..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Ýçine koyabileceðin bir karanlýðýn olmadan, bir ýþýðýn olamaz. -Arlo Guthrie
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Aþk ve Romantizm > Þükran Kaba




13 Nisan 2010
Þükran Kaba / Büyü  
Þükran Kaba
Aklým bunlarý emretse de duygularým hemen beni ele geçiriyor, aklýmýn tüm gücünü elinden alýyor. Bir yaným buz kesiyor, öbür yaným ateþlerde. Sürekli gelgitler yaþýyorum. Ýnandýðým her þeyi yakýp, yýkmaya hazýrým. Çizdiðim yollarý deðiþtiriyor, bilmediðim patikalara sapýyorum, kaybolma korkusu olmadan. Bilinmeyenin büyüsü kendine çaðýrýyor, ama gitmekten vazgeçip, tanýdýk seslere koþuyorum, aklým karýþýyor. Bedenim ve ruhum parçalanýyor.


:BAJG:

Buraya son çare olarak geldim. Ýçimdeki yabancý durdurmak istese de aklým kararlý, içimi alt üst edeceðim, yaban sürgünleri koparacaðým…
Aklým bunlarý emretse de duygularým hemen beni ele geçiriyor, aklýmýn tüm gücünü elinden alýyor. Bir yaným buz kesiyor, öbür yaným ateþlerde. Sürekli gelgitler yaþýyorum. Ýnandýðým her þeyi yakýp, yýkmaya hazýrým. Çizdiðim yollarý deðiþtiriyor, bilmediðim patikalara sapýyorum, kaybolma korkusu olmadan. Bilinmeyenin büyüsü kendine çaðýrýyor, ama gitmekten vazgeçip, tanýdýk seslere koþuyorum, aklým karýþýyor. Bedenim ve ruhum parçalanýyor.
Bir kýsýr döngüdeyim. Bir çýkmaz sokakta. Öylesine çaresizim ki kentin ayaklarý altýna atýlan köhne mahalledeki bu gecekonduya sýðýndým. Bugüne kadar dikkatle ölçtüðüm, biçtiðim, yerli yerine koyduðum aklýmý, yaramaz duygularým altüst etti. Yüreðimle yaþýyorum. Ýnsan zaten yüreði olmadan yaþayamaz sakýn demeyin, yaþar!Yüreðinle yaþamanýn yükü çok aðýr. Artýk taþýyamýyorum.
Ýçimdeki derin acýyý sonlandýrmak umuduyla sýðýndýðým bu küçük odada ne zamandan beri bulunuyorum, hatýrlamýyorum. Saatler, belki günler…Her tarafý ayna ile kaplý odada bedenim çoðalsa da ruhum tutsak… Bedenim aðýrlaþan bir yük gibi kýpýrdamýyor. Bacaklarýmý hissetmiyorum… Kötürüm kalma korkusu silkeliyor, bedenim su verilen bitki gibi kýpýrdansa da ruhum bedenime taþ baðlýyor, derinlere hýzla düþüyorum, nefes alamýyorum…
Elimde sýmsýký tuttuðum þiþeye bir çocuðun korkak yüreðiyle daha sýký sarýlýyorum. Minnet ve sevgiyle bakýyorum. Her þeyi bitirecek. Yüreðim ve bedenimi tutsaklýktan kurtaracak, kendimin efendisi olacaðým. Buraya ölüm için geldim. Ruhum ölüme hazýrlanýyor. Öyle birden bire gelen ölüme deðil. Ya da yavaþ yavaþ… Hazýrlandýðým ölümün meleði benim… Zaman istemiyorum. Son dileði ne sormayacaðým. Cellat benim!
Çok geçmeden þiþenin bir iþe yaramayacaðý korkusu bir yýlan gibi içime çörekleniyor, yavaþ yavaþ zehrini akýtýyor. Annem aklýma düþüyor. Küçük sýska bedeniyle karþýma gelip oturuyor. Biliyorum bana kýzgýn. “Oku kýzým, benim gibi olma” sözleri dökülüyor aðzýndan. Bu cümleyi belki bin defa tekrarlamýþtý. Bana gözlerindeki hayal kýrýklýðý ile “Tahtýný yaptým ama bahtýný yapamadým”, der gibi bakýyor. Onun gibi olmak benim de en korktuðum þeydi. Annem gölge gibi yaþamýþ, ne bedeni ne ruhu rengini bulmuþtu. Suç onun deðildi. Prangalar baðlanmýþ, öyle yaþamak zorunda býrakýlmýþtý. Ama bana kanatlar takýlmýþ, uçmam için kafesin kapýlarý açýlmýþtý. Kýzlar en çok annelerine benziyor, özleri ayný, ayný hamurdan olunca ambalaj farklý olmuþ, fark etmiyor. Deðiþim öyle kolay olmuyor, kadýnlar yüreklerine ihanet etmiyor!
Ben yüreðime ihanet etmek için buraya sýðýndým. Annem ise yüreðinin peþinden Erzurumlu Hoca, Sivaslý Hoca, Benli Hocalara babama büyü yaptýrmak için giderdi. Ona okunmuþ su içirir, ceket astarýna muskalar diker, saçýnýn telini bala katar da yedirirdi. Garip anneciðim. Bala attýðý saç teli yüzünden babamdan bir ton sopa yemiþti. O sopaya hiç üzülmedi. Çünkü babam, son anda fark etse de içinde saçýnýn teli olan balý büyük bir iþtahla yemiþti. Bal tatlýlýk demekti. Muhabbetleri bol olacak, bal börek içinde geçinip gidecektiler. Ýstediði sadece “çýyan gözlü” dediði, Çerkez Melahat’tan babamýn soðumasýydý. Gözü O’ndan baþkasýný görmesin isterdi. Babamýn çýyan gözlüðüde ne bulduðunu bir türlü anlayamazdý.Oysa Melahat yaþam, annem ölümdü. Annem gerçek, Melahat masaldý. O nasýrlaþan teniyle babamýn tenini yýrtarken, Melahat kadife yumuþaklýðý ile okþardý. O kapýlarýný sýmsýký kapatýrken, Melahat ardýna kadar açardý. O gerçek, Melahat düþtü. Babam, tatlý bir düþten uyanmak hiç istemedi. Her gece anason kokusuyla birlikte Melahat’ýn kokusunu da getirirken, annem büyülerden mucize beklemekten hiç vazgeçmedi. Memeleri daha tomurcukken koynuna atýldýðý bu adam tek topraðýydý.
Babamýn yüreðine sokulmak isterken, kendi yüreðine “Bu adamla mutlu muyum?” diye hiç sormadý. Kara kuru bedeniyle tenine batan, acýtan adamý hiç býrakmadý. Üstelik memlekette ne kadar büyücü varsa gitti, verdikleri büyüleri yaptý. Babama domuz yaðýndan eþek diline, idrara kadar her þeyi yedirip içirse de, Melahat’tan vazgeçiremedi. Buna raðmen, yaptýðý büyülerden hiç þüphelenmedi, Melahat’ýn yaptýrdýðý büyülerin daha güçlü olduðuna inandý. Ona göre kör olasýca kadýn babama papaz büyüsü yaptýrmýþtý, en derin hocanýn bozmasý mümkün deðildi.
Þimdi annemi babamý da anlýyorum. Çaresizlik ve aþk insana her þeyi yaptýrýyormuþ. Eðitim 2 kere 2’yi öðretti ama yüreðime söz geçirmeyi öðretemedi. Ciltlerce kitap okudum ama burada kör cahil bir kadýna sýðýndým. Öðrendiðim fizik, kimya, tarih vs vs… yüreðime söz geçirmeyi öðretemedi. Dengemi bulamýyorum. Aþkýn aritmetiði yok. Kendimi aptal buluyorum, çok kýzýyorum, hatta nefret ediyorum. Fakat týpký annem gibi büyüden mucize bekliyorum. Ýçimdeki acý yüreðimi parça parça ediyor, dayanamýyorum. Bir an evvel onu öldürmeli, dünyaya yeni gözlerini açmýþ bebek gibi olmalýyým.
Ýnzivaya çekilen derviþ gibi içimdeki tüm çamurlarý akýtmak, biriktirdiðim keþkelerimi, piþmanlýklarýmý atmak, içimi havalandýrmak ve onu herkes gibi hatýrlamak istiyorum. Bütün mesele bu. Herkes gibi olmak istiyorum. Ben aykýrýyým. Ýçimde kendimden bile fazla yer kaplayan O, herkes gibi olduðunda ben de herkes gibi olacaðým.
Büyücünün beklememi istediði bu odada ne zamandýr bulunuyorum, bilmiyorum. Odanýn tavaný, tüm duvarlarý ayna ile kaplý. Ne tarafa baksam kendi gözlerimle yüz yüze geliyorum. Alacakaranlýk olan bu odada ne ben ne de eþyalar net. Birbirinin içine geçiyor, kendilerini saklýyor. Burada her þey gölgeleþiyor, sýnýrlarý daðýlýyor. Kara bir leke gibiyim. Ayakkabýlarýmdan çýkan ses yankýlanýyor, korkulu bir þarký gibi içimi ürpertiyor, hint ezgilerine karýþýyor. Aynalarýn her bir köþesinde kendini taný yazýsýný fark ediyorum. Çarpýk, özensiz bir yazýyla, “Kendini” küçük, “TANI” büyük harfle yazýlmýþ. Belki de garip bir tesadüf, kendimize özen göstermiyoruz, kendimizi hiç büyütmüyoruz. Tanýmak için kendimizi büyütmemiz gerekiyor. Büyümek öyle kolay deðil. Kaçýmýz kendini tanýyor ki? Kendi olamayan bir insan kendini nasýl tanýr? Kendisi olmasýna izin verilmeyen insan kendini nasýl fark eder? Kendimizi unutarak yaþamak zorundayýz. Biz kendimize ait deðiliz. 3-4 yaþlarýnda babaannem her fýrsatta cinsiyetimi hatýrlatýr, otur bakayým, “haným kýz ol” derdi. Oturmasam, yüzümde okkalý bir tokat patlardý.Ben de hemen tüm enerjimi hapsedip bir köþeye oturur, hayalimde bir koca yaratýr, sessizce plastik bebeðimle oynar, iyi bir anne, eþ taklidi yapardým. Baþka hayaller için fýrsat verilmediði için her gün ayný evciliði oynardým. Okula baþladým, öðretmenlerin istediði gibi davrandým. Ýþ hayatýna atýldým. Evlendim. Babaannem haklýydý, benden istenen öz deðiþmemiþti, “Haným kýz olmalýydým” ve cinsiyetime yüklenen görevleri eksiksiz yerine getirmeliydim. Birer birer maskeler taktým. Kendimi onlarýn gözleriyle görüyor, gördüðüm karþýsýnda acýlar içerisinde kalýyordum. Taktýðým maskeleri ne zaman çýkarmaya kalksam hep cezalandýrýldým. Kimse gerçek bir yüz görmeye dayanamýyor.Maskeli baloda maskeleri çýkarmak yasak. Benim maskem annemin gibi “Haným kýz maskesi”… Annem de “ Ýyi bir anne, eþ, gelin” maskelerini taktý, yüzünü unuttu. Yüzünü unutan kadýnlar yüreðini de unutur… Ben yüzümü unutmamak için maskelerimi yýrtýp attým.
Aþk kendini tanýmaný, kendin olmaný saðlýyor, ayna oluyor yüreðine… Deli cesareti gelen yüreðinle maskelerini attýðýnda, gerçek yüzün þaþýrtýyor. O kabuklarýmý soydu, yer altý sularýmý ortaya çýkardý, Mevlana’nýn dediði gibi, hamdým, piþtim… Kuru bir nehir yataðý olan yüreðime onunla sular doldu, topraðýmda çiçekler bitti. Lakin zaman her þeyi çürütüyor, topraðýna katýyor. Aþk doðanýn en çelimsiz çocuðu. Beslemediðin, özen göstermediðin zaman hastalanýyor. Benim de yüreðim hasta. Gülleri kýrýldý, böcekler sardý, ihanetin paslý çivisi yüreðimi felç etti. Yabani otlar saran topraðýmý nadasa býrakmalýyým. Boþuna uðraþlarým. Yorgun olunca toprak ne güneþ, ne su ile açamýyor çiçeklerini. Su yataklarým kurudu. Durgun bir su gibi yüreðim, akmýyor, çaðlamýyor, kirlenmeye baþladý. Ýçimde öldürmeye çalýþtýðým çocuk belki bir ölü, çürük kokusu içimi bulandýrýyor…
Aynalarý kýrýyorum. Ayna parçalarýndan yansýyan hangisi benim bilmiyorum. Onunla öyle karýþtým ki… Kendimi kaybettim, beni ele geçirdi. Ýçinde eritti ve artýk kendi tadýmý unuttum. Eskisi gibi olamayacaðýmý biliyorum. Aþk kimyamý deðiþtirdi. Þimdi, kendi karýþýmýmý yaratmak istiyorum. Biraz korku duyuyorum. O yüreðimden sökülürken, kanlar içinde kalan yüreðimi kurtaracak mýyým? Ondan sonra ne yapacaðým? Topraðýmda baþka tohumlar kök salacak mý?
Özlemi bir býçak gibi yine sokuluyor içime. Bu korku tüm enerjimi emiyor, canlý canlý gömmeye hazýrlanýyorum? Yüreðim boþaldýðýnda bedenim de boþalacak, bu ýssýzlýkta ne yapacaðým? Vazgeçme korkum beni köþeye sýkýþtýrýyor, yan odada baþka bir müþteriyle ilgilenen büyücünün bir an önce gelmesini istiyorum. Hafif hafif seslerini duyuyorum. Burada bir kozadayým, dönüþümü bekliyorum… Aynanýn karþýsýnda duran kanepeye oturuyorum. Renkler, siyahýn içinde eriyip gitmiþ. Tavandan sarkan iplerde kuþ tüyleri, boncuklar, çanlar var. Hafif bir esintiyle uçuþuyor, tatlý bir ses çýkarýyor. Bu seslerin kötü ruhlarý kovduðuna inanýlýyor. Ýçimde beni ele geçiren þeytaný kovacak mý? Kendimi kandýrdýðýmý ilk defa hissediyorum. Ruhunu satan benim… Gitmesi için kapýlarý açmadým. Niye yüreðimde sýmsýký tuttum? Duvarlarýmý deldi, tüneller kazdý. Niye korkuyorum uðurlamaktan? Bana ne katýyor? Neyi paylaþýyorum? Uçurum kenarýnda gezinen yaþam onunla mý vazgeçiyor atlamaktan? Bu sorularýma hala kaçamak cevaplar veriyorum. Onun sýrçalarý döküldükçe tamir etmeye çalýþtým. Kýrýldýkça yapýþtýrdým. Duvarlar ördükçe yýktým, kaçtýkça yakalamaya çalýþtým. Binbir suratýný fark edemedim…Aslýnda onda yoktum. Belki ben de olmayan birisini sevdim. Ya da benim içimde de kimse yoktu. Bu kahramaný ben yarattým. Masal kahramanlarý nasýl kusursuzsa, ben de kusursuz bir aþk kahramaný yarattým. Bu bir yanýlsama!
Keskin bir hayal kýrýklýðý içimi kesiyor. Çok yoruldum. Elimi kaldýracak halim yok. Öylece yataða sýðýnýp herþeyi unutmak istiyorum. Yaþam akýp giderken pencerenin arkasýnda dokunmasýný istemiyorum. Göz kapaklarým aðýrlaþýyor, vücudum teslim olmaya hazýr, uykunun derinliklerinde onu kaybetmek istiyorum. Uyandýðýmda onu hatýrlamak istemiyorum. Týpký bir düþten uyanýr gibi uyanmak, güne onsuz baþlamak istiyorum. Düþler… Onu nasýl hatýrlayacaðým? En çok neyini özleyeceðim? Ýnce bir sýzý dolaþýyor içimde. Oradan kaçarcasýna gitmek istiyorum. Bir gün daha geciktirmek istiyorum ölümü… Neden? Cevabým korkutuyor…
Kahramanýmý öldürme vakti yaklaþýrken, aynalarýn önüne konmuþ heykellerin kalbine saplanmýþ tütsü oklarýndan yayýlan koku içimi eþeliyor… Kokular… Nedense onun kokusunu duymak istiyorum. Bir bebeðin kokusu annesine nasýl dayanýlmaz gelirse ben de onun kokusunu duymak istiyorum. Sadece onun. Boynuna burnumu dayayýp oracýkta saatlerce kalmak istiyorum. Her insanýn kokusu farklý olur, derler.Gözlerimi baðlasalar ve onlarca kiþiyi koklasam onu kokusundan tanýrým. Diðer kokulara burnum köreldi. Dünya o kokuyor…
Ýþte yine aklýmýn sesini duygularýmýn gürültüsünde duymaz oldum. Biraz önce ne hissediyordum, þimdi ne? Ondan kurtulmak için sýðýndýðým bu yerde bile onu özlüyorum. Yüreðim lunapark gibi kalabalýðý seviyor… Çoþan ýrmakta bir tahta parçasý olmayý seviyor. Ateþlerin üzerinde yürümeyi seviyor, karýþmayý seviyor… Tutkuyu, yok olmayý ve küllerimden yeniden doðmayý seviyor...
Aþk özlemektir. Eksikliðini hissetmektir. Burasý bile onsuz ne kadar soðuk, tatsýz geliyor. Aynada güzel yüzü beliriyor. Görmemek için gözlerimi kapatýyorum. Fakat dayanamayýp tekrar açýyorum. Onun en çok bana bakarken rengi daha da koyulaþan gözlerini seviyorum. Yaþanmýþ gözlerinden öpmek istiyorum. Ýçimde yeniden çoðalýyor. Öyle çoðalýyor ki kendime yer býrakmýyor. Ben aslýnda yokum… Ýþte yine ona gidiyor içim… Anlamsýzlaþýyor her þey… Elimde tuttuðum þiþeye düþman gözlerle bakýyorum. Annemin yýpranan yüzü beliriyor, gelgitlerime kýzýyor. Þiþeyi gösteriyor ve tutsaklýktan kurtulmamý söylüyor.
Düþüncelerimden sýyrýlýp, yan odadaki seslere dikkat kesiliyorum. Kendime benzeyen insanlara rastlamak isteði ile büyücünün ilgilendiði müþterinin neden geldiðini bilmek istiyorum. Duyabilmek için iyice kapýya yaklaþýyorum. O da bir kadýn. Hiç kýrýlýp dökülmemiþ, þýmarýk sesini duyunca içim acýyor. Yüreði aðrýmamýþ belli. Derdi baþkasýnýn yüreðini aðrýtmak. Týpký Melahat teyze gibi. O da annem gibi büyücüye gider, büyüler yapar mýydý? Gözümün önüne babamýn kara kuru, hastalýklý hali geliyor. Hatýrlýyorum, babam yataða düþtüðünde bir kamyonete üç beþ eþyasýný yükleyip, Eskiþehir’i hemen terk etmiþti. Yýllar sonra Ýzmir’de olduðunu duyduk. Bir hacý ile evlenmiþti. Hey gidi Melahat teyze… Onun gittiði gün ilk defa annemin baþýný dik gördüm. Gözlerinde intikam zaferi vardý. O seni hiç sevmedi der gibi çekip gittiðini babama hemen söylemiþti. Babam bir günde yataðýnda küçülüverdi. O günden sonra ölümü hýzlandý sanki. Düþlerini kaybetmiþti. Gerçekte yaþamak istemiyordu. Gerçek ruhunu öldürmüþtü, bedenin ne önemi vardý? Annem büyücülerden elini eteðini çekti. Yataðýnda bir bebek gibi yatan adam sonunda anneme baðýmlýydý. Annem bunun tadýný çýkardý. Yýllarýn acýsýný çýkarýr gibi babama eskisi gibi hiç davranmadý. Yüreðinde biriken, kabaran acýsýný öfkesini her fýrsatta kustu. Son olarak, büyücüye babamýn ne zaman öleceðini sormak için gitti. Büyücü, “Allah bilir”, dediðinde, annemin gözlerinde ölümün uzun süreceði korkusunu gördüm…
Þimdi ayný korkuyu duyuyordum. Onu içimde öldürmeyi baþaramazsam, ne yapacaktým? Aklým korkmuyordu. Sevdalarýn zamanýn deðirmeninde öðütüldüðünü, ciddiye alýnmamasý gerektiðini biliyordu. Yürek iþte…Delilenir ve durulurdu. Yaralanýr yarasý kapanýrdý. Lakin kendini büyütmeyen kadýnlar yüreklerini kanatmayý seviyor. Týpký annem gibi benim gibi. Hiç çocukluðumu yaþamasam da yüreðim niye çocuk kaldý? Kulaklarýmý çeke çeke kendimi niye büyütemedim? Kendimle yüzleþmek acý verse de, yüzleþmeliydim. Yüreðimin çatlaklarýný kýrýklara dönüþtürmek yerine, kapatmalýydým. Herþeyi hatýrlamak yerine, biraz unutmalýydým. Unutkan kadýnlar, yüreklerini de unutur. Maskeli baloya geri dönmeliyim…
Avucumda sýmsýký kavradýðým þiþeyi hatýrlýyorum. Kýrýlma ihtimali korkutuyor, daha sýký kavrýyorum. Bu gelgitlere son vermeliyim. Büyücünün bir an önce buraya gelmesini istiyorum. Gürültüler çýkarmaya baþlýyorum. Sýkýntýdan patlamak üzereyim. Büyücü az sonra odaya geliyor. Onlarý gözetlediðimi fark ettiðini gözlerindeki kurnazlýktan anlýyorum. Umursamýyor, bir þey söylemiyor. Ben de, az önce konuþtuðu müþteriyi kastederek, babamýn sevgilisi Melahat teyzeye benzettiðimi söylüyorum. O da yüreðini kanatmayan bir kadýndý. Aþýrý bir sevinci vardý. Kahkahasýný yedi mahalle duyardý. Yaþýtlarýna göre sýra dýþýydý. Japone kollu elbise giyer, saçýný sanki þapka varmýþ gibi kocaman topuz yapar, yüzüklerle süslediði ellerini hiç ojesiz býrakmaz- hatta onun týrnaklarýnýn hep kýrmýzý olduðuna inanmýþtým-, pazara bile dudaklarýnda kýrmýzý ruju olmadan gitmezdi. “En iyisi lazýmlýk tepesinde can versin” dediði erkeklerle oynaþýr, onlara asla teslim olmazdý. Ama babam Melahat’ýn onu çok sevdiðine inanýrdý. Oysa O, Melahat teyze için sadece sýcak bir çorba, iyi kötü bir dam altýydý Aslýnda annem için de öyleydi. Kanatlarý baðlý güvercin gibi uçamayan kadýnlar yürekleriyle sevebilirler mi? Öylesine dalmýþtým ki…Büyücüye çocukluðumda kalan kadýnlarý niye anlatýyordum ki… Bunlar çocukluk yaralarýmdý. Fay hatlarýmdý. Büyücü kadýný yüzüme neler söylüyor, der gibi bakarken buldum. Beni anlayamazdý. Bir kere anýlarýmýn borularý patlamýþ her tarafýma sýzmýþtý, onlarý temizlemeliydim. Yüreðim ve bedenimi hafifletmeli, içimi baðlayan zincirleri sökmeli, boðazýma dayanan býçaðý kýrmalýyým…
Elimdeki küçük þiþeyi birden yere düþürüyorum, içerisini garip bir koku kaplýyor. Yere atýyorum kendimi cam kýrýklarýnýn arasýnda daðýlan sývýyý toplamaya çalýþýyorum, ellerim kan içerisinde kalýyor. Büyücünün, “merak etme birazdan bir tane daha getiririm, onlarca þiþe var” sözleri kulaklarýmda yankýlanýyor. Fakat bir türlü ikna olmuyorum. “Son þansým buydu, yüreðimdeki yükten kurtulacaktým.” diye aðlamaya baþlýyorum. Bir taraftan da “Ýçimdeki þeytaný öldürmem gerekiyor” diyorum.
Büyücü kadýnýn getirdiði yeni þiþeye adeta yapýþýyorum. Küçücük þiþe ile her þey deðiþecek. Herkes gibi olmak istiyorum. Ona yabancý gözlerle bakacaktým. Sesimdeki buðu da gidecekti. Ýçimin titremesi sona erecekti. Birden ona acýdým. Kimse onu benim gibi sevmeyecekti. Hüzünlenmiþtim. Gözlerimden alev gibi gözyaþlarý dökülüyordu. Hüngür hüngür aðlýyordum. Bir ölüm törenine hazýrlanýyordum. Katili bendim. Cenazeye timsah gözyaþlarý döküyordum. Büyücü kadýn, “ Biraz daha kalýn, sýkýlmayýn aðlayýn...dediðinde bir robot gibi yine kanepeye uzanýyor ve uykuya sýðýnýyorum. Rüyamda küçücük þiþe beni de içine alarak dev bir þiþeye dönüþüyor, fokurdayan sývýnýn içinde boðuluyorum. Boðulurken içimdeki yabancýyla birlikte öleceðimi düþünüyorum. Onu öldürmek isterken birlikte ölüyoruz. Bu fikir hiç de acý vermiyor. Birlikte ölmek ne güzel olurdu. Ya ölüm bitiþ deðilse? Onu yine içimde hissedersem. Üstelik sonsuza kadar…
Rüyalarýmdan kaçarcasýna uyanýyorum. Burasý sýðýnaðým olmuþtu. Belki de inzivaya çekildiðim yer. Derviþ sabrý ile iç yolculuðuma çýkmalýydým. Daðlarýmý aþmalý, derin uçurumlardan geçmeli, gölgeli bir ýrmaðýn kenarýnda doðaya teslim olmalýydým. Önce yavaþca kapýlarýmý açýp, misafirliðiniz buraya kadar, özür dilerim, deyip yolcu etmeliydim. Asla bir daha geriye bakmamalýydým. Geriye bakmanýn bir anlamý yoktur. Bilirsiniz gidenler bir daha asla eski halleriyle dönmezler. Siz de eski siz olmazsýnýz. Anýlarda hatýrladýðýnýz þeyler bir daha tekrarlanmasý, hissedilmesi mümkün olmayan þeylerdir. Hatta þaþýrtýr sizi. Kendinizi tanýyamazsýnýz. Duygularýn rengi deðiþtikçe acýlarýnýz da hafifler. Tabii bunlarý düþünmek herþeyi halletmiyor…Güzel aklýmýn fikirleri bunlar. Duygularým her zaman ki gibi geçip karþýlarýna alay etmeye baþladý bile.
Hemen avucumdaki küçük þiþeye sarýlýyorum. O küçük kurtarýcým…
Kendime geldiðimde ayna ile kaplý odanýn tavanýnda kendimle karþýlaþýyorum. Yüreðimde ayný acý ve hazla… Deðiþen hiçbir þey yok… Büyücü: “Sana bir sýr vereyim mi” diyor “Yaptýðým büyülerin hepsi zýrva þeyler. Þu sývý sadece þekerli su, biraz da tadýný kötüleþtirmesi için sirkeden ibaret, diye açýklama getiriyor. Büyücü ne derse desin ona inanmak istemiyorum. “Aþk da bir aldatmacadýr. Aþýk olduðun kiþinin hiçbir sihiri yoktur, týpký bu þekerli su gibi ama bir türlü görmek istemezsin, ondan mucize beklersin. Mucize sensin aslýnda. Bu sevgiyi yüreðinde büyüten sihir sensin…O sihiri de ancak sen bozabilirsin. Bir baþkasý ya da büyü deðil. Aþk zamana yenilse de yapýþýrsýn. Ne büyük tuzaktýr alýþmak… Çýkmaz sokaklara götürse de gidersin ardýndan. Sýradanlaþsa da her þey bilmediklerinin korkusu ürkütür, daha bir sokulursun. Verdiðin her cevapla içindeki faylarýn kýrýlacaðýný, sarsýlacaðýný bilirsin. O yüzden sorgusuz sualsiz yaþamaktan ahmaklaþsa da yüreðin alýþýr kuþ tüyü yataðýna, yüreðinde güzel o, seninle güzel… Belki de bir þeytan...Ahh yürek kimleri tahta çýkarýr. Haketmeyenlere ne taçlar giydirir.”
Aðzýmda bir türlü adýný bulamadýðým bir lezzeti duymak ister gibi sihiri yaratan bendim.
Issýz yüreðimde kendi ayak seslerimi duymak istiyorum. Ýçimde fokurdayan sular soðusa da…Fýrtýna sonrasý dinginlik… Kimsesizlik olsa da… Çocuk yüreðim yine sevecek…
Aþkla yüreðim kozasýndan çýkan kelebek olmalý, ömrü bir gün de olsa yaþamý uzunluðu deðil, yaþananlar kutsuyor…
13.01.2008


.Eleþtiriler & Yorumlar

:: Güzel Bir Analiz
Gönderen: Mustafa Þakarcan / , Türkiye
15 Nisan 2010
Özeleþtiri, insanýn kendisiyle savaþý, zaman zaman baþgösteren çaresizliði ve sevda denen bilinmezin labirentlerinde düþünceli düþünceli gezdiren bir yazý... Teþekkür ve saygýlar.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Çürük Elma [Deneme]


Þükran Kaba kimdir?

yazarken kendimi iyi hissediyorum.

Etkilendiði Yazarlar:
Nihat Genç


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Þükran Kaba, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.