Allah, insanlarýn yanlýþ düþüncelere saplanýp, kendilerine ve toplumlarýna zarar vermemelerini saðlamak amacýyla, onlara doðrularý beyan eden kitaplar ve bununla birlikte o kitaplarý birebir hayata yansýtan peygamber diye isimlendirdiðimiz numune insanlar var etmiþtir. Bu numune insanlar, ayný toplumlar içinde ve ayný dönemin þartlarýný taþýyan insanlardan oluþmaktadýr ki, zamanýn gereksinimlerine cevap verebilecek nitelikte olmalarý için bu böyle olmalýydý. Ki zira öyle de olmuþtur. Nitekim içinde yaþadýðý toplumun yanlýþlarýný ve gereksinimlerini yakinen bilen bu elçiler, görevleri icabý fiziki dirence sahip olmalarý gerektiði için, cinsiyet olarak erkeklerden seçilmiþlerdir. Yeri gelmiþ hýrpalanmýþ, azarlanmýþ, darbelere maruz kalmýþ ve yeri gelmiþ yurtlarýndan sürülmek suretiyle çok acý günler yaþamýþlardýr. Fýtratý itibari ile kadýnlarýn bu sýkýntýyý, birebir göðüsleyebilmeleri mümkün olmadýðý için Allah bu vazifeyi, özellik olarak daha fazla dayanma gücü verdiði erkeðe yüklemiþtir. Zira tümüyle erkeklerden oluþan bu peygamberlerse, tüm zorluklara raðmen Allah’ýn buyruklarýný yýlmadan ve býkmadan insanlara anlatmaya çalýþmýþlardýr.

Nitekim Allah, toplumlarýn yaptýklarý yanlýþlara göre, daha çok o konu üzerinde duran ama içerik olarak genel anlamlý beyanatlar verdiði ayetlerini, çok önceki dönemlerde sahifeler olarak göndermiþtir. Zira daha sonralarý ise birazda insanlýðýn çoðalmasýna binaen, daha çok kapsayýcý eserlerle insanlýða yön vermiþtir. Ýþte bu eserlerinse Ýncil, Tevrat, Zebur ve Kur’an-ý Kerim diye isimlendirildiðini genelde hepimiz biliriz. Zira hepsi de Allah tarafýndan gönderilmiþ mukaddes kitaplardýr. Daha öncede belirttiðimiz gibi hepsinin genel içeriði, insanlara barýþçýl ve doðru bir hayat yaþayabilmenin düsturlarýný anlatmaktýr. Tüm insanlýk olarak bize düþen görevse þudur ki, bunlarýn Allah tarafýndan gönderildiðini kabul edip, hepsini incelemek ve okuyup anlayarak hayata yansýtmaktýr. Hülasa þahsým adýna ben, içlerinde daha taze ve daha evrenseli olmasý hasebiyle Kur’an-ý Kerim’e daha çok yoðunlaþmanýn gerekliliði kanaatindeyim.

Yazýlý beyanatlar olan bu kitaplarla birlikte Allah, bir de hikmet dediðimiz ama varlýðýný herkesin görüp algýlayamadýðý esrarengiz güç ve hadiseler var etmiþtir. Günümüz tabiriyle bunun bir diðer adýna keramet de denilebilir. Her þeyin olduðu gibi, bu kerametlerin de tek uygulayýcýsý kesinlikle Allah’týr. Hikmeti biraz daha net bir ifadeyle belirtecek olursak, kalp gözü açýklýðý ya da hissiyat fazlalý diyebiliriz ki Allah, bu özelliði daha çok kadýnlara bahþetmiþtir. Bu özellik, her kadýnda kýsmi de olsa mevcut olduðu gibi bazý kadýnlar da ise derece olarak daha da fazladýr. Buradan þu sonucu da çýkartabiliriz ki, erkekleri kitapla yücelten Allah, kadýnlara da hikmet ayrýcalýðý vermiþtir. Bu da onun ne kadar adil ve eþitlikçi olduðunun göstergesidir.

Allah hikmeti, kadýnlar haricinde tabiattaki bazý varlýklara da bahþetmiþtir. Mesela bunu bizatihi kendimin yaþadýðý bir misalle örneklendireyim ki, ayaklarýmdaki üþüme rahatsýzlýðýndan dolayý muayene olduðum hastane ve tabiplerden bulamadýðým çareyi, sülük dediðimiz ve herkesin bildiðini düþündüðüm küçücük bir hayvanda buldum. Bu hayvan bir taraftan insanýn damarlarýndaki pýhtýlaþmýþ ya da kirlenmiþ kaný emerken, diðer taraftan da kendi vücudunda depoladýðý yüksek düzeydeki antibiyotikleri insanýn damarlarýna zerk etmektedir. Ýþte bu Allah’ýn, ufacýk bir hayvana yüklediði özelliktir ki bunun adýna kesinlikle hikmet denilir. Böyle bir özelliðin, o küçücük hayvana verilmesi ise o mutlak sanatkârýn yüceliðini gösterir. Kâinatta buna benzer sýnýrsýz örnekler vardýr ve de zaten kâinattaki her þey kesinlikle bir hikmet üzere yaratýlmýþtýr.

Bu baðlamda, düþünen ve anlayabilene uyku bir hikmettir. Zira uykuda görülen rüya da ayný þekilde bir hikmettir, ibadet bir hikmettir, insanýn var oluþu bir hikmettir, aðacýn verdiði meyve ise bambaþka bir hikmettir. Kýsaca tabiatta gördüðümüz her þeye, ibret ve mucizelerle dolu bir hikmet yüklenmiþtir. Nitekim nasýl ki yazýlý ayetlerle biz insanlara doðruyu gösteren kitaplar hakikati yansýtýyorsa, hikmet de týpký o kitaplar gibi hakikatin kâinata yansýyan yüzünü betimlemektedir. Zira o da, insanlara doðruyu belgelemek için var edilmiþtir. Nitekim hiþ kuþkusuz Kitap ve Hikmet, her ikisi de kesinlikle Allah’ýn varlýðýnýn en somut delilidir.


Mehmet Akif UÇAR