Marka adlý öykünün devamýdýr.
Bay K nýn okuduðu Bayan Zan’ nýn öyküsü devam etmektedir.
Bayan Naz güne baþlarken içinden geçen sözleri gün içinde de yinelerdi.’ Kaybettiðimiz benliðimizin karanlýk dehlizlerinde bizi kendimize davet eden güçlü bir sese kulak vermekle baþlamalýyýz yeni güne! Esaretin prangalarýndan kurtulup, bizi kendimize hapseden içsel duvarlarý yýkmak için koca bir hiçlikten sýyrýlýp var oluþa adým atmak için ne bekliyorsun öyleyse! Sor kendine ‘Ayna ayna benden güzel daha var mý? Diye sözlerini tekrar, tekrar söylemek geldi. Adamýn ‘çok güzel markalar’ bunlar sözleri ise güzel sözcüðünün anlamýný sanki þöyle dile getiriyordu. ‘Güzel, salt güzelin kendisi için arzulanabilir olanýdýr. Fiziki güzelliðin kuvvetli bir göstergesi yaygýnlýk ve eþ arama davranýþýdýr. Kendisine bakanda haz ile beðeni duyumlarý uyandýran, nesnelerin en belirleyici niteliðini yada yetisini anlatan estetiðin temel kavramýdýr. Gönül okþamak, iç gýcýklamak, büyülemek, yaþama sevinci uyandýrmak türünden, hep olumlu duygulanýmlar doðuran þeylerin yada sanat yapýtlarýnýn en belirleyiciliðini bilmektir’ Týpký karþýsýnda güzel bir adam dediði, Birleþik Markalar Dernek Baþkanýna Naz birden A! Bu bir fok resmi, bu benim iþaretim! Afrodit, Artemis ve Apollon da bizim iþaretimiz, Amazonlar Venüs gezegeninin küllerinden, foklarda siren yaratýklarýnýn küllerinden doðdu. Peki, seninle ne ilgisi var Naz! Ben bir amazonum. Venüs gezegeninde yaþýyorum. Ýnsanlýk denilen bu gezegende ki yerim ayaklar altýnda ama dünyada ki kadýnlara çok önemli mesajlarým var benim! Biliyorsun gezegenler hareketli, hayat deðiþken, bende ikizler burcundaným ve çok güzelim. Bugün Ýkizler burcunda olanlarýn tüm istekleri yerine gelecek özellikle de anneler kýz çocuklarýna dikkat etsinler, anneler kendilerini bakire gibi hissedecekler yazýsý yazýyor gazetelerde. Zaten bu burçtaki tüm kadýnlar kendilerini her zaman bakire ve çok güzel hissederler. Bu sabah evden çok kederli çýktým, ihtirasýmýn peþinden koþmaya hala devam ediyorum. Bütün Amazonlar ve kadýnlar birleþin! Diyorum ve seni de karþýma alýyorum! Karþýmda durmak isteyen bunca adamlarýn arasýndan seçildin! Bunu da unutma dedi. Adam birden aklýna annesinin iþlettiði Mim Kahvehane sindeki yazý panosu geldi gözlerinin önüne ”Bütün dinler evrenseldir, birleþin!’ Bir önceki gün Türk Patent Enstitüsünün düzenlediði toplantýda konuþtuðu ilk cümlede de kendisi ‘Dünya markalarýna birleþin!’ Diyordu. Birleþin sözcüðü içini gýcýklýyordu. Kadýn için iyi bir marka dedi. Kadýn biliyor musun? Seni þuan siren kayalýklarýnda yaþayan Akdeniz foku gibi görüyorum!’ Biliyorsun? Akdeniz foklarý dünyanýn en nadir 12 memelisinden biri. Dünyada sayýsý 400 ü geçmemekte. Foça 1991 yýlýnda Türkiye’de oluþturulan Ulusal Fok Komitesince pilot bölge seçildi. Bu doðrultuda Dünya Doða Vakfý da foklarý korumayý amaçladý. Komite toplantýlarýna ben de, Foçalý balýkçýlar da katýlmakta. Siren kayalýklarýndan çýkan fok balýklarýný çaðýran o mistik müziðin sesini de benden ve Amazonlardan baþka duyan yok. Hatta foklarýn korunmasýnda da aktif rol oynamaktayýz. Lütfen! Sayfalarý çevirmekten yoruldum, düzenlettiðin bu koca kitapta fok resmini çaðrýþtýran estetik ve güzel baþka marka yoksa hiç diðerlerine bakmayacaðým, sende benim gibi fok gibi nesli tükenmiþlerdensin! Sende biz Amozonlar gibi doðan güne baþlarken ’Kaybettiðimiz benliðimizin dizeleriyle baþlayan yukarý da söylediðim sloganla iþe baþlarsýn! Dedi. Nesnel kadýn dünyasýnýn çeþitliliði adamýn düþüncelerinde amblemleri çizeninde bir kadýn olduðu düþüncesini tüm vücuduna yaydý. Katologdaki grafiker kadýnla da kendinin birleþmesini hayal etmeðe baþladý. Venüs, amazon, fok üçgeninden kadýn rahminin amblemi olan ters V iþareti yaptý. Kendi cinsinin iþaretinin de düz V olduðunu þu an onun için önemli olanýn bu iþaretlerin kalça kýsmýnda birleþmelerini çizmek istediðini hissederken geriye doðru birleþtirdiði harflerle birlikte kendinin de kadýnla birlikte yaslanmalarýný hayal etti, ters bir boþluk oluþturacaklarý o esrime anýný hatýrlayarak elini pantolonunun önünde oynarken, kabaran yerini düzeltirken buldu. Son noktayý koymadan bu kadýnýn karþýsýnda daha dokunmadan ikinci kez boþalabilirdi. Sen bir markasýn! Ýþaretin de V dedi. Bayan Naz aslýnda adamýn iç dünyasýnda tarif ettiði þeklin M iþareti olduðunu bildiði halde sesini çýkarmadý. Demek ki iyi bir marka yerine koymadý beni bu adam diye düþünürken adam da, ýslanan pantolonunun önünü kapayarak, gitmem gerek! Pantolonumu deðiþtirmeliyim, bu gün sende bakireliðini yaþamalýsýn dedi ve koþar adýmlarla uzaklaþtý. Marka kitabýný orada býrakmýþtý. Adamýn çizdiði V harfinin yanýna üç yapraðý açmýþ bir gül resmi ve veda sözcüðünü ekledi. Bu adam vedalarda baþarýsýz! Bir dahaki kavuþmada bundan bir þey beklenemez, duygulardan uzak böyle bir adamla yaþanan cinsellik insanýn kederden öldüðü bir çöl gibi uzar dedi. Karþýsýndaki adamý nasýlda duygulandýrmýþtý! Anladýk! Bu gün bakire günü idi ama aklýnýn bir köþesinden de hýzlý, hýzlý çevirdiði kitabýn sayfalarýyla kalçasýný hareket ettirdiðini nefesinin hýzlandýðýný hissederken nefis bir üçgen kadeh içinde Petrus þarabý getiren “Bankacýlýk Düzenleme ve Denetleme Kurulu baþkanlýðýndan, Birleþik Markalar derneði baþkanýna hediye!” Diyen garsonun sesi ile irkildi! Kesilen nefesini þaraptan aldýðý yudumla aðzýnýn içinde hareket ettirdi, þarabýn kekremsi acýlýðýný, nefis tadýný hissederken tüm damarlarýnýn da boþaldýðýný hissetti! Ucuz atlattýðý karanlýk bir geceyi daha bitmiþti. Deðer miydi? Güzellik uðruna marka uðruna yapýlan tüm bu uðraþlar! Güzellik için keþfedilen vasýtalar faziletli bir gaye için mi keþfediliyordu. Ýnsan kendinde baþlayýp, kendinde bitiyordu. Ben güzel miyim? Diye sorduðu içsel aynasý þu cevabý veriyordu. ‘Kendine acýyan yarý aðlamaklý tatlý bir hüzünle öfke yaþayacaksýn! Ýliklerine kadar titreyeceksin bir hiç olduðun için! Týpký þu andaki gibi! Ne olmuþtu dün sabah, bu gece, þimdi, þu anda! Bu ardýna düþüp yuvarlandýðý neydi! Neydi ki bu güzellik! Þu gök gürültüsü gibi yeri göðü çýnlatan çýðlýðý neydi! Niçin koþuyordu böyle. Taparcasýna sevdiklerin nerede? Sen de bulunduðun yerde misin? Ey Naz! Diyen içsel sesine göz yaþlarý da karýþtý. Göz yaþlarýný silerken oda aynasýna þöyle seslendi. ‘Ýnsanlarýn yüzde doksaný gibi bende bulunmadýðým yerde az önce býrakýp, kaçtýðým yerde olmak istemiyorum tabi ki! Taparcasýna seviyorum tüm insanlýðý! Taparcasýna sevmeyi de doktorum bana þöyle özetledi.’Büyük aþk diye yaþanan sevgi türlerinden biridir. Sevdiði insaný putlaþtýrma eðilimi de diyebiliriz buna. Böylesine seven bir insan kendi güçlerine yabancýlaþmýþtýr ve bu güçleri sevdiði insana aktarýr, sevdiði insana tüm sevgilerin, ýþýðýn, mutluluðun doruðu olarak tapar. Bu süreçte kendi gücüyle ilgili duygularýndan kendisini yoksun býrakýr. Sevdiðinde kendini bulacaðýna, onda kendisini kaybeder. Zaman içinde hiç kimse, kendisine tapan kiþinin beklentilerini karþýlayamayacaðýn dan düþ kýrýklýðý kaçýnýlmaz bir þey olur ve avuntu için divane, divane dolaþýr sevgiyi arar! Arar ama bulamaz! Çünkü onu hiç kimse kendi sevdiði gibi sevmemiþtir. Bu zaman, zaman bitmek bilmeyen kýsýr döngü olarak sürüp gider. Bu sevginin en belirgin özelliði yoðun olmasý ve aniden doðmasýdýr.’Dedi. Bundan yýllar önce çocukluðunda birisi böyle hastalýklý, ölümcül bir çekimin insaný çok geçmeden, mutlak bir deliliðe Sürükleyeceðini, hayat boyu da bu delilikle yaþayacaðýný söylemiþti. Bayan Naz’ýn anlattýklarýndan içi sýkýlan Bay K, Bayan A’nýn anlattýðý ‘Üþüdüm’ adlý hikayeyi okumaða karar verdi. Onun hikayesinde buluþmak üzere. Sevgilerimle.
Nezihe ALTUÐ
27.12.2009