Yýllardan beri söylediðim bir tespitim ile yazýya baþlamak istiyorum: 20. yüzyýlda Bolþevik Devrim’in ardýndan dünyayý kasýp kavuran bir Sosyalist Akým yayýldý ve dünyanýn en ücra köþelerine kadar ulaþtý. Bu, öyle bir akým ki rüzgâr olmaktan çýkýp kasýrgalara dönüþtü; halk ayaklanmalarýna, devrimlere, karþý ihtilallara, askeri ve despotik yönetimlerin gelmesine sebep oldu. Yüzyýlýn sonlarýna doðru gittikçe hýz kesen bu akým; Gorbaçov’un bir fiskesiyle devrilip gitti.

Yýkýlýp gitmesine gitti ama dünyanýn birçok ülkesinde bu sosyalist akýmýn etkisiyle çok fikir adamlarýnýn yetiþmesine de sebep oldu ve/veya açýkça fýrsat verdi. Ve o fikir adamlarý; düþünceleriyle, önerileriyle, yazdýklarý kitaplarýyla ülkelerinin geleceðine yön verdiler, halklarýnýn ufkunu açtýlar.

Hayýflanarak söylüyorum: Maalesef bizde bu tür fikir adamlarý yetiþmedi. Süslü sözlerle bol bol slogan ürettiler.

CHP Kurultayýnda konuþan Kemal Kýlýçdaroðlu; süslü sözlerle slogan atmaktan öteye gidemeyince tekrar bunlarý düþündüm.

Ýmdi, köken ve siyaseten bu akamýn bir mensubu olan Tovorish Kemal (siz Tavariþ olarak okuyunuz, Rusça’da Yoldaþ demektir), süslü sözlerle halkýn desteðine yürümek yerine: Çok sesliliðe, demokratik özlemlere, insan hak ve özgürlüklerine, dini inançlara, örtünme ve eðitim hakkýna cevap verecek bir politika mý geliþtirecek? Yoksa yýllar öncesinden sol çizgiyi terk edip katý ve despotik bir zemine oturtulan klasik CHP zihniyetine mi teslim olacak?

Her Doðu ziyaretinde demokratik söylemleri dile getiren Tovorish Kemal, Ankara’ya dönünce: “ Sen ne ettin Kemal, söylediklerini kulaðýn duyuyor mu?” diyerek susturulurken ve yüz seksen derece çark ettirilirken; þimdi baþýnda demoklesin –pardon- Deniz’in kýlýcý olmadýðýna göre, yeniden o söylemleri dile getirecek mi? Örneðin Onur Öymen’e “gereðini” yaptýracak mý?

Ya da bir takým medyanýn verdiði gazla “biz nasýl olsa iktidara geleceðiz, çizgi deðiþtirmeye gerek yok” mu diyecek?

Tovorish Kemal unutmamalýdýr ki tarihin koynu, medya gazýyla havalanýp uçurulan ve sonradan ayný medya tarafýndan tepe taklak aþaðý indirilenlerle doludur.

Mavi gömleði ve köylü kasketiyle uçurulup sonradan “bir bölen” olarak linç edilen Kara Oðlan örneðini mi versek…

Yoksa “sarýþýn güzel kadýn” örneðini mi?

Tovorish Kemal 62 yaþýnda olduðuna göre “eski tüfek” sayýlýr. Eski tüfekler komitacýlýðýn ne anlama geldiðini iyi bilirler.

Ýttihat ve Terakki komitacýlarýnýn son örneði Ýsmet Ýnönü ve Celal Bayar’dan sonra günümüze yansýyan en büyük komitacý Deniz Baykal’dý…

Eski CHP’de hizipçiliði ile öne çýkan, siyasi yasaklarýn kalkmasý ile SHP’de genel baþkanlýk yarýþýna giren; Erdal Ýnönü karþýsýnda üç defa yenilgiye uðramasýna raðmen inadýndan ve hizipçiliðinden asla vazgeçmeyen…

Kapatýlan siyasi partilerin “siyasi hayata yeniden dönmelerini saðlayan yasa” çýkar çýkmaz derhal koþup CHP tabelasýný asan; CHP’yi yeniden örgütleyerek genel baþkan seçilen…

Murat Karayalçýn’nýn temiz ve saf kiþiliðinden faydalanarak, iktidar ortaðý olan SHP’yi yutup ona genel baþkan ve –hiçbir emek sarf etmediði halde- koalisyon iktidarýndan dýþ iþleri bakanlýðý koltuðunu kapan…

CHP teþkilatýnýn tamamýný kendi çizgisine göre dizayn; aykýrý seslerin tamamýný tasfiye eden, koca partiyi tek bir ses, tek bir nefes haline getiren…

Deniz Baykal’ýn üstün komitacýlýðýndan þüphe edilebilir mi?

Pekiyi, ne oldu bu kadar üstün vasýflarý olan bu komitacýya?

Uçkur düþkünlüðünün düþmanlarýna altýn tepsi ile sunduðu bir fýrsat ile yýkýldý gitti.

Skandalýn ortaya çýkmasýnýn hemen akabinde CHP medyasýndaki istifa taleplerinden vazgeçtim.

Skandalýn üçüncü ya da dördüncü günü “CHP genel baþkanlýðýna adaylýðým söz konusu deðildir” deyip kýsa bir süre sonra da adaylýðýný açýklayan birinin verdiði sözlere, vaatlerine ne kadar güven olur?

Hani, bu nedenle bizzat bu komplonun aktörlerinden biri olduðunu da düþünmüyor deðilim.

Kravatsýz ve Ecevit þapkasýyla kurultay kürsüsünden “yokluk, yoksulluk edebiyatý” ve de “Recep Bey istihzasý” yaparken; elin oðlu, giydiði gömleðin 350 TL’lik ( yazýyla da üç yüz elli Türk Liralýk ) Etro marka olduðunu fotoðrafla tespit eder ve Twitter adlý sosyal paylaþým sitesinde on binlere ulaþtýrýr. Bu satýrlarý yazan fakir de Etro marka pahalý bir gömlek markasýnýn varlýðýndan haberdar olur.

Bir daha imdi, Mahatma Gandhi ile özdeþ hale getirilmeye çalýþýlan Kemal Kýlýçdaroðlu’nun, en azýndan kurultayda siyasi rakibi için yaptýðý Recep Bey istihzasý; onun asla “Þiddet göstermeme, benim inancýmýn ilk maddesidir. Ayný zamanda o, itikadýmýn da son maddesidir.” diyen bir Mahatma Gandhi olamayacaðýnýn ilk belirtisidir.

Onun için en iyisi: Selefleri gibi süslü sözlerle süslü sloganlar atan bir Tovorish Kemal olmasýdýr.

Hiç merak etmesin, süslü sözlere ve sloganlara alýþýk olan halk kesimi de oylarýný ona yaðdýracaktýr. Sittin senedir tek baþýna iktidar olamamýþ bir siyasi görüþü iktidar yapamazsa da yerlerde sürünmekten kurtarmýþ olacaktýr. Hele bahtýna bir de koalisyon çýkarsa, yemesin de yanýnda yatsýn…

Son söz: SSK’yý batýran Sigorta Müdiri ülkeyi de batýrmaz mý?

El cevap: Batýrýrsa müstahak deðil miyiz?


Cahit Kýlýç