Ýnsan yoktu, sýnýrlar ve sýnýflar yoktu; sonra insan çýkageldi ve elindeki tebeþirle kendince sýnýrlar çizmeye baþladý; ancak o çizdiði sýnýrlarýn içerisine kendisini hapsettiðini bir türlü anlayamadý. Ýnsanýn sýnýrlar çizmesindeki sebep kendisini farklý görmek istemeseydi. Oysa doða bir babanýn kör çocuðuna diðer çocuklarýndan farksýz davranmasý gibi herkese eþit davranýrdý. Üstünlük kurma isteði hep insanlar arasýna çizgiler koydu. Bu þekilde doðanýn verdiðini yalnýzca kendi kontrolü altýna alma çabasý içine girdi; böylece kendini de sýnýrladý. Acizliðini, güçsüzlüðünü baðýrarak örtbas etme çabasý, týpký korkusunu yenmek için mezarlýkta türkü söyleme çabasý gibi oldu. Ýnsan baþkalarýný aþaðýladýkça, tahterevalli de olduðu gibi yukarý çýkacaðýný sandý. Ýnsaný aþaðýladýkça kendisinin hayvanlaþtýðýný hiç anlamadý. Tartýlmadan alýnýp kullanýlan sahte bilgiler, ayaküstü yemekler gibi lezzetli gelse de bir an için insana; bir süre sonra aynaya baksaydý o insan, zararýn nereden kaynaklandýðýný da görebilecekti. Dünyada insanlarýn beyinleri de yalan ve yanlýþ bilgilerle beslenirken, etrafa hastalýklý düþüncelerinden dolayý zehir kustuklarý gerçeði yüzlerine çarpsaydý ya da o zehirler kendilerini de acýtsaydý ve bu acýyý tüm kalpleriyle hissetselerdi, dünya bu derece kusmuklarla, bu derece aynasýzlarla dolmayacaktý. Bu kadar yüzsüzlüðün ve bu kadar insafsýzlýðýn tek nedeni, insanlarýn, doðruyu kendinden saklamaya, kendi kendine kurduðu masallara inanmaya inat etmeleriydi. Ýnsanlar aynalara baksalardý, kimselerin yedi cüce veya birilerinin pamuk prenses olmaðýný anlarlardý ve hiç kimsenin, hiç kimseden her konuda daha güzel olamayacaðýný da görürlerdi. Doða herkese eþit sunmasa da nimetlerini, herkese eþit davranýrdý. Doða, soðukta herkese karþý soðuktu; sýcakta ise herkese karþý sýcaktý. Kar zengine eðlence, fakire iþkence olduysa, bunun sebebi, insanýn sýnýrlar koymasý ve sýnýflar oluþturmasýydý. Ýnsanlar ellerindekileri, aralarýna dikenli teller koymadan paylaþabilselerdi ya da sýnýrlarýný daraltabilselerdi, o zaman kimseler üþümeyecek ve kimseler yanmayacaktý. Dünyada sýnýrlar zorlanmalý ya da daraltýlmalýdýr. Gelir daðýlýmda adalet saðlanmalý ve sýnýf farký gibi saçma sapan bir uygulama üstünlük kurma çabasý bir yana býrakýlarak kaldýrýlmalýdýr. Bilgi, din, para, makam ve mevki bir baþkasýna üstünlük kurma aracý olarak kullanýlmamalýdýr. Kamu hizmetleri insanlar baþ eðsin diye, herkes ayaða kalksýn diye deðil de, insanlar mutlu olsun diye yapýlmalýdýr. Devlet, vatandaþýný vatandaþýna ezdirmemelidir.
Murat Demir arkadaþýma bu yazýmý yazmamdaki katkýlarýndan ötürü teþekkür ederim.