..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Öylesine ciddiye alacaksýn ki yaþamayý, yetmiþinde bile mesela zeytin dikeceksin. -Nâzým Hikmet
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Yüzleþme > Rabia Suluk




19 Ekim 2009
Övünmenin Dayanýlmaz Cazibesi  
Rabia Suluk
Ne soyumuzu biz seçiyoruz, ne ýrkýmýzý, ne dilimizi, ne bedenimizi, ne zekâ seviyemizi, ne yeteneklerimizi. Bir çadýrda doðabilirdik ya da Afrika’daki bir yam yam kabilesinde. Allah, aklýmýzý, servetimizi, makamýmýzý, çocuðumuzu, güzelliðimizi, yeteneðimizi, saðlýðýmýzý alýverse, onlarý tekrar bize kim verebilir?


:AHJJ:


Övünmek ne lezzetli bir besindir nefis için. Ve bu lezzetli besinden herkes bir pay alýr. Hemen herkes kendinden bahsetmekten hoþlanýr. Bu, bazen kendi üzerinden yapýlan masum bir örneklendirmeyle olur, bazen direkt. Masum örneklendirmede, kiþi güya yapýlan iþin, çalýþmanýn, hareketin, hizmetin nasýl olmasý gerektiðini anlatýrken sözü, bir vesileyle kendi yaptýklarýna ya da kendisi için kurulan metih cümlelerine getirir. Diðerleri bilsin ister: Nasýl baþarýlý olduðunu, ne kadar öz veriyle hizmet ettiðini; ne kadar fazla ibadet ettiðini; ne çok iyilikte bulunduðunu; ne kadar sevilip takdir edildiðini; insanlarýn kendisine nasýl hayran olduðunu göstermek ister, görünürdeki masumane anlatýmlarýyla. Ýþi öðretmek, yapýlan hizmetlerin ne durumda olduðunu bildirmek gibi de görülebilir gayesi. Ama gerçekte nefis, baþkalarý arasýnda fark edilmeyi, öne çýkmayý ister; övgü ve okþanma bekler.

Kiþi, bazen tasvip gördüðünü sanýp baþarýlarýný anlattýkça anlatýr büyük bir lezzetle. Bu arada ene mest olur, anlatýldýkça semizlenir. Bu durum bazen öylesine sýrýtýr ki, kimilerinin hafif tebessümüne maruz kalmaktan kurtulamaz. Hani çocuklar çevrenin övgüsünü alan arkadaþlarýný görünce hemen öne atýlýr, “Ben de þunu yaptým” diyerek kendisine de övgülerden pay bekler. Büyükler tebessüm eder ve hoþuna gidecek beklenen cümleyi söyler: “Aferin!”. Çocuk gözleri ýþýl ýþýl, sevinir, zafer kazanmýþ kahraman edalarýyla arkadaþlarýna da þöyle bir “yaa” göz süzmesiyle yerine oturur.

Bütün yaptýðýmýz iyi þeyler, alkýþ bekleyen nefsimizin kendini gösterme çabasýnda bazen zayi olur gider. Ne yazýk ki hemen hiç kimse bu tuzaða düþmekten kurtulamaz. Ancak kâmil zatlar istisna. Kimin övülmeye layýk olduðunu ancak Allah bilir. Fakat övgüye layýk olanlar, kendilerini övmezler. Çünkü onlar asýl bilmesi gerekenin, her þeyini zaten anlatmadan bildiðinin “hakkel yakin” olarak þuuruna varmýþtýr. O nedenle kâmil zatlar, “ben” demez. Onlar, “beni”, “biz”in içinde eritir. Hatta onlar kendi isimlerini baþka bir ismin arkasýna gizler.

Çok çeþitli övünme yöntemlerimiz var: Kimi farklý bir kiþilik olduðunu anlatmak için, farklý uðraþlarýný sayýp dökerek övünür. Kimileri kendini eleþtirerek övgü bekler. Kendini yerden yere vurduktan sonra dinleyenin, “Estaðfurullah, yok caným, siz þöyle iyisiniz, böyle þeyler yaptýnýz” övgülerini bekler. Kendini eleþtirmiþtir ya artýk, kendisi hakkýnda güzel birkaç cümleyi duymayý hak etmiþtir. Kimileri de kendini övmeye bir girizgâh olarak “Hani övünmek gibi olmasýn ama þöyleyim…” sözünü kullanýr. Bunlar da güya alçakgönüllü görünmeye çalýþýr. Yaptýðý övünmeyi hoþ göstermek ister. Çaktýrmadan kendini övmeyi henüz öðrenememiþlerin övünme biçimidir bu.

Övünecek bir þey bulma noktasýnda kimse sýkýntý çekmez: O kadar ki eksik ve kusurlarýyla övünenler bile mevcut. Bu tarz kiþiler, kusurlarýný bir nevi farklý olduklarýný göstermek için övünç kaynaðý yapar adeta. Mesela þöyle diyenleri duymuþsunuzdur: “Dengesiz biriyim, uçlarda gezerim”, “Çabuk öfkelenen biriyim”, “Sinirlenince avazým çýktýðý kadar baðýrýrým, kýrar dökerim”, “Kimse yanýma yaklaþamaz”, “Millet benimle konuþmaya çekinir”.

Kimileriyse, kendi aldatmaca dünyalarýna baþkalarýný da övünçle davet eder; hiç denecek bir baþarýyý bire on katarak ballandýra ballandýra anlatýr. Bir, ballandýrýlmýþ anlatýya bir de neticeye bakar, þaþar kalýrsýnýz. Kimilerini de duyarsýnýz; artýk yapmadýðý hep geçmiþteki iþleri, iyilikleri anlatmakla meþguldür. Onlarla gününü de deðerlendirdiðini sanýr. Bunlar adeta geçmiþe kendini kilitlemiþdir. “O iyiliklerimi döndürüp döndürüp anlatacaðýma, kalkýp bari bir iki iyi iþ de þimdi yapayým” demez.

Bir de övünme aracý olarak kullandýðýmýz aslýnda çok da sýký uygulayýcýsý olmadýðýmýz çeþitli kural, kurum, grup üyeliði halleri mevcut. Onlar dilimizde, gönlümüzde olabilir ama pratiðimizde olmayabiliyor. Fakat sýra anlatmaya, onlarla övünmeye gelince sözü kimselere býrakmýyoruz. Kimi malýyla, kimi ailesiyle, kimi çocuðunun/eþinin baþarýsý ya da ahlakýyla, kimi ilmiyle, kimi güzelliðiyle, kimi aklýyla, kimi hitabetiyle, kimi baþarýlarýyla, kimi fedakârlýklarýyla övünür. Liste uzar gider. Velhasýl, muhakkak herkesin illa kendi üzerinde hoþuna giden dillendireceði bir özelliði vardýr var olmasýna da önemli olan, onun karþýsýnda sergileyeceði tavýrdýr: Bu özelliklerimizi allayýp pullayýp gözlere fark etsinler arzusuyla sunacak mýyýz, yoksa üzerimize düþen her neyse o iþi, o özelliklerle sessiz sedasýz yapmakla mý yetineceðiz, Bilen bilir felsefesiyle?

Bir de þöyle bakmak lazým: Acaba kendimi överek karþýmdaki insan için ne gibi bir yarar saðlýyorum? Onu nasýl bir his kaplýyor: Ýyiliðe sevk mi, kýskaçlýk mý, yoksa küçümseme mi? Her þey bir yana karþýnýzdaki kiþi, sizin kadar yetenekli ya da sizin imkânlarýnýza sahip biri deðilse suç onun mu? Kendi çabasý olmadan sýrf Allah’ýn lütfettiði özellikleriyle övünmek ne acý. Ne soyumuzu biz seçiyoruz, ne ýrkýmýzý, ne dilimizi, ne bedenimizi, ne zekâ seviyemizi, ne yeteneklerimizi. Bir çadýrda doðabilirdik ya da Afrika’daki bir yam yam kabilesinde. Allah, aklýmýzý, servetimizi, makamýmýzý, çocuðumuzu, güzelliðimizi, yeteneðimizi, saðlýðýmýzý alýverse, onlarý tekrar bize kim verebilir? Allah’ýn bize verdikleriyle, O’nun kullarýna çalým satmakta neyin nesi? Bu bir nevi baþkasýnýn malýyla caka satmaya benziyor. Malýn asýl sahibi, kendisine ait malla caka satýlmasýndan hoþlanýr mý acaba?

Diðer yandan insanlar, devamlý kendini övüp, ispatlamaya çalýþanlara antipati duyar. “Kendini öveni at kaç” diyor atalar da. Hiç kimse karþýsýnda övünüp duran birine sevgiyle bakmaz. Övünmek, bir nevi kendi kendini yüceltmek ve gösteriþtir. Kiþi kendini överken ayný zamanda bilinçli ya da bilinçsiz baþkalarýný da aþaðýlar. Onun içinde, “Ben yapabiliyorum, baþkalarý benim kadar iyi yapamýyor” imasý saklýdýr. Övünen kendini överken, diðer yandan baþkalarýnýn da hatalarýný, eksiklerini sayar. Efendimiz’in s.a.v. bu baðlamda, insaný titretecek bir uyarýsýyla karþýlaþýyoruz: “Ýnsanlar helak oldu, diyenin kendisi helak olmuþtur.”

Kiþinin kendisini övmesi onun hem Allah indinde, hem de insanlar nezdinde deðerini düþürür.
Övünmek ancak Allah’a yakýþýr. O’ndan baþka kim o elbiseyi giymeye kalkarsa bu o kiþiyi, küçük düþürmekten baþka bir iþe yaramaz. Ahret hesabý ise cabasý. Yine farkýnda olmadan korktuðumuz þeye neden oluyoruz övünmekle; deðersiz olmak, küçümsenmek, yalnýzlaþmak. Aslýnda belki de içimizdeki komplekslerimizi kendimizi överek yok etmeye çalýþýyoruz. Kim bilir? Ayrýca övünmeye kendimizi kaptýrýp asýl yapmamýz gerekenleri unutmak konusunda bizi, en iyi tanýyan Rabbimiz þöyle uyarýyor: Ey Ýnsanlar! Mal, çocuklar ve adamlarýn çokluðuyla övünmek, sizi Allah'a itaat ve ahiret hazýrlýðý yapmaktan alýkoydu. (Tekasur, 1)

Geçici þeylerle övünmek bir aldanmadýr. Hepsi bu rüyanýn içine hapsolmuþ þeyler. Rüya sona erince onlarýn da bir hükmü kalmayacak. Tek kazanç hakikaten Allah rýzasý için yapýlan ve zayi edilmeyendir. Bir yerde okumuþtum, þöyle deniyordu: “Övünülecek bir tarafýmýz varsa, o da Allah’ýn bizi muhatap kabul etmesidir. Gerisi nefsin tatminidir.” Evet, gerisi lafý güzaf. Nefis ne kadar terbiye olursa o kadar kendinden bahsetmeyi býrakýr. Çünkü yapýlanlarýn karþýlýðý sadece Allah’a ait. O’nun kullarý övse ne olur, övmese ne olur? Ellerinde varsa bir güç, o da ancak Allah’ýn dilemesiyle gerçekleþebilir. Önemli olan Allah’ýn bilmesi. O’nun bilmesi içinse, baþka birilerine anlatmaya gerek yok. O; her anýmýzdan haberdar olandýr; sakladýklarýmýzdan da, açýða vurduklarýmýzdan da. Boþuna efor sarf etmeyelim baþkalarýnýn gözüne girmek için. Gözüne girmemiz gereken bir tek Allah!...


                                              



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn yüzleþme kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Size Bakan Neyi Görüyor?
Yalandan, Geriye Ne Kalýr?

Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Bir Rüyaya Aldanmak
Güzelden Güzellik Gelir
Hatasý Açýk da Olsa, Kullar Hakkýnda Hüküm Allah"ýndýr
Gelin Canlar Bir Olalým
Ýbadetimiz Gerçekten Allah"a mý?

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Hayatla Ölüm Arasýnda Son Raunt [Öykü]
Yemin [Öykü]


Rabia Suluk kimdir?

1971 Erzurum doðumluyum. ilk, orta ve lise tahsilimi Gebze'de yaptým. 1994'de Ýst. Ünv. Hukuk Fakültesinden mezun oldum. Özel ve kamu alanýnda çalýþtým, ancak yazarlýk hep içimde benimle var olmuþ bir düþtü. Ýlk ve son romanýmý ortaokul da kaleme aldým. Zaman zaman bir þeyler yazdým ancak yazar olarak ortaya çýkamadým. Umarým bu düþ bundan sonraki yaþantýmda gerçeðe dönüþür.

Etkilendiði Yazarlar:
Her yazardan bir þeyler aldýðýmý düþünüyorum.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Rabia Suluk, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.