..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Yaþam baþlangýcý olmayan bir yolculuktur. -Victor Hugo
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Yeraltý > Kaan Alpaslan




10 Nisan 2009
Ýyi Geceler  
Kaan Alpaslan
Dar bir koridor, gördüðüm dar bir koridordu, yüksek duvarlar arasýnda kalmýþ daracýk bir yolda yere çömelmiþ bekleyen birini gördüm. Duvarlarýn üzerinden yere doðru usulca kayarken aþaðýda bekleyen kiþi beni fark etti. Yavaþça baþýný kaldýrdý ve bana doðru baktý. Kendimi görüyordum, koridordun tabanýnda çömelmiþ bana doðru bakarken kendimi görüyordum, bir süre sonra aramýzdaki havanýn eridiðini hissettim.


:BAEB:
Dar bir koridor, gördüðüm dar bir koridordu, yüksek duvarlar arasýnda kalmýþ daracýk bir yolda yere çömelmiþ bekleyen birini gördüm. Duvarlarýn üzerinden yere doðru usulca kayarken aþaðýda bekleyen kiþi beni fark etti. Yavaþça baþýný kaldýrdý ve bana doðru baktý. Kendimi görüyordum, koridordun tabanýnda çömelmiþ bana doðru bakarken kendimi görüyordum, bir süre sonra aramýzdaki havanýn eridiðini hissettim. Ruhum aþaðý doðru süzüldü ve tekrar bedenime kavuþtu. Ayaða kalktým koridorun ucundaki ýþýða, ýþýk sandýðým aydýnlýða yürümeye baþladým. Yaklaþtýkça þiddeti artýyordu ve yaklaþtýkça koridorun sonunda, o güçlü parlak ýþýðýn önünde beni bekleyen biri olduðunu görüyordum. Arkasýndan vuran ýþýk bedenini bir gölgeye çevirmiþti. Yüzünü göremiyordum, gözlerine bakamýyordum ama saçlarýna esen rüzgarý hissediyor, kokusunu duyabiliyordum. Yanýna vardýðýmda arkasýný döndü ve koþmaya baþladý, peþinden gittim. Koridordan çýkmýþ bir gül bahçesinde koþuyorduk, o kaçýyordu ben ise kovalýyordum. Kimi, neden kovaladýðýmý bilmeden kovalýyordum. Önümdekinin neþesine bakýlýrsa o kimden ve neden kaçtýðýný çok iyi biliyordu. Yanýndan hýzla geçerken güllerin dikenleri bacaklarýmý, kollarýmý kesiyor, akan kanýn acýsýyla daha hýzlý koþuyordum. O ise kaybolmuþtu, kýrmýzý güllerin kapadýðý yolun sonunda bir anda kaybolmuþtu. Gülleri ezip geçmiþ olamazdý, çünkü tüm güzellikleri ile karþýmda duruyorlardý, üstünden atlayamazdý çünkü bahçe uzayýp gidiyordu. Nereye gitmiþ olabilirdi? Baðýrmaya baþladým, bir süre baðýrdýktan sonra nefesim kesildi, ciðerlerimden gelen hýrýltýlar arasýnda bir ýslýk sesi duydum. Önümde uzanan kýrmýzý güllerin arasýnda geliyordu, gülleri yararak ilerlemeye baþladým, dikenler ellerimi çiziyorlardý, acýyý hissetmiyordum, karþýmda duran güzelliðe gözlerim kilitlenmiþti, orada güllerim üzerinde ince kýrmýzý bir kumaþa yarý sarýlý bedeniyle sýrt üstü yatýyordu ve ýslýk çalýyordu. Beni fark etti ve gülümsemeye baþladý, sonra baþýný arkaya doðru yasladý ve gözlerini kapadý. Yanýna geldim ve çömeldim, kollarýndan kanlar akýyordu, bembeyaz bir teni vardý, gecenin karanlýðýnda ay ýþýðý kadar parlayan bir beyazlýktý bu, çok canlý ve bir o kadar ölü bir beyazlýk. Elimi boynuna götürdüm, boynu boyunca güllerin yarattýðý çiziklerden akan kanlarý sildim. Baþýný doðrulttu ve ''Tadýna bak'' dedi. Anlamadým. '' Kanýmýn tadýna bak'' dedi. Güldüm, baþýmý salladým ve elimi boynunda biraz daha gezdirip tüm kaný topladýktan sonra parmaðýmý aðzýma doðru götürdüm. '' Ben iyi bir kýzým '' dedi. Onayladýðýmý belirtir bir þekilde baþýmý salladým, '' ve güzel bir kýzsýn'' dedim. Güldü, parmaðýmý dudaklarýma deðdirip boynundan akan kaný tattým.

Tükürdüm, bunu zorunlu olarak yaptým, kanýn tadý aylardýr güneþ altýnda kalmýþ ve sinekler ile böceklerin üzerinde dolaþtýðý bir et gibiydi, acýydý, sanki bir zehir içiyormuþ gibi hissettim kendimi. Dudaklarým acý ile yanmaya baþladý. Gözlerimden yaþlar gelirken yardým etmesini isteyerek elimi ona uzattým ama o gülerek kaçýyordu, çýlgýnlar gibi baðýrýyor üstündeki kumaþý yýrtarak kaçýyordu. Acý dudaklarýmdan dilime oradan boðazýma ve bütün vücuduma yayýldý, güllerin üzerine düþmüþ debeleniyordum. Bunun bir faydasý olmayacaktý, kalktým ve koþmaya baþladým, bir þeyler arýyordum, acýmý dindirecek bir þeyler arýyordum. Gül bahçesinin tam ortasýnda küçük bir süs havuzu vardý. Baþýmý suya soktum ve günlerdir çölde susuzluktan kurumuþ biri gibi içmeye baþladým. Su beni rahatlatmýþtý, o acýyý artýk dudaklarýmda hissetmiyordum. Ay ýþýðýnýn aydýnlattýðý suyun üzerindeki yansýmama bakýyor ve kendime gelmeye çalýþýyordum. Yansýma, suyun çalkalanmasýyla bozuluyor ve sonra tekrar netleþiyordu. Pek uzun zaman geçmedi ki kendimi gene o acý ile kývranýrken buldum. Havuz baþýnda saatlerce bekledim, her nöbet sonrasý kana kana su içerek kendimden geçiyor ve bir sonraki nöbete kadar dinleniyordum. En son acýyla kývranýp baþýmý suya sokup çýkardýktan sonra bir ses duydum. '' Zehirlendin '' Bu sesin içimden geldiðine emindim, ama konuþan suyun üstündeki yansýmamdý. Suyun çalkalanmasýyla görüntüsü bozuluyor ve sonra tekrar netleþiyordu.'' Zehirlendin '' diyordu. '' Evet '' dedim '' Sanýrým zehirlendim ''. Bana baktý '' Ne yapman gerektiðini biliyor musun ? '' diye sordu. Baþýmý salladým, bilmiyordum. '' Bu havuzun suyu bir gün biter '' dedi '' Susuzluðunu sonsuza kadar burada geçiremezsin'' Baþýmý salladým, devam etti '' Onu bulmalýsýn ve ondan panzehiri istemelisin,'' Bunu yapamazdým, bunu ona söyledim, nedenini sordu, korktuðumu söyledim. '' Neden korkuyorsun?'' diye sordu. '' Ya panzehir onda deðilse '' dedim. Güldü '' Seni zehirleyen onun kanýydý, seni iyileþtirecek olan da onun kaný'' Havuzun yanýnda bulduðum bir taþý aldým ve suya attým, su iyice bulandý, yansýmam kaybolmuþtu, su o kadar çok çalkalanýyordu ki uzun bir süre de gözükemezdi. '' Ne yapayým yani gidip dudaklarýný, boynunu mu ýsýrayým '' diye söylendim ve ayaða kalkýp gül bahçesinden çýkmak için bir kapý aramaya koyuldum.

Günler geçti ama ben hala bahçenin içinde yürüyordum, eskisi kadar sýk olmasa da hala dudaklarýmdan acý yayýlýyordu. Bir sabah güneþ yavaþ yavaþ yükselirken, bahçenin sonuna geldiðimi gördüm. Bir þato karþýmda dikiliyordu. Gece ne kadar kasvetli oluyordur diye düþündüm, sabahlarý ise çok güzel gözüküyordu. Merdivenleri çýkýp kapýyý çaldým. Bir süre sonra demir kapý yavaþça açýldý. Bukleli beyaz, uzun saçlarý olan yaþlý bir adam beni nazikçe selamladý.Yaþlý adam bir adým geri çekilerek beni içeriye davet etti.'' Buyurun efendim, hanýmefendi de sizi bekliyordu '' Ýçeride beni bekleyen hanýmefendi kimdi bilmiyordum ama onun olmasýný istiyordum. Kapýnýn hemen karþýsýnda iki yandan yükselen merdivenler duruyordu. Bu merdivenler üst katlara muhtemelen odalara çýkýyordu. Saðda ve solda duran geniþ kapýlar ise yemek odasý ve oturma odalarý için olmalýydý. Yaþlý adamý izlemeye baþladým. Karþýdaki iki merdivenin arasýndan geçtik ve biraz yürüdükten sonra açýlan kapýyla beraber kendimi þatonun arka bahçesinde buldum. Bahçeden çok bir orman gibiydi, hemen yanýmýzdan bir dere akýyordu, derenin üzerinde bir sandal kýyýya baðlamýþ duruyordu. Dev bir aðacýn gölgesinde ise bir masa kurulmuþ yanýnda çocuklar oynuyor ve gülüþüyorlardý. Yaþlý adam kapýnýn eþiðinde durdu ve '' Buyurun efendim, bundan sonra size eþlik etmeyeceðim, masaya geçin, iyi günler '' dedi. Kendisine teþekkür ettim ve arka bahçede masaya doðru yürümeye baþladým. Bu sýrada çocuklarla oynamakta olan son derece zarif ve þýk bir bayan bana doðru gelmeye baþladý. Gülüþü kendisini ele vermiþti. Beni zehirleyen bu güzellik yaþlý adamýn bahsettiði hanýmefendi olmalýydý. Yanýma yaklaþtý, eðilip elini öptüm. '' Çok naziksiniz'' dedi ve koluna girmem için elini kaldýrdý. Masaya doðru yürümeye baþladýk. Yolculuðumun nasýl geçtiðini sordu, iyi olduðunu söyledim, hangi yolculuktan bahsettiðini bilmiyordum, uzun zaman görüþemediðimiz için beni çok özlediðini ve konuþacak çok þeyimiz olduðunu söyledikten sonra masanýn baþýndaki hizmetçilere bir iþaret yaptý, hizmetçiler hemen sofrayý kurmak için telaþla koþuþturmaya baþladýlar. '' Yemek hazýr olana kadar sandalla bir tur atmaya ne dersiniz? ''diye sordu. Çok memnun olacaðýmý söyledim. Bu sýrada çocuklar etrafýmýzý sardýlar, el çýrpýp þarký söylüyorlardý. '' Çocuklarý sever misiniz?'' diye sordum. Ýç çekerek ''Kim sevmez ki'' dedi. Biraz üzüldüðünü fark ettim, özür diledim. '' Önemli deðil'' dedi. ''Bunlar da benim çocuklarým sayýlýrlar, peki siz çocuklarý sever misiniz? 'Baþýmý salladým '' Bilmiyorum'' dedim '' Ama kesin severim''

Uzun zamandýr hiçbir acý hissetmiyordum, günler boyunca hiç bu kadar süre dayanabildiðimi hatýrlamýyordum. Onunla birlikte sandalla dere boyunca gezerken zehrin de bir þekilde içimden atýlmýþ olduðunu düþündüm ve mutlu oldum. Yansýmama kanýp bu güzel hanýmefendinin boynuna saldýrmadýðým için kendimle gurur duydum. Sandal suyun üzerinde hafifçe sallanýrken derenin berraklýðýndan suyun dibinde yüzen balýklarý görebiliyorduk. Haným efendi bana bir þiir okumak istediðini söyledi. Memnun olacaðýmý söyledim ve o güzel dudaklarýndan mýsralar dökülürken güneþ altýnda parlayan gözlerine dalýp gittim… Simsiyah gözleri saçlarýyla ahenk içindeydi, þapkasýnýn altýnda gölgelenmiþ olsalar da insaný kendisine hapsediyordu. Siyah rengin kýrmýzýya dönüþünü ilk baþta algýlayamadým. Kulaklarýmý dolduran özenle seçilmiþ kelimelerin ahengi ve kendimi kaptýrdýðým düþ dünyasý bir anda kýpkýrmýzý gözlerle bana bakan kendimi karþýmda bulmamla paramparça oldu. Diþlerimi hanýmefendinin güzel boynuna geçirmiþ, dudaklarýmdaki acýyý dindirmek için susuzluðumu giderirken gördüm kendimi sonra aslýnda hanýmefendinin yerinde benim olduðumu ve onun beni ýsýrdýðýný ve kanýmý emdiðini gördüm. Bir çýðlýkla sandalýn üstünden düþer oldum. Haným efendi hýzla uzanýp kolumdan beni tuttu ve iyi olup olmadýðýmý sordu. Ýyi olduðumu sadece biraz yorgun olduðumu söyleyip, þiirini böldüðüm ve saygýsýzlýk ettiðim için özür diledim. '' Ah, yapmayýn lütfen böyle, asýl ben saygýsýzlýk ettim, dinlenmenizi beklemeden gezinti yapalým diye tutturdum, istiyorsanýz hemen kýyýya dönelim'' dedi. Baþýmý salladým, kýyýya dönmek istemiyordum ama kafamý toplamak için biraz yalnýz kalmam daha iyi olacaktý.

Kýyýya döndüðümüzde masaya oturduk, çocuklar baþka bir masada yemek yiyorlardý. Hanýmefendi ''Ýsterseniz yemek yemeden hemen dinlenebilirsiniz ama bir þeyler atýþtýrmanýzý öneririm, bakýn hatta benim tabaðýmdan size de hazýrlatayým, çok daha saðlýklýdýr''dedi. Tabaðýna baktým. Onlarca çeþit sebze önünde duruyordu. '' Et sevmiyorsunuz galiba '' dedim. ''Evet'' dedi '' Uzun zamandýr yemiyorum, uzun zaman da yemeyi düþünmüyorum '' Gülümsedim. '' Bugün size eþlik edebilirim '' dedim. Yemek bittikten sonra hanýmefendi rahatlamýþ olacaðýmý düþünerek at ile gezinti yapmayý önerdi. Teþekkür edip eðer dinlenmeyi tercih edeceði söyledim. ''Ama akþamüstü yapabilirsek çok mutlu olurum '' dedim. Baþýný salladý ve hizmetçilerden birini þatoya kadar bana eþlik etmesi için çaðýrdý. '' Siz dinlenirken ben de bir kitap okurum, belki bir þiir yazarým''dedi. Elini öpüp akþamüstüne kadar müsaade istedikten sonra yanýndan ayrýldým. Þato kapýsýnda yaþlý adam beni karþýladý ana kapýnýn karþýsýnda yer alan merdivenlerde çýktýktan sonra odalarýn bulunduðu koridora doðru girdik. Yaþlý adam '' Sað kanatta misafir odalarý bulunur, sol kanat biz hizmetçiler içindir, bir üst kat ise hanýmefendinin odasýdýr '' diyerek þato hakkýnda bilgi veriyordu. Bir üst kata çýkan merdivenin hemen yanýndaki odaya girdik. Neredeyse bir ev kadar büyük bir odaydý bu. Kapýda birkaç tane valiz duruyordu. Yaþlý adam '' Arabacýnýz sizden sonra gelip bunlarý býraktý '' dedi. Þaþkýnlýðýmý gizleyemedim. Hangi arabacým diye kendi kendime geçirdim. Yaþlý adam bir isteyip olup olmadýðýný sorup, bir þey istemediðimi öðrendikten sonra kendisini çaðýrmam için çýngýraðý hafifçe sallamamýn yeterli olacaðýný, binanýn akustiði sayesinde her sesin kolayca duyulduðunu söyledi ve tam çýkarken durdu '' Bu arada hemen þu dolabýn içinde su bulunur, lazým olursa diye'' dedi ve gitti. Bir anda içimi bir dehþet duygusu kapladý. Suyun lazým olacaðýný nereden çýkardý bu adam diye kendi kendime söylenerek yataða yattým sonra dudaðýmýn yanmaya baþladýðýný hissettim ve kalkýp dolaptan þiþeyi çýkartýp biraz su içtim ve uyudum. Bütün gün boyunca ilk defa buna mecbur kalmýþtým, sanýrým zehri o yanýmda yokken canlanýyordu.

Aðzým bir çöl kadar kuruydu ve dudaklarým acýdan þiþmiþti, yataktan fýrlayarak kalktým, bedenim yanýyordu. Hava karardýðý için hiçbir þey göremiyordum, mumlarý yaktýktan sonra zor da olsa dolabýn yerini buldum. Þiþeyi elime aldýðýmda suyu içmiyor baþýmdan aþaðý boþaltýyordum. Tekrar rahatlayýnca pencere kenarýna gittim ve dýþarý baktým. Akþamüstünü geçmiþ olmalýydý, hanýmefendiye çok büyük saygýsýzlýk ettiðimi düþünerek hýzla aþaðý indim, bu sýrada yaþlý adam bir anda karþýma dikildi, korktum. Adam '' Yemek odasýnda hanýmefendi sizi bekliyor'' dedi ve beni gene peþine takarak yemek odasýna götürdü. Uzunca bir masanýn bir ucunda hanýmefendi yemeðini yiyordu, hemen yanýna gittim, özür diledim, kabul etti ve beni sofranýn diðer ucuna yöneltti. Oturdum ve önümdekileri yemeðe baþladým. '' Þarap?'' diye sordu. '' Çok memnun olurum '' dedim. Yemek bittikten sonra oturma odasýna geçtik, hizmetçilere þömineyi yaktýrdýktan sonra piyanonun baþýna geçti. '' Siz bir þey çalmýyorsunuz deðil mi?'' diye sordu, maalesef ona eþlik edemeyeceðimi söyledim. '' Önemli deðil'' dedi '' Ama size þiir okudum, birazdan çalýp þarký söyleyeceðim, karþýlýðýnda benim için de bir hikaye yazar mýsýnýz '' dedi. Baþýmý olumsuz biçimde salladým. '' Korkarým bunu yapamam'' dedim, þaþýrdýðýný görünce güldüm '' Siz bir romaný hak ediyorsunuz'' dedim. Gülümsedi ve piyanonun tuþlarýna dokunmaya baþladý. Her bastýðý tuþ, her çaldýðý notayý ruhumda hissediyordum.

Þömine baþýna geçtik, þarap koyduktan sonra kadehlerimizi tokuþturduk. '' Demek þarap seviyorsunuz? '' diye sordum. '' Þarap benim suyumdur '' dedi, gülümsedim, ''Sizde þarap seviyorsunuz sanýrým?'' diye bu sefer o sordu. '' Tüm içkileri severim dedim ama þarap benim kanýmdýr '' Taþ bina gecenin karanlýðýnda ay ýþýðýnýn vurduðu soðuk bir mahzene dönüyordu, aðýzlarýmýzdan çýkan dumanlar duvarlarý süsleyen heykellerin üzerinden kayboluyordu.Þömine baþýnda ateþ bizi ýsýtýrken odaya sinsice giren bir kedi gördüm. '' Sanýrým yalnýz deðiliz'' dedim. Hanýmefendi gülümsedi, kediyi çaðýrdý '' Ýþte benim aþkým'' dedi ve kediyi öptü ve okþamaya baþladý. O kediyi okþarken dudaklarýmýn gene yandýðýný hissetmeye baþladým, nezaketen yudumladýðým þarabýmý hanýmefendinin þaþkýn bakýþlarý altýnda dikiverdim. '' Çok hýzlýsýnýz '' dedi, baþýmý salladým, bir kadeh daha doldurdum ve tekrar yerime oturdum. '' Ýsterseniz size bir hikaye anlatmaya baþlayayým '' dedim. Baþýný salladý ve dikkatle dinlemeye koyuldu. '' Bu çok eski bir hikaye'' dedim '' Bundan yüzyýllar önce yaþayan genç bir kýzýn hikayesi, genç, güzel, herkesin aþýk olduðu ama sevgiyi yanlýþ yerlerde arayan bir kýzýn hikayesi '' Hanýmefendi dikkatle beni dinlerken, þöminedeki alevlerin arasýnda yanan odun parçalarý çatýrdýyordu.

''Uykunuz geldi sanýrým''. Hanýmefendi biranda irkildi '' Yo hayýr heyecanla dinliyorum lütfen devam edin''. Kedi sýcaðýn ve okþanmanýn etkisiyle çoktan uyumuþtu ama sahibesi hareket edince uyandý ve koþarak odadan çýktý. Þöminedeki ateþ iyice azalmýþtý, neredeyse sönmek üzereydi, bu yüzden soðuk giderek bastýrmýþtý, ikimizde titriyorduk. '' Üþüyorsunuz '' dedim. Sarýlmak istedim ama saygýsýzlýk olur diye cesaret edemedim. '' Evet, soðuk ve geç oldu sanýrým yatsak iyi olacak '' dedi. Baþýmý salladým. '' Ben halimden çok mutluyum ama siz bilirsiniz tabii'' dedim. ''Ben de halimden memnunum ama eninde sonunda günü bitirmek gerek yoksa yarýnýn ne anlamý kalýr deðil mi?'' Baþýmý salladým. Ayaða kalktým ve hanýmefendinin elinden tutup onu da kaldýrdým sonra benim odama kadar yürüdük. Kapýnýn önünde müsaade istedim, Merdiven ile kapýmýn arasýnda kalan pencerenin camýndan yansýyorduk ve yansýmam hanýmefendinin elini öptükten sonra dudaklarýný çekmemiþ, koluna oradan boynuna ve dudaklarýna kadar gitmiþti. Hanýmefendinin elini avucumun içine aldým öptükten sonra yavaþça býraktým. Camda ateþle öpüþen iki çift gözüküyordu. Biraz bekledim sonra '' Ýyi geceler '' dedim ve o da iyi geceler dedikten sonra odama girdim, kapýyý kapatmamla beraber odamdaki camda aðzýndan akan kanlarla yansýmamý gördüm, gözleri fal taþý gibi açýlmýþtý diþleri kýpkýrmýzýydý, bana baðýrýyordu, küfrediyordu, ben ise kulaklarýmý kapamýþ susmasý için yalvarýyordum. '' Daha ne kadar dayanabileceksin'' diyordu. '' Tek yapman gereken onu öpmek, tek yapman gereken bu, ruhumu yakýyorsun, beni yok ediyorsun, o zehrin beni felç etmesine izin veriyorsun'' Acýyý bütün bedenimde hissediyordum, kalbimde, beynimde ruhumda hissediyordum, dolaba periþan halde atýldým ve þiþeyi gene baþýmdan aþaðý boþalttým. Camdan dýþarýsý gözüküyordu, soðuk gece aydýnlanýrken bir dakika bile uyuyamadým.

Þatoda kaldýðým günler böyle geçti, her gün güzeldi, her gece güzeldi ama odama çekildiðim her dakika bir ýzdýrap bir iþkenceye dönüþüyordu, sanki her ayrýlýkta odamda çarmýha geriliyor, elime batýrýlan çivilerle bu zehre daha da çok baðlanýyordum. Onu gördüðümde ise elimdeki çiviler sanki bedenimin bir parçasý gibi tanýdýk ve dostça geliyordu.
Günler, haftalara, aylara döndü, artýk daha fazla iþkence çekiyordum, çünkü hanýmefendi benimle eskisi kadar sýk görüþmüyordu, arkadaþlarý geliyor gündüzleri onlarla gezmeye gidiyordu geceleri ise hikayelerimi dinlerken uyuya kalýyor hatta bazý geceler dinlemeden izin istiyordu, ben ise odamda kendimi yerden yere vururken acýmý dindirmek için ona söz verdiðim romaný yazmakla uðraþýyor böylece kendimi bir nebze daha rahatlatýyordum. bir zaman sonra odamýn yerinin deðiþmesi gerektiðini söylemek üzere yaþlý adam geldi.
Hanýmefendinin yeni arkadaþý bundan sonra benim odamda kalacakmýþ, sinirlendim ama bir þey diyemedim, hanýmefendiye konuþmak istediðimi söyledim ama sandal ile geziye çýktýðýný söylediler. Koþarak bahçeye indim, hanýmefendi sandalda bir adamla geziniyordu, daha önce olmadýðý kadar büyük bir acý bedenimi kapladý, yeni odama gidip saatlerce duvardan duvara çarptým.

Akþam olduðunda yemek odasýna indim, hanýmefendi ve o adamla beraber yemek yedik. Adam hanýmefendinin karþýsýnda oturuyordu, ben ise uzunca masanýn ortasýndaydým. Yemekten sonra þömine baþýna piyano çalmaya geçtiler. Beni de çaðýrdýlar, geleceðimi söyleyip odama çýktým. Kendimi yere attým. Karnýma bir aðrý girdi, dudaklarýmdan yükselen acý ayaklarýmý yerden kesmiþti, su içmek için dolaba gittim, ama bu odada içinde þiþeler bulunan bir dolap yoktu, ölümle burun buruna olduðumu hissettim, masamýn baþýna oturup romanýma devam etmeye çalýþtým, saatlerce yazdým, mürekkebim bittiðinde þiþesini yere fýrlattým, son birkaç cümle daha yazmak istiyordum, acýmý dindirecek birkaç cümle ile romanýmý bitirecektim ve bu roman ona her þeyi anlatacaktý, beni zehirlediðini, beni bu þatoya hapsettiðini ve benim ondan vazgeçemediðimi anlatacaktý, kalemi koluma sýkýca batýrdým ve akan kana ucunu buladýktan sonra kaðýda yazmaya baþladým. Kolumdaki acýyý hissetmeyecek kadar kötü hissediyordum. Zehirlenmiþ kanýmla yazdýðým son cümleleri bitirdikten sonra kalemi fýrlattým, pencerede bir yaratýk duruyordu, bana yalvarýyor ve kurumuþ bedenini gösteriyordu, saçlarý kalmamýþtý, ellerimi, dudaklarý, yüzü, her yeri çatlamýþtý ve mosmordu, yalvarýyordu, ''panzehir'' demeye çalýþýyordu ya da ben öyle anlýyordum.

Romaný aldým ve hýzla odamdan çýktým aþaðý oturma odasýna doðru koþmaya baþladým, kolumdan akan kanlar arkamdan geliyordu. Odaya yaklaþtýðýmda içeriden piyano sesleri içinde bir erkek sesinin þarký söylediðini duydum. Kapýya kadar hiddetle gelmiþken, kolu çevirirken bir anda uysal bir kediye döndüm, yavaþça ve korkarak kapýyý açtým, artýk þarký söylemiyorlardý, elimdeki kitabý yere býraktým ve dona kaldým. Kitabýn düþmesiyle beraber beni fark ettiler. Hanýmefendi adamýn kucaðýndan ayrýlýp yanýma geldi ve elini boynumda gezdirmeye baþladý sonra parmaklarýný yüzümde okþadýktan sonra baþýmý kendine doðru çekti, bu sýrada adam uzaktan olup biteni izliyordu, hanýmefendi boynumu öpmeye baþladý, ilk baþta yumuþacýk öperken yavaþ yavaþ daha sert öpüyor hatta öpmüyor, ýsýrýyordu. Kendimi ondan kurtarmaya çalýþýrken adam gelip arkadan beni sýkýca tuttu, çok güçlüydü ve ona karþý koyamýyordum, hanýmefendi boynumu, dudaklarýmý ýsýrmaya ve kanýmý emmeye devam ediyordu, baþým dönmeye baþladý, kendimden geçtim ve yere yýðýldým…Üzerime çýkmýþlardý, adam baþýmdan aþaðý þarap dökerken, o ýsýrmaya devam ediyordu, bir yandan da gülüyorlardý, aptallýðýma gülüyorlardý, korkaklýðýma gülüyorlardý, camdan bunlarý görüyordum, yerde yatan bedenimin üstüne abanmýþ bu iki insaný görüyordum, sonra ikisi de gitti, artýk sadece kendimi görüyordum, kurumuþ bedenimi görüyordum, saçlarým kalmamýþtý, ellerim,dudaklarým, her yerim kurumuþ ve çatlamýþtý, mosmordu, kendim sandýðým bu yaratýða daha fazla bakamazdým camda birkaç göz yaþý býrakýp oradan uzaklaþtým.

Böylece acýlarla beslediðim ve onun için yazdýðým kitabý o þatoda öylece býraktým ve gittim. O bunu okudu mu bilmiyorum aslýnda herhangi biri bu kitabý okudu mu bilmiyorum ama yýllar sonra bir gün odasýna çekilmiþ, romanýmý okuyan biri çýkarsa ve kalkýp camdaki su damlalarýný silerse, sevgiden korkmamasý gerektiðini anlarsa; ateþler içinde yanan ruhum bir nebze olsun serinleyecektir. Kanýmla yazdýðým cümleler ise kuruyup gidecektir…

Kaç kez seni seviyorum demek istemiþizdir ama hep iyi geceler ile yetinmiþizdir.Ýyi geceler, yarýna yüklemektir duygularý…Ne kadar yükleyebiliriz ki, ne kadarýný taþýyabiliriz. Neden kabuslarla uyandýðýmý anlýyorum; Artýk zihnim bu yükleri taþýyamýyor ve þiddetle üstünden atmak istiyor, Sevgim nefrete dönüþüyor, cesaretim ise korkuya...



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn yeraltý kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Neden?

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ýnekler
Bay Ýyi
Ýnsanlarý Mutlu Eden Adam
Azrail Korkunca
Ahlak Bakanlýðý
Zindan
Ölümden Önce Ölümden Sonra
Maðara
Sadece Bir Oyun


Kaan Alpaslan kimdir?

. . .

Etkilendiði Yazarlar:
...


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Kaan Alpaslan, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.