En tatlý sevinçler, en hiddetli kederler sevgidedir. -Pearl Bailey |
|
||||||||||
|
Cama yüzünü iyice yaklaþtýrýp ayaða kalkmýþtý, ve arabanýn içindeki herkezin þaþkýn bakýþlarý altýnda camý kucaklar gibi, ellerini iki yana açmýþtý. Endiþelenen genç muavin, adama temkinlice yaklaþtý ve iyimisiniz diye sordu? Adam evet iyiyim fakat hemen inmek istiyorum, lütfen arabayý durdurun dedi. Adamýn sesinde büyük bir aðrý, bir acý vardý sanki. Genç muavin tekrar sordu, bir yerinizmi aðrýyor, neyiniz var? o sýrada þöför arabayý yolun kenarýnda durdurmuþtu, ve herkez cama yapýþmýþ adama bakýyordu. Arabanýn durduðunu farkeden adam hýzlý bir hareketle camdan ayrýldý ve koridordan koþarak geçti. Arabanýn açýk kapýsýnýn önünde durdu. Öylece kapdan dýþarýya bakýyordu. Hareketleri artýk yorgun bir insanýn hareketleri kadar yavaþtý. Sakin adýmlarla üç basamaklý merdivenden indi ve hasretle derin bir nefes çekti. Þöförün onu aynadan izlediðini anladý hemen, kafasýný saða çevirdiðinde. Sol elini havaya kaldýrarak gidebilirsiniz dercesine elini salladý adam. Sakince sað elini ceketinin cebine attý ve bir siðara çýkardý. Sigarasýný yaktýðý anda adýmlamaya baþldý bildiði, ve özlediði bu yolu. Neyi özleyeceðini þaþýrdý birden, ve geçmiþte anýlarýnda kalan yollarý, denizleri, dükkanlarý, insanlarý hepsini ayný anda görmek istedi. Yolun sonu yaklaþtýkça ve deniz göründükçe, yine kontrol edilemez bir heyecan sardý tüm vücüdunu. Onca yýl geçmesine ragmen herþey eskisine yakýndý. Ýskeleye yanaþan vapur ve yeni gelecek yolcularý, vapurun üzerinde dinlenerek bekleyen martýlar. Bu þehri nekadar sevdiðini söylediði sohpetler geldi aklýna. Büyük bir insan toplulu arasýnda kayarak onlarý bekleyen vapura doðru ilerldi. Herzamanki yerini aldý vapurun en arkasýnda. Anlaþýlmaz bir Türkçeyle çay diye baðýran satýcýyý bekldi. Beklediði satýcý göründüðünde, ögretmeninin onu görmesi için, israrla parmaðýný kaldýran bir ilk okul ögrencisi gibi, elini salladý satýcýya. Hep yaptýðý gibi yasak olmasýna raðmen sigarasýný yaktý, çayýnýn yanýnda. Son yudum aldýðý çay bardaðýna baktý dikkatle, tam 20 yýl önceki bir aný canlandý çay bardaðýnýn içinde, çaya para vermemek için, denize atardý bardaðý ve hemen bulundugu yeri deðiþtirirdi. Hüzünlü bir gülümseme yerini aldý o an yüzünde, ve sýkýca elinde tuttuðu çay bardaðýný var gücüyle denize fýrlattý, ama bu sefer yerini deðiþtirmedi ve bunu kaç defa yaptýðýný düþündü, kendi hesabýna göre bunu 50 defa yapmýþtý. Çayýn parasýný almak için gelecek olan satýcýyý bekldi. Yanýna yaklaþan satýcý adamýn elinde bardak olmadýðýný görünce, geri dönmek istedi, o an gençken bardaðý attýktan sonra yerini deðiþtirdiðine piþman oldu birden '' KORKAK'' dedi kendine. Arkasýný dönen satýcýya seslendi ve bardaðý denize düþürürdüðünü söyledi, bardaðýn parasýyla beraber borcunu ödedi satýcýya. Ýskeleye yanaþan vapurdan tekrar büyük bir kalabalýkla beraber kýyýya doðru kaydý. Vapurdan indikten sonra ne yapacagýný bilmeden saða sola baktý. Aklýna sol tarafa doðru yürürse, gençken oturmayý en çok sevdiði yere gidebileceði geldi. Sola doru yürüdü deniz kenarýndan, yürürken ne çok anýsý olduðunu düþündü, her adýmda bir aný canlanýyor. Zihninde hýzla haraket eden anýlarý sýraya koymasý gerektiðini düþündü, çünkü anýlar bu þekilde daðýnýk saldýrýrsa buraya gelme amacýndan sapacaðýný biliyordu. Bunlarý düþünürken kendini birden gelmek istediði yerde buldu. Ýzmirliler buraya balkon der, burasýda sokaga doðru uzanan balkonlar gibi denizin üzerine uzanýr. Gençken arkadaþlarýyla burada çay içerlerdi, ve bazen görevlilerden gizlice þarap. Çok mutlu bir gençliði olduðunu düþündü, görevliye çay sipariþi verirken. Buraya gençliðindeki mutluluðu tekrar bulmaya gelmiþti. Yola çýkarken mutluluðunu burda unuttuðunu düþünüyordu. Anýlarýný sýraya koydu, görevlinin getirdiði çayý yudumlarken. Uzun uzun, saatlerce tebessüm ederek izledi bütün anýlarý, kaçýncý çayýný ve siðarasýný içtigini oda bilmiyordu. Fakat yinede hayatýný kabusa çeviren, mutsuzluðun sebebini bulamamýþtý anýlarýnýn arasýnda. Yorulduðunu hissetti birden. Acemi bir yazarken buraya geliþ sebeini düþündü, baþarmýþ, küstah bir gülümsemeyle. Buraya, yazdýðý veya yazmayý istediði hikayeleri düþünmek için gelirdi çoðu zaman. Heyecanla Arkadaþlarýna anlatýrdý hikayeleri birtek birine anlatmakta geç kalmýþtý, sebebini kendiside bilmiyordu. Ne yapýyor acaba ''o' þimdi diye düþündü, halen izmirdemi? Sanmam dedi sonra gülerek, çünkü o bir deli, asla 20 yýl bir limana demirlemez. Birden neden sadece o aklýna geldi diye düþündü. Bir sürü kalablýk aný içinde zaten vardý. Neden ayrýca onu düþündü? Bunu uzun uzun düþünmesine gerek yoktu, çünkü bal gibide biliyordu sebebini. Hep sebebini inkar etmiþti, ve bu mutsuzluða sebep olacak tehlikeyi, ''o'' söylemiþti uzun yýllar önce. '' KORKU BÝR KUYUDUR, HER DÜÞÜÞTE KANATIR YARANI'' demiþti. Korkak olduðunu ilk ''o'' farkettirmiþti ona. Korkak olduðunu biliyordu aslýnda, evet bazen çok kokrak davranmýþtý hayatta, ve yanlýzlýða sürüklemiþti bu korkaklýk onu. Bunu biliyordu fakat yüzleþmektende korkuyordu hep. Bahaneler üretmiþti kendine yýllarca, ''Bu kadar para kazanan bir insan nasýl olurda korkak olabilirdi ki, veya bu denli herkezce tanýnan bir yazar, korkak olsa kim çekerdi hikayelerini filime'' bahanelerine hak vermek istedi yine, fakat biliyordu ki bunlar iyi kurgulanmýþ birer bahane sadece. Korkak olduðunu kabullenesi gerekiyordu artýk, tam 45 yaþýna gelmiþti. Para kazanmýþtý, hemde bir korkaðýn yapamýyacagý giriþimler sayesinde, ama zaten para kaybetmekten hiç korkmamýþtý, bu bahaneyi hemen saf dýþý býraktý zihninde. Peki yazar olamak, korkak bir insan nasýl olurda hikayelerini vitrine çýkarabilir, hemen aklýna, gençken hikayelerini çaldýrmaktan nekadar çok korktuðunu söylediði sohpetler geldi. Evet çok defa hikayeleri çalýnmýþtý ve her defasýnda yenisini yazabildiði için, onlarý çaldýrmaktan korkmuyordu. Yani bu bahaneninde canýna okumuþ oldu o an. Aþktan kortuðu aklýna geldi hemen, evet aþký zaten unuttuðu için, bu korkusuna bahane gerekmemiþti. Uzun yýllar önce çok sevdiði kadýnlarý incitmemek için onlarýn yanýna, nötür oluveriyordu birden. O yüzden hep, seviþtikten sonra sarýlmak istemediði kadýnlarý sokuyordu hayatýna, çünkü onlarý incittiði zaman üzülmüyordu. O haklýydý diye düþündü. Zamaný geri çevirmek istedi. Þimdi zamaný bile geri çevire bilecek bir güce sahipti, çünkü çok büyük bir yükten kurtulmuþtu. ''O'' nu bulmaya karar verdi, onu bulana kadar burda kalacaktý. Hemen ayaða kalktý ve borcunu ödemek için gözleriyle görevliyi aradý. Geldiði yoldan, iskeleye doðru yürüdü tekrar, ve yüzüne çarpan akþam serinliðinde, zihnideki tüm anýlarý serbest býraktý, nekadar dagýnýk saldýrýrlarsa saldýrsýnlar, artýk korkmuyordu. Sahildeki bir otele yerleþmeye karar verdi hemen, iskelenin önünden geçerken, bir kaç saat öncesini düþündü, iskeleye yanaþan bir vapuru izlerken. Vapurun ismi 9 eylül vapuruydu, gençken özellikle o vapura binmek isterdi hep, tekrar bardaklarý denize atýþý canlandý gözlerinde. Buraya gelirken gençliðindeki gibi yine bardagý denize atmýþtý, ve bunu nekadar yaptýðýný hesaplamýþtý, 50 defa. Fakat görevliye, bardaðý denize kendi isteðimle attým, diyememiþti. Birden irkildi tekrar, korkaklýk yakasýný býrakmýyordu anlaþýlan. Fakat bu defa adam korkaklýðýn yakasýna yapýþtý, ve kalkamak üzere olan vapura doðru koþmaya baþladý, en son binen o idi. Herzaman ki yerini aldý, vapurun arka alt kýsmýnda, görevli göründüðünde elini kaldýrmadý bu sefer, çünkü korkmasýna gerek yoktu artýk, tepsideki çaylar herkeze yeterdi. Görevli yanýna geldiðinde, istedi çayýný ve tabii hemen yaktý siðarasýný. Vapurun nereye gittiðini bile bilmiyordu bakamamýþtý tabelaya koþarken, ama umrunda deildi nereye gittiði. Çayýný bitiridi ve yine elindeki bardaðý denize býraktý. Görevli boþ bardaklarý toplamaya geldiðinde onu yanýna çaðýrdý, anlatmaya baþladý, gençken ve birkaç saat önceki seferde bardaklarý denize atýþýný, hepsini özetle anlattý ve þimdi hesap 52 olmuþtu, hepsinin parasýný topluca ödedi ve tarif edilemez bir mutlulukla indi vapurdan. Artýk iktirseler bile düþmezdi korku kuyusuna birdaha........................
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © ozan, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |