KARAKAÞ‘IN KAHVESÝ

Çocukluðumda taþ plakta eski bir þarký dinlerdim ; “ Nisan – Mayýs aylarý ... Gevþer gönül yaylarý “ Güneþin sýrtýmýzý zaman zaman þefkatli bir el gibi okþadýðý ýlýk bir Nisan gününde bombardýmana uðramýþ bir periþanlýk içinde olan þehir parkýnda ne bir kýr kahvesi ve ne de bir kuru kanepe kalmadýðý için yine Karakaþ’ýn kahvehanesine sýðýnmaktan baþka çare bulamadým.
Sigara içme yasaðýnýn bulunmadýðý kahvehanede sigara dumanlarýnýn arkasýnda saklanan Recep’i görmek biraz zor oldu .
-     Selamünaleyküm !
-     Aleykümselam !
-     Karadeniz’de gemilerin mi battý Recep , nedir bu surat ?
-     Müftü Abi ,( bana Müfit yerine dili dönmez Müftü derdi ) bu memlekette gülünecek hal mi kaldý ? Televizyonlarý seyretsen yüreðin daralýyor , gazeteleri okusan gözlerin kararýyor. “Bizden” dediðimiz bir gazeteci Sudan’a gitmiþ ; orada bisküvi daðýtýlýrken , ayakta durmakta zorlanan , fakir , aç ,sefil , zavallý bir zenci çocuk elini bizim gazeteciye doðru sevgiyle uzatmýþ fakat ( önceden uyarý yapýldýðý için ) hastalýk kaparým korkusuyla çocuðun elini tutamamýþ.” Sudan’dan Kýzýldeniz’i uçakla aþýp komþu Suudilerin þehri Cidde’ye uçarken seyahat süresince hep o aç çocuðun hayaliyle boðuþtum. “ diyor.
-     Evet , Recep kardeþim .. Sudan’da açlýktan kýrýlan binlerce müslüman varken gavuristana giden tankerleri sayýp komisyon alan Arap Þeyhlerinin saraylarýnda bir kuþ sütü eksik . Hani ne diyordu o güzel Peygamber “ Komþusu açken , tok yatan .... “ Daha baþka neler var gazetelerde ?
-     Neler yok ki ; Baþbakan’ýn gezisine katýlan laik gazeteciler programdaki “umre “ Kabe’yi ziyaret “ programýndan da yararlanýp çok duygulanmýþlar. Gazetelerinde çýkan haberlerde konuþmasýna “besmele “ ile baþlayan Tayyip Bey’i eleþtiriyorlar.
-     Eleþtirirler , eleþtirirler .. Onlarýn haklarýdýr. Kýþ kýþlýðýný , .uþt , .uþtluðunu yaparmýþ. Ya ne deseydi ? “ Laik , demokratik bir dünyada azdýran ve þaþýrtan þeytanýn adýyla ! “ diyerek mi baþlasaydý ?
-     Abi , adamýn biri 83 yaþýna gelmiþ hala bir üniversite diplomasý almak için çalýþýyormuþ. Üç dersten takýntýsý varmýþ . Sýnavlarý verince “iktisat “ diplomasý alacakmýþ ; ne dersin ?
-     Eskiler ‘ kýrkýndan sonra saz çalaný teneþir paklar ‘ demiþ. Horoz ölür , gözü çöplükte kalýrmýþ. Demirel bile saltanat tahtýný unutamadý. Belki bu adam da “kar – zarar” hesabýný yapmak için “ iktisat diplomasý “ öbür tarafta iþime yarar ,diye düþünüyor olabilir. Bir zamanlar Gazi Osman Paþa mahallesinde yaþayan bastonlu mücahit Ali Osman Amca’yý hatýrlar mýsýn ? Avukat yazýhanelerinin önünden geçerken merhuma takýlmýþlar : “ Ali Osman Amca , bak ! Kapý gibi diplomalarýmýz var . Biz onlarý almak için yýllarca uðraþtýk. “ deyince Ali Osman Amca bir arslan gibi kükremiþ : “ Aldatmayýn kendinizi ! O diplomalar sizi öteki tarafta kurtarmaz ; ‘ Ýlahi Þahadetname (diploma) ‘ almaya bakýn ! “
-     Müftü Abi ! Herkesin iþi bu tarafta ; öbür tarafý kaç kiþi düþünüyor ki ?
-     Basma damarýma Recep ! Ýnsaný gam ,duvarý nem ,deveyi yük göçertirmiþ. Þöyle bir kendimize gelelim. Seslen Karakaþ’a bize þekerli iki kahve yapsýn…