Her devrim yokolup gidiyor ve peþinden yalnýzca yeni bir bürokrasinin artýklarýný býrakýyor. -Kafka |
|
||||||||||
|
Not: Olmak Þehrinde Þey Olmak adlý öykünün devamýdýr… Her þeyi yazmak istiyorum, kendime bu uðraþý bulmasaydým sanýyorum can sýkýntýsýndan ölürdüm. Kelimeler kalemimin ucunda kaðýda dökülürken daha bir huzur verici, daha bir olaðan biçime girecek, hayale kabusa daha az benzeyecekler sanýyorum. Yazmak beni avutacak, içimdeki ateþi söndürecek, anýlarýmý acý hayallerimi bir iþe bir uðraþa döndürecektir. Elli üç yaþýmýn son günlerini yaþýyorken aklýmda sadece senin olman, heyecanla, coþkunlukla sadece seni anmam, seni beklemem ne garip aslýnda!...Bunca yaþanmýþ þey varken yüreklerimiz hala ne hýzlý çarpýyor. Hiç durmayacakmýþ gibi. Önümüzde göz alabildiðine uzanan deniz, aðaçlar, çiçekler var. Birbirimizi görmemize engel olan taþ yýðýnlarý içimizi karartmýyor. Odalarda, bahçelerde, denizde, kumsalda birbirimizi göreceðiz köþeler noktalar yaratýyoruz. Farkýnda mýsýn bilmem? Karþýmýzdaki adalarýn denizdeki aksi, her aðacýn salýnýþý, her yapraðýn oynayýþý, asýlan her çamaþýrýn kýpýrtýsý, her deniz dalgasý, geceleri birbirimizin yüzü oluyor ve sen bana aþkla bakýyorsun kayboluyoruz bu bakýþlarda, ne güzel!..ne tatlý zamanlar bunlar!...Hiç bitmeyecekmiþ gibi bakýþýyoruz!...Hiç bitmemesi için birbirimize sarýlýyoruz uzaktan uzaða, sanki biz yaþadýklarýmýzý çekici bir þey olarak görüyor, bizi birbirimize çeken bu esrarý aramak için baþýmýza geleceklerle tanýþmaktan hoþlanýyoruz. Her çiçeðin, her çalýnýn, her aðacýn arkasýnda bizim için esrarlý bilemediðimiz bir bekleyiþ var sanki. Masal dünyasý, hayal dünyasý, gerçekle iç içe. Akþam sisi koyulaþýp, denizin çakýllý kýyýsýna yapýþmýþ gibi duran çalýlarýn dallarýnda küme, küme biriktirdiði zamanlarý yazmak için odama gidiyorum. Odamda cama dayanýp, elimi uzatýp, merakla uzaklara bakýp, sisin içinden çýkýp, yanýma geleceðini hayal ediyorum. Sislerin arasýndan çýkýp yanýma geliyorsun. ‘Bizimi yazýyorsun?‘ Diye soruyorsun. Yolculuða çýkýyoruz, Olmak Þehrine doðru yol alýyoruz. Bu ayný zaman da benim için okyanusun kalbine doðruda bir yolculuk olacak!...Bu yolculukta birbirimizin bilemediðimiz yüzleri ile tanýþacaðýz.! Neden okyanusa yolculuk yapýyorsunuz?’ diye soruyorsanýz sevgili okurlar!...Dinleyin. Kitab ý Dede Korkut’un eserlerindeki önemli kiþilerinde dediði gibi ‘Su Allahýn yüzünü görmüþtü, bizde bu su ile konuþacaktýk. Eski Þamanist Türk toplumlarýnda da Þamanýn bir ayna vasýtasýyla tanrýyla veya ruhlarla konuþabildiðine inanmasý gibi bir þey yani insanlarýn yüzlerine taktýklarý maskeler suda yansýyan birer suret gibiydiler. Temsil ettikleri mitolojik varlýðýn gerçek görünüþü olarak saygý görüyor ve algýlanýyorlardý. Maskeyi takan tanrý olarak kendini görüyordu. Ritüellerde görüntünün insanýn yüzüne taktýðý bir maskeden oluþtuðu gerçeði unutulur hem olayýn, hem izleyicilerin, hem oyuncunun, duygularýna tam etki etmesi saðlanýrdý. Bende ; yazarken kahramanlarýmla oluþturduðum dünyada, hayalin, esrarýn, mucizenin gerçekleþmesi için gerçek dünyadan koparým. Benimle birlikte, bilgisayarýnýn baþýnda benim hikayelerimi okumak için yola çýkan okurlarda esrarýn ve gizin peþinde sürüklenerek ‘Olmak Þehrinde Þey Olmak’ yolundadýrlar. Yani normal dünyevi evrenin mantýðýndan kopulur, her þeyin inandýrma mantýðýyla var olduðu bir evrene geçilir. Bu yolla, dünya sýradanlýktan bir anda mucizeye dönüþür. Yapacaðým yüzle yüzleþme, yani hem onunla karþýlaþma, hem de ona kapýlýp tek bir yüz olma, olgunlaþma!...Bu mistik çabadaki hedefim ; benlik damgasýnýn bütününün okyanus da erimesidir. Nefsinden sýyrýlmak ve yüze kapýlmaktýr. Bu da karþýlýklý bir yansýma ve yansýtma iliþkisi ile mümkündür. Çünkü yüz kalbinde aynasýdýr. Hikayelerimdeki kahramanlarýmýn yüzleri ya yüreklerinin iyi nitelikleri ile parlayacak yada kötülüðü yüzünden kararacaktý. Nasýl ki aynanýn doðasýnda parýldamak olduðu gibi, bütün varlýklarda kökenlerinde manevi bir ýþýðý yansýtýrlardý. Ancak tutkular aynayý kararttýðý zaman üzeri sanki tozla kaplanýr ya týpký onun gibi yanlýþ düþüncelerin üstesinden gelindiðinde ve bu düþünceler yok edildiðinde de, tutkularda geri plana çekilir, o zaman kalp doðasý gereði aydýnlanýr ve bilinmedik bir þey kalmazdý. Bu týpký bir aynayý, camý parlatmaya, sýrlamaya benzerdi. Bunun için bende, okyanusa anahtarlar atan kahramanlarýmýn tutkularýný dinleyip, benim okyanusumda, onlarý eritecektim. Sonunda öyle bir anahtar bulacaktým ki o zaten kalbime kazýlý olan anahtar olacaktý. Her þey ilk kahramaným ‘Bay K’ ile baþladý. Her þey onun ile oldu ve olmuþ olanlardan hiçbir þey onsuz olmadý. Ýsminin neden ‘K’ olduðunu sorduðumda’ sen yazý yazansýn, kalem tanrý kelamýný yazýya geçirdiði için, kelamla kitap arasýndaki temel direði oluþturduðum için, yazdýðýn hikaye deki kahramanýn olduðum için. Ben senin kaleminim, kelamýným, kahramanýnýn, kitabýným , kutsal noktaný bulanýným, kaderinim sende benim kaðýdýmsýn, bunlarýnda baþ harfi ‘K’. Bu ayný zamanda çýktýðýmýz yolda olmak istediklerimiz, senin ‘þeyin olmak’ içinde bak’ , gör, aþýlmaz görüneni aþacaðým, geçilmez yollarý geçeceðim, kendimi bilmeye yönelik her þeyi yapacaðým. Hakikate doðru yapýlan manevi yolculuktaki, dairesel çizgilerimi göreceksin. Çünkü yolcu olma halim yaradýlýþýmdan beri üzerimde taþýdýðým nitelik. Seninle yapacaðým yolculukta kim olduðumu kavrayacaðým ki bununda sen anlatacaksýn, yazacaksýn,’ dedi. Bende ona’ Okyanusumda derin dalgalar var, önce bunu kendi gözlerinle gör, sonra kendini o dalgalar zannet, daha sonrada okyanusta o dalgalarý erit, senden geride çizdiðin daire kalýr bende. Daireyi tamamladýðýmýz zaman yolculuðumuzda sona erecektir, bu durumda zaten birleþmiþ olacaðýz ki buda seninle birlikte kutsal noktayý bulmamýz demektir. Bu noktadan sonra, artýk kelam ve kalem vaktidir. Hikayenin ilk noktasýný koymam demektir. Ben zaten varlýklarýn aslý, nokta diyenlerdenim. Bu nokta, hem vardýr, hem yoktur. Kalem ve kaðýdým elimde, sözden yola çýkarak, imgeye ulaþarak, yazýyla ifade etmek kalýr geride. Canlandýracaðým deseni, sözcüðü veya metni söyletirken bir yandan da figüre bir dil verecek onu alfabetikleþtireceðim. Bunu yaparken görüntüyü büyük ölçüde belki yitireceðim amma, portremi yani kahramanýmý anlamýn içine sýzan bir form gibi göstereceðim. Yüzü bir dille, dili de bir yüzle anlatacaðým. O nu harflerin sayýlarýn da yardýmýyla, toplumca amaçlananýn ötesinde anlamlar çýkaran bir yüz (görünen) gibi okuma biçimine dönüþtüreceðim. Senden aldýðým ilhamla bazý günler kelimelerin ve harflerin dilini kalemimle o kadar kolay dile getirirdim ki kendime þaþardým, evrenin yaradýlýþý harf ve unsurlar halinde ritüellerde vahiy olarak inmiþti peygamberlere. Yazdýklarýmla gerçek dünyadan koparken mucizenin gerçekleþmesi için her gece dua ederdim. Çünkü mucizelere sadece tanrý sebep olabilirdi, benim yazmamý ürettirmen týpký, yaratýcýnýn yarattýðý üreme gücüne benziyordu. Gerçek dünyadaki üreme gücü müthiþ bir þeydi. Koç ya da keçi baþý, bereket tanrýsý ya da þeytan baþý ile simgelenirlerdi. Ürerken yapýlanlar, boþalmalar, dua edilen törenler gibiydi. Kadýnýn rahminde bir hayat üretmesi onu kutsal kýlýyordu. Cinsel birleþme insan ruhunun iki yarýsýnýn erkek ve diþi birleþmesi anlamýna geliyordu. Böylece erkek ruhani bütünlüðe ulaþýyor ve tanrýyý paylaþýyordu. Gerçek hayattaki en büyük mucize seksle gerçekleþiyordu. Bende onu yazacaktým yaþatmýþ, yaþamýþ gibi!...Yapacaðým; dýþ gerçeklikten iç gerçekliðe gitmek, söze ayrý bir anlam vermek, onu baþlangýcýna kaynaðýna geri götürmekti. En sonunda ruha hitap ederek manevi özü kavramayý anlatacaktým. Onu kalemimle (bay K ile) yazacak oku diyerek komutan edasýyla emredecektim , ama okuduklarý kendinin yansýmasý olan dünyanýn, evrenin okunmasý olacaktý. Çünkü mutlak varlýk, insanýn sükun haline, þehvetin uyanýþý da mutlak varlýðýn kendini bilmesine karþýlýk geliyordu. O benim kalemim bende onun kaðýdý idim. Onun aklýyla benimde ruhumla yürüteceðimiz, kalemin kaðýt üzerine yazýlýþý, dölün rahim içindeki etkinliðine benziyordu, ayrýntýlý bilginin mazharlarý olan harfler, kalemin haznesindeki mürekkepte potansiyel olarak vardý. Orada durduðu sürece duyular alemine çýkamýyor dolayýsýyla bilinemiyordu. Fakat mürekkep kalemle kaðýda geçtiði zaman harfler tek, tek zuhur ediyordu. Mürekkep yaratmanýn ilk ve henüz farklýlaþmamýþ imkanýný harfler ise yaratmanýn belirsiz farklýlaþmasýnýn yansýmasýydý. Bu durum da imkaný sen bana vereceksim ki bu da isimlerinin ve sýrlarýnýn tümünü benimle paylaþman demekti. Kalemimden fýþkýran harfler ( yani sen) kaðýt üzerinde ( yani ben) varlýk üstü varlýklar çýkaracaktýk. Cinsel iliþkiye girer gibi haz alacaktýk. Cinsel birleþmenin doðurduðu haz ve kendinden geçme; insani olanýn içine ilahi olanýn bir akýnýný belirttiðine göre bu haz ilahi tabiattan bir þeyler taþýmaktaydý. Ve bizde doðal olarak hep bunu isteyecektik. Cinsel hazla kendimizden geçme duygusu gerçekte tanrýdan bize gelirdi ve ona aitti. Erotik yaþam hem vecd hem çoþku içerirdi. Benliði sýnýrlarýnýn ötesine taþýyarak bir tür tini güçle doldururdu. Bu arada beden hem algýlayan, hem de algýlanandý. Ayrýca hem maddi bir organizmaydý hem de cinsellik ile yüklüydü. Cinsellik kutsaldý, çünkü o bedende yuvalanmýþ varlýkla bir buluþma fýrsatýydý. Orgazm egonun erimesiyle yaklaþtýðý, tinsel boyuta açýldýðý uç bir varlýk durumuydu. Kahramaným bay (K) ile ben ne olacaðýmýzý bir türlü bilemiyorduk. Ritüellerde birleþme anlamýndaki evlilik dinsel bir ibadetti. Cinsel birleþim diþi ile erkeðin tanrýyý deneyimlediði bir ibadetti.. Kutsal diþiyi tanýmadýðý müddetçe erkek, ruhunun tamamlanmadýðýna inanýrdý. Diþi ile saðlanan fiziksel birleþim erkeðin ruhani açýdan tamamlanmasýyla birlikte tanrýyý bilmesinin de tek yoluydu. Erkek kadýnla birleþerek zihnini tamamen boþaltýr ve tanrýyý anlayabildiði zirve anýna ulaþabiliyordu. Kadýn ise bunu her zaman yapamýyordu. Zirveyi birlikte bulmak, son noktayý koymak için bay (K) ile birbirimizden zaman istedik. Bundan sonraki yolculuðumuz ‘ Okyanusta Son Nokta’ adlý öyküde devam edecek!...Sevgilerimle. Nezihe ALTUÐ 08.09.2009
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Nezihe ALTUÐ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |