Türkiye Misak-ý Milli sýnýrlarýný kendi yanlýþ politikalarý ile deðiþtiriyor mu, yoksa Ýslam dünyasýnýn bir parçasý olarak, Ýslam’ýn azýlý düþmaný olan Siyonist Ýsrail’in geliþtirdiði Arz-ý mev’ud Stratejisinin tuzaðýna mý düþüyor?

Ya da þöyle düþünelim. Türkiye, Siyonist Ýsrail tarafýndan düþman gördüðü Suriye’nin, ikinci bir cepheden kuþatýlmasýna bilerek/bilmeyerek yardýmcý mý oluyor?

Ýyisi mi bu konulara kafa yormadan kendi sorunlarýmýza ve kendi ülkemizle olan boyutuna deðinelim. Belli ki, her hal-u karda bu konunun ucu bize dokunacak.

Türkiye tarihinin en önemli projelerinden olan Güneydoðu Anadolu Projesini(GAP) bütün olumsuz þartlara ve imkansýzlýklara raðmen bitirip devreye geçirelim. Böylece bölgenin temel sorunlarýndan olan ilerleme ve kalkýnma önündeki engelleri kaldýrmýþ olalým. Bu kadar iyimser düþünmek ne de güzel deðil mi? Acaba GAP gerçekten bu amaçla mý yapýldý? GAP’ýn inþa sürecinde Siyonist Ýsrail Cumhurbaþkaný’nýn sözleri hala kulaklarýmýzda çýnlýyor olmalý!

Demirel’le GAP’ý gezen Siyonist Ýsrail’in kurucularýndan olan Ýzhak Rabin, ‘’Burada Ýsrail’e yetecek 20 yýllýk su var’’ derken, Süleyman Demirel’den ses, seda çýkmamasý, Ýzhak Rabini mi onaylýyordu?

Ayný bölgenin sakinleri ekonomik imkansýzlýklardan ötürü, deðil Türkiye’nin, dünyanýn çeþitli ülkelerine de zorunlu göçe tabi tutularak adeta dünyanýn parya sýnýfý olarak sunulurken, bulunduklarý ülkelerde 5. sýnýf muamelesi göredurmanýn haklý gurunu Köln’de yaptýðý tarihi açýklamalarý ile övüne duran AKP Liderine ne diyebiliriz ki?

AKP Hükümeti kaynak sorunu gibi gülünç ve bir o kadar da komik nedenlerden dolayý, vatanýn bir karýþý için dahi gerekirse bir halkýn feda edileceði martavallarý piyasada albeni dolaþýrken, ‘’kiralýk ülke’’ statüsüne indirgenen bir ülke imajý taþýyan yurdum ve insanýna, nasýl da alaylý alaylý bakýp sýrýttýðýný görür gibi deðil miyiz?

Terör ve güvenlik gerekçeleri ile bölge sakinlerinden suçsuz olanlarý, Türkiye’nin ve dünyanýn enva-i yerlerine ‘’Paket-Posta’’ metodu ile bir gecede boþaltýlan binlerce köyden geriye kalanlar; Kör, topal, emekli, göbekli, imkansýzlýklardan ötürü suyu çýkmýþ, posasý kalmýþ bir toplumun içine, Ýsrail gibi bir milletin azýlý Siyonistlerini bölgenin efendisi konumunda sunmanýn insani, imkani ve vicdani gerekçesini maddi kaynak ve teknolojik imkansýzlýk ile basite indirgemek, bir milletin aklý ve deðerleri ile alay etmek deðil de nedir?

80’li yýllarda suçsuz Filistinli gençlerin kollarýný, dünyanýn gözü içine baka baka, adeta müslümanlarla alay ederek kýran Siyonist zihniyetin çocuklarýna, Güneydoðu’yu peþkeþ çekmekle özdeþleþen bu davranýþ, bize ufukta 2. Filistin halký olarak Kürtlerin seçildiðini, Siyonizm’in Hizbullah ve Hamas Karþýsýndaki yenilgisinden ötürü, 2. Vatan olarak da, Kürtlerin yoðun yaþadýðý Kürdistan bölgesini seçmeleri tarihi yasalarýnýn dýþýnda seyreden kör tesadüf mü?

Kendi vatandaþýna en sýradan haklarý dahi görmezlikten gelen bir zihniyeti iyi niyetle baðdaþtýrmak ve bu milletin kendisine reva gördüðü sistem olarak deðerlendirmek Türkan Saylan zihniyetinin aynýlýðýnýn yansýmasý deðil de nedir?

Gerçekçi çözüm bulmanýn yolu ve yöntemi bir milletin maddi, manevi ve insan gücü kaynaklarýna dayanarak elde edilmesi gereken konularda AKP Saltanat ve Krallýkla yönetilen ülkelerden daha geri kalýr duruma düþmenin ezikliðini taþýmak istemiyorsa, bu topraklarýn bölge sakinlerine satýþ, kira veya farklý bir yöntemle, onlarýn yýllardýr süregelen sorunlarýna çözüm için bir alternatif olarak görmeli, deðerlendirmeli ve uygulamalýdýr. Bölgenin asil halkýný ‘’parya’’ statüsüne indirgeyerek, müslüman kardeþinin katili olan Siyonistlere hizmetçi ve uþak statüsüne indirgeyip sunarak deðil!

Söz konusu Ýhalenin Siyonistlere verilmesi, baþta Türkiye’nin, sonra Ortadoðu’nun yeniden ‘’Kangölü’’ne dönmesinin vebali AKP ve sisteme çýkartýlacaktýr. Vebalin bu kadarý ile yetinilse dahi omuzlardaki yük olarak yeterlidir...

Bölgenin bir daha rahat ve huzuru göremeyecek kadar uzun yýllarýn savaþlarýna gebe kaldýðýný görür gibiyiz. Esasýnda Ýsrail’in istediði de budur!

Þimdi daha rahat anlaþýlýyor ki, ‘’Davos Fatihi’’nce yapýlan çýkýþý yutkunarak dinleyen Þimon Perez’in, hedefinin büyüklüðü ve gerçek ‘’vatanperverlik’’in nelere karþý fedakarlýk istediðini, Yine Erdoðan’ýn neden Davos aslaný olarak kükrediðini!
Bu ihalenin Siyonistlere devþirilmesi, Ýsrail’in bin yýllarca hayali ile yaþadýðý özlemini taþýdýðý Arz-ý mev’ud’a AKP tarafýndan yapýlacak en büyük hizmet olacaktýr.

Zira NÝL’den,FIRAT’a kadar Hal-i hazýrda ki, Siyonizm’in emellerine öncü olmak olarak tarihe geçecektir. Mýsýr’ýn, Siyonizm karþýsýndaki edilgenliði ile gelecekteki Türkiye’nin elde edeceði pozisyon, bu anlaþma hayata geçirilince Mýsýr’ý aratacak duruma indirgeyecektir.

Ýslamcý bütün cenahýn kendileri dýþýnda kalanlar ile bu konuda takýnacaðý tavýr ‘’Hýlfu’l-Fudul’’ olayýndaki tavrýn aynýsý olmalý deðil mi? Hani söz konusu vatan olunca, gerisi teferruattý?

Kaldý ki, kendi öz vatanýnýn topraklarýný dahi iþletemeyen bir milletin baðýmsýzlýktan dem vurmasý, nasýl ve ne ile açýklanabilir ki?
Basit bir çözüm ifadesi ile bölge halkýnýn inisiyatifine sunulmasý gereken topraklarýn, tarým ve zirai’den elde edilecek ürünlerin, Ortadoðu gibi bir pazara sunulmasý ile Türkiye’nin ve bölgenin Ekonomik kalkýnma payýný görememenin izahý siyasi, ekonomik ve ticari ‘’Ebleh’’likten baþka hiçbir þeyle ifade edilemeyecek kadar net deðil mi? Türkiye halký, büyük bir sýnavýn arefesinde. Bayram mý olacak, Seyran mý?

Umudumuz; Milletce bayramlarý yaþamak/yaþatmak olsun