..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Sevgi en azgýn yüreði uysallaþtýrýr, en uysal yüreði azdýrýr. -Alexis Delp
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Bireysel > Hilal Fýrtýna




5 Temmuz 2010
Hikayesiz  
Hilal Fýrtýna
Bu konuþmanýn sonrasýnda bana üzümlü kurabiye ikram ettiðini ve bir zamanlar yaptýðý nefis kurabiyeleri anlattýðýný hatýrlýyorum. Kendi yaþamý ile ilgili bir þeyler anlatýrken birden sýradan konulara geçivermesindeki ustalýk beni þaþýrtýyordu.


:BJFC:
Hikayesiz
     Öðrencileri huzur evine götürmekle görevlendirilen bir grup öðretmenin arasýndaydým. Bu iþi istemiyordum. Ama seçme þansým da yoktu.
     Bu tip ziyaretler hep yapýlýr. Ziyaretçiler, ellerinde hediyeleri ile gelirler, buradaki yaþlý insanlarla sohbet ederler, fotoðraf çektirirler ve tekrar geleceklerini söyleyerek giderler. Bizimkisi de buna benzeyecekti.
     Öðlene doðru huzurevindeydik. Bir yetkili, kurum hakkýnda bilgi verdikten sonra, gezdirmeye baþlamýþtý bizi. Yemek yenilen yer, televizyon izlenen salon, faaliyet odasý ve daha bir sürü yer.
     Sýra sýra odalarýn bulunduðu bir katý geziyorduk. Bazý odalarýn kapýlarý açýktý. Gülümseyen ya da kederli yüzler merhabalarýmýza karþýlýk veriyorlardý.
     Bir anda oldu her þey.
     Bir kadýn baðýrýyordu: “Kapat kapýyý lanet olasý, kapat!”
     Koridorun sonundaki odanýn önünde bizim bir öðrencimiz korkudan kekeleyerek duruyor ve odanýn içersinden bir kadýn baðýrýyordu. Hemen yanlarýna koþup ne olduðunu anlamaya çalýþtýk.
     Öðrencimiz, düþünmeden odanýn kapýsýný açmýþ ve odanýn sakini izinsiz kapýsý açýldýðý için çok sinirlenmiþti. Benim öðrencim adýna özür dileme çabam sonuç vermemiþ, kadýn “Burasý sirk deðil, görülecek hiçbir þeyimiz yok bizim!” diyerek, kapýsýný kapatmýþtý.
     Bu cümle beni öyle bir sarsmýþtý ki. Zaten istemeden, hiç anlamlý bulmadýðým bu ziyarete dahil olmuþtum ve bu kadýn haklýydý. Demek ki bu tip gruplar halinde yapýlan yüzeysel ziyaretler böyle algýlanabiliyordu. Kim bu þekilde ziyaret edilmek isterdi ki?
     Çok üzülmüþtüm. Üzüntüm kadýnýn baðýrmasý deðil, onu bu noktaya getirdiðini tahmin ettiðim duygulardý.
     Gelen ziyaretçiler, açýk olan kapýlardan baþlarýný sokuyor, selam veriyor, hal hatýr sorup diðer bir odaya yöneliyordu. Baþka bir gün baþka bir grup geliyor ve aynýsý oluyor. Hiç bir duygusal temas yoktu aslýnda.
     Yetkili bizi teselli etmeye çalýþtý: “Kusuruna bakmayýn bizim Sýdýka Haným’ýn. Ziyaret günleri daha bir sinirli olur. Aksidir biraz sað olsun.”
     Saraylý diye takýlýrlarmýþ ona. Aslýnda çok görgülü bir kadýnmýþ. Buraya geldiði günden beri küskünlüðü geçmemiþ.
     Baþka bir þey dinlemek istemiyordum. Ama sanki yetkili sorsam her þeyini anlatacaktý Sýdýka Haným ‘ýn. Kadýncaðýza zaten bir saygýsýzlýk yapýlmýþtý. Uzaklaþtým grubun yanýndan.
     Bir hafta sonra tekrar ayný yerdeydim. Önce telefon edip uygun bir zamanda Sýdýka Haným’ý ziyaret etmek istediðimi ve ona bu ricamý iletmelerini söylemiþtim. Yanýt olumluydu.
     Ýþte Sýdýka haným’la dostluðumuz böyle baþlamýþtý.
     Asil bir haným efendi gibiydi bana hoþ geldiðimi söylerken. Tane tane konuþuyordu yumuþak bir ses tonuyla.
     Beyaz saçlarýnýn arasýndaki siyah saçlar yaþlanmaya direniyor gibiydiler. Güzel bir kadýndý. Saçlarýný yanlardan tokayla toplamýþtý. Ýnsan ona ilk defa baktýðýnda, kendisine özendiðini anlýyordu.
     O da üzgündü yaþananlar sonucunda. "Üst üste gelen gruplar beni boðdu. Kapýmý kapatsam da kilitlesem de, mahremiyetime saygý duyulmadýðýný hissediyorum bazen” dedi.
     Ýnsanlarýn buraya sergi gezer gibi geldiklerinin farkýnda bile olmadýklarýný düþünüyordu.
     "Belki çok iyi niyetliler ama o teyzecimli yapmacýk sohbetler, sen bizi buralara düþmekten koru tanrým bakýþlarý, bizleri üzebiliyor.”
     Kimsenin buraya görev bilinciyle, iyilik yapýyorum duygusuyla gelmesini istemiyordu. Ama yine de baðýrmasýndan dolayý çok özür diledi.
     Onu sýk sýk ziyaret ediyordum. Arkadaþlýðýndan keyif alýyordum. Genelde o beni tanýmaya yönelik sorular soruyordu. Sanki ona sormamý istemiyordu buraya neden geldiðini. Oysa sormayacaktým. Hiç sormadým. Ben ona kendimi anlatýrken onu da tanýyordum çünkü.
     Bana anýlarýný anlatýrken, bazen fotoðraflarýný da gösteriyordu. Bir kutunun içinde birçok fotoðraf vardý. Ayrýca bir sürü de albüm. O içinden seçtiði bazýlarýný eline alýr ve kutuyu tekrar kapatýrdý. Bana hangi fotoðraflarýný göstereceðini sanki önceden ayarlýyor gibi gelirdi bana.
     Bir defasýnda eline aldýðý bir fotoðrafa bakmýþ ve bana göstermeden tekrar kutuya koyarken,"Kim bu ?"deyivermiþtim. Siyah beyaz bir fotoðrafta sekiz on yaþlarýnda bir kýz çocuðuydu bu. Anlamýþtým bu soruyla onun öyküsüne parmak bastýðýmý.
     “Annem” dedi.
     “Çocuðunuz ya da torununuz sandým. “ dedim.
     “Bu yaþlý kadýnýn da bir annesi vardý ve o anne de bir zamanlar çocuktu.” diyerek fotoðraf kutusunu kapatýp dolaba koymuþtu.
     Sonra baþka bir konuya geçivermiþti. Merakým yüzünden utanmýþtým.
     Benimle annesi hakkýnda konuþmasý çok sonra olmuþtu. O benimle ilgili pek çok þeyi öðrendikten sonra.
     Annesi ile ilgili hissettiði en yoðun duygunun öfke olduðunu söyledi. Birçok insanýn da böyle hissettiðini ama sakladýklarýnýn ekledi.
     “Öyle yoðundu ki anneme öfkem, asla çocuk sahibi olmak istemedim. Kimsenin bana böyle öfke duymasýný istemedim. Herkes bir þekilde babasýna annesine benzer çünkü.”
     Kendi annesine karþý duyduðu öfke sonucu yaþadýðý vicdan azabýndan bahsetmiþ, kendi çocuðunun da bu þekilde sýkýþýp kalmasýný istememiþti.
     Bu konuþmanýn sonrasýnda bana üzümlü kurabiye ikram ettiðini ve bir zamanlar yaptýðý nefis kurabiyeleri anlattýðýný hatýrlýyorum. Kendi yaþamý ile ilgili bir þeyler anlatýrken birden sýradan konulara geçivermesindeki ustalýk beni þaþýrtýyordu.
     Onunla saatler süren havadan sudan sohbetlerin arasýna gizliyordu kendini. Ben de tek tek özenle ayýrýyordum cümlelerini.
     Pek çok arkadaþý vardý. Kocasýný kaybedeli çok olmuþtu. Tekrar evlenmemiþ,yalnýz yaþamýþtý.Zorlandýðýný hissettiðinde de buraya gelmiþti.
     “Ýki can dostumla geldim buraya. Beraber olunca alýþmak zor olmadý.Onlarýn çocuklarý falan var,zaman zaman gelirler.Benim çocuðum olmadýðý için yol da gözlemem,kimseye sitem de etmem.”
     Bir gün birlikte dýþarýya bile çýktýk. Öðle yemeði yedik. Hatta bana kahve falý baktý.Bir film üzerinde konuþurken ,annesinin babasýný aldattýðýný söyleyivermiþti birden bire.
     Annesi, ailesi aþýk olduðu adamla evlenmesine izin vermeyince,apar topar babasýyla evlendirilmiþ.Yýllar sonra sevdiði adam onu bulmuþ ve gizli gizli buluþmuþlar.Babasý öðrenmiþ ve boþanmýþlar.
     "Hiç göremedik annemi o zamanlar. Bize babaannem baktý. Babaannem ölene dek annemi sayýlý kez görebildik.Babaannem ölünce bizi annem yanýna aldý çünkü babam bize bakacak durumda deðildi.Annem bize sarýlýr sarýlýr aðlardý.Biz affetmedik onu.Ailemizin daðýlmasýndan onu sorumlu tuttuk.Annem bir zamanlar sevdiði adamla evlenmiþti.Ne büyük bir aþkmýþ onlarýnki,ancak yaþlanýnca anladým.”
     Bir solukta anlatmýþtý.
     Sýk sýk onu görmeye gidiyordum. Bir tören gibiydi fotoðraflarýný bana göstermesi.Bir kaç fotoðrafý ayýrýyor ve kutuyu kapatarak,baþlýyordu elinde tuttuðu fotoðraflarýn hikayelerini anlatmaya.
     Birlikte bir fotoðraf çektirdik. Onun fotoðraf kutusunda artýk benim de bir fotoðrafým vardý. Belki ikimizin hikayesini de bir baþkasýna anlatýrdý bu fotoðrafa bakarken. Ama buna vakti olamadý.
     Bir gün ansýzýn arkadaþlarýndan biri ölüverdi. Yakýn dostlarýndan birini kaybetmek onu çok sarstý. Ona göre yeni dostlar edinemeyecek yaþtaydý ve gidenlerin yerinin doldurulamayacaðý yaþlarýn çok aðýr olduðunu söylüyordu.
     Bir daha onu yemeðe götüremedim. Sanki tüm umutlarý sönmüþtü. Dýþarý çýkmak istemiyordu.
     Hep annesini anlatýyordu.
     Sýdýka haným ömrünün son demlerinde,“Þimdiki aklým olsaydý baþka olurdu “diyordu.
     Artýk kendisine eskisi gibi özen göstermiyordu. Hep dalgýn bakýyor,sanki nefes almakta zorlanýyordu.
     Kýsa bir süre sonra onu da kaybettik.
     Belki tam zamanýnda tanýmýþtým Sýdýka Haným'ý, ama çok erken kaybetmiþtim.
     Bana fotoðraflarýný býrakmýþ. Annesi, babasý, kardeþi, kocasý, annesinin sevdiði adam… Bir kutunun içindeydi tüm hayatý. Ben o çok deðerli kutunun içinde bir yerlerde kendimi bulacaðýmý hissetmiþtim.
     Bir sürü fotoðraf, bir sürü. Çok azýný görmüþtüm ve sadece onlarýn hikâyelerini biliyordum. Sýk sýk bakýyordum fotoðraflara. Hiç birini tanýmýyorum. Onlarýn gerçek hikâyelerini bulmam imkânsýzdý. Bu hikâyesizlikleri dokunuyordu bana.
     Ona söylemek istediðim ne çok þey vardý. Sormak istediðim ne çok soru kaldý. Bazen geceleri uyku tutmuyor, kalkýp çay demliyorum kendime ve oturup masaya onu düþünüyorum. Belki de hikâyeler hiç tamamlanamýyor, hep yarým kalýyor. Belki de insan ömrü hikâyesini tamamlamaya yetmiyor. Ondandýr hep yarým kalmýþlýk duygumuz, zamansýz ölüm yakýnmamýz…
     Kendimi de fotoðraflarla birlikte o kutunun içinde sýkýþýp kalmýþ gibi hissediyordum. Artýk sahibi bu dünyada olmadýðý için hikâyesiz kalan bu fotoðraflarýn hikâyelerini tek tek yazmak istediðimi fark ettim.
     Onlara hikâyeler uyduruyorum. Yeni ya da yalan bir hikâye, hikayesiz kalmalarýndan daha iyi geliyor bana.
     Hikâyesini yazdýðým her fotoðrafý artýk baþka bir kutuya koyuyorum.
     Sýdýka Haným'ý çok özlüyorum. Bazen ona mektup bile yazýyorum. Adresi olmayan mektuplarým çoðaldýkça, hikâyesiz fotoðraflar azaldýkça, yaþamýn önünde sonunda geriye kalan bir kaç fotoðraf olduðu gerçeðiyle daha iyi baþa çýkabiliyorum.
Hilal FIRTINA





Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn bireysel kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Çirkin
Son Cümle
Fidanlar Sallanýyor
Ýstasyondaki Yabancýyý Tanýyorum
Temizlenemeyen

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Babamý Bulmak
Bir Gün
Mutfakta Yemek Piþiren Bir Kadýn


Hilal Fýrtýna kimdir?

Öyküsünü Arayan Kadýn

Etkilendiði Yazarlar:
Murathan Mungan,Jose Saramago,Çehov, Hasan Ali Toptaþ


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Hilal Fýrtýna, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.