Sanatçýnýn iþlevsel tanýmý bilinci neþelendirmektir. -Max Eastman |
|
||||||||||
|
Tanrý’nýn sað omzuma býraktýðý melek, bu kez beni omuzlarýna alýp oradan oraya gezdiriyor, acýlý þarkýlar eþliðinde yüzleri gülmeyen meydanlarda buluyorum kendimi. Gülüþlerim kýrýlýp paramparça oluyor gri kaldýrýmlarýnda. Dayýyorum sýrtýmý yaþlý bir duvara. Güçlenirim sanýyorum ama kaným çekiliyor sanki. Doðruluyorum. Dibinde, ana rahmindeki þeklini almýþ tinerci çocuk beni görünce baþýný kaldýrýp mýrýl mýrýl, çatlak bir sesle ruhunu çizenleri anlatýp aðlýyor. Sallanan bedeni ruhuna beþik, tökezliyor karþýmda. Elli yaþýnda bir adamýn ruhunu giymiþ eðreti bir beden taþýyor sanki. Cildi deðil ama gözbebekleri buruþmuþ. Üzerinde hayatýn söktüðü yýrtýk, çatlak acý sýzdýran giysiler... Mendilindeki yapýþkanlardan çocukluðu kanayýp parmaklarýndan süzülüyor renkli, ýþýldayan maðazalarýn camlarýna. Ýnsan giysilerinden soyunan adam ve kadýnlar gözleri alýnmýþ geçerken ellerinde poþetlerle maðazalarýn önünden, hayvanca seviþiyorlar gecelerce. Onlar seviþtikçe kaný boþalýyor bir çocuðun tiner þiþesine. Bedenime bakýyorum birden. Utanýyorum. Bakýþlarýyla karþýlaþmamak için kaldýrým taþlarýnýn koynundaki izlere dalýyorum. Dokunsa biri patlayacak sanýyorum acý içimde. Önce içimde baþlýyorum bir köþeden diðerine koþmaya. Vuruyorum kendimi kalbimin duvarlarýna. Köþe baþýna kadar koþmaya baþlýyoruz sonra çocukla. Önümüzden geçen ilk þiire atlayýp üzeri tozlanmýþ kelimelerin içinde kendimize yer açmaya çalýþýyoruz. Ancak kelimeler arasýnda bize uygun olaný bulamýyoruz bir türlü. Acýmýzý giyinen bir dize, aradýðýmýz sadece. Ellerime yapýþýyor çocuk. Umutla koþmaya baþlýyorum tekrar heceler arasýnda. Süslü kelimelerin þatafatlý sesleri arasýnda tanýdýk bir duygu yok ! Çocuk acý içinde baðýrýyor. Þair denize karþý bir masada kahvesini yudumlarken çocuk elini uzatýyor satýrlar arasýndan. Þair fularýný düzeltip iliþtirerek yüzüne huzurlu gülüþünü eline alýyor kalemini ve baþlýyor izlediði denizi çizmeye satýrlara bu kez. Maviliðinden dem vuruyor ballandýra ballandýra. Çocuðun yüzündeki son umut da kayýp parçalanýyor heceler arasýndan. Sularý yükseliyor þiirin. Çocukla boðulmamak için çýrpýnýyor ve canhýraþ bozuyoruz hecelerin fiyakalarýný. Þair kýpýrdanýyor yerinde, huzurunun kaçmasýna izin vermek istemiyor, yaptýðýmýz gürültüden caný fena halde sýkýlýp bizi buruþturduðu kaðýt parçasýyla beraber kuyruðunu bacaklarý arasýna sýkýþtýrmýþ sokak köpeklerinin çöplüðüne fýrlatýyor ve dönüyor yataðýndaki kadýný anlatmaya bir bardak viski eþliðinde. Aþktan baþý döndükçe kavga etmeyi unutup onurunu düþürüyor bir çekin bol sýfýrlarýna. Çocuk, elindeki jileti þairin kalemine sürüp öfkesi ve isyanýný yumruklarýndan saça saça dayanýyor usuna. Ýçinde bir savaþ baþlýyor. Gücünü sokaktan alan isyanýn ateþi þairin dilini yakýyor. Acý içinde uyanýyor uykusundan þair. Saçlarýný daðýtýyor gecenin koynuna. Atýyor kendini dýþarý. Bu kez mutlu çocuklarýn oynadýðý sokaklardan deðil düþleri tiner þiþesinde erimiþ çocuklarýn oynadýðý sokaklardan geçiyor. Gördüðü manzara karþýsýnda þiir dolusu kusuyor kaldýrýmlara. O kustukça beyninde olan depremlerden bedeni sarsýlýyor. Masasýnýn yanýna dönüyor koþarak, yüzü sapsarý… Masanýn üzerine daðýttýðý kelimelerini toplayýp ateþe veriyor her yaný. Kaçtýkça uzaklaþacaðýmý sandýðý gölgelerin tümü üzerine yapýþýp kalýyor. Þiirler boyu susup kaldýðý kuytulardan çýkýyor. Ellerini kanatýrcasýna yazýyor sayfalar dolusu. Yazdýkça deri deðiþtiriyor bilinci. Tinerci çocuðun acýsýný besteliyor satýr aralarýnda. Harflerin ucundan tutup hizaya sokuyor heceleri ve kendi içinden tinerci çocuðun içine bir þiir geçiriyor. Çocuðun gözleri deðdikçe satýrlara, güçleniyor þair de çocuk gibi. Yazdýkça þair, gökyüzü akýl almaz hýzla geniþliyor, kollarý tüm çocuklarý kucaklayarak maviliðine taþýyor. Göðün ýþýðýndan gözleri kamaþan yoksullar hücum ediyor meydanlara sonra, ellerinde boþ tencereleri baþlýyorlar göðün ezgisini çalmaya. Ýþçileri uyutan evler sallanýyor ardýndan bu ezgiyle. Uyuyan iþçiler uyanýp uykularýndan birden devleþiyorlar þiirin göðü geniþleten ýþýðýyla ve sarsýlmaya baþlýyor meydanlar güçlü adýmlarýyla. Þiþman, göbekli ve kel adamlar, bedenleri büyük maðazalarýn ýþýklý vitrinlerine yapýþmýþ kadýnlar korku içinde koþuþuyor devlerin adýmlarý arasýnda. Ancak onlar kaçtýkça devlerin adýmlarýnýn gölgesinde ufaldýkça ufalýyorlar ve bedenleri tinerci çocuklarýn þiþelerinden süzülüp topraða karýþýyor. Þimdi ise yer gök, dað tepe, meydanlar, sokaklar, bulvarlar, köyler ve gecekondular kahkahalar atarak yeniden yeniden þekilleniyor þiirlerin kuytularýnda. Nilay Akçay (GÜNEY Dergisi ,SAYI 49)
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Nilay Akçay, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |