..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Anka kuþu gibi yalnýzlýðý adet edin! Öyle hareket et ki, adýn daima dillerde dolaþsýn ama seni görmek olanaksýz olsun." -Fuzuli, Leyla ile Mecnun
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Yazarlar ve Yapýtlar > Serdar YILDIRIM




13 Nisan 2009
Küçük Kara Balýk - Samed Behrengi  
Serdar YILDIRIM
Bir sabah erkenden olanlar olmuþ. Küçük Kara Balýk, annesini uyandýrýp þöyle demiþ: Anneciðim, burada daha fazla kalamam, gitmeliyim!


:GFEC:
KÜÇÜK KARA BALIK




Bir sabah erkenden olanlar olmuþ. Küçük Kara Balýk, annesini uyandýrýp þöyle demiþ:
“Anneciðim, seninle konuþmak istiyorum.”
“Saatin farkýnda mýsýn sen?” diye homurdanmýþ annesi, henüz tam olarak uyanmadan. “Sonra konuþuruz.”
“Anneciðim, burada daha fazla kalamam, gitmeliyim!” demiþ Küçük Kara Balýk.
“Peki.” demiþ annesi, oysa ne olup bittiðini hâlâ anlayamamýþ. “Ama sabahýn bu erken saatinde nereye gitmek istiyorsun ki?”
Küçük Kara Balýk, annesine:
“Bu derenin ucunun nereye çýkýp gittiðini görmek istiyorum.” demiþ. “Bak anneciðim, tam bir aydýr bu derenin ucunun nerede olduðunu düþünüp duruyorum. Bunu bir türlü aklýmdan çýkaramýyorum. Sonunda gidip ne olduðunu görmeye karar verdim. Ucunda ne olduðunu gerçekten bilmek istiyorum…”
Annesi gülmüþ.
“ Ben de çocukken hep böyle düþünürdüm.” demiþ. “Canikom, derelerin baþý da yoktur sonu da, bunda bilinecek ne var ki! Akar da akarlar, hiçbir yere ulaþmazlar.”
“Ama anneciðim, her þeyin bir sonu vardýr, öyle deðil mi? Gecenin sonu vardýr, günün sonu vardýr, haftanýn da ayýn da yýlýn da…”

Tabii hayatýn da! Eðer siz, bir þeylerin baþýný, sonunu ve ya nasýl olup bittiðini merak ediyorsanýz ya da “düzenbazlýk” yapýp farklý þeyler söylüyorsanýz baþýnýza geleceklere de rýza göstermek zorundasýnýzdýr. Bir davaya kendini adamak demek, canýný cebine koyup dolaþmakla baþlar bilindiði gibi. Küçük Kara Balýk’ýn yaptýðý gibi… Onun aðzýndan bize konuþan Samed Behrengi gibi…

Ýran’ýn Tebriz kentinde, Haziran 1939’da doðan Samed ( ya da Semed) Behrengi, fakir bir iþçi ailesine mensuptu. Ýdealleri vardý vatanýna ve milletine dair. Bunu gerçekleþtirmek için de öðretmen okuluna gidip bir eðitimci olmaya karar verdi. Okulu bitirdiðinde on sekiz yaþýndaydý ve önünde, kendini davasýna adayabileceði uzun bir ömür olduðunu düþünüyordu.

“Bu hayalleri bir kenara býrak da” diye sözünü kesmiþ annesi, “gidelim. Gevezeliðin sýrasý deðil.”
“Hayýr anneciðim.” diye diretmiþ Küçük Kara Balýk.
“Böyle amaçsýzca yüzmekten býktým. Bir çok balýðýn, yaþlanýnca ‘Hayatta hiçbir þey yapmadýk, hayatýmýzý boþa geçirdik.’ diye yakýndýklarýný biliyorum. Durmadan sýzlanýp dururlar. Ben böyle olmak istemiyorum. Sadece sýzlanýp baþka bir þey yapmadan yaþamak olmaz. Dünyada yaþamanýn anlamý bundan daha fazla olmalý!”


Ve -tahmin edilebileceði gibi- diðer anneler de tartýþmaya dahil olup Küçük Kara Balýk’a haddini bildirmeye çalýþýrlar. Çünkü hem kendi düzenlerinin bozulmasýndan korkarlar -ki kimse ezberinin bozulmasýný istemez- hem de bu “saçma” fikirlerle kendi çocuklarýnýn da zehirleneceðini ve beyinlerinin yýkanacaðýný düþünürler. Çözümleri de basittir: Önce tehdit edip ardýndan bölgelerinde kovmak…
Ýran’ýn elektriði, suyu, yolu ve hatta okulu dahi olmayan köylerinde öðretmenlik yapmaya baþlar Samed Behrengi. Azerî çocuklarýnýn Farsça’yý çok iyi bilmeleri gerektiðinin bilincindedir ki kendisi de bir Azerî Türkü’dür ve anadilini de kullanmak istemektedir diðer Azerîler gibi. Kendinden önceki öðretmenler, Farisîler için hazýrlanmýþ olan yöntemlerle ders verdikleri için baþarýlý olamamýþlardý. Behrengi ise Farsça bilmeyenler için Azerîce ile arlarýndaki farklýlýklarý ve köylü çocuklarýn kelime daðarcýklarýný baz alarak yeni bir yöntem geliþtirir. Çocuklarý kitap okumaya teþvik etmek için kýsa öyküler ve masallar kaleme alýr. Ayrýca Azerî Türklerine ait masal ve efsaneleri, bir diðer Küçük Kara Balýk olan Behruz Dehkanî ile birlikte derleyip kayda geçirir. “Zulme karþý direniþ” içerikleri olan Deli Dumrul ve Köroðlu gibi hikâyeleri yeniden yorumlayarak ejderhanýn baþýna bir taþ daha atar. Her türlü zulme, baskýya; sosyal, etnik ve sýnýfsal farklýlýklardan doðan eþitsizliðe; anadili ve kültürü ile kendini ifade etme özgürlüðüne getirilen kýsýtlamalara karþý savunduðu fikirler sebebiyle Ýran gizli polisi SAVAK tarafýndan “þahlýk rejimi düþmaný” olarak izlenmeye baþlanýr. Zor kullanýlarak benimsetilmek istenen “tek dil, tek millet, tek kültür” anlayýþýna karþý “çok dil, çok millet, çok kültür” adýna mücadele etmiþ, kardeþlik üzerine daha o günlerde dünyaya haykýrmýþtý “çocuk masallarý”nda. Pek tabii ki de bu çaðrýsý cezasýz kalmayacaktý.
Evinden ayrýlan Küçük Kara Balýk, hayallerinin peþinde þelaleler, ýrmaklar aþarak ilerler. Denize varana dek farklý türde çok sayýda kiþiyle tanýþýr, türlü badireler atlatýr. Zekasýný kullanarak her beladan kurtulur ve nihayet denize ulaþýr. Amacý burada biraz eðlenip kendine yeni bir hedef belirlemektir. Edindiði yeni dostlarý da onu dikkatli olmasý konusunda uyarýr.
Ýþte bu noktada Küçük Kara Balýk ile Samed Behrengi’nin sesleri birbirine karýþýr sanki. Ya bir tesadüf eseri olarak y ada bir ileri görüþlülük örneði, Samed Behrengi, Küçük Kara Balýk’ýn aðzýndan þöyle seslenir:

“Ölümle her an burun buruna gelebilirim. Yaþadýðým sürece onun (küçük balýklarý öldürmekten, ezmekten zevk duyan balýkçýl) iþini engellemek için elimden geleni yapacaðým. Kuþkusuz, ölümden kaçamayacaðýmý anladýðýmda artýk gözümde önemini yitirir o, önemsiz olur. Önemli olan, benim yaþamýmýn ya da ölümümün baþkalarýný nasýl etkilediðidir.”

Tüm çalýþmalarýnýn amacý, ülkesinin daha özgür bir yer olmasý, durumunun daha iyiye gitmesidir. Bunu baþarmak için de çocuklarýn iyi yetiþtirilmesi gerektiðinin bilincindedir. Bir yazýsýnda þöyle der:

“Çocuða ülkesinde eti hâlâ bayramdan bayrama bile göremeyen çocuklarýn da bulunduðunu söylememek mi gerekir? Çocuða, dünyada yaþayan insanlardan çoðunun aç olduðunu acaba söylememeli miyiz? Bu açlýðýn nedenlerini, nasýl ortadan kaldýrýlacaðýný anlatmamalý mýyýz? Çocuklara yalan söylemenin, hýrsýzlýk yapmanýn kötü olduðunu, büyüklerin sözüne karþý gelinmemesi gerektiðini öðretiyoruz da bir toplumda yalanýn, hýrsýzlýðýn neden ortaya çýktýðýný ve nasýl yaygýnlaþtýðýný niçin anlatmýyor ve onu aydýnlatmýyoruz? Ýnsanlarýn nasýl yoksullaþtýðýný neden öðretmiyoruz? Çocuklar için yazýlan kitaplar öyle güçlü bir anahtar olmalýdýr ki çocuk, gerektiðinde toplumun kötülükleriyle savaþabilsin ve ya saðlýklý bir toplumun devamlýlýðýný saðlayabilsin!”


Ve bir gün, o malum son gelir. 1968 yýlý Aðustos ayýnda, Tebriz’de, Aras Nehri’nin kurumaya yüz tutmuþ bir bölgesinde cesedi bulunur Samed Behrengi’nin. Resmi açýklamalar, onun yüzerken boðulduðu yönünde olsa da bu, kimseyi tatmin etmez. Aslýnda herkesin ortak bir tahmini vardýr, ancak kimse bunu yüksek sesle söyleyemez.
Ardýndan Tebriz’in fakir köylerinde aðýtlar yakýlýr. Hikayeleri elden ele dolaþýr, dünyaya yayýlýp yaklaþýk 70 dile çevrilir. Derler ki Samed Behrengi’nin hikayelerini okuyan hiçbir çocuðun baþý beladan kurtulmazmýþ. Çünkü hak aramayý ve haklýnýn yanýnda durmayý bir görev, bir vasiyet kabul ederlermiþ.

Hikaye nasýl mý bitiyor? Yaþlý bir balýk, Küçük Kara Balýk’ýn hikayesini torunlarýna anlatýp hepsini yataklarýna yatýrýr. Ama aralarýndan bir tanesini, küçük bir kýrmýzý balýðý bir türlü uyku tutmaz. Bütün gece gözünü kýrpmadan denizi düþünür durur.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn yazarlar ve yapýtlar kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Küçük Kara Balýk - Samed Behrengi

Yazarýn Ýnceleme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Bir Hayalim Var! - Martin Luther Kýng
Özgürlük Savaþçýsýnýn Silahý Var! - Yaser Arafat
Dergâhtaki Ayyaþ
Þakayla Karýþýk Sadri Alýþýk


Serdar YILDIRIM kimdir?

---

Etkilendiði Yazarlar:
-


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Serdar YILDIRIM, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.