Materyalist bir dünyada yaþýyoruz, ve ben de materyalist bir kýzým -Madonna |
|
||||||||||
|
Bunlardan bir tanesi Can Dündar’ýn, Atatürk’ün hayatýný özetlediði ve medyada çok tartýþmalara neden olan “Mustafa” filmi. Diðeri ise; beyefendi sanatçý kiþiliðine, son yýllarda yazarlýðý, yapýmcýlýðý ve yönetmenliði de ekleyen Özhan Eren’in, I.Cihan Harbi yýllarýnda Van’dan Erzurum’a cephane taþýyan yüz yirmi gencin meþakkatli yolculuðunu anlatan “120” filmi. Bu yazýmýzda, bu iki belgesel filmi deðerlendirmeyi arzuladýk. Ortada bir eser var ise, o eser, iþin erbabý tarafýndan kamuoyuna deðerlendirilmektedir. Buna eleþtiri denmektedir. Eleþtiri, toplumumuzda olumsuz olarak algýlanan bir kelimedir. Oysa eleþtiri ve tepkinin olumsuzu olduðu gibi, olumlusu da olmaktadýr. Olumsuz eleþtiri ve tepki yersiz ise, bu eleþtiri yapýmcýnýn ve emektarýn arzusuna ve emeðine negatif bir kamçý vurmaktadýr. Eðer tepkiler olumlu ise yapýmcýya enerji katmaktadýr. Bu noktada yapýmcý, yaptýðýnýn doðru olduðu kanaatini vicdanýnda benimsemiþ ise, art niyetli olumsuz eleþtirileri yok sayabilir. Yok eðer olumsuz eleþtiriler, kendisini toplum nezdinde daha iyiye sevk edecekse bunu da dikkate almak, kendisi için daha faydalý olacaktýr. Biz, film ya da belgeseller konusunda ne uzman ne de detaylý bilgiye sahibiz. Ancak bu bizim izlediðimiz bir belgesel hakkýnda yorum yapamayacaðýmýz anlamýna gelmez. Yapacaðýmýz yorum kiþisel olacaðý için yanlýþ da bize ait, doðru da. Bu konuda müsterih olmak, her iyi niyetli eleþtirmenin ya da kalem ve söz erbabýnýn hakkýdýr. Genel kanaat hakkýndaki fikirlerimizden sonra, belgeseller hakkýndaki düþüncelerimize geçebiliriz. *** “MUSTAFA” Can Dündar ile her ne kadar dünyaya bakýþ ve dünyayý algýlayýþ bakýmýndan paralel düþüncelere sahip olmasak da, kalemiyle ve kelamýyla kendisini kanýtlamýþ bir yazar olduðu gerçeðini göz ardý edemeyiz. Dündar, araþtýrmacý kimliðini ön planda tutan bir yazar. Kendi çizgisindeki baþarýsýyla, kalemin hakkýný veren yazarlarýmýzdan bir tanesidir. Daha önce birçok belgesele imza atmasý, Mustafa filmi için bir avantaj oluþturmuþ kendisine. Gazi Paþa’nýn, Selanikte’ki mütevazý konakta baþlayan hayat hikâyesini, Dolmabahçe Sarayý’ndaki vefatýna kadar konu alan filmde, dikkatimizi çeken birkaç husus þunlardýr: 1.Can Dündar, konuya hâkim bir araþtýrmacý olarak, þuana kadar Atatürk hakkýnda bilinmeyen birçok yönü filme taþýmýþtýr. 2.Atatürk’ün ailevi, askeri, toplumsal ve idari konulardaki görüþlerini, ön kabulleri yýkarak filme yansýtmýþ. 3.Çocukluk, gençlik ve liderlik dönemlerindeki kiþisel yaþamýný ön plana çýkarmýþ. 4.Ýnkýlâplarý yaparken karþýlaþtýðý güçlüklerdeki kararlýlýðýný ve mücadelesini yaþandýðý gibi aktarmýþ. 5.Filmden ayrýca, Atatürk’ün sakin bir hayat arzuladýðýný ama dönemin þartlarýnýn buna pek müsaade etmediðini, yaþamýnýn sonlarýna doðru az da olsa bu fýrsatý yakaladýðý sonucunu izleyiciye aktarmýþtýr. Bizce izlenmesi gereken güzel ve baþarýlý bir çalýþma olmuþ “Mustafa” filmi. *** “120” “Bilirim seni yalan dünyasýn, Evliyalarý alan dünyasýn.” dizelerini Yunus’un dilinden, gönüllerde hoþ bir seda býrakacak þekilde yorumlayan Özhan Eren, “120” filmi ile de, film yapým ve yöneticiliðine baþarýlý bir þekilde merhaba demiþtir. Filmin temasý, yukarýda girizgâh yaptýðýmýz üzere, 1. Dünya Savaþý’nýn baþlamasý ile doðuda Rus kuvvetlerinin harekete geçmesiyle birlikte, Ermenilerin de gizli Taþnak Cemiyetleri vasýtasý ile kardeþçe yaþadýðý Türklere karþý silahlanmasýný ve mücadelesini anlatmaktadýr. Kars, Ardahan ve Batum’u ele geçiren Ruslara karþý, Erzurum’daki Türk savunma hattýna Van’dan cephane taþýmak üzere yola çýkan 12 ile 16 yaþlarý arasýndaki 120 çocuðun, yoðun kýþ þartlarý ve Ermeni taarruzlarýna maruz kalarak yaptýklarý dramatik yolculuklarý filmin temasýný oluþturmaktadýr. Bu kutlu yolculukta, yola çýkan 120 gençten sadece 22 tanesi ailelerine kavuþabilirken, 98 tanesi hazin bir þekilde þehit olmuþlardýr. Ýþte bu vatansever þehitlerin vesilesiyledir ki, bugün bizler baðýmsýz ve güçlü bir ülkenin evlatlarý olarak vatanýmýzda huzurlu bir yaþam sürmekteyiz. Þehitlerimize bu vesile ile, bir kez daha Allah’tan (c.c.) rahmet dileriz. Özhan Eren’i de baþarýlý çalýþmasýndan dolayý kutlarýz. Selam ve muhabbetle.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Adem KALINSAZ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |