Tarihten öðreniyoruz ki tarihten hiçbir þey öðrenmiyoruz. -Hegel |
|
||||||||||
|
Ben Yavuz’u çok küçükken tanýdým. Henüz okuma yazma bilmiyordum. Hürriyet gazetesinin baþ sayfasýnda resimleri vardý. Bir de türküsü var Yavuz’un, Lazlar yapmýþlar. Yavuz geliyor Yavuzda denizi yara yara Kýz ben seni alacaðým baþýna vura vura Ben kemençe çalamamda dayým darýlýr bana Bir horon havasý vurda kurban olayým sana Yaðmur yaðýyor yaðmurda baþýma tane tane Karadeniz uþaðýda dünyalarda bir tane Yavuz sanki Türkiye’den çok Karadeniz’e aittir. Lazlar gemiye sahip çýkmýþlar, genellikle Karadeniz’de olduðu için. Türkiye’ye geldiði andan bu yana bir istisna dýþýnda hep Rus ve Sovyet donanmasýna karþý kullanýldý. Yavuz bütün Karadeniz’in hakimiydi. Bilgimizi kýsaca tazeleyelim. Ýngiliz ve Fransýz donamasýndan kaçan Goeben ve Breslau isimli iki savaþ gemisi 10 Aðustos 1914’te Çanakkale boðazýndan girerek Osmanlý devletine sýðýndý. Osmanlý Devleti savaþa girecekti ama o sýrada hazýrlýksýzdý. O nedenle dünyaya gemileri satýn aldýðýný söyledi. Gemilerin isimleri Yavuz ve Midilli olrak deðiþtirildi. Alman mürettebat deðiþmese de þapkalarý çýkarýp fes giydi. 2,5 ay sonra 30 Ekim’de Enver Paþa’nýn bilgisi dahilinde Karadeniz’e açýlýp Sivastopol ve Odessa’yý topa tuttu. Birkaç gemi batýrdý. Savaþa girme sebebi olarak bu gösterilir ama karþý taraf zaten hazýrdý. Ruslar hemen doðudan Anadolu’ya daldý, Ýngilizler tam teçhizat Basra’ya asker çýkardý. 3 Kasým’da Çanakkale bombalandý ve savaþa girmiþ olduk. Yavuz ve Midilli bundan sonra hep Ýstanbul’da ve Karadeniz’de bulundu. Ama dünya savaþý bitmeden Rusya’da devrim oldu. Kuzeyden gelecek bir tehlike ortadan kalktýðý için gemiler bir sürelik serbest kaldýlar. 20 Ocak 1918’de (yani 4 yýl sonra) birkaç yardýmcý hücumbot ile birlikte Çanakkale’den çýkýp Ýngilizlerin Limni adasýndaki deniz üssüne saldýrdýlar (Burasý Çanakkale savaþýnýn yönetildiði ve beslendiði yerdi). Ýki Ýngiliz gemisini batýrdýlar ancak bu arada mayýnlara çarparak yara aldýlar. Midilli (Breslau) 5 mayýna çarparak orada battý. Yavuz da 3 mayýna çarptý ama batmadý ve Çanakkale’ye kaçtý. Aðýr yaralýydý, öyle ki 15 derece yan yatmýþtý. Yanlýþlýkla, saatte 28 km hýzla karaya oturdu. Burada 5 gün boyunca Ýngiliz uçaklarýnýn saldýrýsýna uðradý. Uçaktan atýlan bir torpil isabet etti ama onu pes ettirmek için yeterli olmadý. Ýngiliz gemileri Lord Nelson ve Mondros ateþkes antlaþmasýnýn imzalandýðý Agamemnon, Yavuz’dan korktuklarý için saldýramadýlar. Sonra kendini kurtarýp üzerindeki birçok yara ile Ýstanbul’a döndü ve denizaltý saldýrýsýndan kurtuldu. Sonra ‘barýþ’ oldu. Cumhuriyet ilan edildi. Atatürk saðken 1930’da tümüyle yenilendi. 20 yýl daha donanmaya hizmet etti. 1936’da adý Yavuz Sultan Selim olarak deðiþtirildi. Atatürk’ün ölümünde onu Ýstanbul’dan Ýzmit’e kadar taþýdý. 1950’de Gölcük’e çekilip emekliye ayrýldý. 1966’da Donanma yetkilileri o sýrada yönetimde olan AP ve Süleymen Demirel Hükümetine artýk bu geminin iþlerine yaramadýðýný bildirdiler. 2,8 Milyon dolara satýþa çýkarýldý. Birçok insan buna itiraz etti ama itirazlar cýlýz kaldý. Neyse alan olmadý. 1976’da önemli birkaç parçasý söküldükten sonra hurda fiyatýna MKE’ye satýldý ve jilet oldu. Buna benzer bir olay da 50’li yýllarda Çanakkale 18 Mart 1915 savunmasýný yapmýþ toplarýn yine jilet olmak üzere hurda fiyatýna satýlmasýdýr. DP’liler artýk kendilerini savunamazlar. Sayýn Süleyman Demirel þimdi kendisini þöyle savunuyor: “Yavuz, Gölcük Tersanesi´nde baðlý dururdu. Bizim hükümette olduðumuz dönemde artýk Yavuz´un kullanýlabilirliði tamamen gitmiþti. Onun içindir ki hurdaya çýkarýlmýþtýr. Keþke hurdaya çýkarýlmasaydý da hatýra olarak muhafaza edilseydi diyebilirsiniz. Bu doðrudur, fakat bu tür þeyler biraz zamana baðlýdýr. Bugün Yavuz´un deðerini daha iyi anlýyoruz. Bundan 36 sene evvel hatýra olarak saklanmasý yerine hurda olarak kullanýlmasý düþünülmüþtür. Buna hükümetler karar vermez. Bunun kendi idaresi ``Artýk daha fazla Yavuz Zýrhlýsý´ný tutmakta mana yoktur; çünkü hiçbir fonksiyonu kalmamýþtýr'' demiþtir. Ve böylece de Yavuz Zýrhlýsý hakikaten jilet olmuþtur. Yani bu doðrudur. Ýyi bir þey olmamýþtýr aslýnda; fakat iþte hikâye budur. Eðer bugün hâlâ görevde olsaydým bu geminin MKE´ye verilmesine ve jilet olmasýna asla rýza göstermezdim. Bugün baþka bir gündür. Bugün çok daha zengin Türkiye. Yani 1969´a nazaran çok daha zengin” Kendisini biraz anlýyorum ama hak veremiyorum. Ýhtiyacýmýz yok demek alýn bunu jilet yapýn demek deðildir. Bir tarih bilinci olan yönetim onu alýr, müze yapardý. Onu þöyle anlýyorum, Süleyman Bey o zamandan bu yana çok deðiþmiþtir. Þimdi olgunlaþmýþtýr. Gerçekten de þimdi olsa izin vermezdi. Zaten þimdi olsa bütün Türkiye’de kýyamet kopardý. Bu da toplumun 40-50 yýlda nereden nereye geldiðinin bir göstergesidir. Tarih bilincimiz büyüyor. Hâlâ o zamanki yöneticilerin zihniyetine sahip yöneticilere raðmen artýk her istenen þey istenildiði gibi yapýlamýyor. Ben çocukken Antakya’da Romalýlardan kalma bir köprünün balyozlarla yýkýlýþýný hatýrlarým. Daha 9-10 yaþýndaydým. En az bin yýllýk köprüyü becerdiler. O zaman bile bir daha o köprü üzerinden geçemeyeceðim için üzülmüþtüm. Türkiye, yakýn zamanda Anadolu’daki tarihi eserler için yabancýlarý kast ederek ‘aman, alýp götürsünler’ diyen yöneticiler gördü. Bergama tapýnaðý bu nedenle temelinden sökülüp Almanya’ya taþýnmýþtýr. Kaybedilenlerin birini bile geri getirmek mümkün deðil. Kýsaca Çanakkale savaþýna girmiþ gemilerden söz edeyim. Sultanhisar hücumbotu kendisinden 8 kat büyük bir Avustralya denizatlýsýný (AE2) batýrdý. Muavenet-i Milliye kendisinden 14 kat büyük bir dev zýrhlýyý (Goliath) batýrdý. Sonra adý bir savaþ gemisine verildi. Ege’de yapýlan bir tatbikat sýrasýnda Amerikalýlar onu kaptan köprüsünden vurdular. 5 Türk Komutan þehit oldu. Ama özür dilediler yani! Asker taþýyan feribotlar vardý. Yalnýz adýný duyduðum Gülcemal, Gülnihal, Ýstanbul’un yandan çarklý ada vapurlarý… Nerede þimdi bu gemiler? Nusrat’tan da söz edeyim. Dünya tarihini bildiðimiz biçimde yazýlmasýna katkýda bulunan Nusrat da savaþtan sonra satýldý. Satýn alanlar onu küçük bulup ortasýndan ikiye ayýrdýlar ve bir sac bölme eklediler. Böylece gemi uzadý. Sonra Mersin limanýnda battý. Yýllarca suyun dibinde kaldýktan sonra neyse birileri onu sudan çýkardý. Sonradan eklenen sac bölmeyi söktü. Orijinal biçimiyle birleþtirdi. 2002 yýlýnda Tarsus’a taþýndý, bakýmý yapýldý. Þimdi gemiyi Tarsus’ta görmek mümkündür. Gemiyi sudan çýkarýp müze yapan Tarsuslulara ve Tarsus Belediye Baþkaný sayýn Burhanettin Kocamaz’a sonsuz teþekkürler. Ýþte bu eski anlayýþýn geri dönülemeyecek biçimde deðiþmesinin bir kanýtýdýr. Buna toplum olarak gereksinmemiz var. Kendimizi korumak, gelecek hakkýnda doðru düþünmek, doðru kararlar vermek için tarih bilincinin gerekliliði herkes tarafýndan anlaþýlmalýdýr. 25.Aðustos.2009 Kaynak: Gelibolu, Denizden Saldýrý, Victor Rudenno, ODTÜ Yayýncýlýk Diriliþ, Turgut Özakman, Bilgi yayýnlarý http://arsiv.ntvmsnbc.com/news/115251.asp http://www.kameraarkasi.org/yonetmenler/a/araguler/kahramanyavuz.html http://www.tempodergisi.com.tr/toplum_politika/00698/?printerfriendly=yes http://tr.wikipedia.org/wiki/Yavuz_Muharebe_Kruvaz%C3%B6r%C3%BC http://www.nusratmayingemisi.com/tarsusagelis.php
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Mehmet Sinan Gür, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |