Yaþam kýsa, sanat uzun, fýrsat aceleci, deney aldatýcýdýr. -Hippokrates |
|
||||||||||
|
Yüce Allah’a ve O’nun yarattýðý kadere saygýyla boyun eðen müminler, Allah’ý çok sevdikleri için O’nun yarattýðý her þeyin kendileri için bir hayýr ve hikmet içerdiðinin bilincindedirler. Baþlarýna gelen hiçbir olay karþýsýnda üzüntüye, paniðe, öfkeye kapýlmaz, her zaman tutarlý ve kararlý davranýþlar sergiler, asla kontrolden çýkmazlar. Elde etmek istedikleri ve çaba gösterdikleri bir konuda sonuç diledikleri gibi olmadýðýnda da karamsarlýk duymaz, ümitsizliðe kapýlmazlar. Maddi kayýplar yaþadýklarý ya da hastalandýklarý zaman dahi imanýn getirdiði mutluluklarý azalmaz. Müminin en önemli özelliklerinden biri, yaþamýndaki koþullar ne olursa olsun çok olumlu bir ruh haline sahip olmasýdýr. Mümin her olayda hayýr görür, hikmet arar. En zor zamanlarda dahi umudunu yitirmez. Çünkü her þeyin varlýðý ve varlýðý boyunca görüp geçireceði halleri, hadiseleri tespit ve tayin eden ve ona göre yaratan, yoktan var eden Allah’týr ve mümin buna kesin bilgiyle iman eder. Olumsuz gibi görünen durumlarýn da Yüce Allah’tan bir imtihan olduðunu bilir. Allah’ýn o durumu yaratmasýndaki hayýr ve hikmetleri bekler; çünkü “...Olur ki hoþunuza gitmeyen bir þey, sizin için hayýrlýdýr ve olur ki, sevdiðiniz þey de sizin için bir þerdir. Allah bilir de siz bilmezsiniz.” (Bakara Suresi, 216) ayetiyle haber verildiði gibi, Allah’ýn yarattýðý her þeyde mümin için çok fazla hayýr ve hikmet vardýr. Rabbimiz müminlerin velisi, yardýmcýsý ve dostudur; dosttan gelen her þey de deðerlidir, güzeldir…Ve samimi mümin için her þey güzelliðe dönüþecektir. Halim olan Allah gönülden katýksýzca Kendisi’ne yönelen kullarýný cennet ehli olacaklarý þekilde eðitir. Samimi müminin bu manevi eðitimindeki her aþama kendisini cennete yaklaþtýran bir adýmdýr. Bu eðitim sýrasýnda kuþkusuz hata da yapacaktýr. Ancak mümin yaptýðý hatalarý da olgunlukla deðerlendirir; eksikliklerine ve davranýþlarýndaki hatalara da hayýr gözüyle bakar. Ýman etmek hatasýz olmak anlamýna gelmez. Rabbimiz insaný imtihan ortamýnýn gereði olarak eksiklik ve acizliklerle yaratmýþtýr. Her insan gibi hatalar yapan mümini cahiliye insanlarýndan ayýran, yaptýðý hatayý vicdanýyla fark ettiðinde ya da hatalý olduðu hatýrlatýldýðýnda, bile bile hatasýnda ýsrar etmemesidir. Samimi mümin hatasýndan piþmanlýk duyar, Allah’a yönelip tevbe eder ve tekrarlamamaya çaba gösterir. Bu da Müslüman’ýn samimiyetinin önemli bir göstergesidir. Müminlerin hatalarý karþýsýndaki tavýrlarý Kur’an’da þu þekilde bildirilir: Ve ’çirkin bir hayasýzlýk’ iþledikleri ya da nefislerine zulmettikleri zaman, Allah’ý hatýrlayýp hemen günahlarýndan dolayý baðýþlanma isteyenlerdir. Allah’tan baþka günahlarý baðýþlayan kimdir? Bir de onlar yaptýklarý (kötü þeylerde) bile bile ýsrar etmeyenlerdir. (Al-i Ýmran Suresi, 135) Mümin Allah’ýn ruhundan taþýyan deðerli bir varlýktýr. Ýnsanýn hatasýný gözünde büyütmesi, hatalarý nedeniyle kendini deðersiz görmesi, Kur’ani bir bakýþ açýsý deðildir. Dünya üzerinde yaþamýþ, yaþayan, yaþayacak –peygamberler de dahil- tek bir tane hatasýz, günahsýz insan yoktur. Hata, sevap hepsi birer renktir. Yatýðý hatadan dolayý müminin kendisine karþý güvensiz bir ruh haline sahip olmasý yanlýþtýr. Mümin, ‘Ýnsanlar ne der, hakkýmda ne düþünürler, ya bana sevgileri ve güvenleri azalýrsa?’ gibi düþüncelerle vesveseye kapýlmaz. Mümin insanlarýn deðil, yalnýzca Allah’ýn hoþnutluðunu kazanmayý hedefler. Bir hatasý olduðunda da yalnýzca Allah’tan baðýþlanma diler. Allah’ýn sonsuz baðýþlayan olduðunu bilir ve Hz. Ýbrahim’in, “Din (ceza) günü hatalarýmý baðýþlayacaðýný umduðum da O’dur” (Þuara Suresi, 82) sözleriyle ettiði dua gibi Rabb’ine çaðrýda bulunur. Mümin, kesin bilgiyle iman eder, Allah’a dayanýp güvenir ve her koþulda güzel ahlaklýdýr. Allah’ýn “Gevþemeyin, üzülmeyin; eðer (gerçekten) iman etmiþseniz en üstün olan sizlersiniz.” (Al-i Ýmran Suresi, 139) ayetiyle de bildirdiði gibi, deðerlidir. Diðer müminler tarafýndan da sevilmeyi ve güvenilmeyi ister. Ancak bu sevgiyi ve güven duygusunu diðer müminlerin kalbinde yaratacak olan da Rabbimiz’dir. Bu konuda tevekkül eden mümin, hata ve eksikleri karþýsýnda müminlerin kendisine olan sevgilerinin azalmayacaðýný hatta daha da artacaðýný bilir. Çünkü önemli olan kiþinin hata yaptýðýnda gösterdiði tavýrdýr. Allah korkusunu içinde taþýyan mümin, hata yaptýðýnda vicdaný çok rahatsýz olur; piþmanlýk duyar ve Allah’a sýðýnarak, hatasýný telafi etmeye çaba gösterir. Aczini daha iyi anlayan insan, Allah’a ne kadar muhtaç bir varlýk olduðunu daha derinden fark eder. Bu gerçekler insanýn Allah’a olan boyun eðiciliðini artýrýr. Rabbimiz diðer müminlerin kalbinde de o kiþiye karþý bir merhamet þefkat duygusu oluþturur. Müminler, acizliklerinin ve her an hata yapma ihtimali olduðunun bilincindedirler. Bu yüzden hata yapmak, asla küçük düþmelerine neden olmaz. Kendi yaptýklarý ya da þahit olduklarý hatalardan ders çýkarýr, ayný yanlýþa tekrar düþmemeye çalýþýrlar. Hata yapan bir mümini, týpký hastalanan çocuðunun kendi baþýna iyileþemeyeceði için yanýndan ayrýlmayan bir anne gibi- yalnýz býrakmaz, ona yardým ederler. Piþmanlýk hisseden ve kendini düzeltmek için çaba gösteren insana duyulan sevgi ve saygý artar. Yüce Allah baðýþlayýcý, merhamet edicidir ve Kendisi’ne sýðýnan kullarýný affeder. Rabbimiz Kuran ayetlerinde, hatasýndan ibret alarak tevbe eden ve ayný hataya tekrar düþmemek için samimi çaba gösteren kullarýný baðýþlayacaðýný, “Ancak kim iþlediði zulümden sonra tevbe eder ve (davranýþlarýný) düzeltirse, þüphesiz Allah onun tevbesini kabul eder. Muhakkak Allah, baðýþlayandýr, esirgeyendir.” (Maide Suresi, 39) ayetiyle haber verir. O Rahman’dýr, Rahim’dir. Ýman eden insanýn sorumluluðu, Rabb’inin tavsiye ettiði Kur’an ahlakýný yaþamýna hakim kýlmasý ve Allah’ýn rýzasýnýn en çoðunu aramasýdýr. Bu amaçla kararlý bir þekilde Allah için yaþayan bir insanýn sevilmemesi ve bu insana güven duyulmamasý zaten mümkün deðildir. Mümin-imanýnýn gereði olarak- diðer müminlerin de kendisini imanýndan dolayý seveceklerine ve sevgiyi kalplerde yalnýzca Allah’ýn yaratacaðýnýn bilincindedir. Ýman edenler ve salih amellerde bulunanlar ise, Rahman (olan Allah), onlar için bir sevgi kýlacaktýr. (Meryem Suresi, 96)
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Fuat Türker, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |