..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Bilim þaþkýnlýkla baþlar. -Aristoteles
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Bireysel > Deniz Erdal Kaya




30 Eylül 2009
Piraye (2. Bölüm)  
Piraye (bir öykü bütünüyle süsünü bekliyor...)

Deniz Erdal Kaya


“Sonbahar, hep sonbaharlardý beni yýkan. Neden ben? Neden bu kadar çaresiz? Kendimi kendimle býrakabildiðim tek anýmý da siz bozdunuz. Kimsiniz siz?”


:AIGB:
Beyaz fayanslarla döþeli tuvalet, hastanenin E bölümünün zemin katýndaydý. Kendilerine zarar verme ihtimali olan akýl hastalarýnýn yaný sýra, üst katlara çýkamayan bedensel özürlü psikiyatri hastalarýnýn yerleþtirildiði koridordu burasý.

Toplam dört tuvalet vardý ve biri bedensel özürlü hastalara ayrýlmýþtý. Onlara göre hazýrlanmýþ bu tuvaletin beyaz fayanslarýnýn üzeri yumuþak, þeffaf bir malzemeyle kaplanmýþ, alafranga tuvalete oturabilmeleri için çeþitli destek profilleri yerleþtirilmiþti. Lavabolarýn altlarýnda tekerlekli sandalyelerin girebileceði büyüklükte boþluklar vardý.

Tuvaletin bahçeye bakan büyük bir penceresi vardý ki, diðer tuvaletlerden ayýran en büyük özelliklerden biriydi. Dýþarýdan içeri görülemeyecek fakat içerden dýþarýsý seyredilebilecek büyük bir pencere. Hastalarýn bu pencere önünde dakikalarca beklemeleri, bahçeyi seyretmeleri daha önce de defalarca tanýk olunan bir durumdu.

Bu beklemelerin hastalarýn iyileþme süreçlerini etkilemesini gözlemlenip, bir bilim projesine dönüþerek 2012 Yýlý Denemeye Deðer Bilim Projesi Ödülü’nü almasý, ilk anda akla gelmeyecek bir durumdu.

Doktor Mehmet Ali Ozan, ödüllü projesinin uygulamalý denemelerini, en uygun hastalarýn olabileceðini düþündüðü Moral Hastanesi’nde yapabilmek için uzun zaman uðraþmýþtý. Hastane seçiminin gerçek nedeni ise, kimseyle paylaþmasa da projenin esin kaynaðý olan E kanadý özürlü hastalar tuvaletinin bu hastanede olmasýydý.

“Vücut ýsýsýnýn bölgesel yoðunluðunun geçmiþ ve gelecek ile ilgili düþüncelere göre deðiþkenlik göstermesi” bulgusu, bu projenin temeli olsa da, bir önceki yýlýn bilim ödülünü alan düþünceyi, psikiyatrik hastalarda uygulanabilirlik düzeyine taþýyarak, o yýlýn Denemeye Deðer Bilim Ödülü’nü almak Doktor Ozan’ýn baþarýsý olmuþtu. Doktor Ozan, E kanadý özürlü tuvaletindeki pencerenin önünde sinir krizi geçiren hastalarýn sayýsýndaki artýþý araþtýrmak isterken fark ettiði sonuçlar onu teþvik etmiþ ve projeye dönüþmüþtü.

Ahmet Veli Tanýnmýþ adlý hasta, yaklaþýk bir yýl kadar önce pencerenin önünde ciddi bir kriz eþiðindeyken, üç iri-yarý hastabakýcýyla Doktor Ozan’ýn yanýna getirilmiþti. Hastanýn bilinç düzeyindeki deðiþikliði fark eden Doktor Ozan’ýn kendinden emin tavýrlarýyla hastayý yatýþtýrýcýlarla uyutmak yerine uyanýk kalmasý için çaba harcamasý hasta bakýcýlarý biraz kýzdýrýrken, projenin temel varsayýmýnýn baþlangýcý olmuþtu.

Ahmet Veli’nin aðlama krizine, Doktor Ozan’ýn omuzu destek olmuþ, Ahmet içine sýkýþan cümleleri: “Sonbahar, hep sonbaharlardý beni yýkan. Neden ben? Neden bu kadar çaresiz? Kendimi kendimle býrakabildiðim tek anýmý da siz bozdunuz. Kimsiniz siz?” diyerek, isteksizce dile getirmiþti. Doktor Ozan’ýn ilgisini çeken iki soru, sorulmamýþ cümle, her þeyi açýklýyordu sanki: “Sonbahar, hep sonbaharlardý beni yýkan. Kendimi kendimle býrakabildiðim tek anýmý da siz bozdunuz.”

Olabilir miydi? Denenmemiþ ve kanýtlamasý zordu. Riskliydi de ayrýca!

Geri besleme açýk deðildi. Depresyonu tetiklediði kesindi. Fakat o zamana kadar hiç iletiþim kurmayan bir hasta dile gelmiþti. Hatta , neredeyse anlaþýlmasý o an imkânsýz cevaplarý verilmek zorunda býrakacak sorular sorulmasýný saðlamýþtý. Doktor Ozan, Ahmet’in kararlý bir þekilde uzaklaþtýrma çabalarýna maruz kalýrken, beyni fýrtýna þiddetinde cevaplarý, yapýlmasý gerekenleri tarýyordu.

Ahmet kol kaslarýnýn sadece görüntüde olmadýðýný, güç kullanmaya da yaradýðýný gösterircesine Doktor Ozan’ý ittikten sonra, doktor ilk geri belsemini vermek için aðzýný açtý. “Ahmet, ben Doktor Ozan. Seni burada iki seneye yakýndýr misafir ediyoruz. Misafirliðin sýrasýnda sana yardýmcý olmak da benim görevim. Bu nedenle beni itmeyi býrakýp, konuþmama izin verirsen sevinirim. Seninle haftada en çok iki kez yalnýz olarak görüþüyoruz. Sen bugüne kadar bunlarýn farkýna varacak halde deðildin. Bugün tam anlamýyla buradasýn ve bu da benim için çok güzel bir durum. Sen kendinle zaman geçirmekten söz ettin az önce, eðer bunu istiyorsan, söylemen yeterli. Benimle on dakikayý geçmeyecek bir sohbet sonrasý istediðini yapmakta özgürsün. Benimle konuþmak istemiyorsan, hoþuma gitmeyerek de olsa, saygý duyacaðýmý bilmeni isterim.” dedi ve sustu.

Ahmet çok tanýdýk olan odada nelerin dikkatini çektiðini ve bunlarý nereden bildiðini bulmaya çalýþtý. Gözleri bir o yana bir bu yana gezinip dururken, doktorun izlemesi rahatsýzlýk verse de, merakýna engel olamýyordu.

Sanki kafasýndaki koca bir barajýn duvarlarý yýkýlmýþ, sorular sel gibi bütün hücrelerine akýyordu. Cevabý
Ýmkânsýz gibi gelen sayýsýz soru dolaþýyordu kafasýnda.

“Doktorun dediði doðru olabilir miydi? Ýki seneye yakýn bir süre, buradayým ama hatýrlamýyorum. Nasýl olabilir bu? Neden evimde deðilim ve ayaklarýmýn durumu bu kadar kötü deðilken, ne zaman bu hale geldiler? Ben yürüme derslerine gidiyordum. Doktorum ihtimallerden söz ediyordu. Son bir filmin sonucu alýnacak ve kesin karar verilecekti. Ne oldu da bu sonuç bile gelmeden, beni buraya mý týktýlar? Yürümeyeyim diye mi yaptýlar? …”

Ahmet ne diyeceðini ve neler yapmasý gerektiðini bulmaya çalýþýyor, ama hiçbir nedenle bu sorularý konuþmak bile istemiyordu.

Karþýsýndaki adam yabancýydý. Tanýmýyordu. Bu odaya belki daha önce de gelmiþti, fakat bu adamý hiç hatýrlamýyordu. Nasýl olabilirdi bu? Acaba bir filmin içine girmiþti de haberi mi yoktu veya tatsýz bir kamera þakasý olabilir miydi? Konuþmak için aðzýný her açtýðýnda doktorun -ki kendisini öyle tanýtmýþ ve üzerinde beyaz önlüðü vardý, yoksa ona doktor bile demeyecekti- ilk sözcüklerini söyleyen bebeðin ne dediðini kaçýrmamak veya bir hayvanýn yeni keþfedilmesinden sonra ilk hareketlerini izleyip, seslerini duymak için sabýrsýzlanan kâþif misali, heyecanlý bir tavýr sergilemesi binlerce soruyu peþinden getiriyordu.

Yoruluyor, gözlerini isteksiz bir þekilde daha fazla kýrpmaya baþlýyordu. Konuþmak, binlerce sorunun cevabýný bir seferde almak, binlercesini daha sorarken yine öðrenmek istiyordu.

Ama artýk o kadar genç ve enerjik hissetmiyordu kendisini. Sanki vücuduna sözü geçmiyordu. Gözleri giderek aðýrlaþtýkça bilincin yerini bilinç dýþý doldurmaya, her bulduðu soru kaybolmaya, kendisini üzerinden bin tank geçmiþ gibi hissetmeye baþlamýþtý.

Kendine gelmek, uyumamak için silkindi yerinden. Daha çok durmak istedi ama bir türlü baþaramýyordu. Uyanýk kalamýyor, anlatamýyor, konuþamýyordu. Oysa konuþmasý gerektiðini kendisi de biliyordu. Olmadý. Ýlk defa kendini bu kadar çýplak, çaresiz ve bu kadar huzurlu hissediyordu.

Gözlerinin kapanmasýndan hemen önce ufak bir sinir krizi daha geçirdi ve aðlamaya baþladý. Doktor Ozan rahatlamasý için býraktý. Son gözyaþlarý düþmeden önce, uyku ile uyanýklýk arasýnda gözleri kapalýyken birkaç cümle daha mýrýldandý.

Doktor Ozan bu cümleleri duyunca, gerçekten þok geçirmemek için kendini zor tuttu. Bütün sihri bir anda çözmüþtü. Sanki yýllardýr kovaladýðý suçlu, bir anda teslim olmuþçasýna bir sevinç geçirdi.

Düþündü. Hiç yaklaþýlmamýþ bir yönü, bu kadar basit, bu kadar göz önündeyken nasýl kaçýrmýþtý. “Daha önce de benzer durumlar yaþamýþ mýydým?” diye aklýndan geçerken, Ahmet tekerlekli sandalyeden düþecek gibi oldu.

Hemen hastabakýcýlarý çaðýrdý. Ahmet’i rahat ettirebilecekleri bir yere, uyanmadan götürmelerini istedi. Özellikle yalnýz olabileceði bir odada ve gözlem altýnda tutulmasýný söyledi. Onun bu gözlemden haberi olmamasýna da özenle dikkat etmelerini istedikten sonra, hastabakýcýlar Ahmet’i odadan çýkardýlar.

Doktor Ozan ne yapmasý gerektiðini bulamadan, odayý geri geri masasýnýn olduðu yere doðru adýmlamaya baþladý. Kaba etleri masaya deðdiði anda irkildi. Masasýnýn olduðu yerde, bulunduðuna bile sevinmeye baþladý. Yani bu bir rüya deðildi. Hýzlý hareket ederek masanýn arkasýna geçti ve yaþadýklarýný bilgisayarýnda yazmaya baþladý. Tek kelime atlamadan bütün olaylarý konuþmalarý kelimesi kelimesine yazdý. Hatta biraz abartýlarak yazarken, nefes bile almadý denilebilir. Yaklaþýk yarým saat süren bu kaydetme iþlemi biter bitmez derin bir nefes aldý, kollarýný ensesinde birleþtirdi ve koltuðunun arkasýna iyice yaslandý. Geriye doðru yatan koltuk bakýþlarýný bilgisayardan tavana çevirdiðinde, derin bir nefes daha aldý. Bu derin nefes, onu o kadar kendine getirmiþti ki, býrakmak için bile beklemeden, koltuðundan atladý.

Gramofonun yanýnda durdu. Unutulmaya baþlanan eski þarkýlardan birinin ilk notalarýyla, müziði içinde hissederek, kendine bir kahve hazýrladý. Ýlk þarký, kafasýndaki düþüncelerle yolculuk yaparken, kahvesi hazýrdý. Kupasýný aldý, ikinci þarký duyulmadan geri dönüp gramofonun yanýna gitti. Ýðnesini en baþa, birinci þarkýya getirip yavaþça býraktý.

Koltuðuna dönüp pencereye çevirdi ve dýþarýdaki tombul damlacýklarla yeri ýslatan yaðmura dikti gözlerini. Düþündü, düþündü, düþündü…


Ahmet bu olaydan sonra sýký bir terapi sürecine girdi ve kýsa süre sonra taburcu edildi. Yaþamýnda güzel
yerlere gelse de, hiçbir zaman eski Ahmet olamadý. Bu gerçeði bir kendi, bir Doktor Ozan, bir de sonbaharlar bildi…(2. bölüm)



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn bireysel kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Piraye
Piraye (3. Bölüm)

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Bimeyene Dair... [Þiir]
Kalamayanýmsýn... [Deneme]
Sen Gidince Anladým... [Deneme]
Bir Günü Yaþamak, Yaþlanmak... [Eleþtiri]


Deniz Erdal Kaya kimdir?

Düþünebilen herkesten farklý deðilim aslýnda… Herkesin kendince yaþadýklarýný ben de biraz eksiði, çokça fazlasýyla yaþýyorum, bu ülkenin, ülke benzeri Ýstanbul'unda. Yaþarken her an bir baþka öykü, ya da roman konusu olabilecek olayla karþýlaþabiliyoruz bu karmaþada… Ben de bu yaþam öykülerini biraz eksiði, biraz fazlasýyla sunmak için buradayým. Eðitim sürecimin karmaþýklýðý ve anýlarla ardýmda býraktýðým þehirlerin öyküleri bekliyor. Bekleyenlere ekleniyor, bu ülkedeki hemen her yaþamda az-çok yer bulabilen þizofren ve yaþanmamýþ hayallerim. Bütün olarak duygularýnýn yoðunlaþmasý ve algýsal empatisinin aþýrý geliþmesiyle yaþamý zindana dönen, genç bir ihtiyar söz konusu… Hepsi bu kadar mý? Elbette hayýr. Dahasý, öykülerimde sizlere sunulmak üzere gizli…


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Deniz Erdal Kaya, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.