Gerçek sanat, gizlenmesini bilen sanattýr. -Anatole France |
|
||||||||||
|
Ýnsan idrak edip farkýna ve deðerlendirmesine varabildiði soyut ve somut tüm sanatsal formlarla ilk defa çocukluðunda karþýlaþmaktadýr. Hayalgücünün en yüksek kulelerine ulaþýlan bu çaðda, karþýlaþýlan sanat formlarý çocuðun beðenisini kazanýrsa, karakter inþaasýnda önemli bir yer edinecekleri muhakkak. Çocuðunuzun ilk defa nasýl bir sanatsal formla karþýlaþmasýný isterdiniz? Bunun o kadar önemli bir þey olmadýðýný mý düþünüyorsunuz? Yanýlýyor olabilirmisiniz? Bir barbie çizgi filminin, Walt Disney yapýmýnýn yada DC Comics çizgiromanýnýn çocuðunuzun sanatsal idrakýnda ki ilk örnekler olmasýndan rahatsýz deðil misiniz? Buna ben iki objektif cevapla yanýt vereyim: 1. Bunun o kadar önemli olduðunu zannetmiyorum. Globalleþen dünya da çocuðumun neyi o kadar okuyarak veya seyrederek büyüdüðü önemli deðil. Yeter ki okusun ve öðrensin. Hem sonra, Amerikan yayýncýlýðý sansür kurullarýndan geçen bir sanat formu, çocuðum içinde yeterince iyi ve kabul edilirdir de muhakkak. 2. Býrak Allah aþkýna ... Kim uðraþýr þimdi bunlarla, kerata da biz nasýl büyüdüysek öyle büyüyecek. Biz, Zagor okuduk da bize bir þey mi oldu? Hem Türk çizgi romancýlýðý çok mu saðlýklýydý çocuklar için? Karaoðlan ve Tarkan milliyetçi söylemleri ve kanlý sahneleriyle ve kadýnlarý cinsel bir meta gibi göstermeleriyle bir Conan dan daha mý masum? Türk çizgi romancýlýðý bize ne verdi? Hem artýk çizgiroman da okuyan yok, geçmiþ olsun. Birde benim subjektif cevabým: Türk Çizgi romancýlýðý kültür dünyasýnda bize ait bir iz býrakmýþtýr. Bu iz belki çok takdir görmemiþ ve talep yetersizliði sebebiyle baþarýsýz olup kaybolmuþtur ama sonuçta yabancý kültür istilasýna karþý bir alternatif sunmuþtur topluma ve bu da çok önemli bir hizmettir. Bu milli çizginin sonlanmasýyla tamamen yabancý (Ýtalyan ve Amerikan aðýrlýklý) bir kültür emperyalizminin hiç deðilse bu sahada tamamen etkisi altýna girdiðimizi söyleyebiliriz. Yani çizgi roman sanatý farkýndalýðý ülkemizde tam bir asimilasyon altýndadýr. Peki Ýtalyanlar veya Amerikalýlar bizim çizerlerimizin emeðinin yansýmalarýndan haberdarlar mý? Deðiller. Bu durumdan rahatsýz olmayalým mý? Eðer Türkiye de tutmasa bile bazý çizgi romanlarýmýz yurt dýþýnda tanýnmýþ ve hayatta olsalardý global bir paylaþýmdan ve kültür kardeþliðinden bahsedebilirdik. Fakat ne yazýk ki bu bir asimilasyondur. Örümcek Adam veya Ken Parker'ýn selamladýðý Amerikan bayraðýdýr ve Türk çocuklarý bu selamlamayý olaðanlaþtýrmaktadýrlar hafýzalarýnda, onlarýn kültürlerini öðrenip kendi kültürlerini "Alaturka, hýh" diyerek kötülemektedirler. Amerikayý suçlamýyorum, aksine takdir ediyorum. Onlar kendi halklarýnýn kültürlerini çok verimli bir þekilde dünyaya yayarak kendilerine ve doðal bir sonuçla ürünlerine bir sempati oluþturmaktadýrlar ve yeni ihraç pazarlarýný ilk önce genç çocuklarýn beyinlerinde açmaktadýrlar. Oldukça baþarýlýdýrlar. Ýtalyanlar tamamen farklý bir hikayedirler. Dünyaya kendi milli sanat formlarýyla yüzyýllardýr hitab eden Ýtalyanlar, genç nesillere ulaþmak için Amerikan tarihini ve karakterlerini kullanmýþlardýr. Sinema dünyasýnda gözlemlenen Ýtalyan yapýmý vahþi batý filmleri Spagetti Western olarak tanýmlanýr. Çocukluðumuzda önemli yer edinmiþ Tommiks, Teksas, Swing ve gençliðimizin vazgeçilmezi Mister No, Ken Parker, Nathan Never kaðýt üzerinde Amerika da maceradan maceraya koþan Amerikan karakterleridir fakat gerçekte Ýtalyan çizgi roman ustalarýnýn divitlerinden hayat bulmuþ ve onlarýn yayýnevlerinden yayýnlanmýþlardýr. Ýtalyanlar da takdir edilesidirler, kültürlerini "Ýtalya" olarak sunamasalarda "Ýtalyan" olarak sunmuþlar, canlý ve güçlü bir sanat formu olarak global gençlikte çok beðenilen bir iz býrakmýþlardýr. Peki ya biz? Bizim artýk gazetelerimizde dahi Türk Çizgi Roman bantlarý kalmadý. Bu sektör tamamen Amerikan ve Ýtalyan yayýnevlerinin elinde tam bir iþgal veya daha kibarca asimilasyon mevcut. Tek temsilciler, haftalýk mizah dergileri ve bu dergiler de eski baþarýlý çizgilerinden çok uzaklar. Ülke gençliðinin tümüne ulaþmaktansa her dergi kendi küçük ideolojik gurubuna ulaþmak kaygýsýnda, hiçbiri eski bir Gýrgýr deðil ve hiçbirinin "ulaþma" adýna bir gayreti yok. Ben uzun yýllar batý kültürüyle büyütülmüþ ve öðreniminin önemli bir bölümünü yurtdýþýnda yapmýþ biri olarak, bu durumdan rahatsýzým çünkü kendi deðerlerini ortaya koyamayan bir nesil ya o deðerleri içselleþtirmiyordur, beðenmiyordur veya karþý fikir kendini o nesile daha güçlü ve daha kabul edilebilir bir þekilde sunabilmektedir. Daha da kötüsü karþý kültürlerin bunu baþarmakta ki sýrrý, gençlere ulaþmaktaki isteklerinin bizim kültürümüzün temsilcilerinden daha fazla olmasýdýr ve bu gerçekten moral bozucudur. Çok mu önemsiz sizce bu asimilasyon? Düþünün, sadece çizgi roman deðil elbette asimile edilmiþ kültürel farkýndalýðýnýz. Elbette ki, daha bir çok farklý sanat formunda ya milli bir alternatifsizlikten veya o alternatifin eriþiminin baþarýsýzlýðýndan dolayý kültürel olarak asimile edilmiþ durumdayýz. Fakat bu sanat formu, Çizgi roman, sizlerin ve çocuklarýnýzýn sanatla ilk temasý olduðu için çok önemli. Çocuklarýmýzý hýzla geliþen dünyaya adapte edebilmek adýna onlara neleri verdiðimizi iyi düþünelim. Size bir çizgi romanda ki örneði vermek istiyorum. Çocukluðumda okuduðum bir Superman macerasýydý. Bir bilim adamý nükleer bir savaþta insan neslini radyoaktif tehlike karþýsýnda nasýl koruyacaðýnýn üzerine çalýþýrken hamam böceklerinin nükleer serpintilerden etkilenmediðini gözlemleyerek bir grup insaný denek olarak kullanmýþtý. Ulvi olarak düþündüðü amacý uðruna genetik yapýlarýný deðiþtirerek onlarý dev hamam böceklerine çevirmiþti. Sonuçta bu böceklerin etrafa yaptýklarý tahribatý önlemek de Superman'e düþmüþtü. Superman'de bu bilim adamýna maceranýn sonunda "insan olmaktan çýkýnca kurtarýlacak insanlýðýn kalmayacaðý" gerçeðini anlattýðý bir diyaloðu vardý. Çok abartýlý bir örnek olabilir. Sonuçta ben de batý kültüründen ayrý bir þekilde sanatsal ihtiyaçlarýmý tatmin edemeyecek noktadayým. Bu kadar geniþ bir kültürün yanýnda, "cýlýz" olarak tanýdýðým, kendini yeterince geliþtirememiþ ve örnekleri az olan doðu kültürünün yetersizlikleri karþýsýnda ihtiyaçlarýmý batýnýn engin kültüründen tamamlýyorum ama bu durumda bir yanlýþlýk ve dengesizlik görüyorum ve onu da sizinle paylaþmak istedim.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Ruþen Sel, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |