Oluk oluk insan akan yollar görünür, dünyanýn yalnýzlýklarýnýn çatý oluklarýnda. O insanlarýn aralarýndaki boþluklar, beyin kývrýmlarýndaki lekeler gibi bir söner bir parlar; sýzarak içine, yavaþ yavaþ seyirte sürtüne hedefine varmaya çalýþan ayaklarýnýn üzerinde devinen gidiþ geliþli aklýnýn hülyalarýnda akarsýn. Ebru mürekkebi gibi baþka akýþlara daðýla yayýla, baþka akýþlarýn baþka ayaklarýna, baþka ayak seslerinin göðe açýlý göz çarpmalarýna bulaþa bulaþa.

Kalabalýklarýn kývrýmlarýnda, bir an önce oradan, onlardan kurtulma ihtirasýyla tökezleyen bedenlerin savruk endiþelerine çarpa vura, hedefsizce dolanan, sorgusuz ve gidiþinin içeriksizliðini aklýnýn derin koridorlarýna býrakmýþ ve aslýnda orada o kalabalýkta deðil, içine çektiði nefesle birlikte göðsünün içindeki falezlere vura çarpa ilerleyenler de vardýr. Susturan iç denizlerinin alçak basýnçlý nemini, silik beyaz gölgemsi köpükler halinde kollarýnýn ardýndan saça savura giden mazinin çobanlarý da vardýr. Bir yönsüzlüðe doðru ilerleyen ve gözlerinde irileþen dehliz geçitlerinin karanlýklarýný gizlemeye çalýþan üzgün insanlarýn, bir deniz kýyýsý, bir orman, ýssýz bir tepeye muhtaç gölgelerinin isteksizliklerinin bu kalabalýktaki çýðlýklarýna da, içine düþtüðü açmazlardan nasýl kurtulacaðýný bilemeden, soramadan, konuþamadan ilerleyen yayan yalnýzlarý ile pür kahkaha esrik eðleþiklerin sesleri karýþýr durur, durmaz da akar bir de.., sonra;

Sonra, insan akan yollarda ve yollarýn þehirlerde cebren, kýrsallarda tercihen dallandýðý ara yollara akan insanlar görünür, bu görünüm, insanlarýn en eski duruþudur belki, kýyafet ve süslerinden gayrý. Öyle ki her biri kendi yalnýzlýðýný taþýyarak gelip geçmekte veya durup durmakta, koþup sürünmektedir. Ýçinde rengarenk dalgalanmalar ve homurtular biriktiren þehirlerde akan insan sellerinin gölge aralarýna, tepelerin çok uzaðýnda bir ormanýn eteklerinde tek baþýna adýmlar atan bir yolcunun aklýnýn dolambaçlý yollarýnýn silik sönük parýldayan ýþýklarý vurur. Þehirlerin gösteriþ köþelerinde yapay yalnýzlýklar, süslü beklentileriyle eriyip giderken, ara yollara, ince patikalara, içedönük solgun yüzlerden akan yapayalnýzlýklar týrmanýr ve geniþler...