..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Müzik söylenemeyeni, ama sessiz de kalýnamayaný anlatýyor. -Victor Hugo
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Ýronik > Gülfidan Kement




9 Eylül 2001
Turuncu Düþler  
Gülfidan Kement
Sahildeyim, masmavi bir gökyüzü ve güneþ akþam gidiþlerinde. Gökyüzü gri ve mavi ile içiçe geçmiþ. Denizin dalgalarý yavaþ yavaþ kabarýyor. Týpký insanlarýn içi gibi... Ýnsanlar, insancýklar denizi içmiþ gibiler. Ýçlerinde denizin dibe vurmuþ sarhoþluðu.


:BIIH:
I.

Öykü dediðime aldýrmayýn. Bilirim öykü gibi: yaþamakla yazmak arasýndaki o ummasýz uçurumu. Geceydi, tüm geceler üstüste binmiþ yalnýzlýðýn dansýný yapýyorlardý. Neden geceydi ve neden ben buracýkta, bu gecedeydim? Geceydi ve gecenin dansýyla dans ediyordum. Hava çok soðuktu. Yaz sýcaðýnda yalnýzlýk üþütüyor insaný. Belki gecenin soðuk olmasý da yalnýzlýktandý. Bir çýðlýk duydum; susturamadýðým bir çýðlýk! Ýçimdeki çocuk çýðlýk çýðlýða aðlýyordu. Bu gece yolculuk zamanýydý, susmalýydý. Uzun yolculuklara çýkacak, kendimde kaybolacaktým. Kýzgýnlýgým öfkeye dönüþtü. Neden sesini duymak zorundaydým? Neden korkuyordu ve hep gülen çocuk neden bu gece durmaksýzýn aðlýyordu? Üþüyordum. Ellerim üþüyordu. Ýçimdeki beyaz düþlerim düþ kurmaya gitmiþti. "BÝR DUVAR"ýn tam önünde duruyordum ve düþüm bir sokak kedisi gibi üþüyordu. Sustum, yalnýz bile deðildim. Çocuk sustu ve bir nokta gibiydi içim. Ýçimdeki çocuðu uyandýrmalýyým. Yoksa virgülsüzlük öldürebilir beni. Duvar gitgide uzaklaþ benden. Yabancýyým! Seni delip geçmeliyim. "Meli malý" larýmý atmak, attýkça artmak istiyorum. Yalnýzlýðým! Korkum yok artýk. Bu gece, bu kent benden daha yalnýz. SUSMA ARTIK SAVAÞ BENÝMLE! Geri gel, býrak oyunlarý ve uyandýr beni. Kötü bir kabusla ya da güzel bir düþle ya da hiç kimsenin duymadýðý "hýþt hýþt" sesiyle. Bilinmeyen yolculuklar nereye? Bu korkaklýk niye? Uyan kendi bedenine. Haydi kendinlesin þimdi! Yolculuk zamaný bilinmez kendine...

II.

Mavi ne renktir? Mavi deniz, mavi gökyüzü, mavi yol, mavi aðaç, mavi t-shirt, mavi kalp, mavi sevda... Sahi, mavi ne renktir? Turuncu olabilir mi? Canlý ve hüzünbaz. Gri, siyah ve beyaz karýþýmý. Kahverengi: durgun, toprak gibi. Kýrmýzý: kan gibi. Sahi, mavi ne renktir? Tüm renklerdir belki de! Avuçiçi kadar sýcak, gökyüzü kadar sýnýrsýz, okyanus kadar derin ve bir yýldýz kadar yalnýz. Suskunluðum kadar çýðlýk ya da aþkým kadar ateþli. Yeþil kadar huzurlu. Bilinmez derinliktir, gecedir gündüze giden ve bir düþ köprüsüdür herþeye dair. Sahi, mavi ne renktir?

III.

Günýþýðý düþmüþ gözlerine... Uzun yol hikayeleri anlatmak yorar insaný. Bazen kendi hikayemi yazarken hayat alaycý gülümsemesini takar yüzüne. Kar gibi, buz gibi soðuktur hayat! Tüm uzak kentlere gitmek isteriz. KAÇIÞ, sonra baþka bir kent. Yine kaçýþ. SONRA... Biliriz, kentler yetmez ama bir ümittir bu. Sonralarda hep içimizi sorarýz, sorarýz. Bitmez sormalar, sonra ben biterim, içimi emiþlerim biter. Çýðlýk bu! (Yorgunum epeyce) Ýçimdeki yorgunluk bende ve ben sormaya devam edecek gücü bulamýyorum. Sonra sen bilinmeze yolculuðum, beni sor ve günýþýðý düþmüþ gözlerine beni al, gövdende büyüt. Sonra sev, ýþýl ýþýl yüreðimi aydýnlat.

IV.

Sevgi! Sevgiyi düþündüm; sevgi bilinmeyen, insaný anlamlý kýlan tek yolculuk. Ýçimde güneþin kýpýrtýsýný hissettim. Gövdemde büyüyen sevginle doldum. Ýçimdeki ýþýðý hissetmeliydin. Dün bana "seni herþeye inandýracaðým, bana yeniden güveneceksin, iliklerine kadar güvendireceðim" demiþtin ya, güveniyorum... Sevgimiz sürdükçe güveniyorum. Bugün ýþýk yansýdý ve yüzüm aydýnlandý. Korkularým var elbet, bilirim! Ama beni koruyacaðýný da bilirim. Sana dair deðil savaþým. Korkularý korkutacaðým. Savaþ açtým onlara bilmelisin. Ki içimizin içi ile savaþmazsak nasýl iyi bir "SAVAÞÇI" olabiliriz? Savaþçý neden savaþýr? Cevabý çok açýk. Tüm kavgalarýn altýnda saklýdýr cevabý: Ýyi bir BARIÞÇI olmaktýr amaç. Kendime rolümü biçtim: iyi bir barýþçýyým ben!

V.

Yosunun kokusunu duydum. Vapurdaydým. Yosunun kokusunu karþý kýyýlara taþýmak için "sevgiliyi" aradým. Karþý kýyýlarda duydu kokuyu. DENÝZ dalgalýydý. Mavi dalgalar yeþil dalgalarla seviþiyordu. Ben! Vapurdaydým ve yüzlerce martý attým balýklara...Martýlar! Yüzlerindeki yüzsüklükleriyle birbir denize daldýlar ve orda kaldýlar. Tek tek balýklar yuttu onlarý. Zavallýydý martýlar! Bilmiyorlardý onlarý balýklara attýðýmý. Ben kendimi kendime attým! Kendim tutmadý beni, denize düþtüm. Üstümde martý leþleri...Tüm balýklar yutmadý beni! O kadar küçüktüm ki görmediler bile. Bir yosun kokusuna ve yeþilliðine tutundum. Yüzme bilmeden yüzüyordum ilk kez. Hadi tut ellerimi sevgili! Eðer tutmazsan boðulurum sensizliðe. Sen sende kal, ben sende! SUSMA yalnýzlýðým susma, sustukça bitiyorum...Hiçkimse, hiçbiri, hiçbirþey, bir hiçlik çýðlýðýndayým. Sustukça çýðlýklarým artýyor oysa, sustukça vapur çýðlýðýna karýþýyor çýðlýklarým. Güneþ tepede, martý leþleri denizde ve ben vapurdayým. Demli bir çay satýcýsý geçiyordu üstümden. Oysa ben görünmeyen bir hiç deðildim...

VI.

Sahildeyim, masmavi bir gökyüzü ve güneþ akþam gidiþlerinde. Gökyüzü gri ve mavi ile içiçe geçmiþ. Denizin dalgalarý yavaþ yavaþ kabarýyor. Týpký insanlarýn içi gibi...Ýnsanlar, insancýklar denizi içmiþ gibiler. Ýçlerinde denizin dibe vurmuþ sarhoþluðu. Ben birisi; sarhoþ, yorgun, þaþkýn, bilinmez...Bir adam, bir pembe kaðýt, bir rüzgar, bir kadýn, yabancý baþka bir adam ayný masada oturuyor. Kadýn biraz sarhoþ, sigarasýný tüttürüyor denize. Konuþulanlara ve kendine yabancý. Birden bir rüzgar esiyor, pembe kaðýt havalanýyor. RÜZGAR alaycý; iþte oyun baþladý! Pembe kaðýt denizde. Bir kadýn, bir adam, yabancý adam denize düþen kaðýdý düþünmekte. Kaðýdý düþünmek yaklaþtýrýyor onlarý birbirlerine. Kadýn adama: "hadi atla denize, al o kaðýdý" diyor. Dalgalar kabarýyor, kaðýt yalpalayarak kýyý boyu sürükleniyor. Ýki adam kýyý boyu sürükleniyor. Kadýnýn tanýdýðý adam kýyýdaki demir parmaklýklarý týrmanýyor. Kýyý boyu sürüklenen kaðýdýn ardýndan sürükleniyor. Herþey adamla sürükleniyor. Sürüklenen herþeyi kadýn gülümseyerek izliyor. Sigarasýný tüttürürken bilinmezden gelen bir GÖZYAÞI kadýnýn gözlerinden akýyor...Adam durduruyor sürüklenmeyi, dönüþ yolculuðuna çýkýyor. Atladýðý parmaklýklara yeniden týrmanýyor. Özgür iradesiyle geri dönüyor. Karar onun; vageçiyor kaðýdýn peþinden sürüklenmekten. Ýstese, yüreði istese gidecek adam! Kadýnda, kaðýtta, hatta yabancý adam da biliyor bunu. Yürüyor adam kadýna doðru. Kadýn sürükleniyor. Kimse sürüklendiðini görmüyor. Sadece kendisi görüyor kendini. Geçmiþe, geleceðe, gidiþlere, dönüþlere sürükleniyor. Biliyor herþey gibi sürüklenme nedenini: Seviyor iþte var mý ötesi? Sarhoþ sevdalarý seviyor. Kadýn öylece sevgiye sürükleniyor...

VII.

Her gün yol boyu yürüyordu. Ýnsanlarý görüyor, gülüyordu. Yüzünde acý tebessüm, içinde yaþamýn anlamsýz tiz çýðlýðý saklýydý. Yaþamda O saklýydý! Saklý bir kent gibiydi. Kimliksizdi, kayýptý, kayýp bir kentti. Ýçinde bir yaprak kýpýrtýsý bile yoktu. Bir yaprak; ilk baharda yeþillenen, sonbahar rüzgarýyla kýpýrdayan...Her bir kýpýrtý onu sonu bilinen bir öyküye götürürdü. DÜÞECEKTÝR! Üstünden insanlar geçecektir. Irmaklara, nehirlere rüzgarlar boyu sürüklenecektir. Sonrasý: ... Bir dal bilir onun gidiþini. Bir dal, bir yaprak, bir O: diðer adýyla kayýp kent. Bir yaprak kýpýrtýsý bile olamamýþtý. Oyun zamanýydý! Yol boyu yürüyordu, insanlarý görüyor, gülüyordu. Onu görmediler, kayýp kentti, kýpýrdayan yaprak...Ne kadar yorgundu bedeni baþlýðýný kendi koyduðu hayatta. Nasýl içindeki kýpýrtý arttý bir sonbahar yapraðý gibi? O hayatýn kýrýlan dalýnda kendisini görüyordu. Yere DÜÞTÜ! Yol boyu düþtü. Sirenler...Çýðlýklar...Bir kadýn düþtü. Irmaklara, nehirlere sürüklemedi onu hayat. Bir ambulans sireninde kaldý sesi: sonu sadece kendisi tarafýndan bilinen!...

VIII.

Tik, tak, tik, tak...18 Haziran, sabah: Gün aðarýyor, yaz sýcaðý. Hava karasal kuraklýkta. Havanýn ne önemi var? Ýklim bilinmezlerde. Ýklim: AÞK, TUTKU, SEVGÝ, YOLCULUK. Bir sevda öyküsü...Sabah. Uykudan uyandýlar. Uyanýkken uyandýlar. Sevgi ýþýðý gözlerle birbirlerine baktýlar. Gözleri birbirlerine güneþ, birbirlerine sevgi, tutku, insanlýk ve çocuk...18 Haziran: AÞK. 18 Haziran: SEVDA. 18 Haziran: TUTKU. Fonda Sunay Akýn ve Kýz Kulesi'nin Aþk Öyküleri, sevda türküleri. Onlar birbirlerini sevdi, çocuklarý sevdi, en çokta eþitliði ve tutkuyu sevdi. Eþitlik onlara eþit davranmadý! Adaletin terazisinde hep yukarda kaldýlar. Terazinin kefesi onlarý tartmaya yetmedi. Suçluydular. Tutkuyla suçtular. Sevgileri suçtu. Suçtular dünyada. Tik, tak, tik, tak...19 Haziran. Saat durdu!

IX

K.. KE ... KEN.... KEND..... KENDÝM! Alo, alo KENDÝM! Nerdesin? Duyulmayan anlam çýðlýklarýnda nereye bu yolculuk? Kaç kez çaðrý býraktým. Duymuyorsun... Alo þimdi! Alo alo, hay allah telefonum kapsama alaný dýþýna düþmüþ. Nerede acaba? Kapsanmýyorum bile. Uzak gemi yolculuklarý baþlamýþ. Sakýn yanlýþ anlama. Kendine sadece bu sanal yolculuk. Gemi falan hayal aslýnda. SANAL KONUÞMALAR. Kendince küçük harflerle yazmýþsýn. Kendinceyi boþver sen! Zaten epeyce küçüksün. Çaðrýna cevap bile veremiyorsun kendim! Anlamsýzlýk yolculuk mudur? Yoksa yolculuk mu anlamsýzdýr? Aslýnda anlam anlamsýzlýktýr... Bir de "alo" bile cevapsýzsa, vah senin haline! Ne o küçük adam, korktun mu sorgulardan? Hadi konuþ sessizliðe. Nerdesin ve ne yapýyorsun? Yalan söyleme kendine! O kadar kolay deðil konuþmak. Kaç, kaç, kaç... Nereye? Kaça kaç? Saat kaç? 28 olmuþ. Vakit epeyce erken. Çok yoruldun, uyu istersen! UYKUDA yolculuga çýkma! Sonra hiç uyanamazsýn, baþýn epeyce belaya girer. Bulurlar seni bir kayýp çocuk gibi... Hani durmadan aðlar, gözleri kan kýrmýzýsýdýr, yüzü mor ve sümüklüdür. Polis amcalarý alýr götürür ve bekler karakolda... Karadýr yalnýzlýk ve uzanacak bir kol yoktur ona. Kol; ucunda el olan kol. Ýþte bak içindeki polis amca seni nasýl yakaladý. Oysa ne güzel kaçýyordun! Uzaklara, bilinmeze... Sen yine de dene kaçmayý. Farkettirme kendine!

Gülfidan Kement



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Önemli Deðil
Yaðmurun Ayak Ýzleri

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
A-sa-mam! [Þiir]
Savaþ [Þiir]


Gülfidan Kement kimdir?

DAÝMA DAHA ÇOK IÞIK

Etkilendiði Yazarlar:
FERÝT EDGÜ


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Gülfidan Kement, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.