Tarihsel « iki A… » ; biri Anadolu, biri Aleviler.

Biri toprak, biri mahsul.

Biri beþik, biri bebek.

Biri evvel, biri ahir...

Yedi asýr sonra birbirine kavuþan « iki A… » ; biri Avrupa, biri Aleviler.

Avrupa, coðrafik bir yapýlanmanýn ötesinde, damýtýlmýþ bir düþüncedir.

Avrupa, ülkeler özelinde yeþeren paralel ve ortak deðerlerin, halklar arasý geliþen sýcak iliþkilerin önünde engel teþkil eden sýnýrlarýn ve kurallarýn aðýr yükünü insanlýðýn sýrtýndan kaldýrýp atma projesidir.

Avrupa, ekonomik çýkarlar uðruna insanlarýn birbirini boðazlayarak kan akýtmasýný, bunu yaparken de, vatan, millet, bayrak, din, dil adý altýnda, þövenist duygularý kabartarak doðabilecek yeni savaþlarý, en azýndan bu coðrafyada tarihin derinliklerine gömme eðiliminin ta kendisidir.

Avrupa, insanlýðýn tarihsel yürüyüþünde attýðý adýmlarýn doðal sonucu olarak, ulaþtýðý kanyan uçurumunun kenarýndan karþý tarafa atlama hamlesidir.

Avrupa, yeni çehresiyle dinamik, gizemli, heyecan verici ve de insanlýk için güzel bir ‘gelecek-modeli’nin þimdiki adýdýr.

Avrupa, ekonomik birliðin ötesinde, geliþmiþ kültürel, düþünsel deðerler bütünüdür.

Avrupa, Anadolu aydýnlanmasýnýn öncüleri olan, Hace Bektaþi Veli, Yunus Emre, Mevlâna ve Þeyh Bedreddin’in saçtýklarý ýþýðýn rönesans adýyla Roma aynasý üzerinden yansýmasýdýr.

Avrupa bir düþünce, anlayýþ, dünya’ya þevkatli bakýþtýr.

Bu yüzden, Jean-Marie Le Pen, Heinz Christian Strache, Frank Vanhecke ve Volen Siderov anlayýþýna sahip olup, Avrupa’da doðup yaþamýþ ýrkçý ve þovenistlerin Avrupa’lý olamayacaklarý gibi, ayný zihniyeti taþýyan Türkiye’lilerin de Avrupalý olma þanslarý yoktur.

Íþte buyüzden, bugünkü Jean Marie Le Pen « insana bakýþýyla » bir Avrupalý olamazken, Anadolu’da yedi asýr önce yaþamýþ Hace Bektaþi Veli « insana bakýþýyla » örnek bir Avrupa’lýdýr.

Avrupa, yirmi yedi ülkede yaþayan dört yüz elli milyon insanýn, insan haklarý, hümanizma, çevre ve doða konularýnda göstereceði duyarlý ve ortak reflekstir.
4-7 Haziran 2009 tarihleri arasýnda yapýlacak Avrupa Parlemento seçimlerinde 736 Parlementer için oy kullanacaðýz.

Dört-yüz-elli’de bir olan, bir milyon nüfuslu biz Avrupalý Aleviler olarak, temsil hakkýmýz en az iki parlementer ile olmalýdýr.

Bu bizim doðal hakkýmýzdýr.

Aleviler kendi yurdu Anadolu'da yasaklý iken, Avrupa ülkelerinde bu özgürlük var.

Alevilerin nüfus oranlarýna göre hayatýn heralanýnda temsil edilmeleri, taþýdýklarý hümanist ve evrensel deðerlerin de hayata dahil edilmesi demektir.

Ortak deðerlerimizi Avrupa parlementosuna taþýmak üzere Murat Bülbül ve Hýdýr Karademir adaylýklarýný açýkladýlar. Kendilerini bu medeni ve bireysel cesaretlerinden dolayý kutluyor, baþarýlar diliyorum.

Tüm seçmenleri, savunduðumuz deðerler çerçevesinde sandýk baþýna davet ediyor ve hayalimizdeki bir Avrupanýn inþasýna elbirliðiyle katký sunmamýzýn tam zamaný olduðunu hatýrlatmak istiyorum.

Sosyal, eþitlikçi ve çevreci bir Avrupa için, Alevi seçmenler haydin hep beraber sandýk baþýna !

Baþlasýn yeni bir süreç.

Aþk ile.

Strasbourg, 30.05.2009