..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Bir önyargýyý yok etmek, atomu parçalamaktan daha zordur. -Einstein
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Pastorel > Ferudun Ergan




15 Þubat 2009
Kasabadaki Cinayet Ben ve Aþkým  
Üniversiteli bir genç kýzýn anýlarýndan

Ferudun Ergan


(Üniversiteli bir genç kýzýn anýlarýndan) Kýsýk sesle konuþmalarýmýzýn arasýna, gülüþmelerimiz karýþýyor, sesimiz duyulmasýn diye, aðýzlarýmýzý aðýzlarýmýzla kapatýyorduk. Dudaklarýmla mühürlüyordum aþkýmýn dudaklarýný. Onun, nergisliðim dediði göðüslerimin üzerinde(...)


:AIEB:
_Bir tasýn içindeki kuru fasulye taneleri gibi, kasabadaki herkes birbirini iyi tanýrdý.
_Bakkaldan büyük, marketten küçük, kerpiç duvarlý, kiremit çatýlý; bir bahçenin kenarýnda iliþtirilmiþ gibi duran bu binayý, alýþveriþe geldiðim; sürekli gülen, þirin bir kýz çocuðu olduðum zamanlardaki anýlarýmdandýr belki de, hep sevimli bulmuþumdur. Aslýnda benim sevimli bulduðum yer, bu binadan da daha çok, arka bahçesiydi. Hayatýmýn en mutlu anlarýnýn bir parçasýný ben orada yaþadým. 19 yaþýmdayken, üniversite tatil dönüþlerimde buluþtuðum sevgilimle. Hikâyemde anlatacaðým bu cinayete, sevgilimle buluþtuðumuz, öyle güzel aþk dolu gecelerimden birinde þahit oldum.

_Bakkal Necip Bey, 47 yaþlarýnda, ilköðretimden öðretmen emeklisi biridir. Gençliðinde yaþadýðý, tutku ve ihtiraslarýnýn sürüklediði ideallerinden yorgun düþmüþ, aradýðý evliliði de bir türlü yakalayamamýþ, artýk hayata dair hiç bir amacý yokmuþ gibi durduðu izlenimi veren kiþilik yapýsýnda, orta boylu, bazen sevimli ve bazense mütemadiyen olduðunu sandýðým sert bakýþlý biriydi. Sanýrým Bakkal Necip Bey’in bu kýzgýn hali, biraz da, nisan ayý baþlarýnda, geçen ay, bir yýllýk evli olduðu karýsýnýn kendisini aldatýrken, komþusu kurnaz bir yaþlý kadýn tarafýndan yakalanmasýndan da kaynaklanýyor olabilirdi. Yaþlý kadýn, herkesin az-çok birbirinin akrabasý olduðu kasabada, komþu köylü, þeytanca ihtiraslarý olan bu kadýnýn, yanýndaki erkeði tanýmýþ, bunu yalnýzca, torunlarýna çok emeði geçtiðini bildiði Bakkal Necip Bey’e birçok öðütlerle birlikte, akýllý hareket edeceðine dair söz aldýktan sonra söylemiþti. Bu yüzden Bakkal Necip Bey, bu baþýna gelen durumu kimse bilsin istememiþ, bu sebeple de ayrýldýðý eþinin ailesi tarafýndan‘‘kýzýmýza iftira attýn ’’ þeklinde suçlanýyordu.
_Bir 6 Mayýs Cumartesi sabahý indiðim, kasabamýzýn 15 km yakýnýndaki bu þehirden, bir dolmuþ taksiye binmiþ, taksi þoförüyle, yolda hýzlý gitmemesi için kýsa bir tartýþmadan sonra, kasabamýzýn hemen dýþýnda inmiþtim. Kasabamýzý tam ortadan ikiye bölerek, içine derinlemesine inen yoldan, 19 yaþýmdaki hayat dolu, pýr-pýr halimle uçarcasýna yürüyordum. Bakkal Necip Bey’in dükkânýnýn önünden geçtikten hemen sonra saða, saðlý-sollu, ipil-ipil yapraklý kavak aðaçlarýnýn sýralandýðý 50 metre ilerdeki evimizin sokaðýna döndüm. Daha sokaðýmýza girdiðim ilk adýmlarýmda, çocukken, okul çýkýþlarýnda, komþu bahçelerin birinde, arkadaþlarýmla oyun oynamaktan yorulmuþ, bitkin halde, aç-susuz, koþa-koþa evimize gittiðim anýlarýmýn sýmsýcak yoðun sarýlmalarý karþýlamýþtý beni. Annemin lezzetli yemeklerini çok özlemiþtim sanýrým. Annemin yemeklerinin güzelliði konusunda hiç kimse tartýþamazdý doðrusu benimle.

_Öðleden sonra, hoþ geldiðe gelen komþu kýz arkadaþlarýmla biraz dedikodu yaptýk. Aslýnda en uç noktalara kadar giden konuþmalarýmýzda kikirdeþmelerimiz, gülüþmelerimiz, hatta kahkahalarýmýza karýþan çýðlýklarýmýz, ara sýra yanýmýza gelen annemi bile yüksek sesle güldürmüþtü. Ýçlerinden en çok sevdiðim arkadaþým Nalân’ýn kulaðýna eðilip, Feridun’un, gelip gelmediðini sordum. Ýçim kýpýr kýpýrdý ona karþý. Nalân, abisinin babasýyla birlikte, evlerinin önündeki portakal aðaçlarýnýn havuzlarýný düzelttiðini söylediðinde, içimin daha da heyecanla dolduðunu, yüzüme yürüyen kanla birlikte, tüm vücudumun ateþ bastýðýný, biraz utanarak saklamak istedim.

--Saat gecenin 11’ine geliyordu. Ayný odada kaldýðýmýz erkek kardeþim ve diðer odadaki annemle babam uykuya dalalý epey bir süre olmuþtu. Alt katý malzeme ve ürün depomuz olan evimizin üst katýndan, merdivenleri, usulca bir kedi nezaketinde indim. O anki yaþadýðým duygularým, muziplik yapmýþ bir çocuðunkine benzer, sevinç, mutluluk ve hinlik karýþýmý kýpýr-kýpýrdý.Hala bu günkü gibi taptaze durur içimde.

_Küçük yaþlarýmýzdan beri buluþtuðumuz sevgilimle, aþkýmýzýn mabedi iþte burasýydý. Etrafý sýk nar aðaçlarýyla çevrili olan bahçenin tellerini dikkatlice geçtim. Portakal, hurma, erik ve incir aðaçlarý arasýndan biraz eðilerek, üstü çinko çatý ile örtülü, etrafý açýk, içi dolu saman çuvallarýnýn korunduðu, aþkýmýzýn mabedine gelmiþtim iþte. Feridun, çiçeðe durmuþ portakal aðacýnýn altýna oturmuþ, beni bekliyordu. Az ilerdeki nar aðaçlarýnýn, ayýn gümüþ akýtmalý beyaz ýþýðý altýndaki pembe çiçekleri de, sanki özlem-özlem bize bakýyordu. Ayakkabýlarýmýn altýnda, üstüne bastýkça, hafif nemli hýþýrtýlar çýkaran yapraklarýn sesinde, sevgilim yavaþça doðrulup bana doðru hamle yaptý. Ýþte tam o anda, özlemlerimin yemyeþil düþsel vadilerinde, kanat çýrpan bir kýrlangýç oluvermiþtim. Aþkýma sarýldýðým anda da çözülüvermiþ, kanat çýrpamaz olmuþ, iþte tam oracýkta kollarýnda yýðýlýp kalývermiþtim. Özlem, aþk, hasret dolu, hatta bazen de zevk dolu gözyaþlarým, hiç durmayacakmýþ gibi sessiz-sessiz akýyor, yanaklarýma, çeneme, boðazýmýn altýna, ta göðüslerime kadar damla-damla iniyordu. Ýç geçirirken hýçkýrýklarýmda, dudaðýmýn kenarýndan akan gözyaþlarýmýn tuzlu tadýný, þimdi bile hissedebiliyorum.

_Feridun, yine o bitmek tükenmek bilmeyen, dinine kadar hasret dolu öpücüklerini (bunu kendisi böyle tanýmlýyor) benden esirgemiyor, yüzüme, burnuma, gözlerime, dudaklarýma yaðdýrdýkça yaðdýrýyordu. Bir saat kadar bir sürenin bir dakika kadar çabucak geçtiði bir zamandý o an. Beni yine, özleminde hissettiðim yalnýzlýklarýmýn psikolojisinden çekip almýþ, yanaklarýma yine gülücükler konduruvermiþti Feridun. Dükkânýnýn önündeki Bakkal Necip Bey’in arkadaþý Gâvur Þapkalý Hacý ile mum ýþýðýndaki sohbeti, yaný baþýmýza açýlan bakkalýn arka penceresinden, gecenin sessizliðinde, bize kadar geliyordu. Arada bir düþen bir yapraðýn hýþýrtýsý, esen serinliðin etkisindeki, sürtüþen narin erik çilpintilerinin sesi, çok uzaklardan gelen yumuþak naðmeli ince bir keman ezgisi gibiydi. Topraðýn ve portakal çiçeklerinin agzotik kokularý, bize en uygun oranda karýþmýþ þekliyle geliyordu sanki. Kýsýk sesle konuþmalarýmýzýn arasýna, gülüþmelerimiz karýþýyor, sesimiz duyulmasýn diye, aðýzlarýmýzý aðýzlarýmýzla kapatýyorduk. Dudaklarýmla mühürlüyordum aþkýmýn dudaklarýný. Onun, nergisliðim dediði göðüslerimin üzerinde, bitimsiz seviþmelerimizin sonunda yýðýlýp kalmasýný çok özlemiþtim.

_Yavaþça kollarýmý boynuna doladým ve onu, zemine serili boþ çuvallarýn üzerinde uzandýðým yere doðru, kendime iyice çektim. Yüzüme yanaklarýma kadar tüm gövdemi saran, dayanýlmaz arzularýmýn ateþinde, ona sadece bozuk bir ses tonuyla, ‘‘hadi artýk’’ diye seslenebilmiþtim. O anda kendimi, bazen bir deniz kýyýsýnda, bazen bir daðýn tepesinde, bazen de, dörtnala þaha kalkmýþ bir atýn üzerinde, yemyeþil bir ovadan geçer gibi hissediyordum. Belimin tam ortasýnda baþlayýp iliklerimden geçen bir elektrik, ince bir sýzý ile beraber, düzenli periyotlarla kesintisiz gidip geliyordu içimde, ta ki týrnaklarýmýn uçlarýna kadar.

_19 yaþýmdaki gençliðimin de verdiði bitmek tükenmek bilmeyen arzularýmýn beni çýkardýðý, tadýlmamýþ aþklarýn bilmediðim yolculuklarýndaki, yeni keþiflerimden bir tanesinin tam ortasýndaydým. Çenemin havalandýðýný, tüm vücudumun bir köprü gibi kasýlýp gevþediðini, erik yapraklarý arasýndan yýðýnlarca yýldýzýn, gözlerimden, kendimden geçmiþ beynimin sarhoþ kimliðine gülümsemeler yaðdýrdýðýný, tam o anda fark etmiþtim. Aniden gözlerimi yýldýzlardan kopartýr gibi aldým ve aþkýmýn yüzüne çevirdim. Onu tüm vücudumda istiyordum artýk. Ellerimi kollarýnýn altýndan küreklerine uzattým ve iþte tam o anda geçti tüm týrnaklarým aþkýmýn sýrtýna. Hepten sýrf bal olmuþtum, sýrf aþk olmuþtuk ikimizde. Bir tanemin, nergisliðim dediði göðüslerime düþtüðünde, sýrýlsýklam aþka boyanmýþtýk ikimizde. Ellerini bulduðunda ellerim, parmaklarýný sýkýca geçirdim parmaklarýmýn arasýna, ilikler gibi. Usulca duyulan yaprak hýþýrtýlarý, erik çilpintilerinin ince sesi ve topraðýn kokusu, iyice karýþmýþtý sanki bize, tenimize ta içimize kadar. Aþkýmýn güçsüz, boðuk bir ses tonuyla, aþkým!, bir tanem!, Feride’m! sözleri ve bakkal Necip Bey’in arkadaþýyla, bizi hiçte rahatsýz etmeyen sohbetindeki sesi, kulaðýma, serin bir rüzgârýn nameleri arasýnda geliyor gibiydi.

_Eski muhtarlardan biri olan Gâvur Þapkalý Hacý, Bakkal Necip Beye, sanýrým sohbetlerinin baþýnda bir tabanca getirip vermiþti. Bakkal Necip; silahýn temiz olup olmadýðýný soruyor, oda ‘‘yok yok hiç tasalanma sen, Kilis’teki dostlarým bana yanlýþ yapmaz ’’diyor, hem bu en iyisinden, 14’lü T-1 serisinden bir silah, balýklý-sinekli gibi anlamadýðým ilginç tanýmlamalar yapýyordu. Hocam! yarýn ýrmaðýn kenarýna birlikte gider deneriz, sende görürsün diyordu Gâvur Þapkalý Hacý. Bakkal Necip Bey, para çekmecesine koyduðu silahý belirterek, Ya Hacý! Ben silahlarý pek sevmem de iþte ayrýldýðým eþimin bir deli kardeþi var, saðda-solda, ileri-geri tehditli konuþuyormuþ, ne olur ne olmaz diye aldým iþte. Yoksa her kes bilir beni, ben sevgiden, paylaþmadan yana bir insaným. Gerçi sevgi de, paylaþma da artýk giderek toplumumuzun geleneksel davranýþlarý olmaktan çýkýyor. Oysaki bu, tüm insanlarýmýzýn bir arada mutlu þekilde yaþamasýný saðlayan en önemli dengeleyicisi, yapýþtýrýcýsý konumundaki bir iþlevsel kültürümüzdür.

_Bu ilginç sohbete bir tanem Feridun da kulak kabartmýþtý benim gibi. Bu esnada ben ona dikkatlice baktýðýmda, oda bana dikkatlice gözlerini ayýrýrcasýna baktý. Bende ona kýsýk sesle nee! Dedim. Oda bana nee! Dedi. Bakkalýn önünden gelen çay þýngýrtýsýný kast ederek, baþ iþaretimle birlikte, ‘’hadi þuradan iki çay kap gel de mis gibi içelim!’’ dedim. Gülümseyerek ne demek istediðimi anlamýþ, gülümseyerek baþýný olmaz anlamýnda geriye doðru sallamýþtý.

_Saat gecenin 1’i gibi olmuþ, giyinmiþ, aþkýmla evlerimize doðru gitmeye hazýrlanýyorduk ki, bakkalýn önüne doðru, tekerlek lastiðinin küçük taþlarý sýkýþtýrarak çýkardýðý seslerle, bir arabanýn geldiðini anladým. Arabanýn lastiðinden çýkan seslerin kesilmesinin hemen ardýndan, yüksek sesli bir küfürle beraber iki el silah sesi geldi. Bu esnada biz bakkalýn yanýmýzdaki arka penceresinden, gayrý ihtiyari, bakkalýn biri kapalý çift kanatlý kapýsýna gizlenir gibi bakýyorduk.

_Gördüklerimden en son hatýrladýðým, Bakkal Necip Beyin, kapýya çarparak kendisini, loþ bir mum ýþýðýnýn yandýðý dükkânýnýn içine attýðýdýr. Ýþte tam o anda bakkalýn ölmediðini anlayan eski kayýný, tekrar ateþe baþlamýþtý ki ben alnýmdan vurulup, göðsüne dayandýðým sevgilimin ayaklarýnýn dibine öylece yýðýlmýþým. Sonradan öðrendiðim kadarýyla, sevgilim, hemen bana doðru eðilmiþ ve alnýmýn, yüzümün kýpkýrmýzý kan olduðunu görmesiyle, kesin öldüðümü düþünmüþ ve sadece bana Feride! Feride! Diye seslenebilmiþ. Benim ölmüþ olduðum fikrinin þoku ile beni vurduðunu düþündüðü adam gelmiþ aklýna. Hýzla kýrk metre kadar ilerdeki evlerine koþarak gitmiþ, babasýnýn tabancasý ile yine hýzla dükkânýn önüne doðru koþmuþ. Bu esnada karþýlýklý çatýþma devam ediyor ve silah sesleri gecenin karanlýðýný yýrtarcasýna bütün kasabaya yayýlýyormuþ. Feridun, bakkalýn yirmi metre kadar önündeki, arabayý siper almýþ bir vaziyette, bakkalýn kapýsýna doðru ateþ eden, yan tarafý kendine dönük adamý görünce, hiç tereddütsüz, ‘’Feride’mi vuran alçak adam bu’’ demiþ kendi kendine. Daha o saniyeden itibaren Feridun, adamýn üstüne doðru koþarak, adama açýktan ateþ etmeye baþlamýþ. Feridun, adamýn yanýna vardýðýnda, adamýn, yol kenarýndaki sokaðý aydýnlatan direðin lambasýndan gelen ýþýðýn altýnda, kanlar içindeki cesedini görmüþ. Hemen arkasýndan bana gelmek için, bakkalýn hemen yanýndaki bahçeye açýlan tahtadan yapýlmýþ eðreti kapýya doðru yöneldiðinde, karnýndan vurulmuþ olduðunu fark etmiþ Feridun. Yine de vurulmuþ olduðuna aldýrýþ etmeksizin benim yanýma gelmiþ, beni kucaðýna alýp bakkalýn önüne çýkmýþ. Bu esnada tüm kasabalýlar bakkalýn önünde birikmiþ durumdaymýþ.

—Feridun’un, yaþadýðý þokla kilitlenen beyninin bilinçaltýndan gelen bu davranýþýndaki hareketlerinin sebebini, þimdi çok daha iyi anlýyordum. O zaman ise O’nu, böylesine çýldýrtan olaydan, bana ne kadar çok ve derinden baðlý olduðunu sadece duygularýmla hissedebilmiþtim.

__Ben, bir hafta kadar sonra hastaneden taburcu edilmiþ ve evimize gelmiþtim.
Sevgilim Feridun’sa üç hafta kadar hastanede yattýktan sonra, hapishaneye götürülmüþtü. O da, ayný olayda ayaðýndan ve kasýðýndan yaralanmýþ olan Bakkal Necip Beyle birlikte, ruhsatsýz tabanca kullanmaktan 5 ay kadar hapis yattýktan sonra, çýkarýldýðý 5. mahkemede, tam teþekküllü nefsi müdafaa nedeniyle serbest býrakýldýlar. Tabi bu esnada, mahkeme sürecinde, Feridun’la yaþadýðým aþkta yeterince meþruluk kazanmýþtý.(...)
_______BÝTTÝ________
Öykü yazarý:Ferudun Ergan
15-eylül-2008



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ekmekçi Kýz

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Bir Kýrlangýç Oynaþýr Gözlerinde [Þiir]
Resminde [Þiir]
Büyülü Pencere [Þiir]


Ferudun Ergan kimdir?

Aþka-sevgiye dair öykü ve þiirlerinde.

Etkilendiði Yazarlar:
Yaþar Kemal,Cengiz Aytmatov,Orhan Veli,Ahmet Arif


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ferudun Ergan, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.