..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Ne elbiseler gördüm, içinde adam yok, ne adamlar gördüm sýrtýnda elbise yok." -Mevlana
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Eleþtiri > Yazarlar ve Yapýtlar > Hulki Can Duru




9 Nisan 2010
Yeni Hayat (1ci Bölüm)  
Hulki Can Duru
Baþkahraman anlatýcýmýz, o “sihirli kitabý” okuduktan sonra, “yabancý bir ülkenin tehlikeli sokaklarýna çýkar gibi” 22 yýldýr yaþadýðý mahallesinin sokaklarýna çýktýðýnda, hem büyük bir öfke, hem büyük bir sevinç duyacaktýr: Bugüne kadar hep kandýrýlmýþtýr. Öfkesi bundandýr. Oysa, bu ülkenin çocuðu deðildir o. Her þey deðiþmiþtir. Bu topraklar “yabancý bir ülke”dir. O, bambaþka dünyalarýn, hayatlarýn insanýdýr. Sevinci bundandýr


:BEJI:
Yeni Hayat, Orhan Pamuk, Ýletiþim Yayýnlarý, 20. Baský, 1994

Yahudi-Hristiyan eskatolojisinde “yeni hayat, yeni dünya” terimleri ile “tanrýsal krallýk” altýnda, ölüm veya diriliþten sonraki bir varolma konumu kastedilir. Ancak, bu yeni yaþamda, Ýslam cennetindeki gibi ceylan gözlü huriler, bilezikli gýlmanlar, þarap, süt ve bal ýrmaklarý yoktur. Eskatolojik yeni yaþam teokratik bir süreç olup bunun Maþiyah veya Mesih yönetiminde bir milenyum boyunca yeryüzünde egemen olacaðý öngörülür.

Pamuk’un “Yeni Hayat'ýnda ise, bu dünyada salt kendileri için geçerli olan yeni yaþamlarýný inþa etmeye, örmeye, çalýþanlarýn baþlarýndan geçen olaylar süreci kurgulanmaktadýr. 14.cü yüzyýl Ýtalyan þair Dante Alighieri “La Vita Nuova” (Yeni Hayat) isimli þiir kitabýnda aþkýn gücü ile oluþan düþsel, romantik ve tutkulu yeni bir yaþamdan söz eder. Eser Dante'nin yaþam öyküsü gibidir. Pamuk’un “Yeni Hayat”ý da yazarýn kendi özyaþam öyküsü gibi. Ancak, söz konusu edilen bencil, çýkarcý ve baþkalarýný aþaðýlayan bir yaþamdýr.

YENÝ BÝR HAYAT MÜMKÜN MÜ?
Bir insan nasýl olur da yeni bir yaþama baþlayabilir?

Örneðin, büyük bir servet gelir bir yerlerden, artýk o kiþi için bambaþka bir yaþam baþlar; veya, aþýk olursunuz, bu yaþantýnýzda bir dönüm noktasý olur, acun taptaze, toz pembe görünür; yahut, günün birinde din deðiþtirirsiniz, yeni bir ortama girersiniz; ya da, yýllar geçtikten sonra, baþka biri olduðunuzu öðrenirsiniz, anneniz, babanýz sizin sandýðýnýzdan bambaþka kimselerdir, bugüne kadar kendiniz ve çevreniz hakkýnda öðrendikleriniz, bildikleriniz hep yanlýþtýr.

Ya da, Franz Kafka’nýn 'Die Verwandlung' (Baþkalaþým, Metamorfoz) öyküsündeki gibi -bir haþarat olarak- kendi gerçeðinizle yüz yüze kalarak, baþka bir varlýk olarak bir sabah uyanýrsýnýz. Kafka’nýn yapýtýnda simgesel bir boyut olsa bile, bu boyut o ana kadar, yani, o deðiþim/dönüþüm anýna kadar, gerçekle iç içe geçmiþ bir sýr olarak kalacaktýr. Ancak, Pamuk’un “Yeni Hayat”ýnda bu tür hermetik, kapalý öðeler, bildiriler, göndermeler yoktur. Anlaþýlamayan bölümler, eklemeler, týkýþtýrmalar vardýr. Bu tutarsýzlýklar doðrudan yazarýn yazýnsal yeteneðinin zayýflýðýndan kaynaklanmaktadýr. Bu kiþisel olduðu kadar aldýðý eðitimin edebiyatla bir ilgisi olmayýþýndandýr.

Yazarýn resmi web sitesinden öðrendiðimize göre kendileri 23 yaþýnda her þeyi býrakýp romancý olmaya karar veriyor ve dairesine kapanýp yazmaya baþlýyor. Bu pek inandýrýcý görünmüyor. Çünkü insan romancý olmaya karar vermekle romancý olmaz, olamaz. Þair olmaya karar vermekle de þair olamaz. Yurdumuz insanýnda büyük bir þiir yazma hevesi vardýr. Edebiyatla hiç ilgisi olmayan dandik gazetelerin, dergilerin þiir köþeleri vardýr. Hatta Hamamcýlar ve Tellaklar Esnaf Odasýnýn bülteninde bile üyelere özgü bir þiir köþesi olabilir. Ama, her þiir yazan þair deðildir.

“Karar vermek” ile insan belki bir meslek sahibi olur, mühendis, doktor, gazeteci gibi... Ama edebiyat, yazarlýk, sanat baþkadýr. Ýçten gelir, doðaldýr, kendiliðinden oluþur. Tanrý vergisidir. Özel beceri, yetenek ve çok kitap okumayý gerektirir. Bu bakýmdan Pamuk'u Kafka ile mukayese edemeyiz. Bunu yapmaya kalkýþmak Kafka'ya haksýzlýk, hatta onu aþaðýlamak olur. Bunlarý yazýyorum çünkü medyatik edebiyatýmýzda Pamuk'u Kafka ile karþýlaþtýrmak gibi coþkulu bir eðilim var. Bu hezeyanlý eðilimde olanlara þunu söylemek istiyorum:

Kafka'nýn kahramaný Gregor Samsa bir sabah uyandýðýndan kendisini dev bir hamamböceðine dönüþmüþ olarak bulur. Ýnsan iken böcek olmuþtur. Oysa Yeni Hayat'taki kahraman zaten böcektir. Ancak, böcek olduðunu yýllar sonra fark etmiþtir.


ORHAN VE MUSA
Ne demek istediðimin daha iyi anlaþýlabilmesi için Musa örneðini veriyorum: Mýsýr Prensi Musa, peygamber olmadan önce, Mýsýr Firavununun oðluydu. Ancak, günün birinde aslýnda bir Mýsýrlý olmadýðýný bir Apiru (Ýbrani) olduðunu öðrenecektir. Prens Musa, nasýl ki yýllar sonra köle bir halktan geldiðini, gerçek ana ve babasýnýn soylu kimseler deðil de sýradan Apirular (Ýbraniler) olduklarýný büyük bir sarsýntýyla öðrenir ve kaçýnýlmaz bir þekilde yeni bir yaþama adým atar ise, ayný benzer durum “Yeni Hayat”taki baþkahraman için de geçerlidir.

Sonunda Musa kendi öz halkýnýn arasýna döner ve yeni yaþamýndaki ilk eylemi bir Mýsýrlýyý öldürmek olur. Kuþkusuz, bu eylemin, bilinçaltý derinliklerinde gizli, eski yaþamýndan öç almaya yönelik bastýrýlmýþ derin bir öfke veya nefret dürtüsünden kaynaklandýðý söylenebilir. Çünkü eyleminden ötürü hiçbir þekilde suçluluk duymayan Musa, öldürdüðü kiþiyi gizlice gömdükten sonra, ceza ve yargýlanmaktan kurtulmak için uzun bir yolculuða çýkarak baþka bir ülkeye, Midyan ülkesine (Hicaz) kaçacaktýr. (Tevrat, Çýkýþ 2: 1-23)

Bu baðlamda, Pamuk’un “Yeni Hayat”ýnda benzer bir asimetrik yöneliþi görüyoruz. Romanýn kahramaný üniversiteli genç (Orhan), Musa gibi yeni bir yaþama baþlarken , önceden planladýðý bir cinayeti iþlemekten çekinmeyecektir. Asimetrik diyoruz çünkü, Musa önce cinayeti iþler, sonra yolculuða çýkar, “Yeni Hayat”taki baþkahraman ise önce yolculuða çýkar, sonra cinayeti iþler. Ýkisi de katildir.

Sonuçta eski Mýsýrlý Prens Musa, yeni kimliði ile Ýbrani Peygamber Moþeh yýllar sonra Mýsýr’a geri dönecek, baðrýndan çýktýðý, ekmeðini yediði eski ülkesini ilahi lanetlerle çok aðýr bir þekilde cezalandýracak, Mýsýrlýlarý aþaðýlayacak, Ýbranileri de tanrý tarafýndan seçilmiþ olduklarýna inandýrarak onlarý yeni bir yaþama, yeni bir ülkeye, yönlendirecektir.

ORHAN, ORNAN
Romanýn baþ kahramaný ve anlatýcý Teknik Üniversitede mimarlýk okuyan Orhan [çünkü anlatýcý, sevgilisi Canan ile isimlerinin uyaklý olduðunu belirtir: Orhan/Canan gibi; bu bakýmdan romanýn ilk bölümlerinde açýkça isimlendirilmeyen baþkahramanýn Orhan olabileceðini tahmin etmek pek zor deðil. Orhan isminin Ýbranice benzer seseli “Ornan” olup “Aranuah”tan (saðlam olan) gelir (Tevrat, I. Tarihler 21:15)] günün birinde rastlantý sonucu, ki aslýnda bunun bir çeþit tezgah olduðunu çok sonra öðrenecektir, 22 yaþýnda iken “sihirli” bir kitap okumaya baþlar, ve, ondan sonra olanlar olur: Bir kitap okur ve tüm yaþamý deðiþir ! Kitabýn adý “Yeni Hayat”týr. Ancak, bu deðiþimin neden olduðu, nasýl olduðu, ne olduðu romanda açýk seçik belirtilmez. Bu bir sýrdýr.

Baþkahraman anlatýcýmýz, o “sihirli kitabý” okuduktan sonra, “yabancý bir ülkenin tehlikeli sokaklarýna çýkar gibi” 22 yýldýr yaþadýðý mahallesinin sokaklarýna çýktýðýnda, hem büyük bir öfke, hem büyük bir sevinç duyacaktýr: Bugüne kadar hep kandýrýlmýþtýr. Oysa, bu ülkenin çocuðu deðildir o. Her þey deðiþmiþtir. Bu topraklar “yabancý bir ülke”dir. O, bambaþka dünyalarýn, hayatlarýn insanýdýr. Sevinci bundandýr. Anlatýcý, sýrrýný ve ruhunu açacaðý kiþileri de “kitaptaki dünyada yaþayan gölgeler arasýndan” seçmeye karar verir. Eski yaþamý bir süprüntüden farksýzdýr.

Doðduðu günden beri kendisini bu ülkede yaþayanlardan biri zanneden anlatýcý, yeni “bir hayatý, bir yüzü, bir hikayesi olduðunu tuhaf bir þekilde hissederek” farklý bir kimliðe kavuþmuþtur. O artýk “gücü damarlarýndaki soylu kanda olanlardan” veya “ne mutlu falancaya” diye haykýranlardan biri deðildir.

Artýk nereden geldiðini, nerede olduðunu ve nereye gittiðini bilmektedir. Fakat buna raðmen romanda Orhan'ýn “nereden geldiðini bilmeden, nerede olduðunu bilmeden, nereye gittiðini bilmeden” hiç durmadan sürecek yolculuklara çýktýðý takdirde, kitaptaki o büyülü, ýþýklý dünyaya ulaþacaðýndan söz edilir. Üç ay sürecek kaza, tehlike ve olaylarla dolu uzun yolculuðunda birbirine benzeyen, camili, Atatürk büstlü, beyaz eþya bayili bir sürü sýkýcý kent, kasaba ve köyden geçen anlatýcý, “kendine benzeyen ötekileri” araþtýrýr.

CANAN, CANAAN
Orhan, kendine benzeyen “ötekilerden”, “melek” olarak tanýmladýðý Canan ve týp okuyan Mehmet ile tanýþýr. Ýngilizce “Canaan” isminin Türkçesi “Kenan”dýr. “Kenan Ülkesi” Tevrat’a özgü bir deyim olup Allah tarafýndan Ýbrahim peygamberin soyuna vaat edilen ülke,”arzý mevut”, cennet anlamýna gelir. Günümüzde, Kenan Ülkesi bugünkü Ýsrail ve Filistin devletinin bulunduðu topraklardýr.

Mehmet de yepyeni biri olmak için tüm geçmiþini terk etmesi gerektiðini anlamýþ, tüm zamanýný kitaba, kitaptaki yaþama adamýþ biridir. Mehmet, bir misyoner gibi, bu kitabý kahvelerde, otobüs duraklarýnda, sinema kapýlarýnda, vapur iskelelerinde daðýtýr. Kopyalarý elden ele dolaþan bu kitabý okuyan “ruh kardeþleri”nden bazýlarý sapýtýr, kimi yemeden içmeden kesilir, beriki canýna kýymayý düþünür, kimisi kötü ruhlarýn saldýrýsýndan korunmak amacýyla –Omen filmindeki papazýn Ýncil sayfalarýyla odasýný kapladýðý gibi- kitabýn sayfalarýyla tüm odasýnýn duvar ve camlarýný kaplar.

Canan ve Mehmet, ismi var cismi yok türden kiþiler. Yeni yaþamý arayan bu üç yoldaþtan Mehmet sonunda bir gün sokakta vurulur; “bal rengi göz”leri olan Canan da ortalýktan kaybolur. Canan’ýn gözleri için romanda sýkça geçen “bal rengi göz” tanýmý Halide Edip’in naftalin kokan romanlarýnda da görülür. Romanlarýnda baygýn bakýþlý kadýn kahraman olarak hep kendini anlatan Halide de gerçek yaþamda “bal rengi gözlü”ydü.

Romandaki en çarpýcý ve sempatik kiþi “Güdül kasabasý” ileri gelenlerinden “Dr. Narin”. Tipik bir taþralý olan doktor “eþyalarýn içine sýkýþmýþ zamaný” ararken tüm kitaplarýn “Büyük Kumpas”ýn küçük araçlarý olduðunu, “Yeni Hayat” kitabýný okuyan oðlunun “hayatýn bütün zenginliðine, yani zamanýn gizli simetrilerine, yani eþyalarýn bütün teferruatýna” gözlerini kapatan bir çeþit korkuya, ölüm saplantýsýna kapýldýðýna inanmaktadýr.

Kendisini arabesk-çocuksu ülkülere kaptýrmýþ milliyetçi, muhafazakar doktorumuz, Allah’a “cihatýn aracý silah ve namazýn aracý saat” ile ulaþýlacaðýna inananlardandýr. Mutluluk, mutlu olunduðu an duran bir saatle mümkün olabilecek, böylece mutluluk sonsuza dek uzayabilecektir. Büyük Kumpas’a karþý baþarýlý olabilirse Dr. Narin “yeni bir devlet” kurma hayalindedir.

KÝTAPTAN FIÞKIRAN IÞIK
Kitaptan “fýþkýran ýþýðý” aldýktan sonra “eski hayatý”ný tümden kafasýndan atan Orhan, kendisini “o ýþýktan ülkede gezinirken” bulur. Pamuk, bu temayý da muhtemelen Dostoyevski’den almýþ olsa gerek. Çünkü, “ýþýk ülkesi” izleðini ilk Dostoyevski’de görüyoruz. Yaþamýnýn son yýllarýnda ezilen insanlara yardým etmek için “düþünce ve ýþýk ülkesi”ne giden yolu aramaktan ilk Dostoyevski söz etmiþtir.

Ayrýca, Orhan'ýn yüzünün kitaptan çýkan ýþýkla aydýnlanmasý bizi Ýbrani mitolojisindeki eski bir öyküye kadar götürür: Tevrat’ta Allah (Elohim) ile yüz yüze konuþup On Emir’i içeren taþ tabletleri aldýktan sonra Sina daðýndan indiðinde Musa’nýn yüzü nurdan parýl parýl parlamaktadýr. Öyle ki, cemaat ona bakamaz hale gelir. Musa yüzünü peçeyle örter. (Tevrat, Yaratýlýþ 34: 33-35) .

Yine “ýþýk” ile ilgili benzer bir olay, Fransýz mistik filozof Blaise Pascal’ýn yaþamýnda da görülür. Ýncil'i okurken Kutsal Ruh’ un (Ruhulkudüs) ateþli bir ýþýk gibi bedenine döküldüðünü Pascal felsefi yazýlarýnda savunur. Kutsal Ruh’un insanlar üzerine dökülmesi Ýncil'e özgü temalardandýr.

“Yeni Hayat”ýn anlatýcýsý da kitaptan çýkan kutsal ýþýðýn ensesinden tüm gövdesine aðýr aðýr yayýldýðýný hisseder. “Kitaptan fýþkýran ýþýk” kendisini büyülemiþtir. Ancak, romanýn son bölümlerinde bu ýþýðýn yaþam deðil, “ölüm ýþýðý”, olduðu anlaþýlacaktýr.

YENÝ HAYAT VE TANAH
Anlatýcýnýn okuduðu söz konusu kitabýn adý da “Yeni Hayat”týr. Kitap emekli bir TDDY müfettiþi tarafýndan, 33 muhtelif çocuk kitapçýðýndan faydalanýlarak, yazýlmýþtýr. 33 rakamýnýn masonik terminolojide özel bir simgesel konumu olduðunu burada anýmsatalým. Masonluktaki en yüksek mertebe “Maþrýký Azam” 33.cü derecedir. Ýsa 33 tansýk gerçekleþtirmiþ, 33 yaþýnda çarmýha gerilmiþtir. 33 sayýsý ayný zamanda “Amen” sözcüðünün sayýsal karþýlýðýdýr 1+13+5+14=33; Ýsrail yýldýzýnýn (Magen, Davut Yýldýzý) sayýsal betimidir.

Bu baðlamda, “Yeni Hayat” kitabýnýn Tevrat’ý (Tanah) simgelediði, Tevrat’a iþaret ettiði söylenebilir. Tevrat derken kastettiðimiz Yahudilerin kutsal kitabý “Tanah”ýn tümüdür. Tanah, Torah (Tevrat), Nebim (Peygamberler), Ketubim (Yazýlar) gibi üç ana bölümden oluþur. “Zebur” (Mezmurlar) Ketubim bölümündedir. Tanah'ýn Hristiyanlýktaki karþýlýðý “Eski Ahit”tir. O halde, romanýn ana temasý, yýllarca Türk ve Müslüman kimliðinde yaþamýþ bir kiþinin günün birinde kendisinin aslýnda bir Yahudi olduðunu öðrenip, büyük bir sevinç ve mutluluk duyarak bambaþka, yeni bir hayata baþlamasýdýr..


.Eleþtiriler & Yorumlar

:: Zevkle okudum
Gönderen: Ömer Faruk Hüsmüllü / , Türkiye
9 Nisan 2010
Doðrusu Orhan Pamuk'u pek tanýdýðým söylenemez.Burada onun hakkýnda bazý bilgileri öðrenmekten çok memnunum.Bilgi birikiminizi bizlerle paylaþtýðýnýz için teþekkür ediyorum.Saygýlarýmla.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn yazarlar ve yapýtlar kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Mevlana'nýn Kimyasý
Köpekliðin Aþký ve Varoþ Kültürü
Ka, Kar ve Kars
Yeni Hayat (2ci Bölüm)
Yaþam, Aþk ve Rastlantý
Râna ve Rânalarýn Açmazý (2. Bölüm)
Kürtçülük Sorunu ve Güneydoðudan Öyküler
Þebeke ve Sabetayizm
Aþka Allah'a ve Akla - Tarihi Simalardan Mevlevi
Uykularýn Gizemi ve Agoraphobia (1ci Bölüm)

Yazarýn eleþtiri ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Paganlýktan Gelme Bir Tapýnma Þekli: Namaz (2)
Cinsel Saldýrý Suçu ile Tecavüzden Yargýlananlarýn Hadým Edilmesi Yasa Tasarýsý
Paganlýktan Gelme Bir Tapýnma Þekli: Namaz
Çaðdaþ Gericilik: Postmodernizm
Mevlana ve Ýslam
Dinin Ahlaksýzlýðý, Yahut, Ahlaksýzlýðýn Dini
Haksýzlýða Kesinlikle Karþýyým
Tevfik Fikret'ten Teröre Övgü
Özel Mezarlýklar: Kârlý Bir Yatýrým Kapýsý!
Postmodern Haçlýlar

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Elsa'nýn Gözleri [Þiir]
Albatros [Þiir]
Kraliçe ve Bahçývan - II [Þiir]
Yeryüzü Rüzgarlarý [Þiir]
Kraliçe ve Bahçývan [Þiir]
Op. 11 Piyano Ezgileri, Arnold Schönberg [Þiir]
Malta Þahinlerine [Þiir]
Uçan Ayakkabý [Þiir]
Havanýn Ölümü [Þiir]
Her Ocak Hiddetle Tütüyor… [Þiir]


Hulki Can Duru kimdir?

Baþlýca yapýtlarý: Eski Kule Müziði (þiir) Geometrik Aydýnlýk (þiir) Havanýn Fen Noktasý (þiir) Tartaros Paradigmasý (eleþtiri) Teslis Sendromu (eleþtiri) Nano Kutsallýk (eleþtiri) Sevgili Kutlu Yaþam (öykü) Kuþku Bilinci ve Eleþtiri (eleþtiri)

Etkilendiði Yazarlar:
Montaigne, Descartes, Russell, Tolstoy, N. Hikmet, Dostoyevski, Nietzsche, Freud, Darwin, Marx, Engels, Lenin, Bakunin, Kropotkin, Voltaire, Diderot


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Hulki Can Duru, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.