Prof. Dr. Yusuf HALAÇOÐLU: "1990 yýlýnda uluslar arasý alanda Ermeni iddialarýyla ilgili olarak yaptýðýmýz tarih kongresi için Ermeni tezini savunan tarihçileri de Ankara'ya davet ettik. Bu çaðrýya sadece soykýrým olmadýðýný söyleyen Justin McCarthy, Sunfursio gibi tarihçiler cevap verdi. Ermeni tezini savunan ve dünyadaki Ermenleri örgütleyen tarihçilerden Maraþlýyan kongreye katýldý. O da konuþmasýnda ‘Türkler þunu öldürdü’ gibi bir iddiada bulunmadý. Biz bu konuda özgür olduklarýný, istediklerini söyleyebileceklerini, Türk bilim adamlarýnýn cevap vereceðini bildirmiþtik. Vualisyan, Dadriyan, Jean-Paul Rounch, Anthony Briyer gibi Ermeni tezini savunan tarihçiler davetimize cevap bile vermedi."




Taha AKYOL: "Medyanýn, sivil toplum örgütlerinin katýlmasýyla, hükümetin, Dýþiþlerinin çaðrýsýyla, üniversitelere çaðrý yapýlarak daha dikkat çekici bir panel düzenlense ve Ermeni tezini savunanlar çaðrýlsa."

Prof. Dr. HALAÇOÐLU: "Böyle bir paneli organize ediyoruz. Daha özgür bir ortamýn saðlanmasý amacýyla Bilkent Üniversitesinde düzenleyeceðimiz bir panel olacak. Güz aylarýnda düzenlenecek panele, Ermeni tezini savunanlarý da davet edeceðiz."

T. AKYOL: "Osmanlý arþivlerinin kapalý olduklarýný söylüyorlar. Türkiye'deki arþivlerin bir kýsmý açýk, bir kýsmý kapalý mý?"

Prof. Dr. HALAÇOÐLU: "Bazý televizyon programlarýnda bazý bilim adamlarý çýkarak Osmanlý arþivlerinin bir kýsmýnýn kapalý olduðunu söylüyorlar. Bunu söyleyenler arþivlere uðramamýþlardýr. 1920 tarihinden itibaren Osmanlý arþivlerine yabancýlar girmeye baþlýyor. O dönemde bu izinler Bakanlar Kurulu kararýyla veriliyor. 2001 yýlýna girdiðimizde Osmanlý arþivlerine giren ve araþtýrma yapan tarihçilerin net sayýsý 3040'týr. Yabancý bilim adamlarý son üç yýlda 549 konuda araþtýrma yapmýþlardýr.

"Osmanlý Belgelerinde Ermeniler, Þinasi Ören baþkanlýðýndaki bir heyetin Ermeniler ile ilgili olarak Osmanlý arþivlerindeki belgeleri doküman olarak yayýnladýklarý 39 ciltlik bir seridir. Bu serinin mikrofilmleri Amerika dahil bütün ülkelere gönderilmiþtir. Yýldýz Tasnif Evrakýna baðlý olan Emniyeti Umumiye, Þifre Kalemi gibi bir takým belgeler de toparlanmaya çalýþýlmýþ ancak 1896 yýlýna kadar olan bölüm tamamlandýktan sonra devam edilmemiþtir.

"Ermeni iddialarý konusunda Osmanlý arþivlerinin tamamý açýktýr. Sadece Askeri Tarih Araþtýrmalarý arþivi dediðimiz, Genelkurmay Baþkanlýðýna baðlý arþivde tasnif çalýþmalarý olduðu için kapalýdýr. Ancak bu konuyla ilgili en çok belge Osmanlý arþivinde mevcuttur."

T. AKYOL: "Ben Ermeni tezlerini savunan bir tarihçi olsam ve Genelkurmay Baþkanlýðýndan bu dönemdeki askeri tarih arþivini incelemek istediðimi söylesem arþive girebilir miyim?"

Prof. Dr. HALAÇOÐLU: "Þu an ben bile araþtýrma için giremem. Çünkü tasnif edilmeyen belgeler sunulamýyor. Tasnifi yapýlmamýþ yani numara verilmemiþ belgeleri sunmak mümkün deðil. Sunulmasý durumunda araþtýrmanýzda kullandýðýnýz belgeyi referans olarak gösteremezsiniz."

T. AKYOL: "Arþivler konusunda çaðdaþ bir tasnif standardý kullanmada gecikmiþ olmamýz bazý arþiv belgelerini incelememizi engelliyor. Bu da bizim aleyhimizde kullanýlýyor."

Prof. Dr. HALAÇOÐLU: "1988 yýlýna kadar bu tabi ki büyük bir sýkýntýydý. Ancak bu tarihten sonra devletin son derecede ciddi bir çalýþmasý oldu. Osmanlý arþivinde o döneme kadar 1,52 milyon belge tasnif edilmiþti. Þu anda ise 50 milyon belge tasnif edilmiþ durumda. Özellikle Ermeniler ve önemli dönemlere ait evraklarýn tasnifi hýzla yapýlmýþtýr.

"Arþivin hazýrladýðý yayýnlar vardýr ve bu yayýnlarda herhangi bir yoruma gidilmemiþ, doðrudan doðruya belgeler ortaya konulmuþtur. Sn.Bilal Þimþir, Ýngiliz arþivlerinden elde edilen belgeleri 4 cilt halinde yayýnlamýþtýr. Yine Osmanlý arþivinden çýkardýðý belgelerle Kafkasya Bölgesindeki mezalimi anlatan 4 ciltlik bir eser yayýnladý. Rus arþivine ait bazý belgeleri de yeni getirdik. Bu belgelerin 1912 yýlýna kadar olan kýsmý tercüme edildi. 1. Dünya Savaþý ve Kurtuluþ Savaþý dönemlerine ait Rus arþivleri de þu anda tercüme edilmektedir.

"Hilmar Kayzen adýnda bir Alman, çeþitli dönemlerde Osmanlý arþivinde 10'a yakýn araþtýrma yapmýþtýr. Bu kiþi Avrupa'da þu an Ermeni meselesini en çok savunan kiþilerden biridir. Örneðin Çukurova Tarihi (1870-1924) ve Ermeni Katliamlarý adlý kitabýnda bundan bahsediyor. Sözde Ermeni soykýrýmý ile ilgili araþtýrma yapýlýyor diye Osmanlý arþivlerinin açýlmamasý gibi bir durum söz konusu deðil. Ara Sorafyan'a 3000 civarýnda, Kayzen'e 5974 adet belge verilmiþtir. Onlar meseleyi siyasi olarak deðerlendiriyorlar."

T. AKYOL: "Tehcir meselesi genel olarak biliniyor. Ermeniler Ruslarla iþbirliði yaptýklarý için Osmanlý hükümeti onlarý, Ruslarla iþbirliði yapabilecekleri Doðu Anadolu Bölgesinden Suriye'ye gönderilmesi amacýyla tehcir yani göç ettirme kararý aldý. O sýrada da büyük çapta çatýþmalar yaþandý ve iki taraftan kitle halinde ölümler meydana geldi."

Prof. Dr. HALAÇOÐLU: "Tehcir Yasasý 26 Mayýs 1915 tarihi itibarýyla alýnan bir karardýr. Ermeni Soykýrýmý olarak kutlanan gün ise 24 Nisan 1915'tir. Bunun sebebi 24 Nisan'da Ýstanbul'da elebaþý konumundaki Ermenilerden 2345 kiþi tevkif edilmiþtir. Bununla Ermeni hareketinin beli kýrýlmýþtýr. Ermeniler bu olaydan dolayý 24 Nisan gününü kutlama günü yapmýþlardýr. Ancak bu tarihten önce de çatýþmalar meydana gelmiþtir. Kafkaslarda bulunan Türk ordularýna karþýlýk olarak Ermeniler savunmasýz yerleri basmýþlar, halk da misilleme yaparak karþý harekette bulunmuþtur. Ermeniler kendi yayýnladýklarý gazete veya dergilerde bu olaylarda Türkleri nasýl kestiklerini anlatmýþlardýr.

"Rusya, Ýngiltere, Fransa ve Almanya'nýn Osmanlý Devleti'ne dikte ettirdikleri ve 8 Þubat 1914'te kabul ettirdikleri bir Islahat Anlaþmasý vardýr. Bu anlaþmayla Ermeni vilayeti olarak adlandýrýlan yerlerde bir otonom Ermenistan kurulmak istenmiþtir. Osmanlý Devleti, Batýlýlarýn teklif ettiði kiþileri bu bölgelere vali atayarak otonom Ermenistan kurulmasýný kabul etmek zorunda kalmýþtýr. Ayrýca bu bölgede Ermenice resmi dil olarak kabul edilmiþtir. Aslýnda Tehcir Yasasýnýn bir kýsmý da bu anlaþmaya dayanmaktadýr. Osmanlý Devleti, 1. Dünya Savaþý sonrasýnda bölgedeki Ermenilerin tekrar baþýna bela olmamasý için bu bölgeden uzaklaþtýrmak istemiþtir. Enver Paþa'nýn teklifi ile 27 Mayýs 1915 yýlýnda alýnan karar ile bölgede zararlý olan Ermeniler Doðu Anadolu'dan Suriye'ye gönderilmiþtir. Ermeni kafileleri yola çýktýðýnda Osmanlý Devleti tarafýndan zaptiye ve koruma verilmeyenleri halkýn saldýrýsýna uðramýþtýr. Bütün Anadolu'da tehcire uðrayan Ermenilerin net sayýsý 438.758'dir. Vilayetlere göre rakamlar Osmanlý arþivlerinde yer almaktadýr. 382.148 kiþi iskan bölgelerine varmýþtýr. Arada 56.610 kiþilik bir fark vardýr. Bunlardan 500'ü Erzurum-Erzincan arasýda eþkýya gruplarý tarafýndan öldürülmüþtür. 2000 civarýnda kiþi, Urfa'dan Halep'e giden yol üzerinde Meskene'de Urban eþkýyalarý tarafýndan katledilmiþtir. 2000 kiþi de Mardin'de eþkýya tarafýndan öldürülmüþtür. Dersim bölgesinden geçen kafilelere bölge halkýnýn saldýrýlarý sonucunda yaklaþýk 5-6 bin kiþi öldürülmüþtür. Ancak bunun kesin rakamlarý Osmanlý arþivlerinde yer almamaktadýr. Toplam 9-10 bin kiþinin ötmüþ olduðu diðer verilerden tespit edilmektedir."

T. AKYOL: "Burada aþaðý yukarý 500 bin Ermeni'den bahsettiniz. Oysa Osmanlý istatistiklerine göre 1.4 milyon Ermeni nüfusu var. Geri kalanlara ne oldu?"

Prof. Dr. HALAÇOÐLU: "Tehcir edilen 458 bin kiþinin dýþýnda Kafkasya'ya, Ýran'a, ABD'ye, Fransa'ya giden Ermeniler var. Osmanlý arþivlerindeki Ermenice mektuplarda ABD'de 100 bin civarýnda Ermeni'nin olduðu söyleniyor. Ermeni Delegasyonu Baþkaný Mubar Paþa Fransýz Dýþiþleri Bakanýna gönderdiði mektupta Kafkasya'ya 250 bin, Iran'a 40 bin Ermeni'nin sürgün edildiðini söylemektedir. Mubar Paþa kurulacak muhtemel Ermenistan'ýn da cumhurbaþkaný olacaktý. Onun verdiði rakamlarla Osmanlý arþivindeki rakamlar birbirini tutmaktadýr."

T. AKYOL: "Peki bu bilgiler Maraþlýyan gibi Ermeni tezini savunan tarihçilere aktarýldý mý?"

Prof. Dr. HALAÇOÐLU: "Hayýr çünkü bu rakamlar ilk defa söyleniyor. Bu rakamlarla yakýnda yayýnlanacak"

T. AKYOL: "Morgenthau'nun anýlarý Türkiye aleyhine Ermeni yanlýsý tarihçiler tarafýndan çok kullanýlýyor. Bu kiþi, 1913-1916 yýllarý arasýnda Ýstanbul'da ABD Büyükelçiliði yapmýþ. Anýlarýnda Türklerin Ermenileri katlettiðini söylüyor."

Prof. Dr. HALAÇOÐLU: "Morgenthau, 1915 Ekim'ine kadar herhangi bir þekilde Ermenilerin soykýrýma tutulduðuna dair bir iddia içerisinde deðil. 1918'de yayýnladýðý hatýralarýndaki ifadelerle ABD'ye gönderdiði raporlar birbirinden farklýlýk gösteriyor. Nitekim bununla ilgili olarak E.Lorry, Büyükelçi Morgenthau'nun Öyküsünün Perde Arkasý isimli bir kitap yayýnladý. Amerikalý bir tarihçi olan E.Lorry þu anda Bilkent Üniversitesinde çalýþýyor. 1990 yýlýnda Ýngilizce olarak yayýnlanan bu kitap, 1995'te yine kendi çevirisiyle Türkçe olarak yayýnlandý. Lorry, Morgenthau ABD'ye gönderdiði dokümanlarý hatýralarý ile karþýlaþtýrmýþ.

"Baþkan Wilson, ABD'nin 1. Dünya Savaþýna katýlýmý için kamuoyu oluþturulmasý amacýyla bir kitap yayýnlanmasýný istiyor. Morgenthau'nun hatýralarý ABD Dýþiþleri Bakaný ve bir gazeteci tarafýndan hazýrlanýyor. Bu kitap, ABD'ye gönderilen dokümanlarýn dýþýnda abartýlarak ve farklýlaþtýrýlarak hazýrlanmýþtýr. Ancak Ermeniler, soykýrým iddialarýyla ilgili olarak hazýrladýklarý bütün yayýnlarda bu kitaptan yararlanýyorlar. Bu hatýrattan yararlananlar, Lord Brist, Alfred Toyomby ve Alman Papazý Lepsiyus. Lord Brist'in raporlarý adýyla Ýngilizce yayýnlanan kitap ayný zamanda Mavi Kitap'ýn temelini teþkil ediyor."

T. AKYOL: "Bu hatýratlar doðru deðil, deðil mi?"

Prof. Dr. HALAÇOÐLU: "Osmanlý belgelerinde çok ilginç bilgiler var bununla ilgili. Ancak ABD Temsilciler Meclisi Kütüphanesindeki belgelerle karþýlaþtýrmak ve doðrulamak gerekir. Osmanlý arþiv belgelerinde tehcirin tam içinde bulunan ABD konsoloslarýnýn raporlarý var. Morgenthau'a gönderilen raporlar, Osmanlý istihbaratý tarafýndan incelenmiþ, kopya edilmiþ ve tekrar gönderilmiþ. Örneðin Mersin konsolosu Edward Natan, tehcir büyük sýkýntýlara

raðmen baþarýlý gittiðine, devletin bütün göçmenlere tren bileti ve yiyecek verdiðine dair bir rapor gönderiyor. Ancak Morgenthau kitabýnda bunun gibi raporlardan bahsetmiyor."

T. AKYOL: "Bu anýlarýn gerçeði yansýtmadýðýný ve amaçlý olarak Türk aleyhtarý duygularla kaleme alýndýðýný ortaya koyan da Amerikalý bir tarihçi olan Lorry. Morgenthau'un hatýralarýnda yazdýklarý ile Büyükelçi sýfatýyla gönderdiði raporlar arasýnda çeliþki var mý?"

Prof. Dr. HALAÇOÐLU: "Raporlar ve anýlarý birbirini tutmuyor. Lorry, bunu incelememiþ ve karþýlaþtýrmýþtýr. Tamamen yanlýþ, duygusallýklarla, ABD'nin o dönemki Avrupa üzerindeki çýkar iliþkileri üzerine yazýlmýþ bir kitaptýr.

T. AKYOL: "Fransa ile meydana gelen Adana olaylarýnýn nedeni nedir?"

Prof. Dr. HALAÇOÐLU: "Osmanlý Devleti üzerindeki Þark meselesi konusu siyasi ve ticari çýkar iliþkileri nedeniyle Rusya ve Ingiltere'nin yanýna Fransa'yý da ilgilendiriyordu. Fransa, Adana-Antep bölgelerini siyasi bölgesi olarak görüyor. Bu çerçeve içerisinde 1856 yýlýndan itibaren özellikle Zeytun Ermenilerini desteklemeye baþlýyorlar. Ceyhan tabularýna göre Ermeniler, ABD ve Fransa gibi ülkelerden mali yardým alarak Adana'nýn Sarýçam bölgesinde 800 bin dönüm arazi satýn aldý. Ermenilerin elindeki bu kiþiye ait mülklere el konulamayacaðý için zamanla bir Ermenistan halinde teþkilatlandýrýlmak isteniyor. Ancak 2. Abdülhamit bu arazileri devletleþtiriyor. Fransýzlar buradaki Ermenileri kullanarak büyük katliamlarýn yapýlmasýný saðlýyorlar. Bu türden katliamlara kendi arþivlerinde de rastlanýyor."

T. AKYOL: "Türkiye tezlerini savunan Bernard Lewis, Standford Show gibi tarihçiler þimdi sustular."

Prof. Dr. HALAÇOÐLU: "Zor duruma düþtükleri dönemlerde biz onlarý desteklemedik. Özellikle yurtdýþýnda ilim adýna sizi destekleyen insanlarý yalnýz býrakmamak gerekir. Onlar bunu, Türkiye'ye hizmet etmek amacýyla deðil, tarihi gerçekler adýna yapmýþlardýr."

(Bu ropörtaj CNNTÜRK televizyonundan aynen alýnmýþtýr.)


* BU KONU HAKKINDA DÝÐER BÝR YAZI...

AYDINLARIN(!), ARPALIKLARI…

Yýl deðil, hattâ ay deðil hafta deðil, gün geçmiyor yeni bir ulusal ya da uluslararasý bir açmazla karþý karþýya býrakýlmayalým. Ermenistan adlý komþu ülke ile iliþkileri normalleþtirme yönünde özveride bulunarak ilk adýmlarý atalým dedik, içten ve dýþtan kaþýklar kepçeler baþladý karýþtýrmaya tarih-coðrafya-din kazanlarýný ve yepyeni bir kýþkýrtma ateþ topu oluþturuldu.

Bu 'aydýn' sýfatýný kim verdi bu bozguncu kiþilere? Kim oluyor bunlar da olmayan bir þey için Türk halký adýna iþgüzarlýk edip baskýn bezirgândan 'özür dilemeye' kalkýyor?. Kim verdi bu zavallý zevata bu cesareti bu cüreti göstermeye?

Ýþte o lobici imzacýlardan bazýlarý ve AB'den aldýklarý avantalar:

Prof. Dr. Ahmet Ýnsel HYD 107,414,- Avro
Prof. Dr. Ýbrahim Kaboðlu ÇYDD 193,548,73 Avro
Mine Kýrýkkanat Gazeteci Yazar 70,000,- Avro
Prof. Dr. Atilla Yayla LDD 449,620,40 Avro
Þerafettin Elçi HYD 107,414,- Avro

Ertuðrul Kürkçü ÝPS Ýletiþim Vakfý 809,760,- Avro
Prof. Dr. Halil Berktay HYD 107,414,- Avro
Etyen Mahçupyan Ekon. ve Topl. Tarih V. 1,032,921,35 Avro
Mehmet Ali Birand HYD 107,414,- Avro
Adalet Aðaoðlu HYD 107,414,- Avro
MAZLUMDER 81,735,15 Avro
Murat Belge HYD 107,414,- Avro
Ermeni diasporasýna (kopuntusuna), Ermenistan'ýn, 'Misak-ý Milli' sýnýrlarýný parçalayacak hayallere hizmet edenlere 'tescilli Türk' damgasý vurma çabasý var... Ermeni kopuntusundan yana olan ihanet desteðini Türk olmanýn üzerine yýkmaya çalýþmakla belki de lobici imzacý-lardan fazla Türkiye'ye zarar verdiklerini anlayamýyorlar!

Sözde aydýn bu imzacýlar asýl Türkiye'den ve Türklerden özür dilemeliler, kafalarýnýn karýþýk olmasý yüzünden yok yere bizleri hedef tahtasý haline getirdikleri için. Ellerine kýna mý yakarlar yoksa mum mu kendilerinin bileceði bir þey. Milletimizin onuruyla, kiþiliðiyle, barýþçý yaklaþýmýyla, dünya kültürüne örnekliðiyle daha fazla oynanmamalýdýr…

Ýstanbul'da sadece bir Ermeni öldürüldü diye yürüyüþ yapýldý, "Hepimiz Ermeniyiz!.." diye naralar atýldý. Ama hiç bir insan kalkýp ta Azerbaycan'da Ermenilerin masum insanlara iþkence ederek öldürdükleri için yürüyüþ yapmadý, "Hepimiz Azeriyiz, Türküz" diye, býrakýn baðýrmayý, kimse seslenmedi bile… Yazýklar olsun!..

Mehmet Ali Sulutaþ, araþtýrmacý, yazar, çevirmen
Soroslu deðil Toroslu / 22.12.2008 Kuþluk vakti