..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Yaþam hoþtur, ölüm rahat ve huzurludur. Zor olan geçiþtir. -Asimov
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Modern Þiir > Hulusi Geçgel




24 Nisan 2009
Modern Türk Þiirinde Ece Ayhan  
Hulusi Geçgel
Ece Ayhan, Ýkinci Yeni þiirinin özgün þairlerinden biridir. Yayýmladýklarý þiirlerle, bir yandan yeni bir þiir hareketinin oluþmasýna katkýda bulunurken, bir yandan da özgün kalabilmeyi baþarmýþtýr.


:DBFG:
Özet
Ece Ayhan, 1931’de Datça’da doðdu. Babasý Behçet Çaðlar Gelibolulu; anesi Ayþe Çaðlar Eceabatlý’dýr. Behzat Çaðlar’ýn istifasýndan sonra, aile Çanakkale’ye yerleþti.
Ece Ayhan çocukluðunu Çanakkale’de geçirdi. Babasýnýn iþi nedeniyle Ýstanbul’a yerleþtiler ve ilk ve ortaöðretimini burada tamamladý. Yükseköðrenimini Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesinde yaptý.      Ömrünün son yýllarýný Çanakkale’de geçirdi. 22 Temmuz 2002 tarihinde Ýzmir Gürçeþme Huzurevi’nde öldü.
Yeni þiirin bir harekete dönüþmesinde en büyük paya sahip þairlerden biri de, Ece Ayhan’dýr. 1954’te yayýmladýðý ilk þiiriyle birlikte hareketin içinde yer almýþtýr. Yayýmladýðý þiirleriyle ve günlük, deneme, söyleþi yazýlarýyla, yeni bir þiir anlayýþýnýn doðmasýnda ve bir harekete dönüþmesinde rol oynamýþtýr. Ece Ayhan, Ýkinci Yeni þiirinin özgün þairlerinden biridir. Yayýmladýklarý þiirlerle, bir yandan yeni bir þiir hareketinin oluþmasýna katkýda bulunurken, bir yandan da özgün kalabilmeyi baþarmýþtýr. Onun þiirleri, altýna imzasýný atmasa bile, hemen fark edilebilmektedir.
Anahtar Sözcükler: Ece Ayhan, Ýkinci Yeni
Abstract
Ece Ayhan was born in Datça, in 1931. His father Behzat Çaðlar was from Gallipolli, and his mother Ayþe Çaðlar was from Eceabat. Family settled in Çanakkale after Mr. Çaðlar’s resignation.
     Ece Ayhan spent a part of his childhoad in Çanakkale and he completed his primary and secondary school education in Ýstanbul due to his parent’s appointment. Mr. Ayhan completed his BA Degree in Faculty of Politics in Ankara University (1953-1959). He spent his last years in Çanakkale and passed away in July, 2002 in Ýzmir in nursing house. He was buried in Yalova Village which is located in Çanakkale’s county, Eceabat.
     One of the most distinguished forerunner poets of the New Poem has been Ece Ayhan, who raised its movement. He played important roles in making a new poem understanding come out and turn into a movement through his poems, daily, discourses and asseys he published. He has taken part in the movement through his first poem that he published in 1954. His poems have always been as selective and distinguished even if his signature has not been seen on them.
     Keywords: Ece Ayhan, Ýkinci Yeni




GÝRÝÞ
Ece Ayhan, Ýkinci Yeni þiirinin önde gelen temsilcilerindendir. Gerek þiirleriyle gerekse deneme, aný, günlük türündeki yazýlarýyla bu þiir hareketinin ilkelerinin belirlenmesinde ve giderek bir akýma dönüþmesinde öncü bir rol oynamýþtýr.
Ýkinci Yeni þiirinin ilk çekirdek örnekleri, 1954’ten itibaren Yeditepe, Þiir Sanatý, A, Yenilik, Ýstanbul dergilerinde görünmeye baþlamýþtýr. Yeni bir þiirin habercisi olan bu þiirler, 1956’dan itibaren Muzaffer Erdost’un giriþimleriyle, Pazar Postasý gazetesinde toparlanmýþ ve giderek ilkeleri belirginleþen bir harekete dönüþmüþtür. Yeni þiirin ilk örneklerini, daha önceki þiir anlayýþlarýna uygun kitaplar da yayýmlamýþ olan Ýlhan Berk, Edip Cansever, Turgut Uyar gibi þairler yanýnda, adlarý ilk kez duyulan Cemal Süreya, Sezai Karakoç, Ece Ayhan gibi yeni isimler vermiþlerdir. Oktay Rifat da, 1956’da yayýmladýðý Perçemli Sokak adlý þiir kitabýyla hareketin hemen baþlarýnda yeni þiire katýlmýþtýr.
Ýkinci Yeniciler, þiire getirdiði yeni bir sözdizimi ve kapalý söyleyiþ özelliðiyle, günümüz þiirine de bir temel oluþturmuþlardýr. Garipçilerin bildiriþimi amaçlayan basit dil kullanýmýna ve Toplumcu Gerçekçilerin politik mesajlý içeriðine tepki göstererek, þiirin bir de “sunuþ” tarafýnýn olduðuna dikkati çekmek istemiþlerdir. Ancak, bunu yaparken, tepki hareketlerinin birçoðunda olduðu gibi, aþýrýlýklara kaçmaktan kurtulamamýþ ve biçimcilikle suçlanmýþlardýr.
Ece Ayhan’ýn Yaþam Öyküsü
Ece Ayhan, 10 Eylül 1931’de babasýnýn mal müdürlüðü göreviyle bulunduðu Datça’da, ailenin ikinci çocuðu olarak dünyaya gelir. Babasý Behzat Çaðlar, Geliboluludur. Annesi Ayþe Haným’ýn baba tarafý Gelibolu’nun Kavak köyünden göçerek Eceabat’ýn Yalova köyüne yerleþmiþtir. Behzat Bey’in babasý aðýr ceza mahkemesi baþkâtipliði, dedesi de Gelibolu müftülüðü görevlerinde bulunmuþlardýr. Ayþe Haným’ýn babasý Hafýz Ýbrahim Deniz, yarý çiftçilik, yarý tüccarlýkla uðraþmýþ, Eceabat’a baðlý Sivli Köyü halkýnýn imam istemesi üzerine, atandýðý bu köyde imamlýk yapmýþtýr.
1932’de Küre’ye mal müdürü olarak atanan Behzat Bey, 1933’e kadar sürdürdüðü bu görevinden istifa edip Çanakkale’ye yerleþmiþ ve bir avukatýn yanýnda arzuhalcilik yaparak ailesini geçindirmeye çalýþmýþtýr.
Ece Ayhan, ilkokula 1938’de Eceabat’ta baþlar, ikinci sýnýfý Çanakkale’nin Ýstiklâl Ýlkokulu’nda okur. Ailesinin 1940 Kasým’ýnda Çanakkale’den ayrýlarak Ýstanbul’a yerleþmesi üzerine, üçüncü sýnýfa Karagümrük / Atikkale’de bulunan “19. Ýlkokul”da [daha sonraki adý Hýrka-i Þerif Ýlkokulu] devam eder ve ilk öðrenimini bu okulda tamamlar.
Orta okulu, Vefa Lisesi’nin karþýsýnda bulunan Zeyrek Ortaokulu’nda; lise öðrenimini de Taksim Lisesi’nde [daha sonraki adlarýyla Beyoðlu Lisesi, Ýstanbul Atatürk Erkek Lisesi] tamamlar. Yüksek öðrenimine 1953’te Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde baþlar ve 1959’da mezun olur. Ayný yýl, Ýstanbul maiyet memurluðunda baþladýðý stajýný ve kaymakamlýk kursunu tamamlar. 1962’de Deniz Hafize Haným’la evlenir ve kaymakam olarak atandýðý Gürün’de (Sivas) göreve baþlar. 1963’te Alaca’da (Çorum) kaymakamlýk ve belediye baþkanlýðý görevlerine atanýr; ayný yýl tek çocuðu olan Ege dünyaya gelir. 1964’te Tuzla Piyade Okulu’nda yedek subay öðrenci olarak baþladýðý askerlik hizmetini tamamlar ve 1965’te Çardak (Denizli) kaymakamlýðýna atanýr.
Disiplinli bir yaþam tarzý ve memurluk hayatý, edebiyat çevrelerinde bugün de “hýrçýn þair”, “huysuz þair” olarak anýlan Ece Ayhan’ýn yaradýlýþ özelliðiyle baðdaþmayacak olgulardýr. Ece Ayhan, 1966’da devlet memurluðu görevinden ayrýlarak “soluk alýp verdiðini gerçekten duyduðum tek kent” dediði Ýstanbul’a yerleþir.
Kýsa aralýklarla birçok iþe giren sanatçýnýn Ýstanbul’da yaptýðý baþlýca iþler arasýnda; Meydan Larousse ansiklopedisinde yazarlýk, Sinematek’te ve Yeni Sinema Dergisi’nde müdürlük, Genç Sinema Grubu’nda yöneticilik, Aðaoðlu Yayýnevi’nde çok kýsa bir süre redaktörlük sayýlabilir.
Kansere yakalanan eþi Deniz Hafize Haným’ý 1968’de kaybeder. Ekonomik durumunun çok kötü olmasý ve yaþýnýn küçüklüðü gibi nedenlerle oðlunun bakýmýný eþinin ebeveynine býrakýr.
Ece Ayhan, 1974’ten ölümüne kadar, beynindeki tümörün yol açtýðý birtakým hastalýklarýn sýkýntýlarýyla yaþamýþtýr. Sað kulaðýnýn ileri derecede iþitme engeline ve sað gözünde de hasara sebebiyet veren tümör, dünyaca ünlü beyin cerrahý Prof. Dr. Gazi Yaþargil’in ameliyatlarýyla ölümcül olmaktan çýkarýlmýþtýr. Ancak, tümörün diðer organlarda meydana getirdiði hasarlar, sanatçýya yaþamý boyunca sýkýntý vermiþtir.
Büyük bir ekonomik sýkýntý içinde yaþayan sanatçý, Çanakkale Belediye Baþkanlýðýnýn yardýmlarýný görür. Belediyenin geçici iþçi kadrosuna alýnarak sosyal güvenliðe kavuþmasý saðlanýr ve böylece SSK hastanesinden ücretsiz olarak yararlanýr. Ancak, saðlýðýnýn günden güne bozulmasý ve bacaklarýnýn felç olmasý üzerine, yakýn dostu þair Metin Üstündað’ýn yardýmýyla Aðustos 1999’da Çapa Týp Fakültesi’ne yatýrýlýr. Buradaki tedavi giderleri SSK tarafýndan karþýlanýr. Sigorta kapsamý dýþýnda kalan kurumlarda gördüðü tedavilerin giderleri ise, arkadaþlarýnýn ve eserlerinin yayýn hakkýný alan Yapý Kredi Yayýncýlýk’ýn yardýmlarýyla karþýlanýr.
Ýstanbul’da önce Maltepe Huzurevi’ne, daha sonra da þair arkadaþý (dönemin baþbakaný) Bülent Ecevit’in isteðiyle bakým þartlarý ve fizikî kapasitesi daha iyi olan Özel Acýbadem Huzurevi’ne yerleþtirilir. Bu süre içinde, Cerrahpaþa Týp Fakültesi, Haseki Hastanesi, Haydarpaþa Hastanesi, Þiþli Osman Aða Kliniði (2 defa), Central Hospital ve en son da Marmara Üniversitesi Týp Fakültesi’nde yatýlý tedavi görür.
Bütün bu tedavilerin sonucunda felçten kurtulup ayaða kalkabilen sanatçý, Nisan 2001’de tekrar Çanakkale’ye yerleþir ve geçimini telif hakkýný Yapý Kredi Yayýnlarý’na verdiði eserlerinin geliriyle saðlar. Düzenli ve yerleþik bir yaþam tarzýný bir türlü sevemeyen Ece Ayhan, âdeta tüm sevenlerini ve dostlarýný terk ederek tedavi görmekte olduðu Çanakkale’den Temmuz 2002’de ayrýlýr ve Ýzmir Büyükþehir Belediyesi Gürçeþme Huzurevi'ne yerleþir ve 13 Temmuz 2002’de burada vefat eder. 16 Temmuz 2002’de, Çanakkale’nin Eceabat ilçesi Yalova köyünde topraða verilir.
Eserleri
A- Þiir Kitaplarý
1. Kýnar Hanýmýn Denizleri, Ankara: Açýk Oturum Yayýnlarý, 1959.
2. Bakýþsýz Bir Kedi Kara, Ýstanbul: De Yayýnevi, 1965.
3. Ortodoksluklar, Ýstanbul: De Yayýnevi, 1968.
4. Devlet ve Tabiat ya da Orta Ýkiden Ayrýlan Çocuklar Ýçin Þiirler, Ýstanbul: E Yayýnlarý, 1973.
5. Yort Savul, Ýstanbul: Aðaoðlu Yayýnlarý, 1977 (Ýlk dört kitabýný içeren þiir kitabý).
6. Zambaklý Padiþah, Ankara: Tan Yayýnlarý, 1981.
7. Çok Eski Adýyladýr, Ýstanbul: Adam Yayýnlarý, 1982.
8. Çanakkaleli Melâhat’a Ýki El Mektup ya da Özel Bir Fuhuþ Tarihi, Ýstanbul: Korsan Yayýnlarý, 1991.
9. Son Þiirler, Ýstanbul: Yapý Kredi Yayýnlarý, 1993.
10. Bütün Yort Savul’lar!, Ýstanbul: Yapý Kredi Yayýnlarý, 1994.
11. Bütün Yort Savul’lar!, Ýstanbul: Yapý Kredi Yayýnlarý, 1999, Gen. 2. Baský.

B- Aný, Günlük, Deneme, Söyleþi Kitaplarý
1. Defterler, Ankara: Tan Yayýnlarý, 1981.
Günlüklerinin bir bölümünü 1981’de ilk kez bu eseriyle yayýmlamýþtýr.
2. Yeni Defterler, Ankara: Tan Yayýnlarý, 1984.
     Daha önce yayýmladýðý Defterler’e yeni eklemeler yaparak geniþlettiði günlüðüdür.
3. Yalnýz Kardeþçe, Ýstanbul: Evrim Sanat Galerisi, 1985.
     Kültür, sanat ve edebiyat konulardaki yazýlarýný ve söyleþilerini topladýðý kitabýdýr.
4. Kolsuz Bir Hattat, Ýstanbul: Beyaz Yayýnlarý, 1987.
Sosyal ve kültürel konulardaki yazýlarýný ve söyleþilerini topladýðý eseridir.
5. Þiirin Bir Altýn Çaðý, Ýstanbul: Yapý Kredi Yayýnlarý, 1993.
     Ayhan’ýn, daha önce Yalnýz Kardeþçe ve Kolsuz Bir Hattat isimli kitaplarýnda daha küçük hacimde topladýðý gerek kültürel ve siyasal, gerekse yazýnsal konularda varolaný sorgulayan yazýlarý ve söyleþileri, bu sefer daha geniþ bir hacimde toplanmýþtýr.
6. Baþýbozuk Günceler, Ýstanbul: Yapý Kredi Yayýnlarý, 1993.
     Günlüklerinin bir bölümünü daha önce Defterler ve Yeni Defterler adýyla yayýmlayan sanatçý, bunlarý gözden geçirerek “yeni günlükleri”yle birleþtirmiþtir. Günlük, Ece Ayhan’ýn 1974 Ekim’inde Zürih’te hastaneye yatýrýlmasýyla baþlamakta ve 1990 Aðustos’una kadar gelmektedir.
7. Sivil Þiirler, Ýstanbul: Cem Yayýnlarý, 1993.
Söyleþi ve deneme türündeki yazýlarýyla þiirlerinden oluþan kitabýdýr.
8. Aynalý Denemeler, Ýstanbul: Yapý Kredi Yayýnlarý, 1995.
Ece Ayhan’ýn tarih de dahil olmak üzere toplum ve devlet hayatýnda ters durduðunu düþündüðü konularý, bir ayna tutarak “düzünden okuma”ya çalýþtýðý denemeleridir.
9. Dipyazýlar, Ýstanbul: Yapý Kredi Yayýnlarý, 1996.
     Turgut Uyar, Rabia Bayraktar, Nigâr Bint-i Osman, Türk þiiri, Ýkinci Yeni, sinema vb. konularda kaleme aldýðý denemeleri ve söyleþileri içermektedir.
10. Morötesi Requiem, Ýstanbul: Yapý Kredi Yayýnlarý, 1997.
Kendi deyimiyle, bir “kýrýk dökük anlatý taslaðý”dýr. “Aðzý bozuk bir minyatür” olarak nitelendirdiði bu eser, güncelerini ve denemelerini çaðrýþtýrmakta, poetikasý hakkýnda ipuçlarý vermektedir.
11. Sivil Denemeler Kara, Ýstanbul: Yapý Kredi Yayýnlarý, 1998.
     “Ýkinci Yeni” yerine, “sivil þiir” ya da “kara þiir” adlarýnýn daha uygun olacaðýný her fýrsatta dile getiren Ece Ayhan’ýn yaþamýn her alanýna özgürce deðindiði denemelerdir.
12. Hay Hak! Söyleþiler, Ýstanbul: Yapý Kredi Yayýnlarý, 2002.
     Ece Ayhan’ýn, “sanat dünyamýzýn marja yakýn duran” sanatçýlarýyla (ressam, müzisyen, karikatürist, sinemacý) yaptýðý söyleþilerin toplandýðý kitaptýr.
Þiirinin Ýçerik Özellikleri
Ece Ayhan, okurun önüne net fotoðraflar koymaktan hoþlanmayan bir sanatçýdýr. Okurun bu gizli metnin varlýðýný sezmesini ve bulanýk görüntülere ulaþmasýný yeterli görmektedir. Chateaubriand’ýn “Þiir seçme ve gizleme sanatýdýr” sözünün en güçlü karþýlýklarýndan birini Ece Ayhan’ýn þiirinde bulduðunu söylemek mümkündür.
Ece Ayhan’ýn þiirini tema bakýmýndan tasnif etmek oldukça güçtür. Çoðu bir metnin parçalarý olarak yazýlan bu þiirler, ancak kitaplarýn bütünlüðü içinde bir anlam kazanmaktadýrlar. O, kent insanýnýn giriþik iç dünyasýný böyle bir þiir kurgusu içinde vermeye çalýþmýþtýr. Þiirlerinde tek baþýna anlamlandýrýlamayan motifler, kitap bütünlüðü içinde bir araya getirildiðinde, gizlenmiþ bir metnin varlýðý ortaya çýkmaktadýr.
Onun þiiri, kitaplarýndan yola çýkýlarak çözümlendiðinde; tarih, toplumsal deðiþme, çocuk-eðitim, karamsarlýk-mutsuzluk, yalnýzlýk-korku, hayat kadýnlarý-cinsellik ve ironi temalarý üzerinde yoðunlaþmaktadýr.
Ece Ayhan’ýn þiirine hâkim olan duygu, karamsarlýk ve mutsuzluktur. O, çocukluðundan bugüne çok büyük ekonomik sýkýntýlar içinde yaþamýþtýr. Oturduðu evlerin çoðu, elektriksiz ve susuzdur. Eþini 1968’de kaybeden sanatçý, yalnýz bir hayat sürmüþ ve son on yýlýný huzurevlerinde yaþamýþtýr. Bunlara bir de, 1974’ten beri yaþadýðý ciddi saðlýk problemleri eklendiði zaman þiirindeki mutsuzluk duygusunun kaynaðý daha iyi anlaþýlacaktýr. Metinler çözümlendiðinde, karamsarlýk duygusunun dýþtan kaynaklandýðý görülmektedir. O, sürekli olarak içinde yaþadýðý toplumun bir “insan topluluðu” olup olmadýðý hususundaki þüphelerini dile getirmiþtir. Onun mutsuzluðu ve karamsarlýðý, kendi deyiþiyle“uçsuz bucaksýz kötülük dayanýþmasý”nýn olduðuna inandýðý bir ortamdan kaynaklanmaktadýr.
Ece Ayhan’ýn þiirlerinin önemli bir kýsmý, birbirinden baðýmsýz eserler olarak deðil de, bir kitaptaki metni meydana getiren parçalardan biri olarak yazýlmýþlardýr. Ortodoksluklar, Zambaklý Padiþah ve Çok Eski Adýyladýr kitaplarýnda toplanan þiirler baþlýk yerine numaralar taþýmakta ve belirli bir konu etrafýnda bir araya gelerek bir metin bütünlüðü oluþturmaktadýr. Her biri baþlýk taþýmakla birlikte birbirinden sýra numarasýyla ayrýlan Çanakkaleli Melâhat’a Ýki El Mektup kitabýnda yer alan þiirleri de bu kategori içinde deðerlendirmek mümkündür. Kendisiyle yapýlan bir görüþmede, “uzun bir zamandan beri niçin yeni þiir yayýmlamadýðý”nýn sorulmasý üzerine Ayhan, “Þiirlerimi bütünlemek için. Bir alýþkanlýk oldu bende. Hepsini bütünleyene kadar parçasýný yayýmlamýyorum” (1993: 140) cevabýný vermiþtir. Bu özelliklerinden dolayý onun þiirlerindeki temalarý, þiir kitaplarýna göre belirlemek daha doðru bir yaklaþým olacaktýr.
Kýnar Hanýmýn Denizleri: Ayhan’ýn 1959’da yayýmlanan bu ilk kitabýnda yer alan þiirler; tarihe, coðrafyaya, ekonomiye göndermeler yapmakta ve Meþrutiyet sonrasý devlet hayatýnýn yakýn tarihimizde yaþanan olaylarý, anýlarý sunulmaktadýr. Kantolar ve kantocularla birlikte çöküntülerin bozulmuþluklarla, kokuþmuþluklarla birlikte varolan bir insan gerçeði Neyyire Haným, Dikran Çuhaciyan, Deniz Kýzý Eftalya, Kantocu Peruz, Kýnar Haným ile simgeleþtirilmektedir.
Bakýþsýz Bir Kedi Kara: Ece Ayhan’ýn “sýký þiirlerim” dediði düzyazý þiir serisidir. Bu þiirlerde günümüz insanýnýn sorunlarý, korkularý masalsý bir dünya atmosferinde dile getirilmektedir.
Ortodoksluklar: Bu eserde, ad olarak Romen rakamlarýnýn verildiði XXVII adet þiir bulunmaktadýr. Tarih göndermesinin öne çýktýðý bu þiirlerde, “eski Ýbrani metinlerinden ve Bizans tarihinden derlenmiþ” malzemeyle, bir anlamda “insanlýðýn acý çekme tarihi” yazýlmaya çalýþýlmaktadýr. Eserin en önemli göndermesi Bizans’a ve özellikle Bizans’ýn baþkentinedir. Þiddet imgelerinin öne çýktýðý bu kitapta yer alan þiirler, göndermelerin hangi tarihsel anlatýlara olduðunu çözmeyi zorlaþtýran, neredeyse imkânsýzlaþtýran bir kurguya sahiptir. Bozulmuþ bir gramerin taþýdýðý belirsiz göndermeler kimi özel adlarý ve eylemleri öne çýkarmaktadýr.
Devlet ve Tabiat ya da Orta Ýkiden Ayrýlan Çocuklar Ýçin Þiirler: Onun okurla iletiþim kurabildiði ve Yort Savul, Mor Külhani, Meçhul Öðrenci Anýtý gibi tanýnmýþ þiirlerinin bulunduðu kitabýdýr. Devlet-birey iliþkilerinin, toplum sorunlarýnýn irdelendiði, politik þiir anlayýþýnýn öne çýktýðý bu þiirler, daha çok bugünün Türkiye’sine göndermeler yapan temalarýnýn okura yabancý gelmemesi nedeniyle, diline raðmen, sanatçýyý daha geniþ bir okur kitlesiyle buluþturmuþtur. 1973 Türkiye’sinin toplumsal ve politik çalkantýlarýný yansýtmaktadýr. Ancak, bu þiirler Nâzým Hikmet çizgisinde sürdürülen politik þiir anlayýþýnýn tamamen dýþýnda bir anlayýþýn ürünüdürler. Ýkinci Yeni’yle gelen dil ve üslûp özellikleri, politik söyleyiþe feda edilmemiþtir. Memet Fuat (1995: 243), Devlet ve Tabiat’taki þiirleri, toplum sorunlarýna deðinen þiirin baþyapýtý olarak deðerlendirmektedir.
Çok Eski Adýyladýr: Ece Ayhan’ýn, “Kýrka yakýn insan yýlýný bulan yazý yaþamýmda varabileceðim en yetkin ve en sýký bir kitabýmdýr ve tabii en karamsar da!” (1993: 137) dediði kitabýdýr. Eserde, “tarihi düzünden okumaya ayaklanmýþ çocuklar”ýn sözcüsü olarak sondan baþa doðru sýralanmýþ 42 düzyazý þiir bulunmaktadýr. “Meclislik” sözcüðünü, “bir minyatürde figürlerin istifi” anlamýnda kullanan sanatçý, eserinin alt baþlýðýný “Meclislikler, Minyatürler” koymuþtur. Eserde yer alan þiirler, “bir minyatürde figürlerin istifi” misali, zincirleme tema birliði meydana getirmektedirler. Genellikle Osmanlý dönemine göndermelerin yapýldýðý bu þiirlere, “tarihin düzünden okunma”ya çalýþýldýðý politik nitelikli tarih okumalarý da denilebilir. Þair, tarihteki iktidar oyunlarýný ve bu oyunlarýn acý devlet ve toplum hayatýna yansýyan olumsuz etkilerini öne çýkarmaktadýr.
Orhan Alkaya, Kemal Yalgýn’la beraber Ece Ayhan’ýn Çok Eski Adýyladýr þiir kitabý için hazýrladýðý “Çok Eski Adýyladýr Sözlüðü”nün sunusunda eserin içeriðiyle ilgili olarak þu deðerlendirmede bulunmaktadýr:
Çok Eski Adýyladýr bir mitologyadýr; Ýstanbul mitologyasý... Ýstanbul; Yahya Kemal’den Tevfik Fikret’e, Mimar Sinan’a, paþalara, beylere uzanan bir yelpazede “daha bir tarihleþmiþ”tir Çok Eski Adýyladýr kitabýnda (Ece Ayhan, 1995: 81).
Zambaklý Padiþah: Bu kitapta toplanan þiirler, Ece Ayhan’ýn tersinden yazýldýðýný iddia ettiði tarihi, düzünden yorumlama çabasý olarak görülebilir.
     Çanakkaleli Melâhat’a Ýki El Mektup: “Dýþta býrakýlanlarýn, hal ve gidiþi sýfýr olanlarýn, yasaklananlarýn” þiirini yazdýðýný söyleyen Ece Ayhan, Cumhuriyet’e bir de bir hayat kadýný olan “Çanakkaleli Melâhat”in gözüyle bakýlmasý gerektiðini savunmaktadýr. Ona göre “Melâhat”, devletin karþýsýnda olmadýðý gibi içinde de olmayan “sivil” bir kahramandýr.
Son Þiirler: Ece Ayhan, 1993’te yayýmlanan Son Þiirler kitabýnýn aslýnda “Son Sivil Þiirler” olmasý gerektiðini, “son” sözcüðünü kendisinin unuttuðunu belirtmektedir. Yakýn tarihimizin sosyal ve –özellikle de- edebiyat hayatýna ironik bir bakýþý açýsý getiren þiirlerden oluþmaktadýr.
Þiirinin Üslûp Özellikleri
Modernizm, diðer bütün sanat dallarýnda olduðu gibi edebiyatta da, özellikle biçim bakýmýndan gelenekten kopmayý getirmiþtir. Sanatçýlar, dikkatlerini içerikten biçime, somuttan soyuta çevirmiþler ve sanatý bir düþünüþ tarzý olmaktan çýkararak bir sunuþ / yapýþ tarzý olarak algýlamaya baþlamýþlardýr.
     Ýkinci Yeniciler de, bilimsel geliþmelerin ve teknolojik ilerlemelerin etkisi altýnda kabuk deðiþtiren “gerçeklik”in yeni durumunu, “neo-realizm (yeni-gerçeklik)” olarak isimlendirmiþler ve bu gerçekliði þiirle iþlemeye çalýþmýþlardýr. Ancak, algýlanmasý kadar temalaþtýrýlmasý da çok zor olan bu yeni-gerçekliði yansýtabilmek için, yeni biçimlere ve anlatým tekniklerine ihtiyaç duymuþlardýr. Yabancýlaþan kentli insanýn gerçekliðini, kendilerinden önceki þiirin konu öyküleme ve þiir dili teknikleriyle anlatmanýn neredeyse imkânsýz olduðunu görmüþler ve Batý’nýn Gerçeküstücülük, Dadacýlýk, Varoluþçuluk gibi modern þiir akýmlarýnýn tekniklerinden yararlanmaya çalýþmýþlardýr.
     Rimbaud’nun þiirlerini hiç elinden düþürmeyen Ece Ayhan, ayrýca modern þiirin Apollineire, Lautréamont ve Cummings gibi avangard (öncü) temsilcilerini de yakýndan takip etmiþtir. Onlarýn gerçeði birebir yansýtma yerine; bölerek, grotesk düzleme taþýyarak anlatan estetik ilkelerinden yaralanarak kendi þiirinin içerik / biçim yapýsýný ve dilini oluþturmaya çalýþmýþtýr.
     Ece Ayhan, þiirinin hiçbir döneminde klasik nazým þekillerini kullanmamýþ, klasik ölçü ya da geleneksel kafiye örgüsüne yaslanmamýþtýr. Modern þiirin getirdiði biçimle içeriðin ayrýlmazlýk ilkesini benimseyerek Birinci Yeni’nin þiirimize koyduðu yasaklarýn yýkýlmasýnda ve biçim yeniliklerinin getirilmesinde önemli katkýlarda bulunmuþtur.
Þiirinde sinema sanatýnýn dilinden de yararlanan sanatçý, dili ve anlatýmý kurgularýn verdiðini, dolayýsýyla sesin fazladan bir þey olduðunu savunmuþ ve sesin yerine görüntüyü koymuþtur. Ýkinci Yeni’nin diðer þairlerinde de görülen ton dýþýlýk (atonallik), bakýþýmsýzlýk (asimetri) ve ses kakýþmasý (dissonans); Batý’da ortaya çýkan “atonal müzik” tekniðinden alýnarak þiire taþýnmýþtýr. Müziðe açýlýmlar getirmek üzere geliþtirilmiþ bir tekniðin þiire aynen aktarýlmasý, þiir sanatý açýsýndan son derece yanlýþ bir üslûp özelliðini doðurmuþtur. Zira ses yapýsýndaki ahenk, þiiri edebiyatýn diðer türlerinden ayýran en belirgin özelliklerinden biridir. Bu estetik yapýnýn ortadan kaldýrýlmasý, Ýkinci Yeni þairleri adýna pek de olumlu bir sonuç doðurmamýþtýr.
Ece Ayhan’ýn þiiri, Ýkinci Yeni’nin diðer þairlerinde de olduðu gibi, lirizmden ve musikiden yoksun bir söyleyiþe sahiptir. Kelimelerin fizyolojik sesleri býrakýlarak, zihinde canlandýracaðý görüntülere ve sese önem verilmektedir.
O, birer ahenk unsuru olan ölçü ve kafiyenin þiirde gereksiz olduðunu düþünmektedir. Bu görüþü, modern þiirin “kalýp” karþýsýndaki tutumuyla da örtüþmektedir. Modern þiir, klasik þiirin dýþ yapýsýný kuran “vezin, durak, nazým birimi, kafiye” gibi “mihanikî” ahenk enstrümanlarýndan kopmayý getirmiþtir.
Ece Ayhan, geleneksel þiirin “mýsracý” zihniyetinden uzaklaþarak mýsrayý bir “anlam birimi” olarak görmemiþ, þiirlerini doðrudan doðruya kelimelerle kurulan bir yapýya kavuþturmuþtur O, bütün kitaplarýnda biçim arayýþý içinde olmuþtur. Hiçbir kitabýnda ayný biçimi kullanmamýþ, þiirlerini dizeden düzyazý formuna kadar deðiþik þekillerde kurmuþtur. Dize kuruluþlu þiirin sýnýrlarýný zorladýðý anda, düzyazý þiire geçmekten kaçýnmamýþtýr.
Ýkinci Yenicilerin, Garip þiirinin en belirgin dil özelliði olan “basitlik, alelâdelik ve sadelik”ten ayrýlarak, konuþma dilinin dýþýnda, yeni bir ses ve dilbilgisi oluþturma gayretlerinin en uç örneklerini Ece Ayhan vermiþtir. Onun þiir dili, kurduðu sözdizimleri ve alýþýlmamýþ baðdaþtýrmalarla doðal dilin sýnýrlarýný zorlamýþ, kimi zaman kelime deformasyonlarýyla dýþýna da taþmýþtýr. Bu sýnýrda dil kullanýmý, doðal dile verebileceði zararlardan ötürü o gün için çok eleþtirilmiþtir. Ancak, bu akým etkisini kaybedip ortadan çekildikten sonra, þiir dilinin yalnýzca bir öyküleme aracý olmadýðý, kendi baþýna da estetik bir deðer taþýdýðý fikrinin yerleþmesini saðlamýþtýr.
Garipçilerin gündelik hayatý içinde anlattýðý sokaktaki insan, Ýkinci Yeni þiirine karmaþýk bir iç dünyasý duygularý olan kentli birey alarak girmiþtir. Bu yeni gerçekliðin anlatýlmasý biçim ve öz yeniliði gibi, dilin yenileþmesini de gerektirmiþtir. Çünkü Ýkinci Yeniciler, yayýmladýklarý çeþitli yazýlarla, yeni gerçekliðin yerleþik dilbilgisi kurallarýyla anlatýlamayacaðýný savunmuþlardýr.
Bu düþünceden hareketle, yeni bir þiir dilinin oluþturulmasýnda en çok emeði geçenler arasýnda Ece Ayhan da bulunmaktadýr. Adýna bir sözlük hazýrlanacak kadar özgün bir þiir dili oluþturmuþ; yeni bir sözdiziminin kurulmasýna ve þiirimizin kelime dünyasýnýn geniþletilmesine katkýda bulunmuþtur.
Onun þiir dilinde imgelerin özel bir yeri vardýr. Soyutlamaya ve akýl dýþý söyleyiþe gitmede dilin bu imkânýndan en geniþ þekilde yararlanmaya çalýþmýþtýr. Bu imgelerin en belirgin özelliði, “alýþýlmamýþ baðdaþtýrmalar”la aktarýlmasýdýr.
Sonuç
Ece Ayhan, baþýndan beri yaslandýðý ilkelerden taviz vermeyen tutumuyla, Ýkinci Yeni’nin en özgün þairidir. Bu hareket hýzýný kesip ortadan kalktýktan sonra da, þiirinin çizgi dýþý olan özgün yapýsýyla, belli bir okuyucu kitlesi ve bazý genç þairler üzerindeki etkisini sürdürmüþtür.
Þiirinin ilhamýný genel olarak “döküntüler, dýþta býrakýlanlar, düþürülenler, hal ve gidiþi sýfýr olanlar, yasaklananlar”dan alan Ece Ayhan, þiirlerinde hayat kadýnlarýna ve cinselliðe de çok sýk yer vermiþtir. Toplumun “düþmüþ” bir kesimi olarak gördüðü hayat kadýnlarýnýn çaresizliklerini ve onlara yapýlan kötü muameleleri sosyal bir yara olarak þiirine taþýmýþtýr.
Ýçinde yaþadýðý toplum düzenine, devlet-birey iliþkilerine, eðitim sistemine, tarihe vb. sürekli olarak eleþtirel bir tutumla yaklaþan sanatçý, bu içeriðin sunumunda ironiye de geniþçe yer vermiþtir. Son Þiirler kitabýnda, ironi bir anlatým yolu olmaktan çýkarak þiirlerin baþlýca temasý durumuna gelmiþtir. Bu þiirlerde, toplum hayatýmýzda öne çýkan birçok kiþi, birtakým özelliklerine göndermeler yapýlarak ironik bir þekilde ele alýnmýþlardýr.
Onun þiiri; biçim, içerik ve dil bakýmýndan birtakým aþýrýlýklar taþýsa da, 1960 sonrasý þiirimize geniþ biçim açýlýmlarý saðlamýþtýr. Bugünkü þairlerimizin önünde, þiirimizin diðer bütün sanatçýlarýyla birlikte, yararlanacaklarý bir deneyim olarak durmakta ve þiirimize bir zenginlik saðlamaktadýr. Þiir dilinin özgünlüðü üzerine eleþtirmenler tarafýndan “Ece Ayhanca” nitelemesinde birleþilen sanatçý, kullandýðý imgelerle ve sembollerle þiirimize yeni bir yapý ve zenginlik kazandýrmýþtýr.
KAYNAKÇA
Ece Ayhan,
1993 Þiirin Bir Altýn Çaðý. Ýstanbul: Yapý Kredi Yayýnlarý.
Ece Ayhan,
1995 Aynalý Denemeler. Ýstanbul: Yapý Kredi Yayýnlarý.
Memet Fuat,
1995 Ýki Yönlü Yozlaþma. Ýstanbul: Yapý Kredi Yayýnlarý.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn modern þiir kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Þiirde Modern ve Modernizm Üzerine
Þiir ve Musiki
Bir Görüntü (Ýmgeler) Sanatý Olarak Þiir
Þiirimizde Ýçki ve Ýþret Üzerine
Þiir ve Eleþtiri
Þiirde ve Þairde Kendilik Sorunsalý
Ses Mimarlarýmýzdan Kitabý Üzerine

Yazarýn Ýnceleme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Drama ve Eðitici Drama
Modern Türk Þiirinde Ýkinci Yeni
Denemekten Korkmayan Bir Yazý Ýnsaný: Enis Batur


Hulusi Geçgel kimdir?

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Eðitim Fakültesi Türkçe Öðretmenliði Bölümü Öðretim Üyesi


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Hulusi Geçgel, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.