..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Ben bir kuþum; uçtum yuvadan... Artýk ben nerede, eve dönme isteði nerede?.. -Leyla ve Mecnun, Fuzuli
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Eleþtiri > Türkiye > Taner




23 Nisan 2009
Barýþ Kültürünü Egemen Kýlmak  
Bir egemenlik biçimi olarak barýþ

Taner


Doða üzerindeki insan etkinliðine baktýðýmýzda da egemen olma mücadelesini görüyoruz. Barýþ kültürü hakim olan topluluklarda doðaya egemen olma deðil doða içinde uyumlu yaþama kültürü geliþtirme taraftarý olarak, doðanýn yansýmasý olan insanýn barýþý egemen kýldýðýnda doðaya dost olabileceðini düþünüyorum. Þu ana kadar yazdýklarým ve bundan sonra yazacaklarým fikir üretebilen birey olarak belirli grup ya da topluluklarda hakim olan kendini belirli kategorilere dahil eden dayatmacý zihniyetlerin varlýðýnda bile düþünebilen bir insan olduðumu vurgulamak isterim.


:BDEJ:
Gerçek anlamda halkýn iktidar olmasýna baðlý bir egemenlik biçimi olacak olan barýþý, uðrunda mücadele vermeyi ve ancak hak edildiðinde halklara mutluluk verebilecek ve bu mutluluðun devamýný garanti edebilecek bir egemenlik biçimi olarak irdelemek gerektiðine inanýyorum. Bunu daha iyi anlayabilmek için egemenliðin ne olduðunu ve tarihteki diðer egemenlik biçimlerini irdeleyelim.

Belirli devlet yapýlarý altýnda örgütlenmeden önce yaþayan topluluklar için de egemenlik iliþkileri söz konusu idi. ‘’insanlar bir arada yaþamaya baþladýktan itibaren, aile hayatýndan toplumsal hayatýn en üst düzeyini temsil eden devlet yapýsýna eriþinceye kadar ve eriþtikten sonra da, bulunduklarý her mevki ve ortamda bir egemenlik düzeni yaratmak heves ve mücadelesi içinde olmuþlar.

Bu egemenlik önce, sahip olduklarý, daha doðrusu öyle görünmeyi baþardýklarý, bazý farklý özellikler ve nitelikler sayesinde kendilerini tabiat üstü veya ilahi kuvvetler ile özdeþleþtiren sýnýf yani din adamlarý (ruhban sýnýfý ) tarafýndan kurulmuþtur. ‘’ Bülent Sözer’in Cogito güz 94 sayýsýnda Laiklik ve Sekülarizm Hakkýnda Bazý Görüþler Ve Düþünceler baþlýklý yazýsýnda belirttiði gibi doða üstü kavramlar kullanarak yaþadýklarý topluluktan kendilerini farklýlaþtýran ve bunu yaþadýklarý topluluða dayatan ruhban sýnýfý egemenliklerini kabul ettirmeyi baþarmýþlardýr. Örneðin animist dinlerdeki þamanlar, büyücüler vb. yaþadýklarý toplumdan saygý gören ve bir tür baský oluþturan kiþilerdi. Hýristiyanlýk dönemindeki din adamlarýnýn pozisyonlarý bunun kurumsallaþtýðýný göstermektedir .

Topluluklarýn devlet organizasyonuna dönüþmesinin belirli evrelerinde bu dinsel sýnýflar belirli düzeylerde egemenliklerini korumuþlardýr. Bunun yanýnda siyasi otorite ile karþý karþýya gelme durumlarýnda ciddi çatýþmalarýn meydana geldiði de görülüyor.

‘Roma imparatorluðunun ilk dönemlerinde Paganism hakim olmasýna raðmen imparatorluk geliþtikçe, egemenlik alaný içindeki deðiþik topluluklarý bir arada tutabilmek için din unsuruna baþvurulmaya baþlandýðý ve biraz da Doðu felsefesinin etkisi altýnda kalýnarak, Büyük Ýskender’e izafe edilen bir teorinin canlandýrýldýðý görüldü. Bu teori ‘hükümdarýn kutsallaþtýrýlmasý ve böylece tacýn mihraba çýkarýlarak sadakatin ibadete dönüþtürülmesi ’ þeklinde tanýmlanmaktadýr.’ Bülent Sözer’in bu açýklamasýna ek olarak Hýristiyanlýðýn geliþim süreci içinde kadýn erkek arasýndaki egemenlik iliþkilerindeki denge erkek egemen bir yapýya doðru deðiþtiði ve kadýnýn Hýristiyanlýkla beraber cadýlar bayramý ve benzeri kavramlarla aþaðýlandýðý görülmekte güç kaybeden paganizm ile devletin birey üzerindeki egemenlik biçimi dönüþmesi yanýnda bireyin karþý cins birey üzerinde egemenlik kurduðu gözlemleniyor. Bu anlamda her egemenlik biçimi artý ve eksileriyle deðerlendirilmeyi gerektiriyor.

Osmanlý devlet biçiminde, din devleti yapýsý gösteriyor; ‘Kayýtsýz þartsýz egemenlik Allah’ýndýr, padiþah bu egemenliðin yeryüzündeki uygulayýcýsýdýr.’ Uzunçarþýlý, Ýsmail Hakký, Osmanlý Devletinin Ýlmiye Teþkilatý adlý eserinde belirttiði: ‘...devlet umur-u din üzerinde bina olunur ... devlet onun fer’i gibi kurulmuþtur...’ þeyhülislam’ýn bazý durumlarda padiþah aleyhinde fetva verme yetkileri vardý. Her ne kadar Osmanlý sultanlarýnýn yeri geldiðinde bu yapýlarla mücadele içinde olmasý söz konusu olsa da, din egemenliði olgusu aðýrlýðýný devlet yönetiminde gösteriyor.

Doða üzerindeki insan etkinliðine baktýðýmýzda da egemen olma mücadelesini görüyoruz. Barýþ kültürü hakim olan topluluklarda doðaya egemen olma deðil doða içinde uyumlu yaþama kültürü geliþtirme taraftarý olarak, doðanýn yansýmasý olan insanýn barýþý egemen kýldýðýnda doðaya dost olabileceðini düþünüyorum. Þu ana kadar yazdýklarým ve bundan sonra yazacaklarým fikir üretebilen birey olarak belirli grup ya da topluluklarda hakim olan kendini belirli kategorilere dahil eden dayatmacý zihniyetlerin varlýðýnda bile düþünebilen bir insan olduðumu vurgulamak isterim.

Türk toplumu emperyalizm’e karþý verdiði kurtuluþ mücadelesi sonucu, Anadolu halkýnýn önderi ve sözcüsü Mustafa Kemal Atatürk ‘Egemenlik kayýtsýz þartsýz milletindir’ demiþtir. Egemenliði millet adýna ancak meclisin kullanabileceði ve bunu hiç bir þekilde devredip baðýþlayamayacaðýný yasal olarak garanti altýna almýþtýr.

Türk toplumundaki egemenlik iliþkilerinin böylesine bir dönüþümü evrimsel deðil emperyalizme karþý verilen mücadelenin geliþtirdiði devrimsel bir dönüþümdür ve temel ilkelerimiz arasýna devrimcilik de girmiþtir. Atatürk ilke ve devrimlerini anlayamayanlar arasýnda rastladýðým bir tartýþma var, bazýlarý þunu iddia edebiliyor. ‘Devrimci olan biri Kemalist olamaz, Kemalist olan biri de devrimci olamaz.’ Bu kýsýr tartýþmalarla kendilerini avutanlarýn dedeleri de bir zamanlar Atatürk üzerinde çirkin ithamlarda bulunuyorlar ve Emperyalizm’e karþý verilen mücadeleyi arkadan vuruyorlardý. Ama onlarýn dedeleri de öyle bir devrimsel geliþmeye tanýk oldu ki akýllarý hayalleri bile almadý ve hatta torunlarý bunu hala kavrayabilmiþ deðildir.

Evet toplumumuzda barýþ kültürü hakimdir, her ne kadar savaþçý bir toplum olarak lanse edilse de toplumumuz mecbur kalmadýkça savaþa baþvurmamaktadýr. Her zaman son noktaya kadar sabretmesini bilmiþtir. Ben bu duruma sabrýna asker bir toplumuz diyorum. Tehlikeye düþtüðü anlarda gerekli mücadeleyi verdiðini çok kez kanýtlamýþtýr.

Peki kültür nedir ve barýþ kültürünü irdelememin nedeni nedir? TDK’nun kültür tanýmý: Kültür; tarihsel toplumsal geliþme süreci içinde yaratýlan bütün maddi ve manevi deðerler ile bunlarý yaratmada , sonraki nesillere iletmede kullanýlan, insanýn doðal ve toplumsal çevresine egemenliðini gösteren araçlarýn bütünü. Çaðdaþ kültür kavramýnýn gerçek yaratýcýsý olan Herder, kültürü, bir ulusun, bir halkýn ya da bir topluluðun yaþam biçimi olarak tasarlamakla bu kavrama tarihsel boyutunu kazandýrmýþtýr.

Toplumumuzun barýþ kültürü talebini anlayamayan ve gerekli özeleþtiriyi vererek kendini toplumsal olgular doðrultusunda yenileyemeyen liderler baki olamaz baki kalacak tek olgu barýþ kültürüdür ve ters kürek çekmek isteyenler eriyip gideceklerdir. Kendilerini barýþçýl gösterip demokratik deðerleri kullanarak bu deðerlerin içini boþaltmak isteyen liderlerin gerçek yüzünü halk er geç görüyor.

Türk toplumu Atatürk devrimleriyle geldiði noktayý muhafaza etme eðiliminde olduðunu gösteriyor. Buna karþý hakaret ve saldýrýda bulunanlara cevaplarýný belirli þekillerde veriyor. Bunun yansýmasý bugünkü koþullarda belirli saptýrmalarla medya araç gereçleriyle ve iktidar olanaklarýyla gösterilmemeye, ve elden geldiðince tepkiler az gösterilmeye çalýþýlsa da Türk halkýnýn geliþmeden yana olduðu ve gericiliðe karþý olduðu ayan beyan ortadadýr.

Kendilerini aydýn diye lanse edip gerici saflarda Atatürk düþmanlýðý yapanlara þu sözümü tekrarlamak istiyorum. Atatürk ilke ve devrimlerinin halkýmýza verdiklerine bir þey eklemek istiyorsanýz mevcut durum ortadadýr buna bir tuðla da siz koyabiliyorsanýz baðýmsýzlýk yolunda bir geliþme göstermenin önünü açabiliyorsanýz buyurun, eleþtirinin yýkýcýlýðýný deðil yapýcýlýðýný görelim.

Asyagil üretim iliþkilerinin biçimlendirdiði sosyal yapýdan evrilip Cumhuriyet devrimlerinin getirdiði üretim yapýsýnda geliþmiþ sosyal yapýyý korumaya çalýþan ve kazanýmlarýný –bu kazanýmlar yeterli olmasa da ve daha ileri hedeflere taþýnabilecek olsa da- geri vermeyeceðini gösteren bir topluma sahibiz. Bir avuç gerici, kazanmak için militanca davranarak toplumumuz deðerlerine saldýrarak geniþ kitlelerin bir anlýk tarafsýzlaþtýrýlmasý ve tepkisizleþtirilmesi zaafýný fýrsat bilerek var olan deðerlerimizi törpülemeye çalýþmaktadýr. Türk milletinin milliyetçiliði kafatasçý ve gerici deðil, ilerici ve barýþçýldýr.

Atatürk devrimleri süreci belirli müdahalelerle kesintiye uðratýlmýþ olduðundan feodalizmi tasfiye edememiþtir. Feodal aðalar kendi hükümleri altýndaki kitlelerin hareketliliði ve uyanmasý tehlikesi sonucu geri çekilip, genel egemen gücü ön plana sürerken kendileri geriden kaçak güreþerek su yüzüne çýkarken ekonomik güç kazanmýþlar ve toplumda çeliþkiler oluþmasýna sebep olmuþlardýr ve halkýn genel deðerlerini yýpratmýþlardýr. Bu arada kendileri belirli çýkar iliþkileri oluþturarak yoksul halk üzerindeki egemenliklerinin evirilmesini saðlamaya çalýþmaktadýr.

Halkýmýz, emperyalistlerin; halkçý, milliyetçi ve vatansever deðerlerimize saldýrýsýný gördüðünde gerekli tepkiyi vermeyi bilmiþtir. Gelecek süreçte Bob ve benzeri projeleri gerçekleþtirmek isteyenlere halkýmýzýn vereceði cevabý görebilen halkýn nabzýný daha iyi tutabilen onu daha iyi anlayabilecek olanlarýn önünde iki seçenek vardýr.Ya daha ileri gitme yolunda halkla beraber olacaklar ya da halkýn gerisinde kalarak kendi kýsýr çekiþmelerinde boðulacaklar.

Halkýmýz bir egemenlik biçimi olarak barýþý istemekte bunu kendi diliyle açýkça aktarmaktadýr. Halký anlamak o kadar güç olmamalý. Mevcut dünya konjonktürü dayatmalarý olsa da yurdumuzdaki tüm unsurlarla beraber ortak politikalarý üretmenin ve beraber yaþama isteði doðrultusunda güç birliðiyle çalýþmanýn önü açýlmýþtýr ve bunu baþarmanýn anahtarý bu yönde daha demokratik daha paylaþýmcý daha çalýþkan olmak olduðu gözler önündedir.

Bu baðlamda þunu belirtmek yerinde olur. Bazý politikacýlarýn da kullandýðý çoðulculuk kelimesinin anlamý nedir? Server Tanilli’nin diliyle: ‘ buna göre, toplumda, hiç bir düþüncenin ayrýcalýðý yoktur: Her düþünce özgürdür; özgürce açýklanýr, özgürce örgütlenir. Ve her düþüncenin iktidara gelme hakký vardýr.’

Çoðulculuk ilkesinde Server Tanilli’nin önemli olduðunu vurguladýðý noktalarý aktarmak istiyorum:’ - Düþünceler, önce içerik bakýmýndan özgürdür. Hiç bir düþüncenin özgürlüðüne sýnýr getirilemez. Düþünceleri yararlý yada zararlý, ýlýmlý yada aþýrý, meþru yada meþru olmayan düþünce diye ayýrmak yanlýþtýr; yanlýþ olduðu gibi, bu ayrýmlarý saðlýklý olarak belirleyebilecek bir ölçüt de yoktur. örneðin grev hakký yararlýmýdýr zararlýmýdýr? Emekçiler için yararlý, sermayeci için zararlý. O halde, düþüncelerin içeriði için hakem belirlenemez: düþünce düþüncedir; ve, içeriði ne olursa olsun, ‘insan etkinliðinin en soylusu’ olarak saygýya deðer. Özellikle, bir demokraside, düþünce özgürlüðü, yalnýz kurulu düzene ve anayasaya uygun düþünenlerin deðil, ‘herkes’in hakkýdýr... Her rejim gibi, demokratik rejimde, varlýðýna yöneltilecek tehlikeler karþýsýnda kendini koruma hakký vardýr...’ bu tehlikeler ve tehlikelere karþý alýnan anayasal önlemler Server Tanilli’nin kitabýnda belirtilmiþ olup daha ayrýntýlý incelemek isteyenler ‘Nasýl bir demokrasi istiyoruz’ isimli kitabýný okuyabilirler.

Server Tanilli’nin çoðulculuk ilkesinde önemli olduðunu söylediði ikinci nokta :’düþünceler özgürce açýklanmalýdýr...düþüncelerin özgürce açýklanmasý, yalnýz kiþinin hakký deðildir de; toplumun da, kiþilerin düþüncelerini serbestçe açýklamalarýndan göreceði bir yarar vardýr; çünkü, bir kiþinin açýklama özgürlüðü, baþkalarýnýn da öðrenme ve bilgilenme özgürlüklerinin kaynaðýdýr; düþünceleri açýklamanýn kýsýtlanmasý, bu kaynaðý kurutur; sonunda serbest bir kamuoyu rejimi kurmak, bütün seçeneklerin tartýþýlmasýný saðlamak ve en geniþ anlamda yurttaþlarýn yönetime katýlmasýný gerçekleþtirmek savýnda olan demokrasi de zarar görür bundan...’ Bir ülkede seçimlerin uygulanmasý baþlý baþýna yeterli bir demokrasi olduðu anlamýna gelmez. Yeri geldiðinde bu seçimlerin hangi koþullarda ve seçmene neler dayatýlarak bir uygulama içersine girildiði düþünce özgürlüðü baðlamýnda tartýþmayý gerektiriyor.

Bu deðerli hukuk adamýnýn kitabýna baþlýk yaptýðý ‘Nasýl bir demokrasi istiyoruz?’ sorusunu þu cevabý vererek desteklemek mümkün : Barýþçý bir demokrasi istiyoruz. Ülkemizdeki seçmen genel olarak barýþçýl mesajlar veren ve bunu hareketleriyle gösteren liderleri desteklerken üslubunu sertleþtiren ve baskýcý bir tutum alan, diktatörlük giriþiminde bulunan liderlere olan desteðini geri alabiliyor.

Yazýma baþlýk olarak seçtiðim egemenlik ve barýþ kavramlarýný iþleme gerekliliði duymamdaki gayeyi okurlarýn anlayacaðýný bekler ve yazýmýn genelinde herhangi bir siyasi görüþü gözetmeksizin halkýmýzýn genel talepleri doðrultusunda ele almak istediðimin, okurlarca anlaþýlmasýný isterim. Biz toplum olarak barýþý bir egemenlik biçimi olarak görmek istiyoruz.

Hipoteze göre, insanýn konuþtuðu dil, içinde yaþadýðý kültürden baðýmsýz olarak, düþüncesini etkilemekte. Yani diðer sözlerle dil yapýsýnýn çevreyi algýlamada etkili olduðu söyleniyor. Hakaret içeren bir üslup kullanan liderler içinde yaþadýklarý kültürden baðýmsýz ve onu yok sayan bir yapý sergileyebiliyorlar. Bu onlarýn içinde yaþadýklarý kültürü algýlayamadýklarýný gösteriyor.

Popüler kültürün son zamanlarda baþat ettiði bir kelime var fenomen. Nedir fenomen, Türkçe olarak; gerçek parçasý diye aktarabiliriz. Popüler kültürün operasyonu olarak belirli kahramanlar yaratmasýna karþýlýk benim halk kültürü cephesinde ortaya koymak istediðim fenomen bir baþka deðiþle gerçek parçasý: Barýþ. Bir egemenlik biçimi olarak barýþ.

Doðayla zihinsel edimlerin betimlenmesi nesnelerin de betimlenmesini içerir. Ama bu nesnelerin varolduklarý varsayýlmaksýzýn yalnýzca bir fenomen olarak betimlenir.

Bir egemenlik biçimi olarak barýþ, bazýlarýnýn hiç de alýþýk olmadýðýnýz bir kavram olarak görülebilir. Bu kavramý oluþtururken zihinsel eylemlerinizi, bu eylemlerle ya da dünyadaki nesnelerin varoluþuyla ilgili kavram ve ön kabullerinizden baðýmsýz betimlemeye çalýþmanýz, egemenlik biçimi olarak barýþý daha iyi anlamanýza yardýmcý olacaktýr.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn türkiye kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ülkemizde Gazetecilik Nasýl Yapýlýyor?
Ampulün Patlama Süreci/ampulün Anlamý.
Türkiye Ekonomi - Poltikasýna Genel Bir Projeksiyon.

Yazarýn eleþtiri ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Bu Günün Bilimi Nereye Kime Hizmet Ediyor
Ben Selfi'ye Karþýyým.
Terör Kaos Siyaset Ekonomi ve Ýnsan.
Hanefi Avcý’nýn Kutsal Görevi Devam Ediyor.
Düþünceler Sermaye Bulamazlar Ama Sermayeler Düþünceleri Seçebilirler
Barýþýn Turþusu Kaç Kuruþ? Olmadý, Barýþýn Turþusu Kaç Kurþun Diyecektim.
Referandum'un Bana Öðrettikleri
Bir Garip Kampanya
Ak / Kara Ayrýmý Dayatmasý.

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Git Kendinde Kaybol Arama Beni [Þiir]
Keþiþ Daðýnda Erguvan Kokusu [Þiir]
Müþküre [Þiir]
Topraktan Gelen Sesler [Þiir]
Ýçimde Bir Þiir Ölüyor [Þiir]
Yavaþ Yavaþ Ölürler Neruda"yý Nazým"ý Tanýmayanlar [Þiir]
Kayýp Þiirler Þehrinde Yitirdiklerim [Þiir]
Hava Kar Yaðýp Buz Kesiyor [Þiir]
Geceye Saçlarýndan Dökülenler [Þiir]
Filler ve Çimen (*) [Þiir]


Taner kimdir?

Yakamozlarý yazmaktan çok, içine girmemin getirdiði duyguyu yazmayý tercih ederim.


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Taner, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.