Sýcak kahveyle dolu fincandan çýkan dumanlar kýþýn güzel görünür, yazýn ise kötü. Güzellik göreceli deðildir, sadece zaman insanýn algýlarýný deðiþtirir. Bu yüzden bazen severim atlet katý alkol tüketen masum insanlýðý, bazen de nefret ederim ulusal enstrümanýmýz olan flütle, tohumlarýn ormana dönüþünü çalan bitkisel hayat insanlarýndan. Bir yandan keyfi içine çekmek, bir yandan sokaktaki heykellerden tahrik olup onlarý kaldýrtan insanlarla ayný oksijeni paylaþmak!

Bir kitap ayracý kadar þanslý, bir o kadar þanssýz olmak. Sürekli kitabýn eþsiz dünyasýyla iç içe, fakat baský hatasýna uðramýþ korsan bir kitabýn sýkýcý kýsmýnda asýlý kalmak. Ýþte bütün rahatsýzlýðým bu!

Bazen bir veda hiç istenmeyen, bir utanç hiç yüzleþilmeyen, bazen sevgilisinden ayrýlmýþ genç bir kýzýn teselli aramasý, rüzgarda balonun elinden kaçmasý bir çocuðun ve bazen uzaktan izlemek hayalleri.. Baþlamak gereksizliðin tamamýdýr. Ne baþlayýn, ne de baþýnýzý aðrýtýn. Ýzleyin geçsin zaman, sadece izleyin..

"Ýnsan sanatta ne kadar geliþirse, o kadar az erekte olur. Akýl ve hayvani olan arasýnda gitgide daha duyarlý bir ayrýlýk oluþur. Yalnýzca hayvan en iyi þekilde erekte olur ve seks halkýn lirizmidir."

Çocukluðumda salyangozlarla insanlarýn savaþýný izlerdim. Ýnsanlar yaðmur duasýna çýkarlardý. Tesadüfen yaðan yaðmurdan sonra da salyangozlar toplu halde ortaya çýkýp anti-yaðmur duasýna baþlarlardý. Bu süreçte yaðmurun salyangozlarý yok eden bir çeþit silah olduðunu düþünürdüm. Salyangozlarý gerçekten önemsiyordum, salya sümük aðlýyorlardý. Kabuðuna çekilip kesintisiz dört yýl uyuyabilen bir canlý bana insandan daha yakýndý!

Antika bir radyodan geceye fon olan sesler yükseliyor. Senfoni yerine çok bilmiþ dj’lerin saçma yorumlarý týrmalýyor kulaklarýmý. “Bilgisayar oyunlarý çocuklarý olumsuz yönde etkiliyor” muþ. Eðer gerçekten öyle olsaydý þimdi tren raylarýnda hoplayarak gezen insanlar olurdu. Ya da kafamýzý kutulara vurup mantar çýkmasýný beklerdik. Serotonin eksikliðimi diskette oyun alarak giderdiðim zamanlarýn amatör hazzý öyle iki zibidinin lafýyla silinecek þeyler deðil. Hiss-i müþtereke itaat diye bir kaide söz konusu deðil sanýrým. Kendi hayatýmda serbest dolaþým hakkým var. Pederþahi toplumda, düzgün insan kavramýný tanýmlamak için kullanýlan öðeler yetmemiþ, bir de bilgisayar oyunlarýna takmýþlar þimdi. Her þey düzgün, bir bu ters sanki! Hani nerede Tchaikovsky?

Üç beyazdan uzak durmamýzý söylüyor televizyon programlarýnda boy gösteren iyi giyimli insanlar. Sahi kuyruklarda o kadar hasta varken, her gün sosyal güvencesi olmadýðý için binlerce insan ölümle pençeleþiyorken, üstelik siz Hipokrat yemini etmiþken, tek sorun üç beyaz mý? Þaka gibisiniz! Bence sorun üç “C”; “Caniler, Cahiller, Cimriler”. Üçü de midemi bulandýrýyor. Misal cimriler; harcamaya kýyamazlar maddesel deðerleri. Ama bedava olunca sonuna kadar kullanýrlar. Spermi bitmesin diye seviþmeyen bir erkek yoktur sanýrým!

Uykusuzluk yaþýyorum. Her yataða girdiðimde beynimde ayný soru. Acaba yorganý örtmem laikliðe aykýrý mý?

Tüpü sonuna kadar açtým. Gaz odayý ele geçirmeye baþladý. Yataða uzandým. Bundan daha kötüsü mü? Tüm zararlarýna raðmen kapalý alanda sigara yaktým. Olaðan üstü bir patlama. Günahlarý eriten bir dalga. Ve cehennemin alevleri küçük dünyamý sardý. Katolik bir yönetmenin final sahnesi deðil bu. Sadece bir rüyaydý...

Asansörleri meþgul etmeyiniz yazýyor binalarda. Beni taþýmaktan daha önemli bir iþi mi var yoksa? Dayanamýyorum saçma uyarýlara. Karýncanýn bile safrasý var! Tüm yollar kapalý bu coðrafyada, kaçasýn varsa bile zincirler saðlam. Karanlýk bir gecenin yýldýzý gibi hayaller, sadece izlemekle yetindiðimiz. Yeni paranoyalar katýyorum literatüre, “ülkemiz üzerinde oynanan oyunlar” kelime grubuna eklemeler yapýyorum; halay, misket ve bana aþýrý itici gelse de kol bastý. Oynamayýn artýk, yoruldum. Karayollarý beyazlatýn, aydýnlýk yollarda ilerlesin hayaller.! L'enfer, c'est les autres…