ne öðrendik bu yalnýzlýktan:
i̇nsan gece tek baþýnaysa
iki paket sigara almalýdýr.

son düzlükte kaybedilen onca dost
boðaza duran ayva
yüreðim elimde
son sürat gelen yaðmur
kelimelerin çekirge sürüsü gibi
toplanýþýný seviyorum ben. çünkü,
"galiba birazdan biþi olacak" týr bu.

en geç dördüncü murat'tan beri devleti aliyye
insanlarýn toplanmasýndan korkuyor.
bunun için hala kahvelerden
belirli günlerde taksimden
sivil polis eksik olmaz.
bizi fiþlerken kdv de ekliyorlar mýdýr acaba?

yürekler adýmlarýn sorumluluðu altýnda ezilir
inanç yalnýzca "bir" anlama sahiptir
yeþil gözlü bir sevgilim oldu
elini bir defa tuttum
karþýlýksýz sevebiliyordum o zamanlar
ama az bulunan bir sevgi çeþidiymiþ bu
o yüzden karaborsada satmýþ beni
beþ paraya, hem de kdvsiz!

sol elimle de yazabilseydim bu satýrlarý
çok da uzak olmayan yakýn bir geçmiþte
klorlu suya demlenen çay gibi
o çayýn tadýný getiremeyen iki þeker gibi
beni de atacaktýnýz bir kenara
o fiþleri ben de gördüm:
"jale, bak bu jandarma."

zuhur eden þarapnellerden nasibini aldý
aklým, dönen dünya
geç kalmýþ adalet kadar yolu yarýladý
arkama yaslanýp
güneþin yeniden doðuþunu izlemek istiyorum.

kadrajlardan akan bulutlar
gömleðimden içeri giren rüzgar
kadranlardan geçen gençliðim
bir daha o anda yaþayamayacak olmanýn eylemi
katran kadar akýþkan
darda olan sýrlarýmýza yetiþmekte.

tek bir söz arýyorum, ama iyi bir söz
iþte gider gibi oluyorsun sahili yýkan yaðmurun altýnda birden
askerlerin katýksýz bir itaat ile ördüðü bir duvara doðru
üzerinde toprak rengi bir mont ve kýsacýk kesilmiþ saçýn
her þeyin savaþtan içre.
beklemekten ziyade eylemden öte
gökyüzünü kaplayan masmavi, yeri
mekanik insanlarla doluþmuþ bir beldeye, sürekli
sürekli bir koro gibi vücudun, her ayaðýný yere basýþýnda titreyen matem gibi
hicret ediyorsun.
beni de alsana.