düþlerine sahip olma düþüncesi. Bu yüzden o filmdeki gibi bazý bedeller ödeyip insanlarýn hayatlarý, yaþam þartlarýný, gizli saklý sýrlarýný, düþlerini, hayallerini elde etmek, öðrenmek için kiþilere yaklaþma ve onlara kendimi yakýn hissettirmek için bir çok yol geliþtirdim. Ýnsan sarrafý derler ya beklide öyle oldum. Þimdi bir kiþinin gözlerinin içine baktýðýmda sanki onun nasýl bir yapýya sahip olduðunu, ilginç hayallerinin var olup olmadýðýný, ihtiyaçlarýný kýsaca sanki onu metrix felsefesindeki gibi kodlarla görebiliyorum derdim ama bu çok idealý olurdu. Bu yüzden hissediyorum demeliyim, belki hissetmek bu olayý anlatmak için yeterli bir kelime deðildir ama bu olayý anlatmak için en yakýn kelime budur diye düþünüyorum.

Belki düþüncelerim saçma sapan, yazdýklarým imkansýz ama yeni bir sýrra ulaþmak, birinci elden doðru bilgiye ulaþmak insanýn içinde var olan bilgiye doyumsuzluðundan kaynaklanýyor sanýrým. Bir bilginin doðruluðunu doðrulamak çok zor bir iþtir eðer birinci elden bilgiye sahip olmadý iseniz, hatta elinizdeki bilginin yarý yarýya yanlýþ olma ihtimalinin her zaman var olduðunu kabul etmek zorundasýnýz. Fakat düþler ve hayaller çok farklý þeylerdir. Olmamýþ, yaþanmamýþ, beklide hiç olmayacak ve yaþanmayacak olaylardan oluþmaktadýr. Bu yüzden asla yanlýþ olma gibi bir olasýlýklarý yoktur. Her zaman ilginçtir düþler, elde edilemeyecek kadar güzel ama en güzeli bir baþkasýnýn düþlerini , hayallerini dinlemek, öðrenmektir. Kendi aleminizden bir baþka aleme gider gibi hissedersiniz kendinizi. Deðiþik görüþlerle, yeniliklerle, farklý yaklaþým tarzlarýyla, hisler, duygular… karma karýþýk çok tatlý bir kokteyl gibidir bir baþkasýnýn düþleri. Bu yüzden elime geçen her fýrsatta baþkalarýnýn en gizli hayallerine ulaþmak için elimden geleni yaparým. Bunu o kadar uzun bir zamandan beri yaparým ki artýk þöyle bir geçmiþe dönüp baktýðýmda çoðu insan için ayný yaklaþýmlarla, ayný sözlerle, hatta týpkýsýnýn aynýsý olan durumlarla en gizli hayallerine düþlerine ulaþtýðýmýn farkýna vardýr. Birde bilgisayar programcýlýðý okuduktan sonra bunun üstüne anladým ki insanlarda makinalar gibi programlanabilir. Ayný kodlarla ayný tepkileri verebilir. Kendi özgür düþünceleri olsada ayný toplumda yaþamak, ayný þeyleri paylaþmak ve birbirinden görerek öðrenmek insanlara ortak bir alan oluþturur ve bu ortak alanlar kullanýlarak insalar ortal hareket ettirilebilir, nasýl galyana gelip bir linç giriþimine katýlabiliyorlarsa, nasýl toplu eylemler yapabiliyorlarsa, tek tek veya toplu halde programlanabilirler ve istenilenleri istenilen zamanda istenilen gibi yapabilirler. Buda insanlarýn programlanmaya açýk olduklarýný gösterir. Sevgi ,ihanet, nefret, saygý… gibi duygular kopyalanýp yapýþtýrýlabilir, bir insaný melek yapmak kadar þeytan yapmakta yine bir baþka insanýn elindedir. Ýnsanlar doðarken duygularla birlikte doðarlar fakat onlarý büyütenlerin ellerinde bazý duygularý kaybederler. Mesela acýma duygusu, sevgi, iyilik gibi. Bir insaný yargýlamadan önce onun bu hale gelmesindeki faktörler göz önünde hiçbir zaman getirilmez, suçu sabittir ve cezasýný çekecek suçludur denir iþ biter. Ýnsalarýn bu hale nasýl geldikleri veya geldikleri yerden daha kaç kiþi geleceði veya o ortamýn diðer ortamlara nasýl etki yapacaðý belki araþtýrýlýyordur toplum bilimciler tarafýndan fakat iþin sýrrý ve kökten çözümü gerçekleri bilmekten, hayalleri, düþleri ele geçirmekten geçer. Bu yüzden insanlarýn zihinlerine girmek için Truva atlarý yapmak gerekir. Buda bir programcýnýn yapabileceði bir iþ olduðundan insan programcýlarýn varlýðýna inanmak gerekir. Eðer insanlar tek tek veya toplu halde programlanamýyorsa neden ortak hareket ettirilebiliyorlar sorusunu kendimize sormamýz gerekiyor.