..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Herþeye imgelem karar verir. -Pascal
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Toplum > Ahmet Öztürk




10 Mart 2010
Çanakkale Destaný Ne Demekti?  
Ahmet Öztürk
Çünkü söz konusu olan vatandý. Kurandý, ezandý, namustu, bu uðurda bir deðil milyon kez ölünmeliydi. Nasýl ki duygularýmýzý temiz tutmak için yaþýyorsak, onlarda vatanýmýza haram pislik girmesin diye ölüyorlardý. Muratlarý temiz olmaktý. Alnýnýn akýyla yaþamaktý. Bunun içinde vatana haramý sokmamak gerekiyordu. Ýþte bu zihniyetler ordusuna sahip olarak savaþtýlar. Ayný duygularla o cepheye gitseler, ve ayný ordulardan bin kat daha güçlü ordular saldýrsa þunu yine öðreneceklerdi. Ç a n a k k a l e G e ç i l m e z.


:BJGC:
Ýlk okul yýllarýndayken, Çanakkale Zaferini anma haftasý geldiðinde, öðretmenimiz büyük bir vazifeyi yerine getirmek için haftalar öncesinden titiz bir çalýþmaya baþlardý. Hangi öðrenciyi seçecek, hangi öðrencisine ne görev verecek kýlý kýrk yararak seçerek çalýþýrdý. Onun için sýradan, her yýl ayný þekilde kutlanan bir hafta deðildi. Kanýný taþýdýðý atalarýna karþý büyük bir sorumluluk hissederdi. Hiç akýl etmedim ama onunda bir yakýný þehit ya da gazi olmuþ muydu? Bu var olma ya da yok olma savaþýnda çok sevdiði birileri mi þehit olmuþtu acaba? Niçin bu kadar önemliydi bu anma yýldönümü? Ýstiklal Marþýmýz okunurken bizlerden gizlemeye çalýþýrdý nemlenen gözlerini. Muhteþem bir program hazýrlamak için didinir dururdu.

Ýstiklal Marþý okunurken, bayraklarýn en güzeli göndere çekilirken, var gücümüzle, sesimizi en yüksek perdeye çýkartýp, gözlerimizi o büyük bayraðýmýzdan ayýrmadan tatlý ve de coþkulu bir ahenk içinde milli marþýmýzý söylerdik. Bayraðýmýz gökyüzünde bizler yeryüzünde dalgalanýrdýk. Söylerken onurlarýn, içimizde tarifi ve de yeri belli olmayan, anlatamadýðýmýz bir sevgi dolardý. Nasýl ki makamlarý cennet olsun atalarýmýz o tarifsiz acýlarý ve kahramanlýðý yaþadýysa bizlerde galiba öyle oluyorduk. Söylerken geçen her saniye içerisinde kabýmýza sýðmazdýk. Sanki her bir öðrenci bir aslan olurdu. Korkusu olmayan, cesareti ve onuru had safhaya ulaþmýþ yiðitler olurduk. O yýllarda iþin açýkcasý niçin öyle olduðumuzu bilmezdik, pek anlamazdýk ama o manevi duyguyu yaþardýk. Bu olsa olsa atalarýný unutmayan evlatlara verilmiþ ilahi bir nimetti. Çünkü bizler, ne zaman nerede vatan, millet, anne, baba, kardeþ, hatta arkadaþ lafzýný duysak, gözünü kýrpmadan ölüme giden aslanlar olurduk. Yeter ki bu bayrak üzerimizde dalgalansýn. Yeter ki arkadaþlarýmýzý, dostlarýmýzý, vatanýmýz bizlerden ayrýlmasýnlar. Çünkü bizler, Allah birdir, anne, baba, vatan, bayrak, kandan hatta candan dahi kutsal diye inanýrýz. Ölürken dahi mutlu oluruz. Ölümden korkmayan kaç insan var ki yeryüzünde. Ama söz konusu vatan olunca ölümden korkulmazdý. Ýstiklal marþýndan sonra þiirler okunur marþlar söylenirdi. Hepside birbirinden güzel ve anlamlý þiirler ve marþlar. Þimdi ne zaman Çanakkale Ýçinde Vurdular Beni marþý söylense yine duygulanýrým. O yýllarýmda þuna eminim ki þuurlu bir vatan ve millet bilinci yoktu. Ama yeri belli olmayan büyük bir sevgi vardý. Usul usul vatan sevdasýna tutuluyorduk. Ne büyük bir sevdaydý bu sevda. Sevdikçe insan mutlu oluyor, sevmelere doyulmuyordu. Bu sevgiyi hiçbir sevgiyle mukayese dahi edemezdik. Anne babamýzdan nasýl ki daha sýcak gelmiyorsa insanlar, vatanýmýzda öyleydi. Ýçinde anne baba sevgisi barýndýrýyordu. Milyonlarca evladý olan anne baba oluyordu vataným.

Çanakkale Zaferini usul usul, aðýr aðýr coþkulu bir þekilde anlatýrdý öðretmenimiz. Bizler ise Hatice annesinin biricik kýnalý kuzusu Hasan gibi, hiç ses çýkartmadan dinlerdik öðretmenimizi. Baþkalarýnýn kafasýndan sýktýðý gibi uydurma destanlarý deðil, belgelerle ispatlamýþ destanlarý anlatýrdý. Ezineli Yahya Çavuþu, Kýnalý Hasaný, Lütfi Beyi, birbirinden habersiz þehit olan iki köylünün nasýl birbirlerine haklarýný helal ettiklerini, Seyit Onbaþýnýn nasýl dev mermiyi kaldýrýþýný…

O büyük savaþta, düþmanýn cephane gücünü bizimkileriyle kýyaslamak dahi büyük bir cahillik olurdu. Býrakýn cephaneyi bir kenara, günün üç vaktinde çoðu zaman bir öðün yemek bulabilen, o yemekte çoðu zaman bir tas hoþafý geçmezdi. Ama açlýðý asla dert etmeyen yiðitlerin destanýydý bu. Dünya tarihinin ender þahit olduðu bir savaþtý bu savaþ. Var olma ya da yok olma savaþýydý. Cepheye giden atalarýmýzýn muratlarý ne kahraman olmaktý ne de baþka dünya nimetleriyle anýlmaktý. Tek bir muratlarý vardý. Bu boðazdan haram içeri girmeyecek. Haram olan bir nesneyi nasýl ki boðazýndan geçirmemek için yaþamýþsa atalarýmýz, o yýlda haramý, haramzadeleri, insanlýktan nasibini almamýþ vahþileri o boðazdan içeri sokmayacaktý. Analar nasihat ederek yolluyordu daha býyýðý dahi terlememiþ evlatlarýný. Bak oðlum baban yemende kaldý, dayýn balkanlarda, sen canýmým son yongasýsýn, eðer bu vatan düþecekse sen de gelme. Öl ama gelme diyordu. Yarabbi en sevdiklerini unutmuþlar mýydý ki analar. Bu sözler vefasýzlýk mýydý? Asla asla asla… ama söz konusu vatandý. Þerefti namustu. Yeri gelmiþ kadýnlarýmýz dahi bir er gibi vatanlarý için gece gündüz çalýþmýþlardý. Hele hele en çok dokunan yaný ise, daha körpecik çaðýnda liseden, medreseden, üniversite sýralarýný býrakýp gidenlerdi. Sanki ilahi bir ses, hadi gidin oraya, sizler cennet ehlisiniz mi demiþti. Yedisinden yetmiþine kadar lafý iþte bu savaþta hakkýyla yerini buluyordu. Onlar neleri neleri býrakýp gittiler. Ama vatan gitmesin istediler. Peki neden? Niçin? Çünkü vatansýzlýk demek, yaþadýkça en büyük zindanda yaþamak demekti. Belki þahýs olarak zindanda yaþamaya zarý olurlardý ancak anne babalarýn kardeþlerin yaþamalarýna razý olmazlardý. Bayraksýz, ezansýz, özgürlüðü olmayan bir vatan olabilir miydi?

Ne doðru dürüst bir iletiþim, ne doðru dürüst cephane, ne yiyecek ne giyecek… düþmanla kýyaslamak akýl sýnýrlarýna dahi sýðmaz. Ancak bir þey vardý. Maneviyat denilen bir þey. Hak uðruna yaþamak diye bir þey. Peki ya bu hak uðruna ölmek, iþte bunu da maddi güçle kimse karþýlaþtýramazdý. Savaþýlan sadece düþman deðildi. Açlýkla, yoklukla, yetimlikle, daha ömrünün baharýndaki güzellikleri yaþayamamak… iþte bu noktada sabrýn ve birbirini sevmenin ne kadar büyük bir nimet olduðu ortaya çýktý. Yan yana, can cana, aðlamadan, sýzlanmadan, ardýna bakmadan þehit olan bir millet vardý. Çünkü söz konusu olan vatandý. Kurandý, ezandý, namustu, bu uðurda bir deðil milyon kez ölünmeliydi. Nasýl ki duygularýmýzý temiz tutmak için yaþýyorsak, onlarda vatanýmýza haram pislik girmesin diye ölüyorlardý. Muratlarý temiz olmaktý. Alnýnýn akýyla yaþamaktý. Bunun içinde vatana haramý sokmamak gerekiyordu. Ýþte bu zihniyetler ordusuna sahip olarak savaþtýlar. Ayný duygularla o cepheye gitseler, ve ayný ordulardan bin kat daha güçlü ordular saldýrsa þunu yine öðreneceklerdi.

Ç a n a k k a l e G e ç i l m e z.


Ruhlarýnýz þad olsun…
Torunlarýnýz, evlatlarýnýz sizleri hiç unutmadý. Asla da unutmayacak unutturmayacaklar…

10.03.2010



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Sevgilime Mektuplar - 1. Mektup
Sevgilime Mektuplar 23. Mektup
Sevgilime Mektuplar 19. Mektup
Sevgilime Mektuplar 18. Mektup
Mutluluk
Sevgilime Mektuplar 20. Mektup
Sevgilime Mektuplar 22. Mektup
Sevgilime Mektuplar 21. Mektup
Haramýn Hayalini Kurmadan Yaþamak
Sevgilime Mektuplar 9. Mektup

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Aðlama Çocuk [Þiir]
Kara Bulutlar [Þiir]
Bir Boðaz Destaný [Þiir]
Ne Güzel Þey Seni Sevmek [Þiir]
Sensiz Ankara [Þiir]
Ýstemezdim [Þiir]
Olmadýðýn Yerde [Þiir]
Gurbet [Þiir]
Gitti [Þiir]
Miras [Þiir]


Ahmet Öztürk kimdir?

hayat güzel. Yeter ki niyetin mutlu olmak olsun. Hele hele edebiyatla hayat bambaþka güzel. Yeter ki, güzelliði ararken, düþünürken, emek harcarken, yorulduðunda tatlý bir tebessüm olsun dudaklarýnda. . .

Etkilendiði Yazarlar:
þimdilik yok


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ahmet Öztürk, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.