Sanat hem bir coþma, hem bir yadsýma iþidir. -Camus |
|
||||||||||
|
Yanýmda takým þeflerinden biri var. Sýrýtýyor ama bunu yapmamak için de çabalýyor. Kendi ev ve iþ arasý süren hayatýndan sýkkýn ama sýkýntýsýnýn farkýna varamayacak kadar aptal. Hayýr, aptal deðil, kendi düþünce ve duygularýnýn doðal yansýmasýný sevmiyor, kendine bir tarz geliþtirmeye çalýþýyor fakat hala tüm mimik ve hareketleri ilkel. Ne olacaðýný muhtemelen o da bilmiyor fakat beni patronun yanýna götürüyor olmak onu heyecanlandýrýyor, bu büyük bir görev onun için ve olacaklara þahit olabilme imkâný muhteþem bir ayrýcalýk. Neler döndüðünden haberim yok ve aðustosun ortasýnda götüm donuyor. Güvensizlik ve gariplik tüylerimi diken diken ediyor. Þef omuzlarýný kamburlaþtýrarak zaten açýk olan kapýya vuruyor. Patron gözlerini monitörden bize çevirinceye kadar bekliyoruz. “Girin” diyor, giriyoruz. Gözleriyle koltuðu iþaret ediyor. Þef hemen koltuða yerleþiyor ama ben daha yüksek olan kenarýna yaslanýyorum. O koltuktan nefret ediyorum, oturduðun anda içine gömülüyor, küçük bir çocuða dönüyorsun. Patronum, kendisi pahalý sandalyesinde otururken karþýsýndakinin böyle ezilip büzülmesinden zevk alýyor. Tabi þef umurunda deðil. Sadece benim düzeyimde biriyle muhatap olabilmesi için uþaklarýndan birinin de orada olmasý gerekli. Modern dünyanýn kast sistemi bu, bir çeþit prosedür. Yine de þef orada deðilmiþ gibi bana hitaben konuþmaya baþlýyor: “Evet” diyor “Nasýlsýn?”. Halimi merak etmediðinin bariz bilinciyle “Teþekkürler, siz?” diyorum. Cevap vermeden konuya giriveriyor. “Þirket içinde yeni bir düzenlemeye girmek durumundayýz ve bazý deðiþiklikler yapacaðýz. Biliyorum uzun süredir buradasýn ve aldýðýn prim artýk maaþýný geçiyor. Seni takdir ediyoruz ve seninle çalýþmaya devam etmek istiyoruz. Þu anda iki yol var gibi görünüyor; ya çalýþma saatlerini arttýrýp maaþýný sabit tutacaðýz ya da ayný saat için daha düþük maaþ alacaksýn?” Bunun bir soru olduðunu anlamýyorum. Ben olayý tamamýyla yanlýþ anladým ya da bunu takip eden baþka bir açýklama olmalý diye bekliyor ve ifadesizce patrona bakýyorum. Yaklaþýk yirmi saniyelik bir bakýþma onu çileden çýkarmak için yeterli, sabýrsýzca “Evet, ne düþünüyorsun?” diyor. Sevgili okuyucu, bahsettiðim bu birkaç dakika yaþanmadan önce bana iþimi sorsaydýnýz size þöyle cevap verirdim: “Yaklaþýk 5,5 senedir bu iþte çalýþýyorum. Ýlk geldiðimde verdikleri maaþ çok azdý fakat prim sisteminden bahsettiler. Her altý ayda bir prim oranýnda zam kazanýyorsun. Ýþe baþladýðýmda ailemin yanýndan yeni ayrýlmýþtým ve bir sürü borcum vardý. Pek kalifiye bir eleman deðildim, daha çok gençtim ve iþi kabul ettim. 3. seneden sonra maaþým bana yetmeye baþladý. Þimdi de idare ediyorum. Efendim? Evet, biraz alay konusuyum buradaki arkadaþlar arasýnda, ayný lisede inek öðrenci olmak gibi bir þey. Performansým daha fazla para almamý saðlamýyor ama benim iþe baþladýðým seneden sonra þirketimiz çok büyüdü. Þu anda sektörde bir numara. Bir nevi benimsedim bende bu iþi, kendim kurmuþum gibi geliyor. Budala þefleri ve kendini beðenmiþ patronlarý ancak bu iþe çok emek harcayarak görmemezlikten gelebiliyorum.” Aynen bunlarý söylerdim. Þu yirmi saniyelik sessizliðe geri dönersek… Ýçimden bir þeyler kopuyor ya da içime bir þeyler kaçýyor, anlamýyorum. Sanýrým hayatýn uzun bir süre belli bir düzen içerisinde akmasý insaný uyuþturuyor. Önce tüm gençliðiniz boyunca planladýðýnýz hýzlý hayatýn ancak bir “rüya” olarak kalabileceðini düþünüyorsunuz. Tüm büyük adamlarýn baþarýsýný, sanki bir suçmuþ gibi, þansa ya da paraya baðlýyorsunuz. Maddi sorunlar burnunuza dayanýnca tek istediðiniz güvenli bir liman oluyor. O biricik amaç yalan oluyor, unutulup gidiyor. Aslýnda “uyku” iþte o zaman baþlýyor. Ýlk 5 saniye herhangi bir tepki verebilirseniz, uykunuz derinleþir. 10. saniyeye kadar beklerseniz bu iyi bir rüya mý yoksa bir kâbus mu ayýrt edememeye baþlar, huzursuzlaþýrsýnýz. Eðer 20. saniyeye kadar beklerseniz… Uyanýrsýnýz. “Evet, ne düþünüyorsun?” taþý oynandý, patron ve þef ikisi de bana bakýyorlar. Kahramanlarýn harekete baþlamadan önce gözü parlar; okuyucu, seyirci, dinleyici ya da her kimse sonrasýnda çok süper bir þeyler olacaðýný sezer. Benim dudaklarýmdan ise “siz nasýl uygun görürseniz” ifadesinin ses tonunda þu sözcükler dökülüyor: “Siktiðimin iþi sizin olsun, ben gidiyorum. Umarým bir gün gözünüz doyar.” Ýkisi de aptallaþýyor ne dediðimi bir süre anlamýyorlar. Kalkýp, kapýya yöneliyorum. Sakin adýmlarla dýþarý çýkýyorum artýk bir þey duymuyorum. Sanýrým patron az önce hýþýmla ayaða kalktý ve baðýra çaðýra arkamdan geliyor. Merdivenlere geldiðimde beni cüssesiyle böcek gibi ezebilme ihtimali aklýma düþüyor hýzlýca aþaðý iniyorum. Az önce içime kaçan cesur savaþçý patronun üzerine bir araba ok yaðdýrdý. Egosundan akan kanlarý hayal edebiliyorum. Zaten kendisi aðzýndan saçtýðý tükürüklerle ortamdaki sývýyý hayalimle gerçek dünya arasýnda eþitleyebiliyor. O bana yetiþemeden ofise giriyorum. Masamdan çantamý alýyorum, herkes bana bakýyor. “Az önce patrona umarým bir gün gözün doyar dedim, beni bulmak isteyen nerede arayacaðýný biliyor, hoþça kalýn” diyorum. Herkes dumur oluyor, az önceki havalý lafý hangi filmde duymuþtum diye düþünüyorum, yukarý çýkmak üzereyken patron ve þefle karþýlaþýyorum. Þefin yüzünde yine engelleyemediði bir sýrýtma var; tüm bunlar yaþandýðý ve o orada olduðu için adrenalin patlamasý yaþýyor. “Derhal terk et burayý” diye böðürüyor patron. “Ne yapýyor gibi görünüyorum” diyerek aralarýndan sýyrýlýp geçiyorum. Dýþ kapýyý açýyorum, sert esen bir rüzgar beni çok havalý gösterebilirdi ama sýcak bir hava dalgasý yüzüme vuruyor. Dýþarýsý cehennem gibi sýcak. Bu iyi. Cennet bekleyebilir.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Serena Budakoðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |