..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Sevgi sabýrlý ve yürektendir, sevgi kýskanç ve övüngen deðildir. -Ýncil
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Yeraltý > KÜFRAN




30 Nisan 2010
Gölgemin Nüshalarýný Çoðaltýyorum‏  
gölge

KÜFRAN


‘’Yüreðimin doðusunda kadýnlar ölüyor’’*


:BJEC:

Dönüp dolaþýrken sahillerimde kýyý þeridi tek kalýyor. Ötesini geçemiyorum yüreðim el vermiyor ve tekrardan o soðuk yataðýmdan uyanýrken bocalayýp yerlere düþeceðimden korkuyorum.

Daha bugün tekrardan yollara düþmüþken bedenim sýnýrlarý belleyemiyordu. Durup durup çýldýrmýþ þairler gibi þiirler çalkalanýyordu beynimde; bölük pörçük, çaresiz cümleler. Ben þimdi bu bedeni neye vurup infilak ettirmeliyim, ey çaresiz bedenim neden sonunu getirecek son darbeyi vurmuyorsun bu güzelim gecenin koyu karanlýðýnda. Yap diyorum sana ama sen hep korkak hep çaresiz. Tarlama girmiþtim bu sabah bir ýrgat gibi. Yabani otlarýný daha bu sabah temizlemiþtim. Gülmüþtü bana ekinim, yüzümde parýldayan topraðýn kokusunu duyabiliyordum genzimde. Kendimi, bende býrakmýþtým o vakit soðuk sularýn serinliðine. Güneþ tüm güzelliðiyle daha bir esmerleþtiriyordu bir türlü doyamadýðý tenimi. Elim o olamamasý gereken ellerim. Daldým gidiyorum. Daldan dala atlýyorum konular beynimde uçuþuyor. Bende aklýma ne gelirse anlamýný yitirmiþ cümleler nerde saklýysa onlarý yazýyorum bir küfür gibi. Hem ne olacak hem ne kadar pis kokacak ki ille bir sistematize, ille bir düzen. Olacaksa hayatta bir kaos, iþte sizlere yazýda da bir kaos anlatabiliyor muyum?

Yar ey yar sen, sen nasýl bir baðýmlýlýksýn nasýl yaratýksýn. Korktuðum, taptýðým sabahlarý gözlerinin ta merkezinde uyandýðýmsýn.

Ýþçiler geçen gün ölmüþler yine, bir þair çýkýp da yazdý mý onlarý yok yazmadý iþçiler kimin umurunda. Neyse bana ne þairlerden. Ben döneyim karmaþama. Al iþte daðýldý gene konu diyorum ya sevmiyorum düzeni. Sevmiyorum yerinde giden her þeyi. Geçen ellerimi ýsýrýyorum nedendir bilmem dayanamýyorum. Sabah oldu kalktým yataðýmdan. Yataðým kan içinde. Durdum düþündüm. Baktým ki bir sigara düþünmeme iyi gelecek. Yaktým bir tane, ta içimin derinlerine çekerek hüznümü. Bir türlü bulamadým neden kan revan ellerim neden o kadar ýsýrmýþým. Yataðým neden kan içinde. Hiç mi acý hissetmemiþim. Hiç mi uykumdan kaldýracak kadar rahatsýz etmemiþ beni. Bir dostuma sordum. Neden kan revan yataðým neden etimi ýsýrmýþým. Ve neden en çok sabahlarý kalkýnca nikotin eksikliði yaþýyorum. Hayallerini taþýrmýþ insan sabahlara ve bunu sigaranýn dumaný altýnda izlemek istermiþ, bu hayallere ulaþamayýnca insan etini ýsýrýrmýþ. Oda her zaman yapýyormuþ bunu ondan bu kadar emin konuþmuþtu. Atlattým ama kaç gece daha kanattým bedenimi hatýrlayamadým.

‘’Yüreðimin doðusunda kadýnlar ölüyor’’*

Geçende haber okuyayým dedim. Belki hüznüne isyan eden birileri vardýr, üçüncü sayfada. Bu iþkenceden belki kurtulan vardýr. Ya da kendini kurtarmýþ kiþiler. Baktým üçte deðil de ikinci sayfada buldum öyle bir haber: ‘’bir hafta içinde Dühok’ta 5 kadýn kendini yakarak intihar etti.’’ Sustum konuþamadým. Hemen çevirdim sayfalarý. Bu haber ilk defa okunmuyordu beynimde. Ýlk defa görmüyordum bunlarý yani. Kim bilir kaç tane oldu. Bilmiyorum. Hemen diðer sayfalara geçtim biraz siyaset biraz ekonomi-þirketler=kýlçýklar. Kaçýncý geceydi bilmiyorum ellerim yâre uzanmamýþ. Kimseye kaç gecedir küfür atmamýþtým. Uslanmýþtým aklýmca. Hiçbir polise karýþmýyordum onlarda bundan memnun bir þekilde bana karýþmýyordu.

Yârin kokusu bir nemdir, size bulaþýrsa kuruyamazsýnýz.

Yitik hayallerim oldu her zaman bu bilinçsiz yazýlar gibi. Gönlümde o kadar olay yarattým ki bir an bunlarýn hepsini atmak istedim. Ya da bir bohçaya koyup birde aðýrcana bir taþ baðlayýp nehrin dibine fýrlatmayý. Aklýmý býrakýp sadece bedenimi hatta aklýmý da alýp bedenimle beraber kaçmak istedim. Ne eþ ne dost ne aile. Hiç kimse ama hiç kimse olmayacaktý. Ve gittiðimde býrakacaktým savaþý. Vazgeçecektim. Her þeyden ve her þeylerden. Ama kaç gece sürdü bu kaç kadeh daha tokalaþtýrdým sevgiliyle. Kaç kez daha sanki bu artýk sonmuþ gibi sarýldým, seviþtim. Gözleri doluyordu onunda. Sanki hissediyordu oda gideceðimi. Hemen olayý deðiþtiriyordum gözlerimde oda buna kanýyordu bir bebek gibi. Sarýlýyordu bana ve ben sýkýca sarýlýyordum sanki hiçbir zaman býrakmayacakmýþ gibi. Hemen arkasýndan bir iki þiir okuyordum kulaklarýna. Diniyordu içindeki fýrtýnalar. Hemen yelkenlerini suya indiriyordu. Ve gözleri hemen kapanarak býrakýveriyordu kendini kollarýma. Uyuyordu saatlerce koynumda. Artýk nasýl gideceðimi aklýmý nereme alacaðýmý bedenimi nasýl taþýyacaðýmý unutmuþtum onun yüzünden. Ondan nasýl gidecektim bunu düþünüyordum. Çok zordu artýk çok zorlanýyordum, çok zorlanacaktým biliyorum. Bazen gidemememin sancýsýyla þiirler yazýyordum ona, bazen de kýzýyordum cümlelerde. Alýþtýrýyordum aklým sýra ama o git gide bana daha çok sokuluyordu. Daha çok baðlanýyordu. Ve ben daha çok düþünüyordum, kafamda daha çok senaryolaþtýrýyordum. Bu gitmeleri barýndýran skeci, kaç defa tek baþýma oynadýðýmý hatýrlamýyorum.

Anneniz sizi bir deli gibi zincirler depolara, rüyalarsa göz kapaklarýnýzýn arkasýnda ki mavi yaþamdýr.

Kalktým anneme gittim en azýndan bu da bir gitmeydi. Sarýldým ona dað gibi bir kadýndý. Yýllarýn aðýrlýðýný gözlerinin torbalarýnda saklýyordu. Hala onun son çocuðuydum. Hala bedenime bakýp bakýp kýzýyordu bana,’’ bakmýyorsun kendine neden söyle bana’’ bir þey diyemiyordum susuyordum. Sabah kalktýðým gibi süt içiriyordu, akþam yatarken yine süt. Ama o bilmiyordu ben sütü zehir niyetine mideme damlattýðýmý. Üzülüyordu hep söylüyordu ‘’sen küçükken süt içmedin sana sütüm yetmedi al bari bunlarý iç’’ diye. Ama bedenimin istemediðini o zamandan ta biliyordum iyi olaný. Çýkýyordum dolaþýyordum doðduðum þehri yürüyordum kara taþlarýnýn arasýnda. Serin serin havalar yüzüme yapýþýyordu. Durup dinliyordum onlarý. Ýçlerinde kanlar vardý, içlerinde ölümler. Biraz hüzün biraz aþk vardý. Uyumuþum sessizce taþlarýn dibinde, o marifetli rüzgârýn dinginliðinde. Uykumda rüyalara dalmýþým. Hep ilginç rüyalar görürdüm bu sefer kýyýmlar vardý, bu sefer yalnýzlýklar, iþkenceler. Parçalanmýþ yýlan ölüleri savruluyordu sokaklara ben üzerlerine basamýyordum duvarlarý delip, kaçmýþlardý inlerinden. Yavrularý da vardý yanlarýnda. Sonra bir baba bir oðul çýkýyordu iþkence altýnda karþýma. Oðuldan bir þey öðrenmek istiyorlardý ama öðrenemiyordu cellâtlar. Babanýn bir kolunu koparýp var güçleriyle oðluna vuruyorlardý. Daha bir sille vurmamýþ oðluna þimdi kendi elleriyle parçalayýp, daðýtýp, kanatýyordu baba. Ama oðul çözülmüyordu, çözemiyorlardý bir türlü. Ayak tabanýn derisini yüzüyorlardý oðlanýn yürütüyorlardý tuzlu odalarda saatlerce, halden düþüp bayýlýyordu. Tekrar uyandýrýyorlardý ve tekrar yürütüyorlardý tuzlu yollarda. Git git bitmiyordu yollar. Belki hiç ömründe bu kadar uzun ve zorlu yollarý yürümemiþti oðul. Sonra iki arkadaþ kavgaya düþüyorlardý ona vurarak o onu kanatarak. Sonra biri diðerinin beynini döküyordu yerlere, eline alýp bakýnca daha yeni anlýyordu arkadaþýnýn beynini döktüðünü. Aðlýyordu sonra ve yanýna arkadaþýnýn annesi gelerek aðlaþýyordu beraber, yas tutuyorlardý. Bu olayý ne kadar aðlayýp, ne kadar baðýrýrlarsa anca o zaman içlerinden atacaklarýný biliyorlardý.



Þimdi gelir med cezirler, çeliþkiler hep ön ayak.

Uykudan uyandýðýmda geceye yoðruluyordu gün. Anneme haber etmeden kaçtým memleketten, biliyordum annem kýzacaktý bana. Aradým onu yanýma koþa koþa vardý. Sarýldý bana ‘’nerdeydin?’’ diye sordu. ‘’Hiç annemin yanýndaydým’’ dedim. O akþam ondan kaldým bana yemek yapmýþtý her akþam yaptýðý gibi, ben gelmediðim günlerde de çöpe atýp aðlýyordu baþýnda. Yemek yedikten sonra bir þiþe þarap açtým en koyusundan içmeliydim kendimi kaybedercesine. Artýk dayanamýyordum. Bu insaný da kandýrmamalýydým bunu çok iyi biliyorum. Çok içtim o akþam deli gibi. Kuþkulandý benden ‘’neden bu kadar içiyorsun söyle bana neyin var. Bir þey mi oldu evde’’. ’’ Yok bir þey’’ dedim biraz bekledim. Tekrar sokuldu öptü beni bu defa içimden onu öpmek gelmiyordu. Sýkýca sarýldým ona hiç dokunmadan. Ve yüzüme bakarak ‘’neden dokunmuyorsun bana ne oldu sýkýldýn mý benden.’’ ‘’Hayýr’’ diyerek geri ittim onu. ‘’Ben gidiyorum dedim’’. Önce yüzüme baktý ‘’nereye gideceksin yine moralin bozuk ne zaman peki dönersin’’. ‘’Ben… artýk hiçbir zaman…’’ diyemeden çýlgýna döndü. Çýldýrdý kendini parçaladý. Beni dövmeye çalýþtý. Ellerinden tuttum aðladý hüngür hüngür. ‘’Gitme ne olursun ben ne yaparým sensiz. Kimseye bu kadar baðlanmadým bu dünyada. Gidersen kimsesiz bir ev olurum tozlar konar yanaklarýma. Artýk öpemezsin, yumuþak ve sessizce. Þimdi sen gidersen neler olur bana senin aðzýndan þiirler okunmazsa bana kururum, bir gecekonduya döner bedenim sarhoþlar ayyaþlarýn uðrak mekâný haline dönerim gitme ne olursun koyma beni bir baþýma.’’ Onu hayatýmda öle görmemiþtim elinden alýnan sanki canýydý, çýrpýnýyordu, soluyamýyordu havayý. Birden aðlamasý kesildi ve kendine güvenir bir þekilde ‘’tamam git. Ama bir þartým var’’ dedi.’’ Bana bir çocuk vereceksin.’’ Üstünü usulca çýkardý ve bunu bir ayin gibi yapýyordu. Bir iki kadeh þarap içti ve yataða uzandý. Benden ilk defa bir þey istiyordu. O gece çok huzursuz bir þekilde uyudu, yorulmuþtu ve artýk baþka bir çaresinin kalmadýðýný biliyordu. Sabah erkenden kalktým bana sýký sýký sarýlmýþtý her zamanki gibi. Ellerini onu uyandýrmadan çözdüm kendimden. Sabahýn o güneþ ýþýðýnda valizime kitaplarýmý alarak çýktým sokaða. Nereye gidecektim bilmiyordum ve bilmem de gerekmiyordu zaten.

Gölgemiz vardýr hep bizi ardý arkasý gelmeyen, býkmadan takip eden hiç kurtulamayacaðýnýz. Ölünce gölgeniz sizi terk eder.

*iþaretli olan cümle Murathan Mungan’a aittir.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Hebavebagillerden sancýlanmalar - Üç
Hebavebagillerden sancýlanmalar...
Hebavebagillerdensan cýlanlanmalar-iki…
Benlerden Birini Vurdum: Katilim
Protez Baþlýklar
Ýd"lerin Yarin ve Etlerin Sesi

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Praetor Apoletleri [Þiir]
Gündüz Seviþir Gece [Þiir]
Neþter [Þiir]
Noktasýz [Þiir]
Tol ve Dol [Þiir]
Var ve Yok Oluþumuz... [Deneme]


KÜFRAN kimdir?

yazý yazýyorum sadece içimi rahatlatmak için

Etkilendiði Yazarlar:
sefa kaplan, ismet özel, sezai karakoç, küçük iskender, bukowsky, yýlmaz odabaþý, hicri izgören


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © KÜFRAN, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.