..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Kendi görüþlerim var -saðlam görüþler-, yine de her zaman onlara katýlmýyorum. -G. Bush
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Sürrealizm > Ulaþ Tuzak




21 Ekim 2010
Atatürk'ün Dönüþü  
Ulaþ Tuzak
Bir insanýn özellikle de bir kahramanýn büyük bir tarihsel kiþiliðin rearkarnasyon ile tekrar hayata dönmesi muhteþem biþey olabilirdi..


:AIIC:
Bir sabah uyandýk ve televizyonu açtýðýmýzda gördüðümüz manzara karþýsýnda þoke olmuþtuk.. Bütün basýn-yayýn medya ordusu anýtkabirde toplanmýþ ve atatürk’ün dirildiðini söylüyordu. Nasýl bir þeydi bu? Olabilir miydi böyle bir þey? Peki ama nerden çýkmýþtý böyle bir haber, kim görmüþtü Atatürk’ün dirildiðini..
Kanallarý hýzlý hýzlý geçerken biran bir tanesinde durup olan bitene kilitlendim ve aslen ne olduðunu öðrenmeye çalýþtým.. Bu bir kamera þakasýmý idi yoksa bugün dünya þaka günü 1 nisan mýydý? Hayýr bugün 1 nisan falan deðildi.. aksine bugün atatürk’ün ölüm yýl dönümü olan 10 kasým’dý..
Tüm hazýrlýklar yapýlmýþ, o sabah tüm medya mensuplarý, politikacýlar, generaller ve Ankaralý bir kýsým halk anýtkabir’de toplanmýþlardý. Fakat görevlilerden biri atatürk’ün mezarýnýn açýlmýþ olduðunu ve içinde bir de not bulduðunu söylemiþ.. ne kadar da doðru?
söylentiye göre not’ta þunlar yazýlýymýþ;

“Ey benim mazlum halkým, ben cumhuriyeti bu günleri göresiniz, bu çileleri çekesiniz diye kurmadým. Aksine özgürlük ve eþitlik içinde mutlu ve huzurlu bir toplumda yaþayýp çaðdaþ uygarlýklar seviyesine eriþesiniz diye kurdum. Oysa þimdi bakýyorum ki her þey ben býraktýðýmdan çok daha kötü bir hale gelmiþ, ülke kaos içinde.. Tam da tahmin ettiðim gibi ve gençliðe hitabe’de belirttiðim gibi millet harap ve bitap durumda. Ýktidara sahip olanlar, þahsi menfaatlerini, müttefiklerin siyasi emelleriyle birleþtirip ülke üzerinde oyunlar oynuyorlar. Hatta bu iktidar sahipleri gaflete, dalalete ve hýyanete devam ediyorlar. Ve yine Ergenekon, balyoz gibi operasyonlarla, bu aziz vatanýn bütün tersanelerine girip bütün ordularýmýzý daðýtýyorlar.. Þimdi’de referandum yaparak tüm hakim ve savcýlarý yani yargýyý tamamen ele geçirmek istiyorlar. Böylece memleketi bil fiil iþgal etmiþ olacaklar.. Ve hiç ama hiç bir kimse iktidarýn kararlarýna karþý bir söz söyleyemeyecek, itiraz edemeyecek. Yani yanlýþ ta olsa iktidar istediði gibi at koþturabilecek ve bir nevi cumhuriyeti yýkýp, laikliði yýkýp din odaklý bir yönetim þekli ile imparatorluðunu kuracaktýr. Adý da belli ‘ Türkiye Ýslam Devleti’..
Ýþte bu duruma karþý benim Türk Gençliðim de SBS’yle, LGS’yle, ÖSS’yle, ÜDS, DGS; KPSS’yle bir bataklýðýn içine sokulup imha edilmiþ, üniversiteler boþaltýlýp etkisiz hale getirilmiþ. Hem rektörler, hem dekanlar hükümetin isteðiyle atanmýþ ve en güvendiðim üniversiteliler siyasetten korkutulmuþ ve caydýrýlmýþ. Mezunlar iþ güç derdinde, tuzu kuru olanlar da festivallerle, futbolla, fuhuþlarla ve daha bir sürü devlet politikasýyla denetlenmeyen olaylarla zamanýný tüketmektedir.. Gençlik tükenmektedir..
Bu durum karþýsýnda kemiklerimin sýzlamasýna daha fazla dayanamadým ve Tanrým yalvarýþlarýmý duydu sonunda ve beni bu azaptan kurtardý.. Madem ki Türk Gençliði cumhuriyeti korumakta bu kadar aciz kalmýþtýr, artýk iþ baþa düþmüþtür. Kabirimden uyanýp bütün bu olan bitene son vermek istiyorum. Þimdi beni merak edenlere söylüyorum yarýn sabah Meclis’te olacaðým. Ýktidarý da býraktýðým gibi geri devralacaðým. Bana mani olmak isteyecek bu hükümeti devirmek için büyük Türk milletini meclise çaðýrýyorum. Ey Türk gençliði, birinci vazifeni yerine getirmen için sizi de çaðýrýyorum. Yarýn hep beraber, yeni Türkiye Cumhuriyetini yine hep beraber kuracaðýz. Ne Mutlu Türküm Diyene!”

Þu anda alt kattaki kabire basýn mensuplarýnýn giriþine izin verilmiyor ve birbirinden farklý spekülasyonlar türetilmeye devam ediliyor. Bu notun iktidar karþýtý biri tarafýndan provake amaçlý yazýldýðý yönünde iddalar gittikçe çoðalýyor. Fakat az da olsa bazý basýn mensuplarý böyle bir olayýn gerçek olabileceði yönündeki senaryolarý haber yapýyorlar. Tabi bizde ekran baþýnda ah keþke diye iç çekmekten baþka bir þey diyemiyoruz. Gönlümüz dirilmiþ olmasýndan yana da olsa aklýmýz bunun gerçek olmadýðý ve tamamen eylem amaçlý bir gösteri olduðu yönünde düþünüyor. Bazý muhabirler, halkýn arasýna karýþmýþ ve önüne gelene bu durumu deðerlendirmelerini istiyor. Çoðu da bunun gerçek dýþý olduðunu savunuyor zaten ama birkaç duygusal insanýmýz belki doðrudur demekten ve gerçekleþtikten sonraki düþüncelerinden bahsetmeden edemiyor. Kimisi aðlýyor, kimisi hala olayýn þaþkýnlýðýný üstünden atamamýþ. Fakat biryandan da gergin bekleyiþ devam ediyor. Olay yeri inceleme ekipleri içeride araþtýrmalarýna devam ederken, dýþarýda bu sözde doðaüssü olayýn perde arkasý merak ediliyor.
Kanallarý gezerken bir ara farkettim ki, sadece yerli basýn bulunmuyor anýtkabirde. Yabancý basýnda da bir ilgi uyandýrmýþ bu haber ve onlar da sonucu fazlasýyla merak ediyorlar gibi görünüyor. Televizyonu açýk býrakýp kahvaltý hazýrlamak için mutfaða gitmiþtim.. çayýn demlenmesini beklerken bir yandan da yiyecekleri hazýrlýyordum. Öyle fazla yiyecekte yok ya hani bikaç dilim peynir, sayýlabilir kadar zeytin, domates ve salatalýk dilimleri o kadar..
Biraz sonra televizyondan seslerin yükseldiðini farkettim. Bütün basýn mensuplarý biryere koþuyor ve heycanlý bir þekilde soru yaðdýrýyorlardý. Hemen içeri gelip televizyona kilitlendim tekrar. Böyle olaðan dýþý haberler karþýsýnda sanki eðlenceli bir film izliyormuþ gibi heyecan duyarým. Anýtkabirin merdivenlerinin en üst basamaðýna, içeriden bir uzamanla beraber Ankara emniyet müdürü gelmiþ açýklama yapmak için. Fakat anormal bir durum olduðu daha ilk bakýþta emniyet müdürünün yüzünden okunuyordu. Bu durum basýn mensuplarýnýn da dikkatini çekmiþ olsa gerek, soru üstüne soru yaðdýrýyorlardý müdüre;
-efendim son durum nedir?
-sayýn emniyet müdürüm, olayda þüpheli bir durum bulabildiniz mi?
-bu provakasyonu yapanlar nezaman yakalanýcak?
..

Emniyet müdürü açýklamalarýna baþladý;
Þuanda yaptýðýmýz ilk incelemelerde þüpheli bir þahýsa rastlamadýk. Fakat görevlilerden aldýðýmýz duyumlara göre, olay sabaha karþý nöbet deðiþimi sýrasýnda bir anlýk boþlukta gerçekleþmiþtir. Görevlilerden biri görev devri sýrasýnda çantasýný malum yerde unutmuþ ve döndüðünde bulamamýþ. Nöbete yeni gelen arkadaþýna sorduðunda ters biþeyler gittiðini anlamýþlar ve kabirin açýlmýþ olduðunu ve içinde çantanýn olduðunu, çantanýn içinden giysilerin alýnmýþ ve notun býrakýlmýþ olduðunu görmüþler.. Akabinde teþkilatýmýza haber verdiler ve ekbimizle olay yerine iþtikal etmiþ bulunuyoruz. Çalýþmalarýmýz halen devam etmekte fakat siz basýn mensuplarýný ve halký daha fazla bekletmemek adýna þunlarý söyleyebilirim ki, aksi halde bir durum bulamadýðýmýz sürece notun geçerliliðini kabul etmek zorunda kalýcak olanlar ve yarýn sabah meclis önünde yaþanacak hareketlilik için önlem alýcaz..

-efendim sizce böyle bir durum gerçek olabilir mi?
-müdürüm halk merak ediyor, bir mucize mi gerçekleþti acaba?
-notu atatürk’ün mü yazdýðýný mý düþünüyorsunuz?

Çalýþmalarýmýz devam etmektedir, teþekür ediyorum..

Emniyet müdürü teþekür ederek oradan ayrýlýr ve vali konuþmaya çýkar;
Karþýlaþtýðýmýz bu durum aydýnlatýlana kadar tören iptal edilmiþ olup, yarýn ki yaþanacak durum karþýsýnda þimdiden sizleri uyarmak istiyorum. Böyle bir þeye inanýp ta…
diye konuþmasý devam ederken ben de kilitlendiðim ekrandan kendime gelerek mutfaða geri döndüm. Çay demlenmiþti, kahvaltý yapabilirdim þimdi ama bütün bu olanlar, bu gördüklerim, duyduklarým kafamý tamamiyle kurcalamaya yetmiþti. Biran olsun düþünmekten kendimi alamýyordum, neydi bu olay, kim yapmýþtý? Ya da gerçekten Atatürk dirilmiþ ve yarýn sabah karþýmýza çýkýp söylediði gibi iktidarý ele mi alýcaktý? Bunun biran için gerçekleþme ihtimalini bile düþününce kalbim yerinden fýrlayacakmýþ gibi oluyor.
Biraz biþeyler týrtýklayýp býraktým kahvaltýyý ve çayýmý alýp televizyon baþýna döndüm tekrar. Bu sefer herkes olayýn nasýl olduðunu deðil de yarýn sabahý merak ediyor ve acaba demekten kendilerini alamýyorlardý.. Bütün basýn yarýnki senaryolar üzerinde konuþuyordu. Biraz önce olayýn provake bir eylem olduðunu söyleyen medya þimdi iþi magazine dökmüþ, yarýn sabah atatürkle karþýlaþýnca ne hissedeceksiniz diye röportaja baþlamýþlar halkla.. Tabi ki bu durum karþýsýnda bir çok insanýmýz duygularýna hakim olamamýþ ve göz yaþlarýna boðulmuþ aðlýyorlardý. Kimisi demeç verme sýrasýna girmiþ, bazýlarý da þimdiden coþmuþ atatürkü karþýlamak için bütün herkesin ankaraya gelmesi gerektiðini söylüyordu. Kimisi hazýrlýklara bile baþlamýþ Atatürk posterleriyle demeç veriyor ‘yarýn diyor, yarýn elimdeki bütün bayraklarý meclisin önünde daðýtýcam..’ Bazý kanallarda ise iþi iyice ciddiye almýþlar ve herkesi ankaraya çaðrýyorlardý. Olabilecekler karþýsýnda biran bende kendimi kaptýrdým ve acaba dedim acaba olabilir mi? Gerçekten gelebilir mi? Ama sonra kendime gelip ne saçma dedim.. Daha fazla sinirim bozulmasýn diye de televizyonu kapadým ve arkadaþýmý aradým..

Akþama doðru arkadaþýmla buluþmak için dýþarý çýktým. Bir de ne göreyim? Herkes evine türk bayraðý ve Atatürk posteri asmýþ. Sanki 1923 teki gibi heryer bayraklarla donatýlmýþ. Kimileri eþini, kimileri arkadaþýný, kimisi de yolda karþýlaþtýðý herhangi birisini bulmuþ, otogar minibüsü ve otobüsü duraklarýna akýn etmiþlerdi. Biran otogardaki hareketliliði hayal ettim.. Þimdi yüzbinlerce insan ankaraya gidiyordur.. Gerçektende manzara öyle.. Halk bir umut atasýnýn yeniden dirildiðini düþünüyor ve ona koþuyor.
Arkadaþýmla buluþtuktan sonra bu konu hakkýnda uzun uzun konuþtuk. Ýnanýrmýsýnýz, arkadaþým da o kadar inanmýþ ki atatürkün dirildiðine beni bile ankaraya gitmek için ikna etmeye çalýþýyordu. Bir ara kulaðým arkamdaki televizyon sesine takýldý. Arkamý dönüp baktýðýmda, emniyet müdürü yeniden basýna demeç vermek için kameralar karþýsýna geçmiþti;
‘saatler süren araþtýrmalarýmýz sonucunda rastladýðýmýz bulgular karþýsýnda bizlerde büyük þaþkýnlýk içerisindeyiz.’ Bu sözler karþýsýnda tüylerim diken diken olmuþtu. Bulunduðum ortamda sanki biran zaman durdu ve herkes televizyona kilitlendi. Kimse kýpýrdamýyor, konuþmuyor, neredeyse nefes bile almadan emniyet müdürünün açýklamalarýný dinliyordu. ‘yaptýðýmýz incelemelerde büyük önderimizin kemik kalýntýlarýna ulaþamadýk. Bununla beraber güvenlik kameramýza takýlan çok kýsa bir görüntü de tespit ettik. Bu görüntü tam net olmasa da, aydýnlatma ve yakýnlaþtýrma çalýþmalarýndan sonra ulu önderimize benzer birinin kaybolan görevli kýyafetleriyle arka taraftan çýkýp anýtkabirden uzaklaþtýðý kanýsýna varýyoruz. Þimdi ise notu deðerlendirmekten baþka çaremiz kalmadý, hep beraber yarýný beklicez ve görücez..’

Gerçekten duyduklarým karþýsýnda kaným donmuþtu. Bir süre kendime gelemedim ve öylece kaldým. Biraz sonra arkadaþýmýn ankaraya gitme teklifini kabul ettim ve þaþkýnlýðýmý üzerimden atamamýþ halde 2 saat sonra otogarda buluþmak üzere arkadaþýmla ayrýldýk ve eve geldim. Kendime gelmek için ýlýk bir duþ aldýktan sonra hazýrlandým ve çýktým.
Otogara geldiðimde bir þok daha yaþamamak elde deðildi. Çünkü otogar ana baba gününe dönmüþ ve bütün firmalar bütün arabalarýyla ankaraya gitme kararý almýþlar. Boþ yer bulmak imkansýz, çoðu kiþi ayakta bile gitmeye razý, sýkýþ tepiþ binmiþler otobüslere.. Birbiri ardýna otobüsler kalkmakta ve bir yenisi gelip yolcularý doldurmakta.. Arkadaþýmý bulamýyorum bunca kalabalýðýn arasýnda ve en nihayetinde bir aracýn içinden kafasýný çýkararak bana baðýrdýðýný duydum..El iþaretiyle çabuk buraya gel diyordu. Koþarak gittim ve kapýnýn önündeki merdivenlerden anca yer bulmuþ ve oraya ben yerleþtikten sonra kapý kapandý ve otobüs ankaraya hareket etti..
Herkes otobüste, heyecanlý ve coþkulu biþekilde atatürkü konuþuyordu. Kimi geçmiþi hakkýnda, kimi geleceði hakkýnda.. Kimisi de aðlýyordu duygularýný kontrol edemeyip.. Ortam öylesine garip ti ki, sanki yurtta seferberlik olmuþ biz de mülteci kamplarýna taþýnýyorduk.. Ama her nedense kulaklarýmda hala emniyet müdürünün söylediði sözler tekrar ediyordu. Atatürk bizi kurtarmaya mý gelmiþti gerçekten??
Bu düþünceler dönüp dururken kafamda ben de bir ara sýzýp kalmýþým. Uyandýðýmda ise Ankara yakýnlarýnda biyere gelmiþiz, neresi olduðunu bilmiyorum fakat 06 plakalý araçlarýn yoðunluðundan bunu anlamýþ olmam gerek. Yollar o kadar kalabalýk ki, otoyol sanki þehir içi trafiði gibi hareket ediyor. Öyle olacak ki, ankaraya bütün yurttan ayný þekilde akýn var. Herkes büyük özlem çektiði atasýna yýllar sonra kavuþmanýn çaresiz umudu içerisinde. Gözlerindeki o umutlu bakýþlar her þeyi anlatýyor aslýnda. Sefillik ve periþanlýktan kurtulmanýn tek yolu atamýzýn bize geri dönmesi. Tanrýnýn onu bize geri göndermesi..

Henüz gün doðmamýþtý ve biz zor da olsa ankaraya vardýk. O kadar kalabalýktý ki otobüsten inip yürümek mümkün deðildi. Caddeler sokaklar bayram yerini andýrýyordu sanki. Kornalar çalýnýyor, herkes bir aðýzdan ‘Atatürk Ölmedi Geri Geldi’ naralarý atýyorlardý. Meclise giden yol adeta týkanmýþ, bir insan seli þekline dönmüþtü.. Biz de otobüsten indik ve her ne kadar o sele karýþmamak için yan yollarý tercih etsekte her yoldan kalabalýðýn arasýnda buluverdik kendimizi. Uðultu giderek yükseliyor ve insanlar giderek çoðalýyordu.. Önümü göremiyordum. Sadece ilerliyorduk..
Güneþ ilk ýþýklarýný gösterinceye dek yürüdük ve sonunda birden duruverdik. Herkes birbirine soruyordu neden gitmediðimizi.. Bikaç dakika sonra yollarýn tamamen dolduðu ve daha fazla ilerlenemeyeceði haberi geldi. Oysa daha meclise vardý henüz görünmüyordu bile.. Ýþin kötüsü olduðumuz yerden baþka yere gitmekte imkansýzdý.. Bu kalabalýðýn arasýndan ancak helikopterle çýkmak mümkün olabilirdi.. Merak ediyorum helikopterden nasýl görünüyordu acaba Ankara.. Tam da bunun üstüne uçuþan helikopterleri farkettim ve yukarýdan biþeyler atýyorlardý.. sanýrým bildiri olsa gerek.. Biraz sonra tahminim doðru çýktý ve bildirilerden bir tanesi elime geçti. Ýlginçti, çünkü þunlar yazýyordu; ‘lütfen daðýlýn, yapýlan haberler asýlsýzdýr.-baþbakanlýk- Baþbakanlýðýn þimdiye kadar neden sessiz kaldýðýný da zaten anlamamýþtým ama yaptýðý bu caydýrma eyleminde baþarýlý olabileceðini söyleyemicem. Çünkü bu saatten sonra Atatürk dirilip meclise gelmemiþ bile olsa bu insanlar meclisi ve yönetimi ele geçirebilecek güce sahiptir. Milyonlarý bulan vatandaþlar ankarayý adeta istila etmiþ durumdalar ve siyasiler büyük korku duymaktalar.. Keþke þuanda televizyondan olan biteni açýkça öðrenebilsem diye düþünüyordum ki yeniden ilerlemeye baþladýk. Fakat bu kez çok tehlikeli bir ilerleyiþti. Kimileri ezilme tehlikesi geçiriyor, kimileri de önündekini geçip daha ileri gitmeye çalýþýyordu. Biraz sonra meclis caddesine girmeyi baþaran þanslý kiþiler arasýna katýldýk. Arkadaþýmdan rica edip beni kaldýrmasýný söyledip. Biþekilde zorlana zorlana beni kaldýrdý ve o anki gördüðüm manzara bile beni yeniden þoke etmeye yetmiþti.. Sanki Malazgirt meydan savaþýndaydýk. Bu kadar insaný bir arada hayal bile etmemiþtim daha önce.. Çünkü bunu hayal edebilmek bile çok zor. Hayal gücünün sýnýrlarýný zorlamak gerek heralde.. Çok seçemiyorum ama meclis binasýný görebiliyorum. Önünde polis barikatý var ama halk o barikatý aþmak için birbirini iteliyor. Adeta bir izdaham yaþanýyor. Kolluk güçleri yetersiz kalýyor, tahminimce biraz sonra halk meclis binasýna girebilecek. Fakat aklýmdaki asýl soru þu, acaba Atatürk içeridemi? Benim gibi buradaki milyonlarý bulan kalabalýkta ayný sorunun cevabýný tüm kalbiyle merak ediyordur. Arkadaþým yoruldu ve beni indirdi. Etrafýmdaki insanlarýn bir kýsmý da benim gibi arkadaþýnýn üstüne çýkýp olan biteni uzaktan izlemeye baþladý. Biraz sonra ben arkadaþýmý kaldýrdým ve bana insanlarýn meclis binasýna girmeye baþladýðýný söyledi. Olan olmuþtu, dediðim gibi çýktý, halk polis barikatýný aþtý ve meclise girdi. Artýk bundan sonrasý daha büyük önem taþýyordu. Ýçeri girenler, içeride neyle karþýlaþýcaklardý?? Keþke daha erken gelip meclise girenler arasýnda yer alabilseydik.. Merakýmdan çatlýyorum desem yeridir. Haber ne olursa olsun yeterki ne olduðunu öðreneyim diyorum kendi kendime.. Gergin bekleyiþ devam ediyordu ve birazdan ön taraftaki halk iyice galeyana gelip baðýrmaya baþladýlar.. ‘Devrim,Devrim,Devrim..’ Polis milyonlarý kýþkýrtmakta yetersiz kaldýðý için Baþbakanlýk ve cumhurbakanlýðýndan ardý ardýna kalkan helikopterler, sanýrým baþbakan ve cumhurbaþkanýný baþka biryere kaçýrýyordu.. Bakanlar ve milletvekilleri acaba þuan neredeler ve ne yapýyorlar diye düþünüyordum.. Biraz sonra kulaktan kulaða yayýlan bir haber geldi ön taraftan; Atatürk içerdeymiþ, Atatürk içerdeymiþ..
Elim ayaðým buz kesti tekrar, heyecanýmdan ölücem neredeyse.. Biran önce oraya gitmek ve atatürkü görmek için can atýyorum tekrar.. Artýk hiç þüphem yok, her ne kadar söylentide olsa ben kararýmý vermiþtim, atatürkün gerçekten dirildiðine ve orada olduðuna inanýyordum.. önümdeki insanlarý itelemeye ve ilerlemeye çalýþtým ani bir refleks ile fakat baþaramadým. Biraz sonra yeniden arkadaþýmdan beni kaldýrmasýný istedim ve bu kez daha odaklý bakýyordum ileriye. Bu kez içeriden dýþarýya doðru bir hareketlenme vardý ve meclis binasýndan insanlar ‘Büyük Önder’ diye naralar atarak çýkýyordu.. ‘Büyük Önder, Büyük Önder..’ Bende kendimi tutamayýp ayný þekilde baðýrmaya baþladým..Heyecanla içeriden çýkanlarý takip etmeye çalýþýyordum. Acaba, acaba çýkacak mýydý içeriden büyük önderimiz..??
Tabiî ki benim kadar herkes meraklar içerisinde içeriden atatürkün çýkmasýný bekliyordu. Ýnsanlar birbiri üzerine geçmiþti adeta aralardan hava bile sýzmýyordu. Bu sayede sýkýþ tepiþ, itiþ kakýþ ile birlikte meclis binasýna birkaç metre daha yaklaþmýþ bulunuyorduk. Ayný zamanda gözlerimiz hala içeriden çýkanlarda.. Son olarak flaþlar patlamaya, naralar daha gür ve daha sýklaþmaya baþladý.’Büyük Önder, Ulu Önder..’ Çýktý çýkýyor derken tanýmadýðým bir adam elinde mikrofonla halka seslenmeye baþladý;
Sevgili vatandaþlar, sevgili yurttaþlar, lütfen sakin olalým, lütfen biraz açýlalým lütfen.. birazdan tüm merak ettiklerinizi açýklayacaðýz.. dedi ve halkýn coþkusunu dindirmeye biþekilde izdihamý bastýrmaya çalýþýyordu. Yüz ifadesini seçemiyordum ama ne açýklayacaktý merak ediyordum. Beklenilen olmamýþtý, Atatürk çýkmamýþtý meclisten. Halkýn büyük çoðunluðu hayal kýrýklýðýna uðramýþtý ve bir kesim daðýlmaya bile baþlamýþtý. Naralar durup ortam biraz sakinleþince bir ses duyuldu; “efendiler!!!” bu oydu, onun sesiydi, ta kendisi hemde.. daðýlan kesim biranda geri gelmeye ve içinde bulunduðumuz grupta ön taraflara doðru hücum etmeye baþladý..
Biranda görüntü alabilmek için birbiriyle yarýþan habercilerin arkasýnda olduðumu farkettim. Nasýl da gelmiþtik buraya kadar. Meðer arkadaþým beni sürekli öne doðru çekip götürüyormuþ ta bu arbede içerisinde fark edememiþim.. Bu çok iyi olmuþtu çünkü kameralarýn üzerinden zýplayarak meclis binasýnýn kapýsýna doðru baktýðýmda o iki mavi gözün parýltýsýný görüverdim. O ana kadar yaþadýðým þoklarýn enaz 10 mislisini yaþadým desem yeridir. Düþüp bayýlmýþým o þokun etkisiyle..
Gözümü açtýðýmda bir bankta uzanmýþ halde yatýyordum. her þeyin bir rüya olabileceðini düþüne duruyordum ki arkadaþým hepsinin gerçek olduðunu birkez daha yüzüme yüzüme haykýrdý. Sevinçten çýldýrmýþ olmalýydý. Heryer düðün bayram yerinden daha fazla bir dünya karnavalýna ev sahipliði yapýyormuþ havasýna bürünmüþtü. Büyük önderimiz konuþmasýný yaptýðý esnada arkadaþým beni birkaç kiþinin yardýmýyla ezilmekten kurtarmýþ. Peki büyük önder Atatürk ne demiþ biliyormusunuz;
“Ýþte þimdi býraktýðým yerden görevi devralýyorum ama maalesef ki býraktýðým gibi bulamadým devletimizi.. her þey karmakarýþýk ve bunu düzeltmem için çok çalýþmamýz lazým. Ey büyük türk milleti, bizler ki az zamanda çok ve büyük iþler baþarmýþýz, içinde bulunduðumuz bu krizi de az zamanda çok çalýþarak atlatýcaðýmýzý düþünüyorum. Ýyi ki inandýnýz, iyiki geldiniz, bu ülkeyi ben deðil sizler kurtardýnýz, þimdi çok çalýþarak ve sadece kendinize saygý duyarak bu durumdan daha iyi yerlere gelmemizi saðlayacak olan da sizlersiniz. Ben bir güvenceyim sadece sizler için, bana güvendiðiniz ve unutmadýðýnýz için sonsuz þükranlarýmý sunuyorum sizlere. Þimdi dinlenmek için köþke gidiyorum, herkes memleketine gönül rahatlýðýyla dönebilir artýk, yeni Türkiye cumhuriyetimiz hayýrlý uðurlu olsun, türk milletine kutlu olsun..”
Ýþte böyle dönmüþtü bizlere büyük önderimiz. Biz de gönül rahatlýðýyla memleketlerimize daðýlmýþtýk, yine marþlarla, türkülerle coþa coþa..
O kadar yorulmuþuz ki tüm yolculuk boyunca kimseden çýt çýkmadý herkes uyuyordu tabi bende uyuyordum ama ara ara horlamalarla uyanýp kolaçan ediyordum etrafý, sonra tekrar uyuyordum. Yolculuk sonunda arkadaþýmla ayrýldýk ve ben de eve geldim tekrar.. ne kadar uyusanda yol yorgunluðu bir baþka oluyor. Bu yüzden de eve girince doðruca yataða serilip öylece uyuyuvermiþim..
O gece mýþýl mýþýl uykumu almýþým. Camdan sýzýp ta gözüme vuran güneþ ýþýklarýyla beraber esneye poflaya uyandým. Ama yüzümde bir tebessüm vardý, atamýz, atatürkümüz ne güzeldi öyle.. Hemen yataktan fýrlayýp televizyonu açtým, bakalým medyada atatürkle ilgili ne haberler var, atamýz yeni güne nasýl baþlamýþ, neler yapýyor diye..
Fakat, o da nesi?? Anlamýyorum, bir türlü anlayamýyorum.. bir yanda recep bey, diðer yanda bay kemal evet hayýr yarýþmasý oynuyorlar.. olamaz, nasýl yani.. þimdi o bütün yaþananlar, bütün olup bitenler.. hayýr hayýr olmaz, bunlarýn hepsi sadece bir rüyadan ibaret olmaz..
Gözlerim dolmaya ve aðlamaya baþladým.. olamaz olamaz diye dövünüyordum kendi kendime.. bilinçaltýmýn bana oynadýðý alçakça bir oyunmuþ demek.. ne denli arzu etmiþim ne denli özlemiþim atamý meðer.. ilk baþta inanmamýþtým oysa, ama gittikçe derinleþmeye baþlayýnca olaylar bende kaptýrmýþ ve inandýrmýþtým kendimi atamýn bizi kurtarmaya geldiðine.. þuan çok derin sancýlar içerisinde yüreðim.. ateþler içerisinde yanýyor, kavruluyor.. sanki atam bu sabah ölmüþ gibi taze bir acý hissediyorum. Aðýt yakýyorum kendi içimde ve kimse bilmiyor, kimse durumun farkýnda deðil asýl bu beni deli ediyor..

Ulaþ Tuzak
Bir sabah uyandýðýmda..



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Elektrik
Çanak Çömlek Patladý
Yasak Meyve
Bir Gece Ansýzýn...
Kadere Ýnanmayan Kader’in Kaderi
Tren Yolculuðu...
Gökten Düþen Elma ve Aþkýn Dayanýlmaz Aðýrlýðý
Yine Bir Rüzgar Esti Kavaktan
ve Ben Bir Baþýma...
Yine Bir Rüzgar Esti Kavaktan

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Aþka Sabýr Gerek [Þiir]
Ýzmir'in Sokaklarý [Þiir]
Bana Bi Þiirler Oluyor [Þiir]
Ýzmir"den Paris"e Yoktu Bi Tren... [Þiir]
Kendimi Bulamýyorum [Þiir]
Mýþ Gibi [Þiir]
Ruh&beden Ya da Þiþ&kebap [Þiir]
Yüksek Yüksek Egolar... [Þiir]
Ýzin Ver [Þiir]
Buz Gibi [Þiir]


Ulaþ Tuzak kimdir?

ilkokul yýllarýnda þiir yazarak baþladýðý yazýn hayatýna ortaokul ve lisede aþk þiirleri yazarak devam etti. üniversite yýllarýnda tiyatro ile tanýþtýktan sonra daha edebi eserlerin etkisinde kalarak çeþitli deneme ve makaleler yayýnladý. 1987-2004 bandýrma, 2004-2011 izmir ve ekim 2011-halen istanbul'da yaþayan ulaþ, oyunculuk ve yazarlýðý sürdürmektedir.

Etkilendiði Yazarlar:
Ömer Hayyam, Neyzen Tevfik, Aziz Nesin, Can Yücel


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ulaþ Tuzak, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.