Yedinci ayýn sýradan bir günü. Öðleden kurtulmuþ, akþamý yakalayamamýþ bir saat. Yýllara istemeden de olsa direnen, ne alý al ne aký ak, çeyrek asýr tüketmiþ bir halk otobüsü, sitem eden egzozu ve rampa fobili motoruyla aheste beste yol almaya çalýþmakta. Yazýn miskinliði çökmüþ et ve kemik yýðýnlarý neredeyse hareketsiz oturmakta, efsanevi aþklarýn ve arka sokak küfürlerinin süslediði en az kalpleri kadar kýrýk turuncu koltuklarda. Üç düðmesi açýk kirli sakallý tipler, nerden geldikleri anlaþýlamayan tuhaf saçlý ömür törpüsü serseri gençler, kulaðýný dünyaya kapamýþ müzikseverler, yazýn böylesine bunaltan günlerinde çok daha fazla bunaltacak bir sýnava hazýrlanmak için dershaneye gitmeye baþlamýþ sistem kurbanlarý, oturacak yer bulduklarý için sevinen yaþlýlar ve hiçbir duyguya açýk kapý býrakmayan ifadeleriyle donuk bakýþlý diðerleri. Bu sýradan manzaranýn bünyeye aþýladýðý melankoliye çalan hislerle týka basa, orta kapýya yakýn bir yerlerde neredeyse yarýladýðýmýz bitmek bilmez yolda pineklemekteydim o acý fren sesiyle irkilirken. Bu haki tablonun tek pastel rengi bir sonraki durakta bindi bizim eski topraða. Al þala bürünüp yürüyen, gönülleri ardýnca süründürüp yürüyen o dilarânýn, Mýsýr fatihini zebun eyleyen o gözleri ahunun, goncayý söyletmeyen o yanaðý lalenin, Nedim’e görünen o perî-suret dilberin bir benzeri gönül soframý tam tekmil donatmak için mi teþrif etmiþti bunca yýkýk dökük yüzün arasýna! Ýlk adýmýyla "zarafet" aðladý,"letafet" hicab etti saklandý. Bendeki fakir hislerin bendini aþtý, gönlümün yüreðine nakþoldu ilk adýmýnýn terennümü. O an bütün ihtiþamýyla ahvalimin sarayýna hükmeden sýradanlýðýn sýrtýna hünerli elleriyle sapladý sürur kabzalý hançerini. Yürüdü yürüdü, zaman yavaþladý, idrakim zayýfladý, sanki o durdu arþ-ý âlâ kýyamadý onu yormaya, hareket etti onun yerine. Nihayet birkaç adým önümde karar kýldý. Artýk ben, o ve o kaçýnýlmaz anaforu vardý sadece. Direniþimin surlarýný periþan eyleyen gamze oklarý, mecalimin burçlarýna bayraðý diken müselsel zülüflerine karýþtý. Aþýkan efkarýndan ince,nazenin gülden hallice parmaklarý vasýl oldu ellerime. Sevincim ip atladý nurdan köprü üstünde. Kâþane-yi þahanesine davet etti acz-i mutlak bendesini, meserret-hal bendenizi. Asuman kucak açtý, kehkeþan zakir oldu cananým hürmetine. Ten kafesimin demirleri tarumar olmuþken bakakaldým mütebessim cesedime. Oluk oluk kan akýyordu önümdeki demire çarpan baþýmdan bitmez yolun yolcularý üþüþürken bedenime. "Öldü" dedi bir ses, bir nefeslik sela verdi. Bir duaya amin dedi uçtu ölüm meleði.