Avukat Betül, Aðustos sýcaðýnda belki elli derece ýsýnýn altýnda, sýrtýnda dosya bulunan çantasý ile mahkeme heyetine eþlik ediyordu.Yüksek avlu duvarlarý ile çevrili dar, arnavut kaldýrýmý döþeli, otantik sokaklar ona sanki bir Ortadoðu ülkesindeymiþ hissini veriyordu.
Kan ter içinde keþif mahalline ulaþtýlar. Dava konusu yer eski bir Mardin evi. Dýþarýdan sadece büyük bir avlu duvarý görünüyor.
Ama içeri girince hoþ, yöresel bir avlu, avluyu çevreleyen yi
ne baþka evlere ait adam boyunu aþan yüksek duvarlar ve yaklaþýk 70m2 civarýnda minik bir ev-cik...
Davacý vekili (Halen Almanya'da ikamet eden ) müvekkilinin, babasýnýn isminin tapuya yanlýþ yazýldýðýný iddia ediyor. Güya baba isminin düzeltilmesini, tapuda iþlem yapamadýklarýný, mahkeme düzeltmeye karar verirse taþýnmazýn satýþýný yapacaklarýný, yanýnda bulunan þahsýn evi yeni satýn aldýðýný, söz konusu yanlýþlýk nedeniyle devir iþlemlerinin yapýlamadýðýný beyan ediyor.
Bu arada tanýk dinletiyor. Tanýk da yýllardan beri o evi bildiðini malikin avukat beyin müvekkilinin babasý olduðunu söylüyor.
Keþif zaptý tutulurken orta yaþýn üzerinde bir bey ve 8-10 yaþlarýnda bir çocuk mahkeme heyetine yaklaþýyor. Adam baþlýyor anlatmaya:
'Bu yer tapuda adý yazýlý kiþiden itibaren 4-5 el deðiþtirdikten sonra ben satýn aldým. Fakat tapusunu alamadým. Küçük bir ikramiyem vardý ancak buraya yetti. Haným da vefat edince çocukla bir baþýmýza kaldýk, idare edip gidiyoruz þükür' diyor ve tanýða dönerek:
-Sen ......semtinde .....isimli emlak ofisinin iþletmecisi, emlakçý deðil misin?
Hazine adýna davayý takip eden Avukat Betül boðazýna bir þeyler düðümlendiðini hissediyor. Sesinin titremesine engel olamayarak
:-Hakim Bey, tanýk beyanlarý yeterli deðil, keþifte de davacýnýn iddialarý ispat edilememiþtir.Yazýlý beyanda bulunacaðýz diyor, gözlerinden iki damla yaþ süzülerek ve Allah kimseyi kanundan ve vicdanýndan mahrum býrakmasýn diye ekleyerek...