..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Bir insan bir kaplaný öldürmek istediðinde buna spor diyor, kaplan onu öldürmek istediðinde buna vahþet diyor. -Bernard Shaw
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Ýyileþme > Müþerref ÖZDAÞ




31 Ocak 2010
Narin Menekþe  
Müþerref ÖZDAÞ
Bu mor menekþecik bilemezdi neden burada olduðunu, bu gözlerin kendisinde neler gördüðünü. Neden kendisine baktýkça gülümsendiðini� Onun gördüðü bir çift umutlu ve bulutlu gözdü sadece. Derinlerinde saklý ýþýðý ile bakan, umut güneþi gibi parlayan bir çift göz�


:BGBH:


Adý Narin. Adý gibi narin duyularý kýrýlýp parçalanmýþ olsa da inadýna bir araya getirmeye çalýþacak kadar dirençli bir kadýn. O içimizden sadece biri. Binlerce hüzünlü çiçekten sadece biri. Hayat izlediðimiz pembe diziler gibi deðil. Mutluluk getirilip avucumuzun içine býrakýlan ve orada hapsedebileceðimiz bir þey deðil. Küçücük bir merhaba bile mutlu etmeye yetebilir çok zaman bir insaný. Bir merhabayla baþlayan aþkýna nefret duyan bir kadýnýn hikâyesi bu. Hayat izlediðimiz pembe diziler gibi deðil. Onunkisi hiç deðil. Filmlerin sonu her zaman güzel bitmiyor. Onun filminin de sonu nasýl biter bilinmez. Belki bir �Sanal Aþk � olacak bu filmin devamýnda. Belki de � Sanal Mutluluk�. Ama bu filmin sonu hâlâ mutsuzluk olacak. Bu film hep uzatmalarý oynayacak. Ve oynarken de sürekli senaryosu deðiþecek. Geçip giden yýllarý, boþa harcanan hayalleri kimsenin geri getirmeye gücü yetmeyecek. Gözyaþlarýna iliþtirilip akýtýlan acýlarýn yerine yenileri gelip tutunacak

Bir gün mahallenin sessiz bir köþesinde uzaktan selamlaþmýþlardý. Narin, Ercan�ý birkaç kez gelip geçerken görmüþtü. Gözleri buluþmuþtu iki gencin. Baþýný önüne eðip geçmiþti genç kýz. Yanaklarý kýzarmýþtý. Bir hoþ olmuþtu. Hoþ bir adamdý. Bakýþlarýndan etkilenmiþti. Hayallere kapýlývermiþti. O günden sonra dalýp dalýp gitmeye baþlamýþtý. Güzel hayallerle süslüydü düþleri. Okuduðu romanlardaki gibi sevilmek isterdi. Tozpembe görürdü dünyayý. Onu çok sevecek bir erkeði olacaktý. Alýp götürecekti onu buralardan. Çok mutlu olacaklardý. Neden olmasýndý�

Ertesi gün evlerinin önünden geçerken görmüþtü yine camdan dýþarý bakarken. Yakýnlarda oturuyor olmalýydý. Daha bir merak eder oldu onu. Kimdi, neydi? Ne yapýyordu buralarda? Birkaç ay önceye kadar ona hiç rastlamamýþtý. Demek ki buralarda yoktu. Veya bir yerlerden gelmiþti buraya. Þükriye Teyze evlerinin karþýsýnda otururdu. Arada gider gelirdi o eve. Kendi yaþýtý bir kýzý vardý ÞükrÝye Teyze�nin de. Onunla kahve içip birbirlerine fal bakmayý severlerdi. O dibi telve yüklü fincanda en tatlý genç kýzlýk hayallerini görürlerdi. Ýkisi de ilkokuldan sonra okutulmamýþtý. El iþleri, dantel, çeyiz yaparlardý birlikte. Birbirlerinden aldýklarý örmeklere hayranlýkla bakarlardý. Kuracaklarý mutlu yuvalarýný süsleyecekti bu danteller. Kahveler içilecekti o evlerde de. Çocuklar koþup oynayacaktý bahçelerinde.

Yine bir gün Þükriye Teyzelere gitmiþti. Baþka komþu teyzeler de vardý. Onlar kendi aralarýnda konuþurlarken duymuþlardý. Mahallelerine dört ay önce taþýnmýþlardý. Dedeleri buralýydý. Onlar da artýk burada yaþayacaktý. Ýyi de bir iþi vardý. Ýþini burada devam ettirecekti. Narin o gün bir baþka bakmýþtý arkadaþý Zeynep�e. Farklý bir gülümseme vardý yüzünde. Zeynep:
�Hayýrdýr, sende bir þeyler var. Ne o? Sanki burada deðilsin.�demiþti.
Kýzararak gülmeye baþlamýþtý Narin. Arkadaþýna o genç ile birkaç kez karþýlaþtýðýný, söyledi.
� Galiba benden hoþlanýyor.� diye devam etti.

Hayaller kurmaya devam ettiler. Güzel, alýmlý sayýlabilecek bir kýzdý Narin. Son yýllarda genç erkeklerin, hatta orta yaþlý abilerin, amcalarýn da baþý ona çevrilmeye baþlamýþtý çokça. O ise bundan hoþlanýyordu. Gerekli gereksiz mahalle bakkalýna gider gelirdi. O akþamüstü de ertesi gün gelecek misafire kek yapmak için, evde toz þeker kalmadýðýný görmüþler ve bir koþu gider alýrým diye çýkmýþtý evden. Aylardan nisandý. Tozpembesi hýrkasý sýrtýnda bakkala doðru giderken henüz köþeyi dönmüþtü ki Ercan ile burun buruna geliverdi. �Merhaba� dedi Ercan usulca ve nazikçe. Sesini ilk defa duyuyordu. Duyduðu bu ses etkilemiþti onu. Yine her zamanki gibi yüzü kýzardý. �Nasýlsýnýz?� deyiverdi genç adam. �Ayný mahalledeyiz, sizi sýk sýk görüyorum. Tanýmak isterim seni, senden hoþlanýyorum.� demiþti. Bir þey diyemedi Narin. Utangaç bir tavýrla gülümsedi sadece. �Cumartesi günü sinemaya gelir misin? diye sordu genç adam. �Evden kolay çýkamýyorum. Ama belki Zeynep ile gelmeme izin verirler. Yine de söz veremem.� demiþti Narin. Bu sözleri nasýl dediðine kendi bile þaþmýþtý sonradan. Hoþça kal deyip ayrýldýklarýnda ayaklarý dolanmaya baþlamýþtý Narin�in. Eve nasýl geldiðini anlamadý bile. Eve girdiðinde annesi: � Kýzým hani, þeker nerde?� diye sordu. Elinde sadece ekmek vardý. O heyecanla þekeri filan unutmuþtu�

Cumartesi için planlar yaptý. Zeynep ile konuþtular. Çok güzel bir film varmýþ, tam da bizim yaþýmýza göre, örnek olabilecek bir film imiþ demiþlerdi annelerine. Ve izni de koparmýþlardý. Sinema çok uzak deðildi ve gündüz seansýna gideceklerdi. Gece olsa bu izni de alamazlardý. Gittiler, sinemanýn kapýsýnda bekliyordu Ercan. Her iki genç kýza da elini uzattý, merhabalaþtý. Biletleri Ercan aldý. Salon fazla dolu deðildi. Zeynep arada bir koltuk boþ býrakacak þekilde oturmuþtu. Salon kararmýþtý. Henüz reklamlar veriliyordu. Bu arada fýsýltýyla konuþtular havadan sudan. Sakin bir yapýsý vardý Ercan�ýn. Bakýþlarý bazen bir boþluða takýlýp kalýyordu. Sanki baktýðý yerde biri vardý. 28 yaþlarýndaydý Ercan. Düzgün giyimli, düzgün konuþan biri idi. Ve konuþmalarý öyle etkileyici idi ki, dalýp gidiyordu Narin onun anlattýklarýna. Baþka þehirlerden, baþka hayatlardan bahsediyordu. Bu da Narin�i etkiliyordu. Baþka yaþamlara uzaktý. Ancak televizyonda filmlerde, haberlerde, programlardan izlediði kadar bilirdi öteki insanlarý ve yaþamlarý. Filme doðru dürüst bakmamýþtý bile Narin. Aklýndan neler neler geçiyordu. Genç bir erkek bedeni ilk defa bu kadar yakýnýndaydý. Kollarý birbirine dokununca bile elektrik çarpar gibi olmuþtu. Onun kullandýðý parfümün kokusu kaldý o andan burnunda. Kulaklarýnda ise onun sesi. Narin�e de bir arada olduklarý zaman içinde hiç dokunmamýþtý bile. Oysaki elini tutuverdiðini hayal etmiþti Narin. Avuçlarý terlemeye baþlamýþtý. Hüzünlü aþk þarkýlarý vardý filmin içinde. Bu kýzý daha da etkilemiþti. Her þey ne kadar da hýzlý geliþmiþti kafasýnda. Bu onun kýsmeti idi. Fallarýnda çýkan kiþi idi. Hayatýnýn erkeði olmalýydý.

Film bitmiþti nihayetinde. Ercan kýzlarý nazik bir tavýrla arka sakin sokaklardan geçirerek evlerinin yakýnlarýna kadar getirip býrakmýþtý. Yine elini uzatýp hoþça kal demiþti onlara. Narin�in eli elinde sanki biraz uzunca mý kalmýþtý, yoksa ona mý öyle gelmiþti. O an hiç bitmesin isterdi. Sýcacýktý elleri. O sýcaklýðý korumaya çalýþarak ve elleri daha da terleyerek gelmiþti eve. Dalýp dalýp gider olmuþtu artýk.
Sonraki günlerde fýrsatlar yaratarak buluþmaya baþlamýþlardý. Onun yanýnda iken hiçbir þey umurunda deðildi. Ve hatta zaman zaman Ercan�ýn dalýp gitmelerini bile fark etmiyordu. Ercan bir yaralý kuþtu. Eski bir sevdaya yenik düþmüþtü. Unutamadýðý, içini kanatan bir sevda yaþamýþtý. �Dünya güzelim� dediði ve kavuþamadýðý aþkýný unutmak için buralara gelmiþti aslýnda. Karþýsýna da bu genç kýz çýkmýþtý. Onu sevebilir, geçmiþini unutabilir, acýlarýný dindirebilir ve hatta mutlu bile olabilirdi. Narin bunlardan habersiz kendi kurduðu hayallerin içinde koþup duruyordu� Günler günleri kovalýyordu. Annesi bu arkadaþlýðý fark etmiþ ve karþý çýkmaya baþlamýþtý. Kendine göre sebepleri vardý. Ama kýz bunlarýn hiç birini duymuyordu bile. Gözü kördü sevdasýndan, sevda sandýðý duygulardan, þartlanmýþlýðýndan. Kurduðu hayalleri kimseye yýktýrmayacaktý. Sevdiði erkek ne derse yapabilecek kadar kaptýrmýþtý kendini bu hayallere. Ailesini bile silip atabilecek, terk edebilecek kadar kararlýydý. Ona göre aþk buydu. Romanlarda okuduðu, filmlerde izlediði aþk buydu. Ne bilsindi iþte, aþk böyle oluyor sanýyordu. Sevmeye hazýrdý, ta en baþýndan. Karþýsýnda kim olsa fark etmezdi o yaþlarda. Daha 17 yaþýndaydý. Sadece sevilmek istiyordu o. Körpecik, hayatý henüz romanlardan ve dizilerden tanýyan, her þeye hazýr bir gencecik kýzdý o.

Tüm zorluklara karþýn evlenmiþlerdi. Ailesiyle ilk zamanlar görüþmüyorlardý. Baþlangýçta her þey iyi gidiyor gidiydi. Çabucak da hamile kalmýþtý genç kadýn. Sevinç içindeydi. Bir yuvada çocuk her þeydi, öyle derlerdi. Ancak bilemezdi ki çok yýllar sonra sadece çocuklarý için katlanabileceði bir evlilik olacaktý bu. Adam gün geçtikçe onunla daha az ilgilenir olmuþtu. Ýþinden geç vakit yorgun gelir, yemeðini yer, biraz televizyon izler, yatardý. Arada bir ayný þeylere güldükleri, konuþtuklarý olurdu. Yine de onu çok seviyor, fazla da sorgulamýyordu. Sadece o vardý onun dünyasýnda. Sevilmek vardý, sevmek vardý. Ýþte düþlediði evi vardý artýk. Bir eþi vardý yanýnda. Bir nefes vardý evin içinde. Yakýnda bir nefes daha eklenecekti. Böylece sürüp gidecekti. Birçok evde yaþanan da buydu zaten. Kendi evlerinde de böyleydi. Babasý kendi iþi gücü ile uðraþýr, onlarla pek ilgilenmezdi. Annesi de evdeki iþleri çekip çevirir, çocuklarýný büyütmeye, eþinin gönlünü hoþ tutmaya çalýþýrdý.

Aylar geçiyordu. Hamileliði ilerlemiþti. Daha alýngan olmuþtu doðal olarak. Ama Ercan�ýn buna aldýrdýðý bile yoktu. En ufacýk konularda bile kolaylýkla kýrabiliyordu onu. O da her seferinde affediyordu. Erkeðine sevgi ve saygýsýndan, hep susuyor, fikirlerini pek belli edemiyordu, etmesi de pek istenmiyordu. Evin ihtiyaçlarý gideriliyordu. Aç deðildiler, açýkta deðildiler. Ne isterdi bir kadýn baþka. Her ikisine de böyle öðretilmiþti. Kadýn genelde susardý, susmalýydý. Erkeðini kýzdýrmamalýydý, fikrini olur olmaz söylememeliydi. Onun yerine düþünen biri vardý. O sadece görevlerini yerine getirmeliydi. Çocuklarýnýn annesi, evinin kadýný olmalýydý. Fazlasýna gerek yoktu. Fazlasý o sýralar kadýna da gerekmiyordu. Henüz sevgisinin doruklarýnda iken bunu fark etmesi de çok zordu. Evet, iyi bir eþ, iyi bir anne olacaktý. O bunun için yetiþtirilmiþti. Yaþamý sorgulamasý ve arayýþlarý olmasý için deðil. Doðacak çocuðun ismi henüz annesinin karnýndayken kararlaþtýrýlmýþtý kocasý tarafýndan. Kýzlarýnýn adý Gülümser olacaktý. Kadýn sesini çýkarmamýþtý, hatta demek ki ne çok seviliyor, ne çok isteniyor gibi bir mantýkla mutlu bile olmuþtu.

Nihayet kýzlarý doðmuþtu. Ercan onu kucaðýna alýr öper, koklardý sýk sýk. Gözlerinin derinine bakardý dalýp giderek. Kýzýna ismi ile hitap etmeyi de çok severdi. � Gülümseeeerrr!, Aþkýýýmmm!�
Kadýn buna çok sevinirdi. Herkes kendi görevlerini yaparak yaþam akýp geçiyordu. Aradan birkaç yýl geçmiþ, ikinci bir çocuklarý daha olmuþtu. O da bir erkekti. Soylarýný sürdürecekti. O da çok seviliyordu. Ama çocuklar büyüdükçe onlara biraz daha sert davranmaya da baþlamýþtý. Bazen çok sinirlenip yüksek sesle baðýrýrdý. Annelerine sýký sýký sarýlýrlardý yavrucuklar. Narin de ne yapacaðýný bilemezdi. Birkaç kez konuþmaya çalýþtý, ama nafile. Dinlemedi bile, çekip gitti. �Sen benim iþime karýþma, onlarý da çok þýmartma.� demiþti sadece. Bunlarý derken öyle bir bakýþý vardý ki, kadýn o günden sonra bir daha böyle bir þeyi konuþmaya bile cesaret edememiþti.

Kadýn mutluluðun böyle bir þey olmadýðýný, istediklerinin bunlar olmadýðýný yavaþ yavaþ fark ediyordu. Artýk yüzü daha az gülüyordu. Her zaman hüzünlüydü, mutsuzdu. Evlerine gelen giden pek olmazdý. Anne babasýyla da çocuklar doðduktan sonra barýþmýþlar ama çok sýk görüþemiyordu. Adam evin içinde onlarla pek vakit geçirmez, ayrý bir odada kendi halinde oturmayý severdi. Yýlar geçtikçe daha da içine kapanmýþtý. Aralarýndaki iletiþimsizliðin getirdiði sorunlar daha da belirginleþmeye baþlamýþtý. Kadýn becerikliydi. Ýlkokuldan sonra okumamýþtý. El iþleri, kumaþ boyama, örgü iþleri yapar, yaptýðýný yakýþtýrýrdý. En güzel yaþlarýndaydý ve daha da güzel yaþlarýný bir evlilik-eþ-çocuk karmaþasýnda geçirmiþti farkýna bile varmadan. Ama her geçen gün farkýndalýðý artýyordu. Kendini ifade etmeye artýk daha çok ihtiyaç duyuyordu. Hep susmuþ, susturulmuþtu. Artýk susmak istemiyor ama yine de susmak zorunda kalýyordu. Çoðu zaman konuþtuðunda, isteklerini belirttiðinde adamýn tepkisi saldýrganlýk, zorbalýk þeklinde olmuþtu. Ýyi bir eðitim alamasa da kendini az çok yetiþtirmiþti kadýn. Çocuklarýnýn hatýrýna idi artýk susmalarý. Onlarýn psikolojilerini bozmamak için susuyordu. Babalarýna olan baðlýlýklarýný ve çocukça mutluluklarýný bozmak istemiyordu. Adam kýzýnýn bile okumasýný istemeyecek kadar yaþama ve sahip olduklarýna duyarsýz, farklý bir tutum içindeydi. Her þeye dayanmaya çalýþýyordu genç kadýn. Çocuklarý büyüyordu. Kendisi de sanal dünyayý keþfetmiþti. Artýk tüm dost diyebildikleri buradaydý. Gerçek yaþamýnda pek dostu, dertleþtiði kimse de yoktu. Bu yeni dünyasýnda, yeni tanýdýðý kiþilerle gideriyordu yalnýzlýðýný. Onlara sýðýnýyordu � dost� deyip.


Kýzlarý büyümüþtü. Arada bir isminin nasýl koyulduðunu öðrenmek ister, sorardý. Baban takvimden bulmuþ, çok beðendiði için sana bu ismi koyduk diye cevaplardý. Ve kendisi de öyle bilirdi genç kadýn. Ama günlerden bir gün kadýn bunun böyle olmadýðýný öðrendi eþinden. Kýzlarýna ýsrarla ve kendisine sorulmadan koyulan isim adamýn eski sevdiði ve unutamadýðý kadýnýn ismiydi: �Gülümser.� Bunu duyunca içinde bir þeyler parçalanmýþtý. Kendini taþýyýcý anne gibi hissetmiþti. Sesini çýkarmak istedi, kýrgýnlýðýný duyurmak istedi, yine yüksek bir sesle ve despotça susturuldu. Ve o günden sonra kadýn bu defa da herkese ceza olsun diye sustu. Ve hep susacaktý. O sadece klavyeden karþýya yollanan kelimeler ve cümlelerle konuþuyordu artýk. Sesini böyle duyuruyordu�

Kýrgýndý, küskündü, hayalleri yok olmuþtu. Çekip gitmeyi istemiþti çok defa ama bunu yapacak gücü de yoktu. Bu hayatý bu þeklide sürdürmeye çalýþacaktý. Dinlediði her þarkýda kendinden, yitip giden hayallerinden, sevdasýndan bir parça bulurdu. Ona güzelsin dediklerinde bunu duymaya alýþýk olmadýðý için þaþýrýrdý. Onu anlamak, takdir edilmemenin onun dünyasýnda ne anlama gelebileceðini, bir eþya gibi davranýlmasýnýn ne anlama gelebileceðini anlamak hiç zor deðildi. Sabahlarý günaydýn diyen gülen bir yüzden bile yoksundu. Güne gülümseyerek baþlayamýyordu.

Uðruna ölecek kadar seviyorum denir en alevli anlarýnda sevdanýn. Ancak kimsenin uðruna ölünemeyeceði veya ölünmemesi gerektiðini ancak olumsuzluklar yaþadýðýmýzda anlarýz. Hiç kimse
vazgeçilmez deðildir. O da anlamýþtý artýk. Ve uðruna ölmek deðil, yapabilse çekip gitmek istiyordu. Karþýmýzdaki kiþi, ne olursak olalým, bizi biz olarak sevmeli ve istemelidir. O eþini olduðu gibi sevmeye çalýþmýþ ama öyle bir an gelmiþti ki biden yaralý bir kaplana dönüþüvermiþti. Geliþilecek, deðiþilecektir elbet. Ama bunu el ele vererek, sevgi ile bütünleþtirerek yapmak en güzelidir. Sevgi paylaþmaktýr. O sadece kendi sevgisini paylaþmýþtý. Sevgi beraber büyümek, beraber geliþmektir. O, yalnýz baþýna geliþmiþti. Eksik yanlarýmýzý tamamlamaktýr. O, eksilmiþti. Sevgi deðer vermektir. Sevgi gerekmese de, o biliyor olsa da � Seni Seviyorum � demektir. O bunu çok uzun zamandýr duymamýþtý. Sevgi baþýmýzý döndürendir. Onun baþý artýk dönmüyordu. Sevgi koparýlan her takvim yapraðýyla daha da büyüyendir. Onunki küçülmüþtü. Sevgi gülümseyendir, gülümsetendir. Gülümser onu tek gülümsetendi. Acýlý bir gülümseme olsa da, içindeki yara tekrar tekrar kanasa da � Sevgi ruhtaki yaralarý iyileþtirendir. Sevgi bazen mor bir menekþedir�

Kýzýn adý Gülümser�di. Zedelenmiþ, marazi bir ruhun, marazi aþkýndan kalma bir isim. Bu isme baþka bir isim katmalýydý artýk, acýsýný azaltabilecek, içinde zor da olsa yeni tomurcuklar açtýrabilecek bir isim. Ne olursa olsun içinde yine de umutlar vardý. Bu umutlarý yeþertecek, baharý anýmsatacak bir isim olmalýydý bu. �Menekþe � diyecekti ona. Bu isim yýllar önce, sinema salonunda yanýnda oturan o kibar erkekten ilk aklýnda kalan kokuyu da anýmsatacaktý ayný zamanda. Geride býraktýklarýný, hayallerini, bulamadýklarýný, sevgisini, özlemini�

O bir � Hüzün çiçeði � idi. Tohumun yeþermesi için beklenen güneþi ve sýcaklýðý beklerdi. Ve Menekþe, boynu bükük bir annenin, o � Hüzün çiçeði�nin tomurcuðu olacaktý, bahara uzanan dalý olacaktý. Marazi bir ruhun incittiði bir kadýnýn göðsünde büyüyecekti Menekþe. Burcu burcu kokacaktý. Yeni baharlara onunla hazýrlanacaktý artýk. Ve hayata inadýna, Menekþe�sinin gözlerinin içine baka baka, içtenlikle gülümseyecekti. Biricik kýzý, Menekþe�si onu gülümsetmiþ ve þimdi, burnunda geçmiþten kalan o hoþ kokuyu yeniden veren bir minik bahar çiçeði olmuþtu Narin�in. Hayatýndaki mutsuz anlarýna raðmen kýzýnýn gözlerindeki ýþýkla birlikte, geleceðini aydýnlatmaya çabalayacak ve onun gözlerine her baktýðýnda daha da içten gülümseyecekti. Gülümser�ine kavuþamayan, gülemeyen ve güldüremeyen bir eþe ve sislerle kaplanmýþ, görmekte, tahmin etmekte zorlandýðý geleceðine raðmen daha içten gülümseyecekti her seferinde�

Penceresinin önündeki boþ saksýyý fark etti birden. Burada umutlarým çiçek açacak diye düþündü. Bu dýþý kirli, bir kenarý umutlarý, hayalleri gibi kýrýk boþ saksýya yeþermeyi bekleyen umut fidanlarý gibi bir mor menekþe ekmeye karar verdi. Ve ektiði fidan gün geçtikçe büyüdü, tomurcuklandý, burcu burcu umut kokmaya baþladý. Hem geçmiþi hatýrlatan hem de geleceðe baktýran, dudaklarýnda bir acý-tatlý arasý tebessüme sebep olan, bu mor menekþecik bilemezdi neden burada olduðunu, bu gözlerin kendisinde neler gördüðünü. Neden kendisine baktýkça gülümsendiðini� Onun gördüðü bir çift umutlu ve bulutlu gözdü sadece. Derinlerinde saklý ýþýðý ile bakan, umut güneþi gibi parlayan bir çift göz�



Müþerref ÖZDAÞ
30.01.2010



.Eleþtiriler & Yorumlar

:: Teþekkürler...
Gönderen: sedat / , Türkiye
2 Mayýs 2010
Bir solukta okudum güzel öykünüzü. Ellerinize, yüreðinize saðlýk. Eni olmazsa ömrün, boyu olmuþ ne çýkar demiþ bir bilge.Ýþte tüm mesele o " en" lerin sevgi ile dolu olmasý deðilmidir yaþam zaten. Öykünüzün devamýný beklemek hakkýmýz sanýrým. saygý ve sevgilerimle.

:: Film bitmedi sayýn Hüsmüllü...
Gönderen: Müþerref ÖZDAÞ / , Türkiye
10 Mart 2010
Yorum ve ilginiz için teþekkür ederim sayýn Hüsmüllü. Hayýr, film bitmedi.Bu filmin oyuncularý hem oynamaya hem de hala senaryoyu yazmaya devam ediyorlar.Ne zaman biteceði de bilinmez. Açan umut çiçekleri belki de bir gün solacak.Belki göç baþlayacak bir sonbaharda.Yalnýzlar rýhtýmýnda demir alýnacak.... Belki de bu öykü devam edecek. Teþekkürler.

:: Film bitti mi
Gönderen: Ömer Faruk Hüsmüllü / , Türkiye
10 Mart 2010
Bu film bitti ise sonu nasýldý?Öykünün sonuna kadar bu sorunun cevabýný aradým.Bana kalýrsa film bitmedi.Yani buradan en azýndan bir öykü daha çýkar...Güzeldi.Paylaþým için teþekkürler.Saygýlarýmla.

:: Teþekkürler...
Gönderen: Deniz Erdal Kaya / , Türkiye
1 Þubat 2010
"Sevgi gülümseyendir, gülümsetendir. Gülümser onu tek gülümsetendi. Acýlý bir gülümseme olsa da, içindeki yara tekrar tekrar kanasa da …" Gülümser ismi mükemmel uymuþ bu yaþam hikayesine. Ülkemizde yaþanan bir çok olayý anlatýyor aslýnda demek isterdim fakat 2000’li yýllarda ne böyle düþünebilen kýzlar çýkýyor, nede çocuklarýnýn durumunu düþünerek bile olsa ailesine sahip çýkan böyle insanlar. Ülkemizde büyük bir yozlaþma içindeyiz kadýnýyla, erkeðiyle. Umarým felaketimiz olmaz bu yozluklar… Ellerinize saðlýk, Müþerref Haným…

:: harika
Gönderen: Erdal BABÜR / , Türkiye
31 Ocak 2010
Didem Haným gayet güzel dile getirmiþ... Bana da alkýþlamak düþer. Tebrik ederim. Yüreðine saðlýk

:: Ellerinize, yüreðinize, kaleminize saðlýk
Gönderen: Didem Duruöz / , Türkiye
31 Ocak 2010
Ülkemizdeki nice Narin ve Menekþe'nin duygularýna tercüman olmuþsunuz.Narin ve menekþe yüreðimi ýsýttý, gecenin sessizliðinde.Narin in duygularýný yüreðimde hissettiren güçlü kaleminize, ve sevgi dolu yüreðinize sevgilerimle.Narin ve Menekþe, büyüdükçe birlikte,birbirlerine umut ýþýðý olmaya devam edecekler.Didem




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn Ýyileþme kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Kendine Yolculuk

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Zeytin Aðacý ve Yaþlý Adam
Yaþlý Bir Adamýn Hikâyesi

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Olsaydým [Þiir]
Sevgi (Seni) Ektim Yüreðime [Þiir]
Ateþi Yakan Bilir [Þiir]
Sahtekarlar Balosu [Þiir]
Sualler (1 ) [Þiir]
Yaþam - Aþk - Tutku - Sevgili [Þiir]
Yaþam Akýyor Yaný Baþýmda [Þiir]
Hani Bir Þarký Var Ya [Þiir]
Zamanýn Kýyýsýnda [Þiir]
Yürekte Bir Ýmzadýr Sevdan [Þiir]


Müþerref ÖZDAÞ kimdir?

Biyoloji öðretmeniyim. 1978'li yýllardan beri edebiyat,þiir,resim ve geleneksel sanatlardan "ebru " ve "kaat'ý " ile uðraþýyorum. Sevgi yolu, Ortanca ve Mahzunice adlý dergilerde yazýlarým yayýnlanmaktadýr. Turkhaber ve Cbhaber internet gazetelerinde de köþe yazarlýðý yapmaktayým. Edirne-Uzunköprü SES gazetesinde de yazmaktayým. Yaþamýn en iyi öðretmen olduðunu biliyorum. . . Ve sýnavýný en hazýrlýksýz zamanlarda yaptýðýný . YAÞAM BÝR ÞÝÝRDÝR. . . ÞÝÝR DE SEVDAM. . .

Etkilendiði Yazarlar:
Etkilememeye çalýþýyorum..Herkesin de ne olursa olsun bir süre sonra kendine bir tarz oluþturduðunu düþünüyorum...


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Müþerref ÖZDAÞ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.