..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Umutsuzluða düþmeyin. -Charlie Chaplin
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Aþk ve Romantizm > Haþmet Þenses




20 Mayýs 2010
Peynir Kendiliðinden Kaþar Olmaz  
Haþmet Þenses
“Kýrk altý yýl, ” diyor arkasýndan uzatýlan mikrofona, biraz utanarak, "Kýrk altý yýl dile kolay bir zaman…"


:AEFJ:
“Kýrk altý yýl,” diyor arkasýndan uzatýlan mikrofona, biraz utanarak, "Kýrk altý yýl dile kolay bir zaman"

Bele kadar çýkan karýn içinden açýlan bir geçitte yürüyorlar, üç kiþi. Sunucu gülüyor. Hep birlikte gülüyorlar.

Anlýyor yaþlý kadýn, biliyor, karda hep çocuktur insan. Dolaysýz ve güdük... Yürürken bata çýka...

Yaþlý kadýn önde, sunucu arkasýnda, en arkada omzunda kamerasýyla genç bir adam...

“Aha iþte!” diyor, bembeyaz bahçenin ucunu gösterip eliyle: “Benim adam.”

Bir aðacýn altýnda, kardan temizlenmiþ bir açýklýkta, elinde bir balta, odun kýrýyor adam.

“Çok mu sevdin sen bunu?” diye soruyor, sunucu kadýn hýnzýrca. Kýzarýyor biraz yetmiþini çoktan aþmýþ teyzem, “Çoook!” diyor.

Fark ediyor geldiklerini ama iþine bakýyor, ciddi, yüz vermiyor, karýsýyla ayný yaþta olan adam.

Gelip duruyorlar yanýnda orta yaþlý sunucu kadýnla yaþlý kadýn. Çaresiz ara veriyor iþine ve yanýnda dikilenlere dönüyor.

“Merhaba amcam, kolay gelsin.”

Uzatýlan mikrofonu fark etmemiþ gibi eve doðru bakýyor.

“Saðooolasýýn.”

“Bizi tanýdýn mý? Mahmut amca dediler köyde. Kalktýk geldik, seninle Þerife teyzenin yanýna.”

“Hoþ gelmiþsin kýzým. Bildim seni televizyondan.”

Sunucu, kadýna dönüyor. Bir çocuk gibi saf gülümsüyor kadýn. Hep gülümsüyor.

“Anlatýr mýsýn bize, nasýl tanýþtýnýz, nasýl evlendiniz? Aþýk mýydýnýz birbirinize?”

Ýçten bir kahkaha atýyor sunucu. Hep birlikte gülüyorlar.

"Böyle birden sordum ama, çok sevmiþsiniz, öyle dediler köyde."

“Sevdik iþte,” diyor Þerife teyze. Bir çocuk gibi utangaç. Kafasýný çevirip karla kaplý alçak tepelere bakýyor. Susuyor.

Yüzüne doðru uzatýlan mikrofon, gereksiz bir ayrýntý Mahmut amca için. Baltanýn keskin ucunda gezdiriyor parmaklarýný.

“Sevdik iþte ya. Sevmez mi insan hiç.”

“Kaçýrdýn mý yoksa sevdiðini. Beklemiþsiniz yýllarca. Sonra da...”

“Kaçýrmadým.” diyor yalnýzca. Uçuk mavi göðe bakýp, kýr saçlarý seyrelmiþ çýplak baþýný sývazlýyor.

“Hee... Bekledik ama. Ne bu evlendi... ne ben otuzuna kadar”

Sunucu kadýnýn mikrofonu aðzýna götürüp konuyu derinleþtirmesine fýrsat vermiyor.

“Hele gelin içeri, bir çayýmýzý içmeden...”

Kameramana dönen sunucu, “Keselim istersen.” deyip yaþlý adama dönüyor, bu kez mikrofon olmadan. “Geçelim valla Mahmut amca. Hem evinde, hem ahýrda konuþuruz biraz da. Nasýl duruyorsun bu soðukta.”

Kameraman sýrayla, bir eliyle kamerayý tutarken boþta kalan diðer elini hohluyor. Mahmut amca, kameramanýn uçlarý kesik eldivenli ellerine bakýp gülüyor.

Üzerinde kareli kýrmýzý bir gömlekle bir ceketten baþka bir þey bulunmayan yaþlý adam önde diðerleri arkada, tek sýra halinde eve doðru yürüyorlar, karýn içinde açýlan geçitten.

-------------

Kýtlama içiyor çayýný yaþlý adam. Karýsý þeker atýp karýþtýrýyor, diðer ikisi gibi. Kameraman iki yudum aldýðý bardaðý yere býrakýp, kamerasýný sýrtlýyor ve kayda geçiyor.

Sunucu, Þerife teyzeyle çok yakýn oturuyor, gürüldeyen sobanýn yanýnda. Aralarýnda tuttuðu mikrofonu, parmaklarýnýn basit bir hareketiyle bir kendine bir ona yönelterek sorular soruyor, kýsa ve kesik yanýtlar alýyor. Boþtaki eli Þerife teyzenin omuzunda.

Mahmut amca tam karþýlarýndaki masanýn yanýnda her an kalkýp gidecek gibi oturuyor. Söze karýþacak oluyor arada, ama her seferinde susuyor. Hýzlý ve sýk yudumlarla içip bitiriyor çayýný. Kameranýn önünden geçip sobanýn üzerinde buharý tüten çaydanlýktan yenisini dolduruyor.

“Demek kaþar da yapýyorsunuz.” diyor sunucu, “E bize de anlat bakalým nasýl yapýlýr kaþar.”

Anlatýyor yaþlý kadýn. Her günkü rutinini hiç teklemeden, herhangi bir coþku taþýmayan sakin ve gülen bir yüzle, kýsacýk cümleler kurarak anlatýyor.

“Peynir kendiliðinden kaþar olmaz.” diye bitiriyor sözünü bilgece.

Pek hoþlanýyor sunucu bu son sözden. Güldükçe gülüyor. Anlamayan ama sezen bir ifadeyle gülüyor Þerife teyze de.

Þerife teyzenin kýnalý ellerini tutup, "O kaþarý bu küçük, bu güzel, nasýrlý ellerinle mi yoðruruyorsun?" diyor.

"Ýþte..." diyor. " Güzelliði mi kaldý ki kýzým."

Ýkinci çayýný da bitiren Mahmut amcayý diðer yanýna alýp sohbeti ikisiyle birlikte sürdürüyor sunucu.

Kameramanýn, yerde duran soðumuþ çayýna bakýyor yaþlý adam. Bir þey söyleyecek oluyor ya, vazgeçiyor.

Biri Erzurum'da diðeri Ankara'da yaþayan iki kýzlarýndan ve altý torunlarýndan, günlük yaþamlarýna iliþkin ayrýntýlardan uzun uzun konuþtuktan sonra, konu yine sevdalarýna gelince, ilkten biraz tedirgin olsa da, kýrk altý yýl önceki evliliklerine kadar, ayný köyde nasýl bir kez olsun konuþmadan, gizli gizli birbirlerini sevdiklerinden sözediyor Mahmut amca.

Sonra açýlýyor yavaþ yavaþ. Alýþkýn olduðu bir doðallýkla, duvarda bir yerlere bakarak anlatýyor tüm hikayeyi.

Geç gittiði ve yýllarca süren askerliði sýrasýnda çektiði hasreti neredeyse duygulanarak anlatýyor. Köye dönüþden sonrasýný anlatýrken katý bir ifade yerleþiyor yüzüne.

"Gittik istemeye, vermediler. Seneye bir daha gittik... yok yine razý deðil büyükleri." Durup düþünüyor.

"Ee bu arada hiç konuþmadýnýz mý Þerife teyzemle?" diyor sunucu. Hýnzýrca gülüyor yine. Dönüp sol yanýnda oturan Þerife teyzeye bakýyor önce. Yanaklarý pembeleþmiþ yaþlý kadýnýn.

Omuzlarýný kaldýrýp indiriyor, "Cýk" diye olumsuzluyor yalnýzca. Bu konuda artýk konuþmak istemiyor belli. Dönüp, üst tarafýnda çatýdan sarkan buzlarýn göründüðü pencereye bakarak, çocukça bir utangaçlýkla gülümsemeyi sürdürürken, dudaklarýný büzüp pembeleþmiþ yanaklarýný þiþiriyor.

"Konuþmadýk vallaha," diyor, mikrofona artýk alýþmýþ olan Mahmut amca azcýk öne eðilip. "Ama herkes bizi gizliden buluþuruz sanýrdý. Hep bakýþýrdýk biz... düðünlerde..."

Yaþamý boyunca sýðýr besiciliði ile uðratýðýný söyleyen yaþlý adam, "Amaan" diyor, "Naapacan iþte. Sonradan sonraya elim para tuttu da, defi bela kabilinden vermeye mecbur kaldýlar."

Misafirleri geldiðinden beri ilk kez karýsýna kaçamak bir bakýþ atýyor. Bir an gözgöze geliyorlar. Sunucu için için gülüyor, iki sevimli yaþlý insanýn arasýndaki sýcaklýðýn ortasýnda dayanamayýp Þerife teyzeye sarýlýyor.

Sonra susuyorlar bir süre. Kamerasýný odaný içinde gezdiriyor kameraman. Boþ duvarlar... Ortadaki soba... Ýki duvarýn dibinde ayrý duran iki kerevet... Mutfaða açýlan kapýnýn önünde duran boþ bir süt güðümü...

"Oðlum çayýný soðuttun," diye sessizliði bozuyor yaþlý kadýn. "Bizimkileri de doldurayým kýzým." diyerek kalkýyor.

Sunucu kadýn da kalkýyor, " Yok Þerife teyzem, sizin þu hayvanlarý da bir çekelim de, artýk bitirelim" deyip kameramana eliyle keselim iþareti yapýyor.

Dýþarý çýkýp evin kapýsýna bitiþik olan ahýrýn kapýsýndan giriyorlar.

Akþam saatleri yaklaþýrken ahýrdaki üç inek de hiç bir þey yapmadan uzandýklarý yerde tembel tembel kuyruklarýný savuruyorlar. Ahýrdaki üç pencerenin ikisi tahtalar çakýlarak tamamen kapatýlmýþ. Birinin camlarý var ve buz tutmuþ. Ýçerisi bitiþikteki odanýn sýcaklýðýna karþýn soðuk. Ýneklerin durduðu ve ahýrýn geri kalanýndan bir çitle ayrýlan kýsýmýn uzaðýnda, köþede yanmayan bir soba var.

"Üþümüyor mu bu hayvancýklar?" diye soruyor sunucu. Kameramanýn diplerine kadar sokulduðunu gören çite yakýn yatan alaca inek, ýslak, siyah burnunu kameraya doðru uzatýyor.

"Kendi nefesleriyle ýsýnýr bunlar, sokulurlar bazen birbirine, öyle dururlar." diyor Þerife teyze.

"Çok soðuklarda sobayý yakarýz bazen." Mahmut amca söylüyor bunu.

"Ýçlerinden birini saðarken çeksek iyi olurdu. Ama sabah saðmýþsýnýzdýr." diyen sunucuya, Þerife teyze:

"Saðarým, zararý yok. Sabahtan saðýyorum ben. Ama sütü vardýr þimdi."

Kadýn çiti geçip, ineklerden en iri olanýnýn yanýna sokuluyor. Bu saate rahatsýz edilmeye alýþkýn olmayan hayvan, bön bön bakýyor. Burnunu yaþlý kadýnýn eteklerine sürtüyor.

Kadýn ineði saðarken, sunucu ayakta hem izleyip hem Mahmut amcayý konuþturuyor.

"Bahar gelsin, bollaþýr sütleri. Þimdi saman ve yem yiyorlar, daha güzel oluyor. Ama azdýr iþte, kaþar da yapamýyoruz bu mevsimde pek."

Bir kaç dakikalýk bir çekim yapýp güç bela sütünü vermeye ikna ettikleri ineði okþayarak dýþarý çýkýyorlar.

Akþam olmuþ bile. Güneþ tepelerin ardýnda yeni kaybolmuþ ve ortalýk bembeyaz örtüden yansýyan tuhaf ýþýk azalýrken alacakaranlýða bürünüyor.

Þerife teyzeye sarýlýyor sunucu kadýn. Sora Mahmut amcanýn elini öpüyor.

"Allah'a emanet olun, saðlýcakla kalýn. Yine geliriz belki baharda... yazýn. Kýsmetse."

Son karelerini de çeken kameraman her ikisinin de elini öpüyor.

Birkaç yüz metre ilerideki köye giden ve kardan kýsmen temizlenmiþ yolun kenarýnda duran otomobile binip yola çýkýyorlar.

Yanyana duran iki yaþlý el sallýyorlar arkalarýndan.

"Siz de Allah'a emanet olun," diye mýrýldanýyor kendi kendine Þerife teyze, " Bu karda kýþta."

Otomobil kaybolana kadar orada dikilip bakýyorlar arkasýndan.

-------------

Dar ve uzun mutfakta, üzerindekileri topladýktan sonra masayý siliyor yaþlý kadýn.

Ardýna dek açýk kapýdan odaya geçiyor. Daha bugün kesilmiþ odunlarýn durduðu kovayý yokluyor. Hala tam kurumamýþ odunlar. Sobanýn diðer yanýndaki kovadan iki parça alýp atýyor ateþin içine. Çaydanlýðý alýp mutfaða geçiyor.

Yaþlý adam, yarýsý kesilmiþ bir kalýp kaþarýn durduðu tezgahýn bir ucundaki 37 ekran televizyonu açýp oturuyor ve sýcak çayýný yudumlamaya koyulurken, uzaktan kumadayla, izleyebildikleri üç-beþ kanalý geziyor. Çaylarý doldurduktan sonra çaydanlýðý yeniden sobanýn üzerine koyan kadýn gelip yanýna oturuyor.

Öylece oturuyorlar bir süre yanyana, televizyona bakarak. TRT'de haberleri izliyorlar. Neden sonra:

"Çýkar mý ki bugün?" diye soruyor kadýn.

"Daha yeni gittiler. Ne acelen var!" diye yanýtlýyor adam. "Bak sormayý unuttuk. Keþke sorsaydýk ne zaman çýkar diye."

Sabahtan beri ilk kez konuþuyorlar. Sonra susuyorlar yine.

Kadýn, çayýný bitirip elini masanýn üzerine koyuyor. Adam da bitiriyor çayýný. Esmer, buruþ buruþ, sayýsýz damarýn içiçe geçtiði elini, kadýnýn kýnalý parmaklarýný avcunun içine alacak biçimde koyuyor kadýnýn elinin üzerine. Öylece oturuyorlar ellerinin ve yanyana durduklarý masanýn ucunda bedenlerinin sýcaklýðýný duyarak.

Yanlarýndaki odanýn diðer tarafýndan alaca ineðin böðürtüsü geliyor. Hayvanlarýn birbirlerine daha da sokulduklarýný düþünüyor her ikisi de ayný anda. Kadýnýn elini daha sýký kavrýyor adam. Taze kaþar kokusunun doldurduðu havayý çekiyorlar içlerine.

Haberler bitiyor televizyonda, hava durumu baþlýyor. Ellerini ayýrmadan oturan iki yaþlý sevdalý, dikkatlerini tümden ekrana veriyorlar.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn aþk ve romantizm kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Bir Balýk Öyküsü

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Tavþanlar ve Bir Ayrýlýk
Hurda
Götürülüþ
Çözülüþ
Krem Renkli Kedi
Durmuþ
Sabah Akþam Mozart
Sercan
Alaaddin'in Uykusu
Cumhuriyet Kýraathanesi

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Ýstila [Þiir]
Krallar, Duvarlar, Köpekler [Þiir]
Lütfen Kapatýn Ekraný ve Bir Þans Verin Kendinize [Deneme]
Kulelerin Dýþýnda [Deneme]


Haþmet Þenses kimdir?

Görüntülerin giderek hýzlandýðý, belleði ve bilinci dumura uðratan bir girdaba dönüþtüðü günümüzde, yazýnýn yavaþlýðýnda soluklanmak ve direnmek için yazýyorum.

Etkilendiði Yazarlar:
Klasikler, gerçekçi ve toplumcu sanatçýlar, ressamlar, müzisyenler ve dünyayý anlamaktan ötesini, onu dönüþtürmeyi öngören tüm insanlar, sanatçýlar, düþünür ve bilim insanlarý...


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Haþmet Þenses, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.