..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Gene gel gel gel. / Ne olursan ol. / ... / Umutsuzluk kapýsý deðil bu kapý. / Nasýlsan öyle gel. -Mevlânâ
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Aný > Süleyman Pervane




25 Haziran 2010
Martý  
Süleyman Pervane
Bulunduðum otel odasýndan caddeden geçenleri izliyorum. On beþinci kattaki odamýn penceresinden insanlarý karýncalar gibi peþisýra geçiyorlarken görüyorum. Geçen insanlar bana geride býraktýðým þehrimi, þehrimin insanlarýný, ailemi, dostlarýmý, sevdiklerimi ve sevipte dost olamadýklarýmý hatýrlatýyorlar. Herþeyden halas olduðumu düþündüðüm bir anda geçmiþime dair düþünceler arýlar gibi beymimde výzýldýyorlar. Manila da benim ne iþim var diye soruyorum kendime. Roma'da, Lima'da, Mardin'de, Þam'da, Tebriz'de olduðu gibi...


:AFJC:
     Bulunduðum otel odasýndan caddeden geçenleri izliyorum. On beþinci kattaki odamýn penceresinden insanlarý karýncalar gibi peþisýra geçiyorlarken görüyorum Geçen insanlar bana geride býraktýðým þehrimi, þehrimin insanlarýný, ailemi, dostlarýmý, sevdiklerimi ve sevipte dost olamadýklarýmý hatýrlatýyorlar. Herþeyden halas olduðumu düþündüðüm bir anda geçmiþime dair düþünceler arýlar gibi beymimde výzýldýyorlar. Manila da benim ne iþim var diye soruyorum kendime. Roma'da, Lima'da, Mardin'de, Þam'da, Tebriz'de olduðu gibi... Gökyüzünden yeryüzüne inen ýþýk hüzmelerine daha fazla karþý koymuyorum, davetlerine icabet ediyorum ve birlikte aðlýyoruz. Naçar bir haldeyim, kanadým olsada gökyüzüne doðru havalansam. Kurtulduðumu sandýðým zincirlerimi bu otel odasýnda öylece býrakýp havalansam, uçsam uçsam da hatýrlamanýn olmadýðý geçmiþin olmadýðý bir diyara konsam. Kollarýmý uzun süredir uçamayan bir kuþ gibi iki yana açýyorum, gözlerimi kapatýp kanatlanýyorum. Kuþlardan daha özgür uçuyorum, yaðmura inat onun aksine yükseldikçe yükseliyorum. Yükseldikçe hafifliyorum. Kafesimin dýþýndan bulunduðum kafese bakakalýyorum öylece. Kanatlarýmýn altýndan yýllarým akýp geçiyor. Geçen yýllara daha fazla bakmak gelmiyor içimden, kanatlarýmý iyice açýp süzülüyor ve uçmanýn keyfine varýyorum. Kanatlarýmýn altýndan geçen yýllarýmdan bir ses yükseliyor, sese inat aþaðý bakmýyorum, bakamýyorum. Aþaðýdan yükselen ses ýsrarla beni çaðýrýyor ve bana “gel” diyor. Duymamazlýktan geliyorum ve kanat çýrpmaya devam ediyorum. Sonra biran dönüp bakýyorum ona ve ses tekrar yükseliyor. Bana son bir þey söyle diyor, “sana dair kelimelerim tükendi” diyorum ona. Ses bana gülümsüyor ve “ozaman sezsizliðin anlattýklarýný dinle” diyor. Onu kýramýyor, sessizliðe kulak veriyorum, sonra yanýmdan geçen bir martý kulaðýma eðiliyor aþaðýdan gelen sesi dinlemem gerektiðini bana haber veriyor. “Neden diyorum?” Çok fazla soru sorma, düþünce arýlarýndan kurtul diyor. Martýya mütebessim bir ifadeyle bakýyorum, “güven bana” diyor ve ben martýya güveniyorum. Sonra aþaðýya sesin sahibine bakýyorum, gamzelerinden gökyüzüne yükselen sevinç dalgalarý içime iþliyor. “Kelebek gibi uzun ömrümüz, unutma!” diyor. Sonra aþaðýdaki ses bir kelebeðe dönüþüyor ve göz kýrparak yanýmdan geçiyor.
     Gözlerimi açýp bulunduðum düþ aleminden sýyrýlýyorum. Caddeden geçen insanlarýn herbiri bir yana koþturuyor, herbirinin acelesi var. Onlarýn saatlerindeki yelkovan ile akrebin aksine benimkiler oldukca tembeller, sanki hiç hareket etmiyorlar. Sonra bu koþuþturmanýn ortasýnda elinde çiçekle duran huzursuz bir ruha gözüm iliþiyor. Meraklanýyorum, zaman geçtikçe daha da huzursuzlanýyor, yerinde duramýyor. Etraftaki insanlarýn dikkatinden de kaçmýyor huzursuz ruhun hali ve yanýndan geçerken kafalarýný çevirip ona bakýyorlar. Onun huzursuzluðu bana da bulaþýyor, sabýrsýzlanýyorum ve onu daha yakýndan görebilmek için odadan dýþarý fýrlayýp kendimi aþaðýya atýyorum. Elinde çiçek olan ademoðlunu arýyor gözlerim, onun bulunduðu tarafa doðru yöneliyorum. Huzursuz ruhu huzura kavuþuturacak olan meleðinde benimle birlikte ona yöneldiðini farketmem uzun sürmüyor. Melek ona yaklaþýnca huzursuz ruhla göz göze geliyoruz ve onun çekik, küçük kara gözlerindeki ýþýltýyý tanýyorum. Huzursuz ademoðlu adýna seviniyorum. Sonra baþýmý gökyüzüne kaldýrýp yüzlerce martý arasýndan ona güvenmemi isteyen martýyý arýyorum. Onu bulamýyorum ve o martýnýn yokluðunun benim onu bulma umudum olduðunu, onun gökyüzünde bir yerde varolduðunu düþünüyorum. Sonra kendi kendime “hayata, umuda, sevgiye ve aþka dair kelimelerim tükenmeyecek...” diye mýrýldanýyorum. Huzur bulan ademoðlu bana dönüyor, ayný dili konuþmasakta ne dediðimi anlayarak kibarca gülümsüyor, selam veriyor. Meleðin ellerinden tutup yanýma getiriyor, yabancý olduðum anlaþýldýðýndan nerden geldiðim soruluyor. Aþkla, “Ýstanbul” diyorum evrene duyurmak istercesine. Ertesi gün beni yemeðe davet ediyorlar, dostluklarýný sunarak vedalaþýyor, narin adýmlarla yanýmdan uzaklaþýyorlar. Onlar uzaklaþýnca bende ilerde duran telefon kulübesine doðru ileriliyorum. Ellerim titreyerek Ýstanbul'daki dostun numarasýný çeviriyorum. Karþýmdaki kadifemsi ses efendim diyor. Kekeliyorum, konuþamýyorum. Kim olduðumu anlýyor, “nasýlsýn” diye soruyor þevkatle ve ben “aþk-u niyaz ederim” deyip ahizeyi elimden býrakýyorum muhabbetle, yavaþ adýmlarla telefon kulubesinden uzaklaþýyorum. Minnetle dolarak kollarýmý kainata açýp onu sevgiyle sýmsýký kucaklýyorum.
                                              



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Süleyman Pervane kimdir?




yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Süleyman Pervane, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.