Fransa Lyon Üniversitesinden Prof. Robert Faurisson Yahudi soykýrýmýný sorgulayan bilim adamlarýndan biridir. 1970 yýlýnda, Holokost’un büyük ölçekte bir “aldatmaca” olduðu sonucuna varýr. Savlarý Kanadalý Ernst Zündel, Ýsveçli Dirlieb Felderer, Faslý Ahmet Rami gibi araþtýrmacýlar tarafýndan desteklenir.
 
GAZ ODALARI
Faurisson, gaz odasý inþa etmenin çok sýký izolasyon gerektirdiðini, gazýn borularla odalara giriþ ve daðýtýmýný saðlayan bir boru sistemine kamplarda rastlanmadýðýný ayrýca, havalandýrma ve gazý nötralize etme gibi ek düzeneklerin olmasý gerektiðini, aksi takdirde, çevredekilerin de gazdan zarar göreceðini ileri sürmüþtür. Bu durumda gaz odalarýnýn inþa edilmiþ olmasý onun için olanaksýzdýr.

Bu sav mantýklý görünmüyor. Gaz odalarý olmayabilir. Ama gaz ile öldürülen insanlar vardýr. “Zyklon B” gazý herhalde ýsýnma amaçlý kullanýlmýyordu. Ama bu ürün özellikle insanlarý öldürmek için imal edilmiþ bir zehirli gaz deðildi. Tarlalarda kullanýlan bir böcek ilacýydý.

Ayrýca, insanlarý gazla öldürmek için illa gaz odalarý inþa etmeye gerek yoktur. Havagazý, doðal gaz ve soba zehirlenmesinden ölenler nasýl ölüyor? Bir arabanýn egzosundan çýkan dumanla hiç izolasyonu olmayan bir garajda gazla zehirlenme pek ala mümkündür.

ANNA FRANK
Faurisson'un savlarýn biri de “Anna Frank'ýn Hatýra Defteri”nin  tam bir sahtekarlýk olduðu, defterdeki el yazýsýnýn bir çocuða ait olamayacaðý yolundadýr. Gerçekten de defterdeki el yazýsý 13-14 yaþýndaki bir kýzýn elyazýsýndan çok yetiþkin biri tarafýndan yazýlmýþ bir yazýyý andýrmaktadýr. Olabilir, ama her kim tarafýndan yazýlmýþ olursa olsun böyle bir defter vardýr.

Ýkincisi grafolojiyle ilgilenmiþ biri olarak þunu eklemek isterim. El yazýsýný yaþa endeksleyerek bir genelleme yapmak pek doðru olmaz. 13-14 yaþýnda çok güzel elyazýsý olan kimseler olduðu gibi 40-50 yaþýnda bile hala küçük harfle yazan ve çok çirkin elyazýsý olanlar vardýr.

HOLOKST YASALARI
Faurisson bu çýkýþlarý nedeniyle Fransýz ve Avrupa kamuoyunda büyük tepki görür. 1980de ABDli yazar Noam Chomsky düþünce ve söylem özgürlüðünün kýsýtlanamayacaðý gerekçesiyle  Faurisson’u savunur.
 
1990 yýlýnda çýkarýlan bir yasayla Holokost’un Fransa’da reddedilmesi yasaklanýr. Akabinde 1991de Faurisson üniversiteden kovulur. Bunun üzerine Faurisson “Ýnsan Haklarý Komitesi”ne baþvurur. Holokost yasasýnýn “Uluslararasý Bireysel ve Siyasal Haklar Antlaþmasý”na, insan haklarýna, düþünce özgürlüðüne aykýrý olduðunu belirtir. Ancak,  Ýnsan Haklarý Komitesi antisemitizmi önlemek için böyle bir yasanýn gerekli olduðunu açýklar, Faurisson’un baþvurusunu kabul etmez.

 Faurisson 2005 Þubatýnda Ýran televizyonunda yaptýðý bir konuþmada Holokost’u yadsýdýðý için mahkum olur, 3 ay göz hapsi ve 15.000.- dolar para cezasýna çarptýrýlýr. Buna raðmen, Aralýk 2006 da Ýran hükümetince düzenlenen “Holokost’un Küresel Vizyonunu Gözden Geçirme Konferansý”nda görüþlerini yeniden savunur, bugüne kadar kimsenin çýkýp da kendisine Nazilerin gaz odalarýndan bir tekini bile gösteremediðini belirtir.

Ancak, sanýrým Auswitchz'de harabe halinde olsa da gaz odasýný andýran bir binanýn varlýðý bilinmektedir.

HOLOKOST KONFERANSI
Ýlk Holokost karþýtý konferans “Holokost’un Küresel Vizyonunu Gözden Geçirme” adýyla 10 Aralýk 2006da Tahran'da toplanmýþ, Ýngiltere, Almanya, Fransa, Avusturya, Tunus, Cezayir, Habeþistan, Suriye, Lübnan ve Filistin gibi 35 ülkeden toplam 150 tarihçi, uzman ve bilim adamý konferansa katýlmýþtýr. Konferansta Holokost'un tartýþýlmasýnýn batýlý ülkelerde kanunlarla yasaklanmasý kýnanmýþtýr.

2 gün süren Konferansta amacýn Holokost'u inkar etmek olmadýðý, ancak, gerçeklerin ortaya çýkmasý ve araþtýrmacýlara fýrsatlar saðlanmasý olduðu belirtilmiþtir. Tabi konferansýn þeriatla yönetilen ve Ýsrail''in varlýðýný yadsýyan Ýran gibi bir ülkede yapýlmasý büyük bir talihsizlik olarak görülebilir. Ancak, dünyanýn bir çok yerinden gelen Yahudi delegasyonlarýn da konferansa katýlmasý paradoksal bir görüntü oluþturmuþtur.

Konferansa katýlan Siyonizm karþýtý Ortodoks Yahudiler Ýsrail'in iþlediði cinayetlerin kabul edilemez olduðunu, "Holokost'un da Ýsrail'in elinde bir bahane olduðunu" açýklamýþlardýr. Bir Haham, Ýsrail'in Siyonist bir ülke olduðunu ve bütün Yahudileri temsil edemeyeceðini belirterek, Filistinlilere karþý iþlenen cinayetleri kýnayýnca salondan büyük alkýþ almýþtýr.

Yeri gelmiþken, Ýsrail devletinin varlýðýna karþý çýkan Ortodoks Yahudilerin “fýrýnlarda yakýlmayý” tanrýsal bir ceza olarak gördüklerini belirtelim. Çünkü, Tevrat'ta tanrý yakýp yok eden bir ateþe benzetilir: “Çünkü Tanrýmýz Rab yakýp yok eden bir ateþtir, kýskanç bir Tanrýdýr" (Tesniye 4: 24).   "Her þeyi yiyip bitiren ateþin yanýnda hangimiz oturabilir? Sonsuza dek   sönmeyecek alevin yanýnda hangimiz   yaþayabilir?" (Ýþaya 33:14).