..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Bana ev hikayesinden söz açmayýn. Artýk benim oraya gideceðim yok!" Fuzuli, Leyla ile Mecnun
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Gülmece (Mizah) > Þevket Baþýbüyük




5 Mart 2009
Ýmamýn Þey Ettiði Gün  
Þevket Baþýbüyük
Anadolu insaný, misafirperverliði ve cana yakýnlýðý ile tanýnýr. Anadolu insanýnýn bu güzel hasletini suiistimal eden asalakça biri, bir gün kendini “imam” olarak tanýtýp bir köye gider. Hayatta ilk kez, bir imamýn geldiðini haber alan köylüler, imamý aðýrlamada adeta birbirleri ile yarýþýrlar.


:BIFD:
ÝMAMIN ÞEY ETTÝÐÝ GÜN

Anadolu insaný, misafirperverliði ve cana yakýnlýðý ile tanýnýr. Anadolu insanýnýn bu güzel hasletini suiistimal eden asalakça biri, bir gün kendini “imam” olarak tanýtýp bir köye gider. Hayatta ilk kez, bir imamýn geldiðini haber alan köylüler, imamý aðýrlamada adeta birbirleri ile yarýþýrlar.
O zaman þimdiki gibi cami lojmaný olmadýðý için imam, her gün bir evde misafir kalacaktý. Ýlk gittiði evde kabak yemeði vardý. Ýmam, o gün Allah ne verdi ise hepsini silip süpürerek yemeði sünnetler. Ertesi gün, imamý misafir edecek evin hanýmý, bir önceki gün imamý misafir eden evin hanýmýna giderek imamýn yemeklerde en çok neyi sevdiðini sorar:
-     Komþu.der, bu bizim imam dün size misafirdi, en çok hangi yemeði sever?
-     Kabak.
-     Kabak mý?
-     Biz kabak vermiþtik, bi yemiþti bi yemiþti ki, aboo afet!
Kadýn koþarak eve döner. Komþusunun tarif ettiði gibi güzel bir kabak yemeði yapar. Boðazýna düþkün olan imam o akþam sofrayý dört gözle bekler. Yemek indirilir, o da ne? Sofrada yine kabak..Ýmam, üçüncü gün baþka bir evdedir. Nefis bir tere yaðý kokusu gelir içeri girer girmez. “Hah oldu iþte! Tere yaðýn kokusu hoþ. Ýnþaallah kabak deðildir,” diyerek kendi kendine söylenir. Sofra indirilir yemek gelir; kabak! Ýmam bozuþur ama belli etmeden, “misafir umduðunu deðil bulduðunu yer” diyerek kendi kendine teselli verir. Dördüncü günü, misafir kalacaðý evin hanýmý, diðer komþulardan imamýn en çok hangi yemeði sevdiðini sorar. Herkes, “kabak” der. Kadýn baþka yemek yapmaktan vazgeçer, komþularýnýn tarifi üzerine güzel bir kabak yemeði hazýrlar. Beþinci gün yine kabak. Altýncý evin sofrasýnda kabak, yedi, sekiz derken haftalar geçer ama sofralarda deðiþmez tek bir yemek vardýr; kabak...
Yediði kabaktan midesi bozulan imam, utandýðýndan ses çýkartmazken, köyün kadýnlarý, yemekte imamý memnun etmek adýna; kabak piþirmekten birbirleriye yarýþmaya devam ederler.Öyle ki, düne kadar kimsenin yemediði kabak, imamýn gelmesiyle karaborsaya dönmüþ ve çevre köylerden sipariþ verilmiþti.
Ýmam her gün deðiþik bir evde kalýyordu ama her gün deðiþmeyen ayný yemekle karþýlaþýyordu. Bu hal böyle gitmemeliydi, mutlaka düzeltilmesi gerekiyordu ama nasýl? Önüne gelen yemeði, yemese bir ayýp, ayný emekten bir daha yiyemeyeceðini söylese baþka ayýp. Bu deðiþmeyen yemekleri nasýl deðiþtirebilirdi? Düþündü taþýndý. En son kararýný verdi. Evet tek çare öyle yapmalýydý yoksa bu kabak yemekten kurtulmazdý. Ve bir gün, düþündüðünü uygulamak üzere minarenin þerefesine çýktý.
O gün günlerden Cuma deðildi.
Bayram hiç deðildi,
Köyde ölen kimse de yoktu ama, imam selâ veriyordu.
Caminin þerefesine çýkýp adeta inleyen bir ses tonu ile okunan bu vakitsiz selânýn sözleri aynen þöyle idi:
“Essalâtû vesselâmu âleyk
Aleyke ya habîballaaaaaaah.
Sabah kabak, akþam kabaaaaaak
Sofralarda dizilir tabak tabaaaaaaaak
Yok mu beni bu kabaktan kurtaracak?!
Þefaat, þefaat, þefaat ya rasulallaaaaah.”

Selâyý verdikten sonra aþaðý inen imam, iki kadýn arasýnda geçen þu konuþmaya þahit olmuþtu:
-     Gýz sizde kabak var mý kabak?
-     Kalmadý.
-     N’aptýn ki onca kabaklarý?
-     Ýmam efendiye yemek yapmak için komþular aldý.
-     .............
-     Sen n’apacaktýn?
-     Ben de imama yemek yapacaktým.
-     Gýz bu imam baþka bir þey yemiyor mu?
-     Yemiyormuþ gayrý.
-     Yemiyormuþ demi?
-     Yemiyormuþ gýz. Ne hikmeti varsa bu kabaðýn?
-     Bizim evde her þey var ama herif, illâ kabak yemeði yapacaksýn diyor. Herkes kabak yemeði vermiþ, biz vermezsek ayýp olur, diyor.
Diðer taraftan erkekler; imamýn verdiði selâyý tartýþýyorlar. Gerçi çoðu ilk kez sela dinlediði için selânýn nasýl olmasý gerektiðini bilmiyordu ama köyün ileri gelenlerinden Memo ile Hemo bu seladan rahatsýz olduðunu söylüyorlardý:
-     Ula Memo, selayý dinledin mi?
-     Hee.
-     Nasýl buldun?
-     Sesini çok yanýk buldum keretanýn.
-     Ula yok yok, sesini demedim, bana öyle geldi ki, bu imam selayý doðru vermedi.
-     Nasýl yani?
-     Nasýlý var mý Memo, biz cahil deðilik ya, bu imam sela vermesini bilmiyor gibime geldi.
Derken mesele müftüye kadar gider. Müftü teftiþe gelir. Namaz vakti imamý, imamete geçirir. Bir “kulhuvalladan” baþka hiçbir þey bilmeyen imam bozuntuya vermeden ve ses ritmini deðiþtirmeden aynen okumaya þöyle devam eder:
“- Bismillahirrahmanirrahiiiiiiiiiim.
Köyümüz otuz haneeeeeeeeee
Her biri verdi bir danaaaaaaaa
Yarýsý sana, yarýsý banaaaaaaaa
Aman, müftü kurbanýn olayým; bu sýrrý çýkartma meydanaaaaaa”
Þifreyi çözen müftü þöyle cevap verir:
“- Helal olsun hocam sanaaaaaaa
Allah-u ekber!”
Teftiþ baþarýlý geçmiþtir. Müftü memnun , köylüler memnun, imam herkesten memnun zira o gün sofrada da bir deðiþik yemek vardýr. Kabak yerine kýzartýlmýþ kuzu eti görünüyordu sofrada. Aylardýr kabaktan baþka bir þey yiyemeyen imamýn yerinde siz olsaydýnýz memnun kalmaz mýydýnýz? Üstelik teftiþi de baþarýlý geçmiþ. Ne var ki, asýl olanlar ondan sonra baþlar. O gün sofrada kuzu etini gören imam yemeði biraz fazla kaçýrýr. Yemeði kaçýrmaya kaçýrsýn da cemaatýn önünde eðilip kalkarken gaz kaçýrýr! O gün, yer yarýlsaydý da yerin dibine geçseydi. Bu þansýz hadiseden sonra imam ortadan kaybolmuþtur.
Ardan tam on beþ yýl geçer. Dile kolay, on beþ yýl!
Nereden çýktýysa, on beþ yýl sonra imam köyüne dönmek ister. Dönmeye dönecektir lakin o gün kazaen çýkan gazý nasýl unutturacaktý? Köylüler unutmuþlar mýydý acaba? Bir rivayete göre Memo ile Hemo dayýlarý ölmüþtür. Kim bilir ayný köyde kaç kiþi daha ölmüþtür. On beþ yýl/ on beþ yýlda neler deðiþmezdi ki? Muhakkak o hadise de unutulmuþtur diyerek çok özlediði köyüne doðru yola koyulur. Köyün yakýnlarýnda genç bir çoban ile karþýlaþýr:
-     Selâmunaleyküm!
-     Aleykümselam.
-     Hangi köydensin evlat?
-     Þu karþý ki köydenim.
Nefes alýþveriþleri hýzlanýr imamýn. Evet, o köy ilk göz aðrýsý, imamlýk yaptýðý köydü. Hararetle konuþmasýna devam eder:
-     Eee daha ne var ne yok?
-     Gördüðün gibi emmi.
-     Memo ile Hemo dayýyý tanýr mýsýn?
-     Ne diyorsun sen emmi onlar öleli... Unutuldular bile!..
Ýmam, biraz daha ümitlenir. Kendi kendine “Ýnþaallah benim o talihsiz olay da unutulmuþtur. Memo ile Hemo dayýyý unutan köylü benim hadisemi de unutmuþtur.”
-     Yaþýn kaç evlat?
-     Kesin bilmiyorum ama anamgil, þey günü doðmuþsun, diyorlar.
-     Hangi gün?
-     Anamgilin söylediðini söylüyorum.
-     E hadi söyle!
-     Þeyin þey yaptýðý gün..
-     Neyin ne yaptýðý?!
-     Ýmamýn þey ettiði gün!....
-     Ýmam mý?
-     Evet emmi, imamýn gaz kaçýrdýðý gün doðmuþum, yani on beþ yaþýndayým.
-     !?..

ÞEVKET BAÞIBÜYÜK



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn gülmece (mizah) kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Bizim Kadir de Ehliyeli Olunca…

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Vay Sözüm Vay…
Çið Söz…

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Cennet Gülleri [Þiir]
Tüm Türkiye Üþüdü Koca Reis [Þiir]
Tüm Türkiye Üþüdü Koca Reis [Þiir]
Çocukluðum [Þiir]
Duvardaki Saat [Þiir]
Olma Geveze [Þiir]
Özgürlük [Þiir]
[Þiir]
35 Yaþ Þiiri Size Neyi Çaðrýþtýrýyor? [Roman]
Bizden Biri; Aliþan Kapaklýkaya [Roman]


Þevket Baþýbüyük kimdir?

Edebiyatýn karýn doyurmadýðýný bile bile aç kalma pahasýna yazmaktan imtina etmeyen, hayal gücünden çok izlenim ve gözlemlerini yazmaktan büyük keyif alan, yazarken adeta orgazým olan sýradýþý bir yazar

Etkilendiði Yazarlar:
Roman, Hikaye, Þiir, Biyografi, Gezi


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Þevket Baþýbüyük, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.