..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Kirazlar ve dutlarýn tadýný çocuklar ve serçelerden sor." -Goethe
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Pastorel > Aydýn Akdeniz




4 Haziran 2009
Doða Ýle Baþbaþa  
Aydýn Akdeniz
Ne kadar geniþ bir otlaktý burasý. Neredeyse diz kapaklarýna dek yükselen otlar arasýnda iki kardeþ, bir birlerine baka kaldýlar. Vakit bir hayli geç olmuþtu. Çiftlik evine dönmekle, önlerinde güneþin battýðý yöne doðru uzayýp giden çayýrlýðý keþfetmek arasýnda ikilemde kalmýþlardý. Gittikçe kuvvetlenen esinti, yemyeþil çimenleri bir oraya bir buraya savuruyor, yüzeyde dalgalanmalara neden oluyordu. Az önce buraya gelirken bir hat boyunca önünden geçtikleri orman, rüzgârýn etkisiyle uðulduyor, çocuklarýn endiþesini bir kat daha arttýrýyordu. Çocuklardan irice olaný, ürpermesine raðmen korkularýyla yüzleþmek ve sýnýrlarýný keþfetmek istiyordu. Bakýþlarýný uðultunun geldiði karanlýða çevirdi. Onun bu vahþi görüntüsü, sanki kendisine meydan okuyordu. Evet, evet her ne bahasýna olursa olsun dalacaktý bu ormana.


:AFAE:
Ne kadar geniþ bir otlaktý burasý. Neredeyse diz kapaklarýna dek yükselen otlar arasýnda iki kardeþ, bir birlerine baka kaldýlar. Vakit bir hayli geç olmuþtu. Çiftlik evine dönmekle, önlerinde güneþin battýðý yöne doðru uzayýp giden çayýrlýðý keþfetmek arasýnda ikilemde kalmýþlardý. Gittikçe kuvvetlenen esinti, yemyeþil çimenleri bir oraya bir buraya savuruyor, yüzeyde dalgalanmalara neden oluyordu. Az önce buraya gelirken bir hat boyunca önünden geçtikleri orman, rüzgârýn etkisiyle uðulduyor, çocuklarýn endiþesini bir kat daha arttýrýyordu. Çocuklardan irice olaný, ürpermesine raðmen korkularýyla yüzleþmek ve sýnýrlarýný keþfetmek istiyordu. Bakýþlarýný uðultunun geldiði karanlýða çevirdi. Onun bu vahþi görüntüsü, sanki kendisine meydan okuyordu. Evet, evet her ne bahasýna olursa olsun dalacaktý bu ormana. Kardeþine bakarak ; “ sen artýk istersen dön eve.” Dedi. Küçük olan bu kararlý ses tonunun anlamýný biliyordu. Zor duyulur bir sesle “ hayýr, seninle kalacaðým.” Diye fýsýldadý.
Yarým saat kadar diz kapaklarýna ulaþan otlar içinde yürüdüler. Bu arada, önlerine çýkan iri çayýr tavþanlarýný kovaladýlar. Ne denli hýzlý koþarlarsa koþsunlar bu sevimli yaratýklarý bir türlü yakalayamadýlar. Tel örgülerle çevrilen meralara býrakýlan iri cüsseli kocaman atlara baktýlar uzun, uzun. Büyük kardeþ, bulmacalardan adýný hatýrladýðý bu kadanalarý yakýndan görmek için tel örgülere týrmanmaya kalktýðýnda daha ne olduðunu anlayamadan kendini yerde bulmuþtu. Tel örgülere elektrik akýmý býrakýlmýþ ve kadanalar, çiftlik evinden kontrol edilen panellerle yönlendirilmekteydiler. Yerden kollarýný ovuþturarak kalkan büyük kardeþ, þaþkýnlýk içinde kollarýnýn yerinde olup olmadýðýný kontrol ediyordu. Uyuþmuþlardý. Duyduðu acý ve korkudan bozulan morali, çok sevdiði köpeði Edu’nun havlamasýný duyduðunda düzelmiþ ve ormana yaklaþtýkça iyice açýða çýkan tereddüdü kaybolmuþtu. Büyük kardeþ, bu kurt köpeðiyle oynamayý, onu tasmasýyla gezintiye çýkarmayý çok seviyordu. Oldukça zeki olan bu hayvan sanki konuþulanlarý anlýyor gibiydi. Adý söylendiðinde kuyruðunu sallayarak yanýnýza gelir. Daima açýk aðzýnýn sað tarafýndan sarkan dili dýþarýda olduðu halde yüzünüze bakar ve niçin çaðrýldýðýný anlamaya çalýþýrdý. Canlý, kanlý bir yüz ifadesini gördüðünde, bir taraftan kuyruðunu hýzla sallar öte yandan sevinçle homurdanýr ön patilerini kaldýrarak üzerinize sýçramaya çalýþýrdý. Sanki bu haliyle size; “Haydi, daha ne diye duruyoruz, seninle þöyle gezmeye dolaþmaya çýkalým bir an önce..” demek isterdi. Büyük kardeþ, köpeðinin bitmek tükenmek bilmeyen enerjisine defalarca tanýk olmuþ ve bu nedenle her þeyden çok seviyordu onu.
Kardeþler artýk iyice kararmýþ olan havada, hangi yöne gittiklerini pek umursamadan yollarýna devam ediyorlardý. Önlerindeki karaltýya iyice yaklaþmýþ ve karaltýyla aralarýndaki tek engel olan þu dere yataðýný geçtiklerinde artýk ormana ulaþmýþ olacaklardý. Bir süre önce çisemeye baþlayan bu havada eðer baþlarýný sokabilecekleri bir sýðýnak bulamazlarsa iyice ýslanacak ve hasta olacaklardý
Ormana ulaþtýklarýnda az önceki çiseme yerini þiddetli bir saðanaða býrakmýþtý bile. Islanan zeminde yere düþmemek için birbirlerine tutunan kardeþler ormanda güçlükle ilerleyebiliyor, arada bir rüzgârýn etkisiyle savrulan kýzýl meþe aðaçlarýnýn araladýðý boþluktan karanlýða gömülmüþ gökyüzünde, çakan þimþeklerin kulaklarý saðýr eden gürültüsünün dalgalar halinde yayýlýþýný izleyebiliyorlardý. Olduklarý yerde korkudan dona kalan kardeþler için artýk geri dönme imkâný da bulunmuyordu. Saðanak yaðýþ, yüksek tepelerden ovaya seller halinde sökün etmiþ. Önüne kattýðý kuru odun kütükleri, taþ ve kayalarý büyük bir uðultuyla sürükleyerek dere yataðýný doldurmuþtu. Dere yataðýndaki berrak akýntý gitmiþ yerine delice akan, aktýkça kuduran, taþýdýðý taþ ve milin etkisiyle rengi çamura dönmüþ, yüzeyinde girdaplarýn oluþtuðu soðuk, ýslak ve koyu karanlýk bir canavara dönüþmüþtü. Ýþte bu canavar, az önce kardeþlerin üzerinden geçtiði eve dönüþlerini saðlayabilecek tek yol olan ahþap köprüyü de yalayýp yutmuþtu. Artýk, çaresiz kendilerini nereye sürükleyeceðini bilmedikleri bu ormanda ilerleyecek yollarýný kaybetmemek, hastalanmamak ve sýðýnýlabilecek bir barýnak bulmak için talihlerine güveneceklerdi.
Karanlýkta umutsuzca yollarýna devam ederlerken birden köpekleri Edu yanlarýndan ayrýlarak öne doðru fýrlamýþ ve çalýlara yönelerek havlamaya baþlamýþtý. Kesintisizce süren bu öfkeli havlamalara öte yandan ayný tonda öfkeli böðürtüler cevap vermiþ, köpeðin saldýrganlýðýný arttýrmýþtý. Bunun üzerine kardeþler koþarak köpeðin yanýna gelmiþ ve usulca hayvanýn yanýna çökerek meraklý bakýþlarla karanlýðý gözlemeye baþlamýþlardý. Büyük kardeþ bir taraftan köpeði sakinleþtirmeye çalýþýrken bir taraftan da beklenmedik bir tehlikeye karþý nasýl bir önlem alabileceðini düþünüyordu. Bulunduklarý yer belli olmasýn diye önce Edu’yu susturdular. Bir süre çevreyi gözlemeye ve dinlemeye devam ettiler. Evet, evet az ötede bir þeyler olmalýydý. Bu sesler muhakkak bir hayvana aitti. Fakat ne tür bir hayvan olabilirdi bu? Büyük kardeþ küçüðüne;
—Sen burada köpeðin yanýnda kal. Ben az sonra dönerim. Dedi. Küçük olan;
—Peki. Olur. Fazla gecikme ama! Diye cevap verdi.
Büyük kardeþ artýk büsbütün ýslanmýþ ve çamura bulanmýþ elbiselerin korunacak bir tarafý kalmadýðýný düþünerek gönül rahatlýðýyla yere kapandý. Bir kaç gün önce izlediði bir savaþ filmindeki asker gibi düþman hattýna doðru sürünerek ilerlemeye baþladý. Zemin ýslak, yumuþak ve soðuktu. Fakat yine de yerdeki taþ ve aðaç dallarý sürünürken kollarýna, ayaklarýna batýp canýný acýtýyordu. Sýk sýk çýkan ayakkabýlarýný tekrar giymeye çalýþmak ise ilerleyiþini engelliyordu. Ekran karþýsýnda imrenerek izlediði film sahnesinin hiçte öyle kolayca filme alýnmadýðýný düþündü bir an. Sonra böðürtülerin geldiði yöne doðru ilerleyiþini sürdürdü. Zemindeki ýslak gazallardan çevreye yayýlan buram, buram kokuyu ciðerleri þiþene dek çekti içine. Bu havayý bir süre içinde hapsederek tekrar dýþarý verdi. Soluduðu havanýn güzelliðini, tazeliðini vücudunun tüm hücrelerinde hissetmek istiyordu.
Az önceki böðürtüleri iþittiði yere geldiðinde önündeki çalýlýðýn arkasýnda hýzla soluk alýp veren birkaç hayvanýn gölgesini fark edebiliyordu. Ses çýkarmamaya çalýþarak bulunduðu yerde hafifçe doðruldu. Bu arada rüzgârýn estiði yönü kestirmeye çalýþtý. Yýrtýcý hayvanlarda koku alma yeteneðinin son derece geliþmiþ olduðunu hatýrlýyordu. Bulunduðu yerden hayvanlara doðru esecek rüzgâr yerini belli edebilirdi. Allah’tan esinti ters yöndendi. Büyük kardeþ elleriyle çalýlýðý araladý. Evet, iþte tam karþýsýndaki küçük açýklýk alanda birkaç karaltý yaðmur ve soðuk nedeniyle birbirlerine sokulmuþlar, ürkek bakýþlarla etrafý kolaçan ediyorlardý. Büyük kardeþ kendi kendine mýrýldanarak ; “ Bunlar sadece geyikmiþ yahu.” Dedi
Endiþe ve korkularýndan sýyrýlarak olduðu yerde doðruldu. Kendinden emin adýmlarla kardeþinin bulunduðu tarafa yöneldi. Atýlan adýmlarla kýrýlan dallar ve yuvarlanan taþlarýn çýkardýðý ses Kuzey Avrupa’nýn ýssýz ormanlarýnýn sessizliðine alýþmýþ olan geyiklerin dikkatini çekmiþ, çatal boynuzlarýný dikerek bir süre, gittikçe uzaklaþan bu gürültüyü dinlemiþ sonra da hiçbir þey olmamýþçasýna tekrar eski sessizliklerine bürünmüþlerdi. Arada bir erkek geyik, iri cüssesine yakýþýr þekilde hâkimiyet alaný belli olsun diye saðanak yaðýþýn zemin ve aðaç yapraklarýný dövüþüyle ortaya çýkan gürültüye karýþan böðürtüleriyle bozuyordu bu ritmi.
Ýki kardeþ ve köpekleri Edu yollarýna kaldýklarý yerden devam ettiler. Ýki saatlik týrmanýþýn ardýndan þimdi yüksek bir tepenin üzerindeydiler. Karanlýk, görüþ mesafesini kýsaltsa da sýðýnýlabilecek bir yer bulma umuduyla çevreyi gözlemeye baþladýlar. Küçük kardeþin zayýf olan bünyesi bu yorgunluða ve olumsuz hava koþullarýna dayanamamýþ olduðu yerde, sýtmaya tutulmuþçasýna titremeye baþlamýþtý. Aðlamaklý bir sesle aðabeyine yalvarýyordu;
- ‘ Ahmet abi, hadi gidelim buralardan. Ben çok üþüdüm.’
Ahmet, fýrtýnanýn uðultusuna karýþan bu yalvarmayý zar zor iþitmiþ, ya da duyduðu fýsýltýyý bu þekilde anlamýþtý. Her neyse þimdi önemli olan bu ayrýntý deðildi. Çünkü kardeþinin eli artýk az önceki kadar kuvvetle sýkmýyordu kendi elini. O’nu soðuktan korumak için kolunu omzuna attý. Bu kez gerçekten kendisi de korkmuþtu. Kardeþi eðer hastalanacak olursa buna o kör inadý ve bencilliði neden olacaðý için baðýþlayamazdý kendisini. Bir an önce sýðýnýlacak bir barýnak bulmasý gerektiðini anladý. Üstelik daha fazla gecikmeden hemen þimdi bulmalýydý bu barýnaðý. Macera ve heyecan arama isteðinin bu kadar tehlikeli bir geliþmeye neden olabileceðini asla tahmin edemezdi. Bu durumdan kurtulunca bir daha evden bu kadar uzaklaþmayacaðýna söz verdi kendi kendine. Ahmet’in piþmanlýk ve kaygý dolu gözyaþlarý, yanaklarýndan süzülen yaðmur damlalarýna karýþýyordu.
Köpekleri Edu, yattýðý yerden birden kalkarak hýzlý, hýzlý solumaya baþladý. Kulaklarýný dikerek boþluðu dinliyor ve sonra kesik, kesik havlýyordu. Havlamasýný sürdüren köpek, karanlýða doðru atýlarak kaþla göz arasýnda kayboldu ortadan. Aradan ancak on dakika geçmiþ olmalýydý ki köpek tekrar belirdi. Aðzýnda tuttuðu bir þeyi Ahmet’in önüne býraktý. Köpek burun ucuyla itelediði bu þeyi Ahmet’e doðru iyice yaklaþtýrdý. Sonra sað ön ayaðýný, yere çökmüþ olan çocuðun omzuna dokundurarak çekti ve bir kez daha havladý. Sanki ona doðru attýðý þeyi yerden almasýný istiyordu Ahmet’ten. Ahmet, yere doðru uzanarak önündeki nesneyi eline aldý. Bu bir þapkaydý. Edu bununla ne demek istemiþ olabilir ki! Diye düþündü Ahmet. Sonuçta sýradan bir þapkaydý iþte. Yakýnlarda bir yerde, kendilerini aramak üzere birileri gelmiþ olmalýydý.
Ýki kardeþ, bulunduklarý tepenin kuzey yamacýndan aþaðý doðru inmeye baþladýlar. Yürürken önlerine çýkan engellere takýlýyor, düþe kalka ancak ilerleyebiliyorlardý. Bazen tutunduklarý kayalar ýslak zeminden koparak gürültüyle aþaðýlara yuvarlanýyordu. Köpekleri Edu yanlarýndan hiç ayrýlmýyor, karanlýða doðru havlayarak ormanýn tehlikelerinden kardeþleri korumaya çalýþýyordu. Ahmet iniþin, tepeye týrmanýþtan daha uzun sürdüðünü düþündü. Yaklaþýk üç saattir yoldaydýlar ve henüz zemine ulaþamamýþlardý. Büyük bir olasýlýkla derin bir vadi içine açýlýyordu yollarý. Bu þekilde bir süre daha yol aldýktan sonra küçük bir düzlüðe ulaþtýlar. Hava henüz karanlýk olmasýna raðmen þafak sökmüþ, ortalýk aydýnlanmaya baþlamýþtý. Geceden baþlayan yaðmur durmaksýzýn yaðmaya devam ediyor ve kardeþlerin yol almasýný engelliyordu. Ahmet;
—Daha fazla gidemeyeceðiz. Burada kalmalýyýz. Önümüzde nehir var . Dedi.
Kardeþi yorgunluk ve hastalýktan iyice bitkin düþmüþ, güçlükle baþýný sallayarak onaylamýþtý Ahmet’i. Sonra da;
- “ Peki, þimdi ne olacak ?” diye fýsýldadý.
Ahmet’te ne yapýlmasý gerektiðini bilmiyordu. Saðýna ve soluna bakýnarak aradýðý cevabý bulmak için zaman kazanmaya çalýþtý. Bütün gece ormanda yürümüþler, bulunduklarý yere ulaþmýþlardý. Evlerinden kim bilir ne kadar uzakta olmalýydýlar. Yolu bulmak, eve ulaþmak bu þartlarda imkânsýz gibi görünüyordu. Karþýlaþacaklarý bir köylü, nerede bulunduklarýný kendilerine söyleyebilirdi fakat bu mevsimde acaba buralarda biri bulunur muydu? Üstelik saðanak þeklinde yaðan bu yaðmurda hangi akýllý, evde olmak varken dýþarýda olmayý yeðlerdi. Macera olsun diye baþladýklarý yolculuk iþte þimdi tam bir kâbusa dönüþmüþtü. Az önce bulduklarý þapka ile birileriyle karþýlaþma ümidine kapýlmýþlardý ama galiba yanýlmýþlardý. Etrafta ne ýþýðý yanan bir ev, ne de bir köpek havlamasý vardý. Buralarý tamamen ýssýz bir ormandý.
- “Güneþ artýk doðmuþtur” diye cevapladý soruyu ve sonra sözlerine devam etti;
- “ Merak etme sen. Az sonra buralardan geçmekte olan bir yolcuyla ya da bizi aramaya çýkanlarla karþýlaþýr ve bize yardýmcý olmalarýný isteriz. Tam bu sýrada küçük kardeþ iþaret parmaðý ile bir yerleri göstererek Ahmet’e seslendi; - “ Ahmet bak ileride bir karartý var!”
- “ Nerede? ”
- “ iþte tam parmaðýmýn gösterdiði tarafta ”
- “ ben bir þey göremiyorum orada ”
- “ nasýl görmezsin? Ýyi bak. Nehir tarafýna doðru iyice bak ”
Ahmet kardeþinin düþ gördüðüne inandýðý sýrada köpekleri kulaklarýný dikmiþ ve Mehmet’in gösterdiði yöne doðru havlamaya baþlamýþtý. Ahmet kardeþine;
- “ sen burada kal, ben þimdi o karaltýnýn ne olduðuna bakar gelirim ” dedi. Koþarak oradan ayrýldý. Mehmet merak içinde kardeþinin dönüþünü beklemeye baþladý. Aslýnda yürekli bir çocuktu. Yorgunluk ve hastalýktan halsiz düþmüþ bedeninde, ayaða kalkabilecek biraz güç bulsa o da hemen Ahmet’in peþine takýlacak ve o karaltýnýn ne olduðunu anlamak için onun dönüþünü beklemek zorunda kalmayacaktý. Mehmet, bu düþüncelerle boðuþurken yorgunluðun etkisiyle tatlý bir uykuya daldý. Rüyasýnda; “ Ana vatanýndaydý. Köyün giriþindeki mezarlýðýn önünden geçerken görüyordu kendisini. Bir öküz arabasýna binmiþ, elindeki çubukla hayvanlarý hýzlý gitmeleri için dürtüyordu. Mezarlýðýn içindeki meþe aðaçlarý karanlýkta çok korkunç görünüyordu. Mehmet, bir türlü bitmek bilmeyen bu yolda ne kadar acele ederse etsin hayvanlar sanki aralarýnda anlaþmýþlarcasýna o kadar aheste ve aðýr ilerliyorlardý ki. Mehmet, hayvanlarýn bu rahatlýðýna öfkeleniyor ve onlarý hýzlandýrmak için çubuðu acýmasýzca saplýyordu hayvanlarýn baldýrýna. Karanlýktan kulaðýna kadar gelen baykuþ ötüþleri, içindeki korkuyu daha da arttýrýyor ve paniklemesine neden oluyordu. Bu arada Mehmet, birileri tarafýndan izleniyormuþ hissine kapýlýyor ve oradan bir an önce uzaklaþmak için acele ettikçe eli ayaðýna dolaþýyordu. Bir ara, olduðu yerden ayaða kalkmýþtý. Ýþte ne oldu ise bu esnada oldu! Mehmet sendeleyerek arabadan aþaðýya, boþluða doðru yuvarlandý. Zemine doðru hýzla düþmesine raðmen bir türlü yere ulaþamamýþtý ”
Hastane odasýnda gözlerini açtýðýnda kendine gelemedi önce. Çevresine þaþkýn, þaþkýn bakýnýyor olup biteni anlamaya çalýþýyordu. Annesinin:
“ Çok þükür Allah’ýma gözlerini açtý sonunda ” dediðini duydu.
Beyaz elbiseleri içinde doktor beyin annesine kendisi için bir þeyler söylediðini gördü. Yanýna sokulan Ahmet’in
“ geçmiþ olsun kardeþim ” sözleriyle iyice ayýlarak, hastanede bulunduðunu anladý. Bilinci açýldýðýnda bir daha asla ailesinin izni olmadan evden uzaklaþmayacaðýna ve onlarý hep seveceðine dair kendi kendine söz verdi.

( Taslak )

Aydýn AKDENÝZ



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn pastorel kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Zemheride Koca Dað"ýn Çaðrýsýna Kulak Vermek!

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Sezonluk Fýndýk Ýþçilerinin Hayat Öyküsünden Bir Kesit
Ýsterik Kadýn, Haydi Oradan Sen De!
Kapela
Sabri Bey'in Hikayesi
Kömür Karasýydý Elleri
Ayþe Haným'ýn Ölümü (1)
Deve Dikeni
Baþtan Karaymýþ Baþtankaralar
Kadeh Ustasý
Kuzey Ýkliminin Zemherisin de Bir Baþkadýr Anýlarý Düþlemek!

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Hisseden Payýma Metafizik Aþklar Düþtü [Þiir]
Mana Ýkliminde Seyrü Sülukun, Adam da Gaflet mi Býrakýr A Gönül! [Þiir]
Mihenk Taþý [Þiir]
Aynanýn Ötesinde Görünen... [Þiir]
Dilemma [Þiir]
Köþe Kapmaca Oynarken Ayrýlýk... [Þiir]
Faust ve Pan Arasýnda, Bir Garip Diyalog..! [Þiir]
Küçük Dedektifler Tavþan Adasý`nda (Iý) [Roman]
Küçük Dedektifler Tavþan Adasý'nda [Roman]
Politik Ýllüzyon ve Babil"in Ýskambil Kuleleri [Roman]


Aydýn Akdeniz kimdir?

Yazý vazgeçemediðim bir tutkudur benim için. Vaz geçemediðim, kendimi sorguladýðým anlardýr, o anlar. Kendimi bulduðum, yaþama anlamýný kazandýran o ya da bu þekilde duygu yüklü anlar.

Etkilendiði Yazarlar:
Dostoyevski, Puþkin, Tolstoy, Goethe, Stendhal, Shakespeare, Cemil Meriç


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Aydýn Akdeniz, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.